9 Şubat 2024 Cuma

İstanbul Ticaret Odası (İTO) Şubat 2024 Meclis Toplantısı-Yılmaz Parlar

   

İstanbul Ticaret Odası (İTO) Şubat 2024 Meclis Toplantısı

İstanbul Ticaret Odası 2024 yılı ikinci meclis toplantısı Meclis Başkanı Dr. Erhan Erken açılış konuşması sonrası İstanbul Ticaret Odası Başkanı Şekib Avdagiç, özetle; faiz artışının en etkili ancak tek dezenflasyon silahı olmadığını belirtti.



Para politikasındaki sıkılaşmanın maliye politikasıyla desteklenmediği sürece enflasyonla mücadele programının sınırlı kalabileceğini vurguladı. Bu nedenle, para ve maliye politikalarının uyumuna ve bu uyumu destekleyecek yapısal reformlara önem verilmesi gerektiğini ifade etti.

Avdagiç ayrıca, son dönemde art arda gerçekleşen terör saldırılarına da dikkat çekti ve iş dünyasının teröristlere karşı birlik ve beraberlik içinde olduğunu vurguladı.



Ayrıca, Kahramanmaraş depremlerinin birinci yılını anarak, bölgenin yeniden imar edilmeye başlandığını ve deprem bölgelerinin hazırlıklı olması gerektiğini belirtti. İstanbul'da yapılacak olan mahalli seçimlerde, seçilecek her belediye başkanından depreme hazırlıklı olmalarını beklediklerini dile getirdi.

Ekonomide enflasyonu düşürmek veya kontrol altında tutmak için en etkili araçlardan birinin faiz oranlarını artırmak olduğunu malumdur.

İTO Başkanı Avdagiç: “Faiz artışı dezenflasyon sürecinin en etkili silahı, ancak yegane silahı olmadığını ifade ederek, görüşünü  “Para politikasındaki sıkılık, maliye politikasıyla desteklenmediği sürece, enflasyonla mücadele programı sınırlı kalabilir. Bu nedenle para ve maliye politikasının uyumuna ve bu uyumu destekleyecek yapısal reformlara önem verilmeli” şeklinde belirtdi.




Para ve maliye politikasının uyumu merkez bankası tarafından uygulanan para politikası ile hükümetin uyguladığı mali politikanın birbirini destekleyici ve birbirini tamamlayıcı olması gerektiğidir.

Yapısal reformlar ise ekonomik yapıda kalıcı değişiklikler yapmayı amaçlayan politika ve düzenlemelerdir. ekonomik istikrarın sağlanması ve sürdürülebilir büyümenin desteklenmesi için para ve maliye politikalarının uyum içinde olması ve bu uyumu destekleyecek yapısal reformlara odaklanılması gerektiğini belirtmektedir.

 Enflasyon, genel olarak mal ve hizmetlerin fiyatlarının sürekli olarak artması olarak tanımlanır. Bu durum, paranın satın alma gücünün azalmasına ve ekonomik istikrarsızlığa yol açabilir.



Faiz oranları, genellikle merkez bankaları tarafından belirlenir ve para arzını kontrol etmenin bir yoludur. Faiz oranlarını artırmak, kredi maliyetlerini yükseltir ve tüketici harcamalarını azaltır, bu da talepteki azalmaya neden olabilir. Azalan talep, fiyat artışlarını yavaşlatabilir veya durdurabilir, böylece enflasyonu kontrol altına alabilir.

Dolayısıyla, "faiz artışı dezenflasyon sürecinin en etkili silahı" ifadesi, enflasyonla mücadelede faiz oranlarının artırılmasının önemini vurgular. Ancak, bu tek başına yeterli olmayabilir ve genellikle diğer ekonomik politika araçlarıyla birlikte kullanılır. Bu ifade, ekonomik politika yapıcılarının enflasyonla mücadelede faiz oranlarını artırmanın etkili bir yol olduğunu anladığını ve bunu sıklıkla uyguladığını ifade eder.

Başkan Avdagiç, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Başkanlığın değişikliğin doğru bir iletişimle yönetildiğini TCMB'deki başkanlık değişikliğine yönelik doğru ve net iletişimin piyasalarda güven oluşturduğunu ve ekonomik istikrarın sürdürülmesine katkıda bulunduğunu ifade eden sözleri; Başkan değişikliğinin politika değişikliği ile ilişkisinin bulunmadığı yönündeki kararlılık TCMB'nin para politikalarında temel bir değişiklik yapmayacağına dair yapılan netlik, piyasa oyuncuları ve yatırımcılar için önemli, ekonomik istikrarın sürdürülebilirliği açısından güvenilirlik ve tutarlılık sağlamasıdır.

Piyasa aktörleri arasında güven oluşturduğunu ve bu da piyasalardaki belirsizlikleri azaltarak istikrarı desteklediğini belirtiğidir. Piyasalara güven, yatırımcıların risk almayı ve yatırım yapmayı istemelerine katkıda bulunabilir, bu da ekonomik büyümeyi teşvik edebilir ve finansal istikrarı sağlayabilir.

Para politikası ve maliye politikasının birbiriyle uyumlu olması gerektiğini ve bu uyumu desteklemek için yapısal reformlara önem verilmesi gerektiğidir.

Para politikası, genellikle merkez bankaları tarafından yürütülen politikalardır ve para arzı, faiz oranları ve para biriminin değeri gibi faktörleri kontrol etmeyi içerir. Maliye politikası devletin gelir ve harcamalarını düzenleyen politikaları kapsar, vergi oranları, kamu harcamaları ve bütçe açığı gibi unsurları içerir.

Ekonomik istikrarı sağlamak ve ekonomik büyümeyi teşvik etmek için bu iki politika alanının uyumlu bir şekilde çalışması gerektiğini vurgular. Ayrıca, bu uyumu güçlendirmek ve sürdürmek için yapısal reformlara da ihtiyaç olduğunu belirtir.

Yapısal reformlar, ekonomik sistemi daha verimli ve rekabetçi hale getirmeyi amaçlar. Kalıcı değişikliklerdir.



 Başkan Avdagiç Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Başkanlığına atanan Fatih Karahan’a başarılar diledi

 “Biz Sayın Karahan’ın başkanlığında Merkez Bankası’nın ülkemize ve iş dünyamıza kalıcı kazanımlar sağlayacağına inanıyoruz. Merkez Bankası’ndaki başkanlık değişim süreci, yanlış anlamalara meydan vermeyecek Başkan değişikliğinin politika değişikliği ile ilişkisinin bulunmadığı yönündeki kararlılık beyanları, piyasalara güven verdi” dedi.

 Avdagiç, Son günlerde meydana gelen Terör saldırıları hakkında rastlantı olmadığına dikkat çekerek,

“Çağlayan Adliyesi önünde gerçekleştirilen terör saldırısını lanetliyorum. Sarıyer'deki Santa Maria İtalyan Kilisesi'ne yönelik saldırıyı telin ediyorum. Bu olaylar, Fatih Camii imamına saldırı ile başlamıştı. Bütün ülkemizin huzurunu hedef alan saldırıların birbiri ardına gelmesinin rastlantı olmadığı çok açık. İş dünyası olarak şunun altını çizmek isterim. Terör örgütlerini maşa gibi kullanıp, Türkiye’de kaos oluşturmak isteyenler, bunu asla başaramayacaklar. Dün olduğu gibi bugün de teröristlere karşı kenetlenip bir ve beraber olacağız, hedeflerine ulaşmalarına asla izin vermeyeceğiz. Türkiye’nin büyüklüğü ve milletimizin kararlılığının bu saldırıları akim bırakacağından zerrece şüphem bulunmuyor” olduğunu dile getirdi.



 Yerel seçim yaklaşırken Yeni Belediye Başkanlarından Deprem için Yapı Denetimi ve Güçlendirmeyi beklediğini ifade eden sözleri çok isabetliydi. Deprem için aslında genel yapılması gerekenler; Afet Planları, Eğitim ve Farkındalık, Acil Durum Hazırlığı: Altyapı Güçlendirme, Toplum Katılımı, Deprem Sigortası, gibi önlemler alınmasıyla deprem riskini azaltması ve afet durumlarında etkili müdahale sağlanmasıdır.

 İTO Başkanı Avdagiç, geride kalan  6 Şubat Kahramanmaraş depremin birinci yılında “Milletimizin ve devletimizin gayretiyle bölgemiz yeniden imar edilmeye başlandı. Bunun somut sonuçlarını ilk etap deprem konutlarının teslim törenlerinde gördük. Açılan kamu hizmet binalarında gördük. Bu illerimizin hepsi, tahmin edilenden daha kısa sürede ayağa kalkacak, imarıyla olası depremlere karşı bizim iftiharımız olacak”

Açıklamsıyla,  “31 Mart’ta Mahalli Seçimler yapılacak. İş dünyası olarak, hangi partiden olursa olsun, seçilecek her belediye başkanından; Türkiye’nin deprem bölgesinde olduğu gerçeğini unutmadan, beldelerini depreme hazırlamalarını, bu yöndeki tedbirleri hayata geçirmelerini istiyor ve bekliyoruz. Bir deprem ülkesi olan Türkiye’de depreme karşı hazırlıklı olmadan gerçek anlamda “sürdürülebilir bir kalkınmanın” mümkün olmayacağının altını bir kez daha çiziyorum” dedi.

 İTO üyelerin Komiteleri hakkında istekleri hakkında konuşmalarını cevaplayan İTO Başkanın çözüm açıklamaları sonrası, meclis toplantı sona erdi.

 yilmazparlar@yahoo.com