2 Aralık 2019 Pazartesi

EGD-Temiz enerji-temiz kentler-11.ısınma Kurultayı-Yılmaz parlar

Sıfır Karbona Doğru

Şaşırtıcı bir şekilde, pek çok insan var ki, açıkça karbon ayak izinin yeni bir şey olduğunu düşünüyor. Açıkça görüldüğü üzere, onlarca yıldan beri var olduğunun farkında değiller…

Dünyanın önde gelen çevre ve kalkınma kuruluşlarından bazılarının bu zorlayıcı bilgilendirici raporu, küresel ısınmanın insanların yaşamını, özellikle gelişmekte olan ülkelerde yaşayanları nasıl etkilediğine ve Binyıl Kalkınma Hedeflerine ulaşılmasını nasıl tehdit edebileceğine ilişkin kaygılarını ifade ediyor. 



Artık insan yapımı iklim değişikliğinin gerçek olduğunu ve gezegene ve sakinlerine büyük bir tehdit oluşturduğu, güncel verilerin, 2ºC üzerinde bir ortalama sıcaklık artışının altında kalma şansı olması için 2050 yılına kadar en az % 80 oranında gelişmiş ülkelerde sera gazı emisyonlarının azaltılması gerektiği ortadadır.    


İklim değişikliğinin azaltılması ve hedeflerin ele alınmasının anahtarı farkındalığı artırmak için Başkanlığını Celal Toprak’ın yaptığı Ekonomi Gazetecileri Derneği (EGD) medya olarak üzerine düşen görevle 11. Isınma Kurultayını yaptı.  


Küresel ısınmaya ilişkin ulusal ve uluslararası araştırma verilerinden yola çıkarak, genel çevre hedefleri için sağlam farkındalık ve destek, küresel ısınma konusunda farkındalık, “Temiz Şehirler” koalisyonların olmasına anahtarlık ediyor. 

Küresel ısınmanın dünya genelinde endişe yaratmasına rağmen, duyarlılık için soluksuz topluma sorumluluk projesi adına çalışmalarını sürdürüyor. Tüm öğeleri bir çatı altında topluyor.
Ekonomi Gazetecileri Derneği’nin (EGD) 29 Kasım 2019 Cuma günü İzmir Alsancak’ta bulunan Tarihi Havagazı Fabrikası Kültür Merkezi’nde “Temiz Enerji Temiz Kentler” konulu  11’inci Küresel Isınma Kurultayı’nı gerçekleştirdi.


Ekonomi Gazetecileri Derneği (EGD) Başkanı ve TGRT Haber Ekonomi Haberleri Müdürü Celal Toprak özetle "Burada temel hedefimiz; farklı kesimleri bir araya getirip bu konu hakkındaki görüşlerini birbirlerine aktarmalarını sağlamak. Bunun içinde medya, iş dünyası ve yerel yönetimler var. Bugün geldiğimiz nokta itibariyle baktığımızda iklim değişikliği konusunda bir bilinç oluşmaya başladı " sözlerinden sonra  Kurultay’ın açılışı için İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’ı kürsüye davet etdi.


İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, "İklim değişikliği ve doğal afetlerden en çok etkilenecek şehirlerden birisi İzmir. Ancak İzmir, seragazı emisyonunu 2030 yılına kadar yüzde 40 oranında azaltacak" dedi. 


Başkan Soyer, temiz bir gelecek ve temiz bir İzmir için, güneş enerjisinden elektrik üretimini artırmanın kendileri için bir öncelik olduğunu ve  "2020 yılına kadar seragazı emisyonunu yüzde 20 oranında azaltma taahhüdümüzü, İklim ve Enerji İçin Başkanlar Sözleşmesi ile 2030 yılına kadar yüzde 40 oranında azaltacak şekilde yeniledik. ESHOT'un Buca'daki atölye binalarında, bu otobüslerin elektrik ihtiyacını karşılamak için güneş enerjisi santrali kurduk. 'İzmir'i demir ağlarla örüyoruz' dememizin en temel nedeni de bu. Sağlıklı, güvenilir ve daha temiz bir ulaşım sistemini İzmir'de hakim kılıyoruz" açıklamalarında bulundu.

Küresel Isınma Kurultay Komitesi adına Ali Haydar Bozkurt ve EBSO Başkanı Ender Yorgancılar görüş bildirdiler.

Temiz Enerji Temiz Kentler başlığı ile yapılan Küresel Isınma Kurultayı’nın ilk oturumunda Mehmet Aktaş’ın (Yaşar Holding Yönetim Kurulu üyesi - İcra Başkanı) moderatörlüğünde gazeteciler konuşmalarını yaptı.



Programın ikinci oturumunda, İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkan Yardımcısı ve EGD İzmir Temsilcisi Dilek Gappi'nin moderatörlüğünde ekonomi dünyası görüşlerini açıkladı.

Toplantının son oturumu Moderatörü Celal Toprak soru cevap şeklinde hiperaktif bir panel yönetdi. Urla Belediye Başkanı Burak Oğuz, Karşıyaka Belediye Başkanı Cemil Tugay, EGD Yüksek İstişare Kurulu üyesi Servet Yıldırım ve Prof. Dr. Şevkinaz Gümüşoğlu katılımıyla yerel yönetimin bakışı değerlendirildi. 

Urla Belediye Başkanı Burak Oğuz “Biyoev Projesiyle” Türkiye’ye örnek olmaya hazırlanıyoruz” dedi


Başkan Oğuz “Urla, tarihi ve doğası ile Türkiye’nin gözde ilçelerinden biri. Konumu, yenilenebilir enerji için çok elverişli. İlçemiz, hem Güneş hem de Rüzgâr enerjisiyle, temiz enerji üretiminde yüksek bir potansiyele sahip. Bölgemizde yenilenebilir enerji üretimi yapılıyor. Yenilenebilir enerji üretimlerini hayata geçirirken doğanın, ekosistemin ve habitatın zarar görmemesi adına çalışmaları titizlikle takip ediyoruz”şeklinde özetledi.


Karşıyaka Belediye Başkanı Cemil Tugay İlçelerinde yaptığı projeleri anlatdı. Yeşil temiz bir Karşıyaka yaratma yolunda çalışmalarını sürdürdüklerini dile getirdi.


Başkanlığını Murat Kalsın’ın yaptığı merkezi İstanbul’da bulunan Enerji verimliği Yönetim Kurul üyesi Berna Meriç ile yaptığımız söyleşide çalışmaları hakkında sorumuza amaclarının enerjinin etkin ve verimli kullanılabilmesi için farkındalık oluşturmak, ayrıca bilimsel ve teknik araştırmalar yaptırmak ve sonuçlarını kamu kuruluşları ve vatandaşlar ile paylaşarak verimliliği arttırmak, dünyanın en büyük 10 ekonomisi olma yolunda ilerleyen ülkemizde, enerji verimliliği bilincini bütün topluma kazandırmış lider bir sivil toplum kuruluşu olmak olduğunu söyledi.


klim değişikliği içinde  “Bilindiği üzere iklim değişikliğini tetikleyen en büyük etken, enerjinin üretim ve tüketim aşamalarında atmosfere salınan sera gazlarıdır. Oysa enerji verimliliği, “en çevreci ve ucuz kaynak enerji kaynağıdır.. Dernek olarak tüm çalışmalarımızı, ülkemiz ve dünyamızın geleceğini korumak, daha temiz, çevreci ve yerli enerjiyi kullanmayı sağlamak vizyonuyla sürdürüyoruz.”şeklinde paylaştı

Kurultay ödül töreniyle son buldu.

yilmazparlar@yahoo.com



10.Bogaziçi zirvesi-Yeni Bir Dünya Düzenine Doğru-Yılmaz Parlar


Yeni Dünya Düzeni


Yönetim Kurul Başkanlığını Cengiz Özgencil’in yaptığı, Uluslararası İletişim Platformu (UİP-ICP) tarafından, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın himayesinde düzenlenen, Boğaziçi Zirvesi, 27-29 Kasım tarihleri ​​arasında "Yeni Bir Dünya Düzenine Doğru" temasıyla gerçekleşen Zirve 26 kasım 2019 Salı akşamı, Başkanlığını İsmail Gülle’nin yaptığı TİM evsahipliğinde Çırağan Palace Kempinski Hotelde Gala yemeğiyle başladı.


Gala yemeğine eski Almanya Devlet Başkanı Christian Wulff, eski İspanya Başbakanı Rodriguez Zapatero, (KKTC) Başbakan Ersin Tatar, Mobius Capital Partners'ın kurucusu Mark Mobius ile Bluebay Varlık Yönetimi Stratejisti Tim Ash başda olaml üzere Ülke diplomatları, Üst düzey Türk ve yabancı yetkililer, üst düzey iş adamları, akademisyenler ve uzmanlar, seçkin elit davetli grup katıldı.

90 ülkeden yaklaşık 3.000 kişinin katıldığı, zirve açılış konuşmalarında önemli mesajlar yer aldı. Almanya eski Cumhurbaşkanı Christian Wulff, Mobius Capital Partners'ın kurucusu Mark Mobius'un de bulunduğu çoğunluğu yabancı devlet adamları, akademisyenler, bürokratlar ve iş insanlarından oluşan 130'dan fazla konuşmacı yer aldığı 32 panelde görüşler paylaşıldı. 


ICP'nin kurucusu Cengiz Özgençil, etkinliğin yenilikçi fikirler üretmeyi hedeflediğini, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı İsmail Güllü, Türkiye'nin Asya, Körfez Bölgesi, Afrika ve Avrupa'yı kara ve deniz ağı ile birleştirmeyi hedefleyen Çin'in One Belt One Road projesinde önemli bir durak haline geldiğini söyledi rotaları. İlk yük treninin Kasım ayının başında Türkiye üzerinden kesintisiz bir şekilde Türkiye'den Çekya'ya gittiğinin bir kilometre taşı olduğunu söyledi.




Eski İspanya Başbakanı Jose Luis Rodriguez Zapatero İstanbul'daki 10. Boğaziçi Zirvesi'ne yaptığı açıklamada, Türk halkının bazı hayal kırıklıkları yaşadığını, ancak AB'ye daha yakın olmaları gerektiğini söyledi.


Jose Luis Rodriguez Zapatero "Türkiye önemli bir güç ve batı ile doğuyu bir araya getirme kapasitesi yüksek" dedi.


Yetkili, tüm ülkelerin barışa çözüm bulmak için çaba sarf etmeleri gerektiğini ve küresel güçlerin mevcut durumlarının endişe verici olduğunu belirtti.

 Rodriguez Zapatero "Tüm ülkeler gibi nükleer silahlanmaya karşı direnmeliyiz, şansımızı alamayız" dedi.



Doğu ve batının dengeli olması gerektiğini söyleyerek, G20 ve Boğaz gibi zirvelerin bu süreçte olumlu bir adım ve Teknoloji, iletişim ve ulaşım araçlarındaki gelişmeler kalkınma için önemli kaldıraçlar olduğunu belirtti.


 (KKTC) Başbakan Ersin Tatar, "Türkiye, Doğu Akdeniz’de hak sahibi, tüm devletin evrensel yasaya göre hakları var. Bu gerçekleri yeni dünya düzeninde barış ve istikrar için kabul etmemiz gerekiyor. Aksi takdirde dengesizlik olabilir" dedi.




Kıbrıs'ın kaynaklarının Güney ile Kuzey arasında eşit olarak bölünmesi gerektiğini belirten Tatar, bu faaliyetleri birlikte düzenlemek için bir Kıbrıs Türk komitesinin örgütlenmesi gerektiğini söyledi. Tatar, Türkiye dünya için bizim için önemli bir ülke. Bütün dünya mülteci meselesinde gördü. Türkiye 40 milyar dolar harcadı. Barış, istikrar ve sürdürülebilirlik istenirse ülkeler Daha anlayışlı ve özenli olması gerekiyor: Büyük liderler, ülkeler, daha güçlü insanlar adil bir dünya yaratılmasında etkili olacağının daha fazla anlaşılması gerekir Ar Tatar, envanter çalışmalarının Maraş'ta devam ettiği bilgisini paylaştı.


TİM Başkanı İsmail Gülle, Boğaziçi Zirvesi kapsamında bugüne kadar 2,2 milyar dolarlık anlaşma imzalandığı bilgisini verdi."Zirve, coğrafyamızın geleceği adına büyük değer oluşturuyor. Devlet başkanlarından bakanlara kadar, Avrasya, Ortadoğu ve Kuzey Afrika bölgelerinin neredeyse tamamını temsil eden üst düzey konuşmacılarımız, zirvemize vizyon katarken, bölgemizin geleceğine yön veriyor" dedi.




TİM Başkanı Gülle, "2020 yılına doğru, küresel hacmi 1 trilyon dolara dayanan e-ticaret sektöründe, İstanbul Yeni Havalimanı sunduğu lojistik imkanlarla büyük bir konuma sahip olacak. Bakü-Tiflis-Kars Hattı ile birlikte, İpek Yolu tekrar hayata dönmüştü. Geçtiğimiz günlerde, Çin'den yola çıkan ilk yük treni Chang'an'ın, iki kıtayı birbirine bağlayan Marmaray'dan geçerek Avrupa'ya doğru yoluna devam etmesi, demiryolu yük taşımacılığında da tarihi bir dönüm noktası oldu" açıklamalarında bulundu.


Gülle, Akdeniz'de, Ortadoğu'da ve Kafkasya bölgelerinde, enerji alanında yapılan atılımların,Türkiye'nin enerji koridoru olması anlamında da bir çok fırsatı da beraberinde getirdiğine dikkat çekti."Enerji ve lojistik ile sağlanan imkanlar, diğer sektörlere de yatırım olarak dönüşüyor.Savunma ve teknolojide gerçekleştirdiğimiz,milli teknoloji hamlemizde bunu görüyoruz. Eğitim, sağlık, eğlence ve turizm başta olmak üzere, hizmet ihracatı gücümüzün artmasıyla 50 milyar dolara yaklaşmasında da bu olumlu gelişmeyi görüyoruz. 2018 yılı itibariyle, dünyanın en fazla turist çeken 6'ıncı ülkesi konumundayız. Yıllık ortalama 550 bin yabancı hasta, ülkemizi sağlık imkanlarından faydalanmak adına ziyaret ederken, 182 ülkeden 40 bin üzerinde yabancı öğrencimiz ise, üniversitelerimizde eğitim görüyor" ifadelerinde bulundu. Zirve panellerle devam etdi.


yilmazparlar@yahoo.com

15 Kasım 2019 Cuma

Türkiye ile Tayvan arasındaki ekonomik işbirliği-Yılmaz Parlar


Yenilikçi Yatırımlar


Türkiye ile Tayvan arasındaki ekonomik işbirliğini güçlendirmek amacıyla, Tayvan Dış Ticaret Bürosu (MOEA), Tayvan Dış Ticareti Geliştirme Konseyi (TAITRA), Tayvan Yeşil Ticaret Proje Ofisi ve Tayvan Mükemmeliyet kuruluşu tarafından düzenlenen ve 12 Kasım 2019 tarihinde Fairmont Quasar Hotelde gerçekleştirilen Taiwan Business Day (Tayvan İş Günü) isimli seminerlerde, Türk ve Tayvanlı iş adamları akıllı makine, yeşil enerji, akıllı medikal  alanlarındaki yenilikçi yatırımlar, devlet teşvikleri ve işbirliği olanaklarını değerlendirdi.




Taiwan Business Day; TAITRA Başkanı Walter M.S. Yeh, Taipei Ekonomik ve Kültürel Misyon Ankara Temsilcisi Yaser Cheng, TIAD Takım Tezgahları Sanayici ve İş İnsanları Derneği Başkanı Fatih Varlık ve TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknolojileri Komisyonu Başkanı Mustafa Elitaş birer açılış konuşmaları yaptılar.


Türkiye ile Tayvan arasındaki ekonomik ilişki çok güçlü


TAITRA Başkanı Walter M.S. Yeh konuşmasında, Tayvan ve Türkiye arasındaki yıllara dayanan güçlü ekonomik ve ticari bağları olduğumu söyledi.

Walter M.S. Yeh “Türkiye, Tayvan’ın Orta Doğu’daki en büyük ihracat pazarı ve 2018 yılında Tayvan’ın Türkiye’ye ihracatı 1,37 milyar dolara ulaştı. İkili ticaret ilişkilerimizin bu denli güçlü olmasında endüstrilerimizin birbirini tamamlayıcı nitelikte olmasının payı büyük. Tayvan Türkiye’nin imalat makineleri ve parçalarında en büyük ikinci, güneş enerjisi sektöründe ise en büyük üçüncü ithalat kaynağı. Ülkelerimiz arasındaki işbirliğini daha da güçlendirmek amacıyla gerçekleştirdiğimiz etkinliğimizin, ikili ekonomik ve ticari ilişkilerimizde yeni teknolojilerin imkanlarından daha fazla yararlanmamıza ve yeni fırsat alanlarının yaratılmasına destek olacağına inanıyorum.”dedi



Organizasyon kapsamında düzenlenen “Akıllı Makine” seminerinde markalar arasında Da Jie Electricity Machinery, Palmary Machinery, Sigma CNC Machinery ve Kao Ming Machinery’nin yanı sıra dünyanın en büyük beş pres makinesi üreticisinden biri olan Chin Fong Machinery ile akıllı çözümler ve kuruma özel ürünler geliştirip üreten Tayvan’ın lider markası YCM CNC de yer aldı.


Yeşil Enerji Semineri’nde;  yeşil enerjide dünyanın ikinci en büyük, Tayvan’ın ise en büyük PV üreticisi olan, dünyanın ilk hidrojen yakıt hücreli motosikleti için enerji depolama çözümleri sunan United Renewable Energy ile Union Storage Energy ve J.S. Power gibi firmalar yer aldı.




Akıllı Medikal Semineri’nde ise Tayvan sanayi sektörünün en büyük ödülü sayılan Tayvan Mükemmeliyet Kuruluşu ödülünün sahibi olan AmCadBiomed Corp. ile EPED Inc., sektördeki yenilikçi ürünlerle ilgili bilgi verdi






TAITRA’nın Türkiye ziyareti kapsamında, ikili ticaretin ve işbirliklerinin güçlendirilmesi amacıyla Anadolu Holding, Zorlu Holding, Tofaş, Otokar ve TEİAŞ gibi Türkiye’nin önde gelen endüstri  gruplarına ziyaretler düzenlendi. Zorlu Holding ve Zorlu Enerji ile gelecek dönemde hayata geçirilecek projelerle ilgili işbirliği fırsatları değerlendirildi ve makine ve enerji tasarrufu ve atık yönetimi projeleri konusunda görüş alışverişinde bulunuldu. TAITRA temsilcileri ile Anadolu Holding’in bir araya geldiği görüşmede makine, yeşil enerji ve akıllı medikal sektörlerinde Tayvan ile gelecek projelerde işbirliklerinin artırılmasına ve otomobil ve içecek sektörlerinde ortaklıkların güçlendirilmesine vurgu yapıldı. Bununla birlikte makine, medikal, yeşil enerji ve helal ürünler olmak üzere dört sektörde B2B görüşmeler gerçekleştirildi.


yilmazparlar@yahoo.com

3 Kasım 2019 Pazar

2.Kadın Girişimciliğine Destek Zirvesi -Yılmaz Parlar

Kadın Girişimciler Ekonomik Güçtür

Önyargıya rağmen, Kadın Girişimciler çok büyük bir ekonomik güçtür

Kadın girişimciler, ülkenin ekonomik refahına ölçülebilir bir katkı sağlıyorlar. Kadınları teşvik etmek, ekonomik olarak güçlendirmek, karma ilerleme sağlamak akıllı ekonomidir



Ana teması “Ekonomide Kadın Eli” olan Kadın Girişimciliğine Destek Zirvesi ve Fark yaratan kadınlara ödül töreni 30 Ekim 2019 Çarşamba günü Sarıyer Belediyesi bünyesindeki Boğaziçi kültür sanat merkezinde gerçekleşti. Etkinlik Komite Başkanı Nil Yıldızalp, Ekonomi Gazeteciler Derneği (EGD) ve Yeni Arayışlar Girişimi Platformu Derneği (YAPDER) Başkanı Celal Toprak ve Sarıyer Belediye Başkanı Şükrü Genç’in  Açılış konuşmaları sonrasında “Kadın Girişimciliğinde Yeni Arayışlar” konulu panel ile devam edildi. Seçkin jürinin layık gördüğü fark yaratan kadınlarımıza ödülleri takdim edildi.




Zirve bünyesinde tüm konuşmaların yapısında, kadınlar ilerlediğinde, dünyanın onlarla birlikte hareket ettiği, kadınların ekonomik potansiyellerini gerçekleştirmelerine, ekonomik ve sosyal değişimleri teşvik etmelerine yardımcı olunduğunda; işgücüne katılım ve ilerlemede çoğu zaman aşılması güç zorluklarla karşı karşıya kalan, sosyoekonomik olarak dezavantajlı kadınlar, ekonomik üretkenliği artırabilir.



Sürdürülebilirliğe odaklanmış ülkeler gelişseler bile, kamu eylemi gerektiren birçok cinsiyet eşitsizliği devam etmektedir. Daha fazla cinsiyet eşitliği, gelecek nesiller için gelişim sonuçlarını iyileştirebilir ve kurumları ve politikaları daha temsili hale getirebilir.



Düzeltici politikalar, refah için en önemli olan kalıcı cinsiyet eşitsizliklerine odaklanırlarsa önemli gelişme kazançları sağlayacaktır.
Ekonominin nesnelliği, ekonomik düşünceyi, modelleri ve analizleri etkileyen bir öznelliği gizlemektedir. Bu öznellik genellikle cinsiyet gibi spesifik faktörleri görmezden gelir.
Ekonomi bir sosyal bilimdir ve toplumun tüm bileşenlerinin, kadınların ve erkeklerin fırsata erişimi eşit şartlarda olmalıdır.



Dayanışma ekonomisinin tüm sektörlerinde, ticari, ve ticari olmayan varlığa sahip olan kadınlar, günlük ekonomik yaşamın temelini oluşturur.Kadın girişimcilerin çoğunluğu mikro, küçük ve orta ölçekli işletmeler işletmektedir. Kadınların küresel ekonomide daha büyük bir rol oynaması gerekiyor.





Kadın girişimciler ekonomik kalkınmanın anahtarı mı?

Kadınlar kendilerini güçlü yenilikçi olarak görüyorlar. Özellikle gelişmekte olan ülkelerde, kadın girişimcilerin sunduğu fırsatlar pazarların büyümesine ve istihdam olanaklarının artmasına yardımcı olmaktadır.


Sarıyer Belediye Başkanı Şükrü Genç, “Cumhuriyetin kadınlara kattığı değer kadar, kadınların da cumhuriyete çok katkısı olmuştur.”dedi  Kurtuluş Savaşı'nın silâhlı mücadele günlerinde zafere katkı sağlayan isimlerden örnek vererek cumhuriyete giden yolun kahramanları olduğunu söyledi.
Sarıyer Belediye Başkan Yardımcısı Sevgi Atalay’ın moderatörlüğündeki panele; Beko Satış Direktörü Arel Atakol, Hepsiburada Girişimci Kadınlar Proje Koordinatörü ve Kurulu Üyesi Pınar Alkan’ın yanı sıra (Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği) TOBB İstanbul Genç Girişimciler Kurulu Üyesi Teksan Jenaratör Pazarlamadan Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Ebru Ata Tuncer, Kadın Girişimci/Pasta ve Ekmek Şefi Sevilay Gök panelist olarak katıldı.
27 kategoride 27 fark yaratan kadına ödül verildi ilk TÜROB Kadın başkan olarak ödül alan TÜROB Başkanı Müberra Eresein dikkat çekenisim oldu çok takdir edildi.



Kadın girişimciler neden önemlidir?

Mevcut bilgiler, kadınların sahip olduğu küçük ve orta ölçekli işletmelerin küresel olarak genel olarak düşük karlılıkta veya düşük büyüme oranlı sektörlerde yoğunlaşma eğiliminde olduğunu göstermektedir. Perakende, güzellik ve yemek hizmetleri kadınların odaklandığı sektörler arasındadır.
Ancak çok daha büyük ekonomik ilerleme için fırsat var. Kadınlar erkeklerin egemen olduğu sektörlere geçtiğinde, geleneksel olarak kadınların egemen olduğu sektörlerden üç kat daha fazla kazanabilirler.

Kadınları erkeklerin egemen olduğu sektörlere girmeye teşvik etmek - ve böylece finansal borç verenin zihniyetini değiştirmek ve kadınların girişimci işletmeleri öğrenmeleri, büyütmeleri ve geliştirmeleri için yeni fırsatlar sunarak - gelişmekte olan ülkelerdeki kadınlar yoksulluktan kurtulabilir ve ülkelerinin ekonomik durumunu iyileştirebilirler.

yilmazparlar@yahoo.com

10 Eylül 2019 Salı

Midyat Festivalinde -Ekonomi Penceresi-Yılmaz Parlar

Midyat Festivalinde “Ekonomi Penceresi”

“2030 yılına kadar yoksulluğun olmadığı tek ülke Türkiye olacakdır.”

6-8 Eylül 2019 tarihleri arasındaki Midyat Kültür sanat Festivalinde, Midyat mikrokredi projesi hayata geçirildi. 




Geçmiş dönem Bakanlarımızdan Vakıfbank Yönetim Kurulu Başkanı Abdulkadir Aksu, Bankacılık sistemine bir öneri getirerek Mikrokredi vadesiz mevduat hesabı ismiyle tüm bankalarda yeni hesabın açılması ve açıkladığı şekliyle 2030 yılına kadar yoksulluğun olmadığı tek ülke Türkiye olacağını söyledi.






2003 yılında Diyarbakır’da mikrokredi faaliyetlerine başlayan Türkiye İsrafı Önleme Vakfı Türkiye Grameen Mikrofinans programı Mardin genelinde 21 mayıs 2007 tarihinde 7.ncisi açılan Mardin, Kızıltepe ve Ömerli olmak üzere 3 şube ile faaliyet gösteriyor.

Kısa adıyla TGMP, Mardin genelinde 4.559 kadının hayatına dokunmuş, onların birer girişimci olarak iş hayatına girmelerine ve kadınlarımızın  Türkiye ve bölge ekonomisinin itici gücü olmalarına destek olmuş.




 6 Eylül 2019 tarihi itibari ile 185 bin kadının mikrokredi desteği 880 milyon lirayı aşmış durumda. Aksu’nun açıkladığı sistem ve semavi dinlerin kitaplarından verdiği örneklerden sonra imza töreni gerçekleşti. Böylece 97. mikrofinans şubesi olarak Midyat şubesi açılmış oldu. 





Mikrofinans şubesi açılışına Vakıfbank Yönetim Kurulu Başkanı Abdulkadir Aksu, Türkiye İsrafı Önleme Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Prof. Dr. Aziz Akgül ve Midyat Belediye Başkanı Veysi Şahin’in protokol imza sonrası Kredi alanlara sembolik büyük boy çekleri takdim etdiler.



Artuklu Üniversitesi İktisat 3. Sınıf Öğrencisi Duygu Çamurtaş’ın inovatif projeleri ve Mardin’li iş adamı Mehmet Samsa’nın bireysel sorumlulukla Türk sporuna yaptığı katkılar öne çıkan dikkatimiz çeken cevher örnek isimler oldu.





Duygu Çamurtaş ile yaptığımız söyleşide Artuklu İnovatif Gelişim Topluluğu (İGT), 2018 Yılında,tarafından resmi olarak kurulduğunu, kişisel gelişim üzerine kariyer odağı ile belirlenen bu öğrenci topluluğu heterojen bir yapıya sahip olduğunu, Tüm maddi ve Manevi desteği Mardin’li iş adamı Mehmet Samsa’dan aldığını öğreniyoruz.

Vizyonu Prof. Dr. Aziz Sancar’ın gençlere tavsiyesi olan ‘Politika ile uğraşmayın; ilim ve bilim yapın’ sözüne dayandığını söyleyen Duygu Çamurtaş, Bu vizyondan hareketle kurulduğu yılda Mardin’de ulusal çapta bir ilki çok zorlu bir sürecin ardından “Sınırların Ötesinde” sloganı ile gerçekleştiğini açıklıyor.

Yine açıklamasına devam ederek “Proje mantığında; Batıda sıkça ve üst düzey kalitede gerçekleşen bu tür akademik faaliyetlerin Güneydoğu bölgesinde de aynı kalitede var olması yer alıyordu. Nitekim öyle de oldu. TİNK, Simsoft ve Silk and Cashmere gibi önde gelen kuruluşların CEO’larının yanı sıra Microsoft’un İş Geliştirme Müdürü, Oyak Renault’un   eğitmenleri gibi birçok değerli ismi Mardin’de İnovatif Gelişim Zirvesi’18 bünyesinde yerel halk ve öğrencilerle buluşturdu. Ulusal çapta 33 farklı üniversiteyi ağırlayan ve konuklarıyla bu zirvede sağlam bir bağ kazanan İGT, 2019’da zirveyi uluslararası boyutta planladı. 4-5 Ekim tarihlerinde Dicle Kalkınma Ajansında organize edilen bu zirve; yine ezberleri bozmaya hazırlanıyor. 2 günlük program kapsamında; konferanslar, söyleşiler, paneller, tea talk etkinlikleri, atölye çalışmaları olacak.” Mardin’li iş adamı Mehmet Samsa yine sahnede organizasyona destek veriyor. 





Mardin’de bir ilk olacak 24 saatlik Hackathon düzenleneceğini söyleyen Duygu Çamurtaş “ Bu hackathonu İGT düzenlerse nasıl düzenler? Mardin; kadim medeniyetlerin başkenti, binlerce kültürün ev sahibi ve eşsiz bir tarihi olan şehrimiz. Bu şehir, 4-5 Ekim tarihlerinde bu kez zenginliklerini globalleşen dünyanın kavramları ile harmanlayacak. Tarihimizin bilim insanlarından El Cezeri’nin de izlerini bıraktığı Kasımiye Medresesi, 1 gün boyunca TOBB Kadın Girişimcileri başta olmak üzere piyasadaki iş insanlarına, İEEE ve farklı illerden bir araya gelecek mühendislik öğrencilerine, bu alanda tahsili-uzmanlığı bulunan mentorlere ve gönüllülere ev sahipliği yapacak. Ortaya ise her taşının hafızasını dünyaya tanıtacak bir mobil uygulama veya oyun çıkartılacak. Peki, diğer etkinlikler sıradanlığını koruyacak mı? Tabii ki de hayır. Panellerimizden bir tanesi; Irak Konsolosluğumuzdan Gümrük Ateşemiz ve Türkiye’nin ekonomi alanında önde gelen profesörlerinden birinin bir araya gelerek ekonomik gelişmelerimizin iyileştirilmesi ve yapılandırılması bakımından ele alacak.” Şeklinde mükemmel projelerini tüm heyacanı yaşayarak anlatıyor.


Mehmet Samsa çok çeşitli yaptığı yardımlar destekler, sponsorlukların yanı sıra kurduğu Mardin bisiklet takımının, Türkiye birinciliği, üçüncülüğü gibi dereceleri varken; Mezopotamya medeniyeti olarak, Bağdat’a kadar bir yarış düzenlemesi, Mardin bisiklet takımını Dünya birincisi olarak görme gibi hedefleri var. Sporun öğrencinin gerek eğitiminde gerekse iş hayatında başarılı olma rolünün büyük olduğu yadsınamaz. Mardin’li iş adamı Mehmet Samsa’nın bu kutsal hizmeti örnek alınarak böyle cevher isimlerin çoğalması ümidiyle. 


yilmazparlar@yahoo.com

5 Eylül 2019 Perşembe

CarrefourSA’nın Ataşehir’deki yeni Metropol İstanbul hipermarketi açıldı-Yılmaz Parlar

Hedef 100 bin Müşteri

Ataşehir'de hizmete başlayan, CarrefourSA’nın yeni nesil perakende anlayışıyla tüm trendleri uygulamaya kilitlenmiş, Metropol hipermarketin müşteri hedefi haftalık 100 bin.



Sabancı Holding ve Carrefour Grup iştiraki CarrefourSA’nın Ataşehir’deki yeni Metropol İstanbul hipermarketi, CarrefourSA’nın resmi açılış basın toplantısında CarrefourSA Genel Müdürü Kutay Kartallıoğlu, gıda ürünlerinin tazeliği, organik olması, tüm çeşitlerin bulundurulması, perakendenin önemini koruyan hız, digital (ürün seçimi-kampanya takibi-ödeme başda olmak üzere), müşteri memnuniyeti gibi trendleri harfiyen uygulayarak, 640 market sayısına ulaşmayı hedeflediklerini, yatırım için 120 milyon TL ayırdıklarını söyledi.




Dikkat çeken özellikler ; 80 Balık çeşidi, 600 çeşit içki reyonu, 80'e yakın meze çeşidi. Unlu mamülleri sloganla ünlü mamüller olarak isim değiştirerek iddalı oldukları, duyma engellilerin kullandıkları cihazın gürültü uğultusun baş ağrısı yapma sebenbiyle kapatmada T durumuna getirilmesiyle sadece kasiyeri duyma izelliği Türkiye’de tek uygulamanın hipermarketlerde oluşu, Kampanyaları ve diğer marketdeki ürünü takip eden digital ekran, gibi daha pek çok özelliklere sahip. Market ön kapıda Robot karşılıyor. Hoş Geldiniz-Güle güle haricinde soruda cevaplıyor…




Basın Toplantısında CarrefourSA Genel Müdürü Kutay Kartallıoğlu, “Tüm hipermarketlerimizde müşterilerimize güvenilir ve kaliteli ürünleri, en uygun fiyat politikasıyla ferah bir alışveriş ortamında sunarak bambaşka bir alışveriş deneyimi yaşatmaya çalışıyoruz. Metropol İstanbul CarrefourSA Hiper ile bu deneyimi, Ataşehir'e kazandırdık. Müşterilerini dinleyerek yol haritasını belirleyen bir marka olarak Ataşehirliler'in beğenisini kazanarak alışveriş tercihlerini değiştirecek bir yatırıma imza attık. Metropol İstanbul CarrefourSA Hiper, yalnızca geniş ürün gamı ya da farklı reyon konsepti ile değil teknoloji odaklı yeni nesil market hizmetleriyle de öne çıkıyor.”  Şeklinde yeni anlayışı açıkladı.




CarrefourSA Hipermarketler Satış Genel Müdür Yardımcısı Şenol Arpacı “Esnaf dokunuşunu Ataşehir'e taşıdık. Binlerce taze gıda ürünlerini kaliteli, güvenilir ve en uygun fiyat politikasıyla müşterilerle buluşturuyoruz. 80 farklı çeşit balık sunmaya başladık. Kırmızı ette de en iyi fiyat garantisiyle hijyen ve kalite denetimlerinin veteriner hekimler tarafından yapıldığı, kaynağı belli yüzde 100 yerli besi et ürünlerini reyonlarımıza getirdik.

Organik ekmek çeşitlerinden günlük taze tatlılara, tuzlu pastalarından geleneksel unlu mamullere kadar birçok çeşidi kendimizi pişirip fırınlarımızdan reyonlara ulaştırmaya başladık. Tat müdavimlerini unutmadık, peynirden zeytine, sucuktan Kayseri pastırmasına, ithal ve yöresel lezzet seçenekleri ve daha birçok farklı lezzete kadar onlarca çeşidi Müdavim Şarküteri'ye taşıdık.

Bir diğer yeni reyonumuz Mezeci'de şakşukadan haydariye, içli köfteden acılı ezmeye, favadan patlıcan salatasında kadar 80'e yakın meze çeşidi sunuyoruz. Bunların yanı sıra dünya mutfaklarından seçme lezzetler ve Japon Mutfağının 2 bin 500 yıllık efsane lezzeti Sushi'yi sipariş üzerine hazırlayarak taze taze müşterilerimize ulaştırabiliyoruz.”

İstanbul'un yaşam oranı yoğun olan ilçelerinden Ataşehir'in merkezinde, 10 milyon TL yatırımla Metropol İstanbul bünyesinde hizmete giren CarrefourSA Hiper, taze gıda ürün grupları, vitamin ağacı, mahzen, dünya mutfakları, organik ürün grupları ve 70 kişi kapasiteli Lezzet Arası restoranıyla öne çıkıyor. Metropol İstanbul CarrefourSA Hiper'de toplam 100 personel görev alıyor.



Geniş ürün gamının yanı sıra Metropol İstanbul CarrefourSA Hiper, yeni nesil hizmetleriyle de öne çıkıyor. Teknoloji reyonunda bulunan mağaza içi sipariş ekranı ile müşteriler, 2 bine yakın teknoloji ürününe bir ekrandan ulaşıyor, ürün mağazada bulunmasa dahi kiosk üzerinden sipariş vererek satın alma gerçekleştirebiliyor.

Metropol İstanbul CarrefourSA Hiper'de işitme güçlüğü çekenlere kasalarda indüksiyon döngü sistemi kulaklık, yaşından dolayı hareket zorluğu olanlara akülü araba, engelli ve yaşlı müşterilere kişisel asistan, engelli müşteriler için ulaşım alternatifleri ve çocuklar için çocuk alışveriş arabaları ile hizmet veriliyor.

CarrefourSA, Hızlı Kasa uygulaması ile müşterilerine hızlı ödeme imkanı kazandırırken, Al Gelsin hizmeti ile mağazada yaptığı alışverişi kapısında teslim almak isteyen müşterilere “kapıya teslim” hizmeti veriyor.

Toplantı sonrası market reyonları gezildi. Yerinde bilgi alındı.

yilmazparlar@yahoo.com

18 Ağustos 2019 Pazar

Prof. Dr. Naci Görür- TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odasında deprem açıklama-Yılmaz parlar

Türkiye Bağımsızlığını Kaybeder

Bilim Akademisi Üyesi Prof. Dr. Naci Görür TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası’nda yaptığı konuşmasında  “Marmara bölgesi Türkiye’nin en büyük sanayi bölgesi ve ekonomik açıdan can damarıdır. Beklenen deprem üretim ve enerji tesislerine zarar vermek suretiyle, Türkiye çapında çok büyük bir ekonomik kriz doğurabilir. “Türkiye ekonomi bağımsızlığını kaybeder.”dedi




Beklenen Marmara depremini çeşitli, faktörlerde değerlendiren Prof. Dr. Naci Görür çncesi, esnasında ve sonrası yapılması gerekenleri sıraladı.


“Büyük bir iş ve üretim kaybına neden olabilen depremin, Aylarca sürebilecek bir üretim kaybı ve gecikmesi. Sarılması mümkün olmayan ekonomi yaralara yol açar. Deprem Öncesi TOBB ve TÜSİAD, MUSİAD  gibi kuruluşlar bu konuyu teşvik etmelidir.


Bu nedenle tüm sanayi tesislerinin depremde olabilecek olası hasarlara karşı önlem almaları gerekir. Konu ile ilgili ulusal ve uluslararası sigorta mekanizmaları da geliştirilebilir.


Deprem Sonrası Kamu ve özel sektörün, ulusal ve uluslararası finans kaynaklarını ve sigorta güvencelerini kullanmak suretiyle, bir an önce ekonominin çarklarının tekrar dönmesini sağlamaları gerekir. Ciddi bir afet ve yıkımdan sonra bunu başarmanın bir hayli zor olacağını da şimdiden hesap etmeleri gerekir”. Şeklinde ekonomik açıdan uyardı.


“Depremin büyüklüğü önemlideğil, sarsıntısız da çöküyoruz’’ ironi sözler zihinlere saplandı.




TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası İstanbul şube Başkanı Yüksel Örgün Tutay açılış konuşmasında sık sık gündeme getirdikleri marmara Depremin önemine dikkat çekerek öncesi, esnasında ve sonrasında bilinçiz olduğumuzu bir kere daha vurgulayarak tüm hatlarıyla  Prof. Dr. Naci Görür’ün izah edeceğini söyledi.


Prof. Dr. Naci Görür’ün önemli ana başlıkları;

Kentin Depreme Hazırlanması, Bir kenti depreme hazırlamak sadece yapı stokunu yenilemekle olmaz. Kentin tüm bileşenleri olan, yönetim, halk, altyapı, yapı stoku, çevre ve ekonomiyi depremde güvenli hale getirmek gerekir. 

Halk ve kent yönetimi deprem öncesinde, sırasında ve sonrasında tam olarak ne yapacağını bilmiyor. Halka kadar inen bir hazırlık ve organizasyon yok.

Barajların depremde nasıl davranacağı tam olarak bilinmiyorken, İstanbul’un su ihtiyacının neredeyse tamamının yüzey suyundan (barajlardan) karşılanıyor olması, buna karşın yeraltı suyu stratejik planın olmaması, İstanbul’u bekleyen en büyük risklerden biridir.

Deprem aynı zamanda en büyük çevre felaketidir. İstanbul’da hâlihazırdaki çevre koşulları da pek iç açıcı değildir.




Prof. Dr. Naci Görür“1999 yılında meydana gelen Gölcük ve Düzce depremlerinden sonra, Marmara Denizi’nin altındaki kabuğun aşırı olarak stres ile yüklendiği ve önümüzdeki 30 ±10 yıl içerisinde kırılarak, Mw 7.4 büyüklüğünde bir deprem üretme olasılığının %62 olduğu bilimsel verilere dayalı olarak söylendi. O günden bu güne 20 sene geçti, zaman daraldı ve biz henüz daha gerçek anlamıyla depreme hazır değiliz.” Sözleriyle başladı.


Özetle ;Yapı stokunun çoğu yeterli mühendislik hizmeti almamış, depreme karşı güvensiz binalardan oluşmakta.  Çarpık kentleşme halen daha etkin.


Depreme hazırlık adına “Kentsel Dönüşüm” projesi başlatıldı ve birçok semtte binalar yapıldı ama, bu proje de tam anlamıyla deprem odaklı olmadı ve uygulamada rant kaygısı çok daha öne çıktı.


Proje depremde en fazla yıkım olabilecek yerlerde başlatılmak yerine, gayrimenkulün en fazla para ettiği semtlerde yürütüldü. Çünkü kentsel dönüşüm projelerinin plan, gözetim ve denetiminin arkasında devlet değil müteahhitler vardı. Hal böyle olunca da, doğal olarak, rant ağır bastı.


Binalar yeterli mühendislik hizmetleri olmaksızın inşaa edildiğinden, deprem olmaksızın da İstanbul’da bina yıkılmaları, çökmeleri (Kağıthane, Sancaktepe, Beyoğlu, Esenyurt vb.) meydana gelmeye başladı. Bu uyarıcı olaylar göz ardı edilmekte.

Nüfusu 16 milyona dayanmış, trafiği içinden çıkılmaz hale gelmiştir. İstanbul’un ormanları kısmen tahrip olmuş, dereleri kirlenmiş ve üzerleri kapatılmıştır.

Kanalizasyon ve atık su sistemleri yeterli ve uygun olmadığı için, şiddetli yağmurlarda taşkın, sel ve buna bağlı kayma ve göçmeler olmaktadır.

Deniz kirliliği fazladır; özellikle Marmara Denizi can çekişmektedir.” Şeklinde acı tabloyu gizler önüne serdi.



Yönetimin, Deprem Öncesinde sismik tehlike, sarsıntı, risk ve olasılık haritaları ile senaryoların hazırlanması., afet yönetimi için gerekli tüm hazırlık ve organizasyonların yapılması,  Risk yönetimi için gerekli tüm işlemlerin yapılması gerekir dedi. 

Deprem Sonrasında, Depremzede operasyonları  hakkında yeterli bilgiye sahip olunmadığını vurguladı.

Halk, Altyapı, Yapı Stoku, Çevre gibi konularda öncesi esnasında sonrasında yapılması gerekenleri söyledi.


Ayrıca,TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası İstanbul şube sekreteri Neşe Değirmenci’den yaptıkları çalışmalar hakkında bilgi aldık. Herkesin bu konularda bilgi alacağı seminerler düzenlediklerini söyledi.


yilmazparlar@yahoo.com