29 Aralık 2017 Cuma

EGD Yılbaşı Buluşması-28 Aralık 2017-Yılmaz Parlar

EGD Yılbaşı Buluşması
Bugünkü büyümeyi ve diğer olumlu enstrümanları özel sektörün dinamik yapısına borçluyuz.
Ekonomi Gazetecileri Derneği'nin (EGD) geleneksel "Yılbaşı Buluşması"nın 13'üncüsü 28 Aralık 2017 Perşembe gecesi Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Dış Ticaret Kompleksi’nde gerçekleştirildi.
Ekonomi Gazetecileri Derneği'nin (EGD) EGD Başkanı Toprak yaptığı konuşmasında "Bugünkü büyümeyi ve diğer olumlu enstrümanları özel sektörün dinamik yapısına borçluyuz. O dinamik yapıyı da biz yansıtıyoruz. Özel sektör ile ekonomi gazetecileri arasında böyle bir iş birliği var"dedi.
 Geceye, CHP İstanbul Milletvekili Akif Hamzaçebi ve Avcılar Belediye Başkanı Handan Toprak Benli de katıldı.
 TİM ev sahipliğinde ve Vestel ana sponsorluğunda, Arçelik, Özak Global Holding'in desteğinde gerçekleştirilen etkinlikte, EGD üyeleri, siyaset ve iş dünyasından isimler bir araya geldi.
 Etkinliğin açılışında konuşan TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, bitimine sayılı günler kalan 2017'nin, ihracatçılar açısından son derece olumlu geçtiğini belirterek, Orta Vadeli Program'da (OVP) bu yıla ilişkin ihracat hedefinin 153 milyar dolar olduğunu anımsattı.
 Büyükekşi, kendilerinin 2017'yi "İhracatta atılım yılı" ilan ettiklerini ve bu rakamı geçeceklerini söylediklerini aktararak, "İhracatçılarımız sözünü tuttu ve 11 ayda bu rakamı yakaladı. Geçtiğimiz ay OVP revize edildi ve ihracat hedefi 156,5 milyar dolara yükseltildi. Biz, onu da geçtik. 2018 için OVP'de 169 milyar dolarlık ihracat hedefi var. Biz 170 milyar doların üzerine çıkmak istiyoruz. Dünya dış ticaretinin 2018'de yüzde 4-5 büyümesi, yaklaşık 17 trilyon doların üzerine çıkması bekleniyor. İhracatçılar açısından 10 veriden 9'u pozitif. Bu yüzden inşallah bu hedefi yerine getireceğiz." diye konuştu.
 
Bütün firmalara ihracatçı olmaları çağrısında bulunan Büyükekşi, sürdürülebilir büyümenin ihracatla gerçekleşebileceğini sözlerine ekledi.
 EGD Başkanı Celal Toprak ise her yıl ekonomide zor bir yıl geçirileceğine dair haberler yapıldığına işaret ederek, ancak yıl sonunda zorluğun aşıldığından ve başarılı olunduğundan bahsedildiğini söyledi.
 Bu durumun, özel sektörün dinamik yapısını gösterdiğini vurgulayan Toprak, "Bugünkü büyümeyi ve diğer olumlu enstrümanları özel sektörün dinamik yapısına borçluyuz. O dinamik yapıyı da biz yansıtıyoruz. Özel sektör ile ekonomi gazetecileri arasında böyle bir iş birliği var." dedi.
 Toprak, EGD Yılbaşı Buluşması kapsamında da bu iş birliğinin zirve yaptığını dile getirerek, etkinlikte hem ekonomiye ilişkin durum değerlendirmesinde bulunduklarını, hem de iş dünyası ile ekonomi gazetecilerini bir araya getirdiklerini ifade etti.
 Etkinlikte, Türkiye ekonomisine yaptıkları katkılar dolayısıyla vefa örneği gösterilmesi kapsamında Koç Holding Yönetim Kurulu Üyesi Semahat Sevim Arsel ve Yaşar Holding Onursal Başkanı Selçuk Yaşar'a şükran plaketi verildi.
 Arsel'in plaketini Koç Holding Medya İlişkileri Müdürü Yeliz Öz Kara, Yaşar'ın plaketini ise Yaşar Holding Yönetim Kurulu Üyesi Nur Demirok aldı.
 Etkinlikte, 18 Ekim'de tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybeden Eti Şirketler Grubu Onursal Başkanı Firuz Kanatlı adına verilen vefa plaketi de Eti Gıda Yönetim Kurulu Üyesi Faruk Bayrakdar'a takdim edildi.
 TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, etkinliğin ana sponsorluğunu üstlenen Vestel adına şirketin kurumsal iletişim yöneticisi Gençer Kabaroğlu'na teşekkür plaketi sundu.
 EGD'ye katkılarından ötürü verilen teşekkür plaketini ise Arçelik adına Buket Güvenç Kayılı, AA Finans Haberleri Editör Yardımcısı ve EGD Genel Müdür Yardımcısı Hasan Arslan'ın elinden aldı.
 Öte yandan Netmarble adına Dilek Aydoğdu'ya EGD Başkanı Celal Toprak, Özak Global Holding AŞ adına da Özak Global Holding Yönetim Kurulu Üyesi Kemal Soğukçeşme'ye EGD Genel Sekreteri İdriz Çokal teşekkür plaketi verdi.
 EGD yılbaşı buluşmasında ekonomi basınında 20 yılını dolduranlara da plaket takdim edildi. Meslekte 20 yılını dolduran isimler şu şekilde:
 "Anadolu Ajansı'ndan Harun Bahçıvan, Dünya Gazetesi'nden Ece Ceyhun, Jülide Yiğittürk Gürdamar, Özlem Ermiş Beyhan, Kamil Eser, Ebru Sungur, Yasemin Salih, Dürdane Kırçuval ve Sergül Keskin, Türkiye Gazetesi'nden Ömer Faruk Bingöl, Yeni Akit'ten Mehmet Canıtatlı, Sözcü'den Recep Genel ve Hamit Varol, Star'dan Yaşar Kızılbağ, Patronlar Dünyası'nda Cihan Orhan, Sabah'tan İbrahim Acar ve Feride Cem, Hürriyet'ten Emre Özpeynirci, NTV'den Melda Yücel Kocaalp, İnternethaber.com' dan Hadi Özışık, Derin Ekonomi Dergisi'nden Mehmet Ali Doğan, Takvim'den Çığıl Ön Yener, Ekonomist'ten Talip Yılmaz, Para Dergisi'nden Serdar Ayrenk ve Yasemin Güneş, İhlas Haber Ajansı'ndan Ömer Kılıç, Akşam'dan Ufuk Korcan, Bizim Gazete'den Cemal Güler."
 yilmazparlar@yahoo.com
   

25 Aralık 2017 Pazartesi

2018 yılında Türkiye Ekonomisini Neler Bekliyor-Yılmaz Parlar


2018 Doların Yılı Olacak
Cari Açığımız tehlikeli olmaya devam ediyor.

Büyük Kulüp Genç Girişimciler ve İş Hayatı komitesince 23 Aralık 2017 Cumartesi günü Büyük Kulüp salonunda düzenlenen, moderatörlüğü EGD -Ekonomi Gazeteciler Derneği Başkanı Celal Toprak’ın üstlendiği “2018 yılında Türkiye Ekonomisini Neler Bekliyor” konulu panelde, panelistler İSO Başkanı sanayici Erdal Bahçıvan ve Ekonomist yazar Mustafa Pamukoğlu 2018 yılının ekonomisini öngörüde bulundular.
 
Ekonomist yazar Mustafa Pamukoğlu “Cari Açığımız tehlikeli olmaya devam ediyor.- 2018 doların yılı olacak.”dedi. 
Yoğun katılımın olduğu, panelde EGD -Ekonomi Gazeteciler Derneği Başkanı Celal Toprak konuyla ilgili genel bir değerlendirmeyle, Türkiye büyüme rakamına paralel olarak, lisan bilmeyen girişimcilerin yabancı ülkelerde iş yapmalarını, Henüz yeni görüştüğü, sanayide ön plana çıkan  kentlerimizden Bursa’da bir firmanın başarılarını örnekleyen kısa bir girişden sonra Mustafa Pamukoğlu’na 2018 değerlendirmesi için sözü verdi.  

Pamukoğlu açıklanan bütçeyi tekrar rakamlarını açıklayarak;
Türkiye'nin 2018 yılı bütçe giderlerinin 762,8 milyar lira, bütçe gelirlerinin 696,8 milyar lira, vergi gelirlerinin 599,4 milyar lira, bütçe açığının ise 65,9 milyar lira olarak öngörüldünü hatırlatdı. 

Buna göre, Türkiye'nin 2018 yılı ekonomisi hesap kitap durumu şeklinde tabloyu çizdi. “Kısa vadeli borçlar 110 milyar dolar, cari açık 40 milyar dolar, bütçe açığı ( 67 milyar TL) 17 milyar dolar,Toplam döviz ihtiyacı 167 milyar dolar, uzun vadeli borçlardan vadesi gelecekde dikkate alındığında her yıl olduğu gibi 2018 yılında da 200 milyar dolar dövize ihtiyacımız olacak.” 

Pamukoğlu, Faizler inermi yoksa  çıkarmı?  Sorusundan  sunumunu açtı. “Döviz kurların aşrı dalgalanmasını önlemek için faizlerin artması gerekiyor. Merkez Bankası bu silahı yeterince kullanamadı. Öte yandan yüksek faiz reel sektör için ciddi bir maliyet ve nakit akışını bozan olumsuz bir durum. İç tasarrufları artırmak için mevduat faizlerin yüksek olması gerekiyor. Bankalar yüksek faizle topladıkları paraları zorunlu olarak yüksek faizle reel sektöre veriyor. Faiz 2018 de döviz kurları ile birlikde en çok konuşacağımız konuların başında geleceğini söyliyebiliriz.”

2018 de beklenen Dolar ne olur en meraklı sorusuna cevabı; Sürekli cari açık veren bir ekonomi yapımızın zarar ediyor demek olduğunu, bu zararın ancak dış kaynaklarla finanse edilebildiğini, dış borç ve sıcak para bizim ekonomimizin can damarı olduğunu, birikimli olarak milyarlarca dolar cari açık veren, ekonomimizin, dış kaynağa, dolara ihtiyaç duyduğunu, ABD’de faizlerin artması dolar endeksinin de artması demek olduğunu vurgulayan Pamukoğlu,“Dolar ne olur Türkiye’de en popüler soru, dolar ne olur sorusudur. Hayatımıza dolar oldukca sıkı biçimde girmiştir. Doların değerini kabaca ABD ve Türkiye enflasyon farkını dikkate alarak hesaplıyoruz. Bu gün zaten doların değerinin 4,3 TL olması gerekiyor. Öte yandan döviz kurların değerini etkileyecek o kadar faktör var ki bu gelişmelerin çoğunu 2018 de yaşıyacağız. Dolar falcılığı yapmadan şunu söyliyebiliriz. 2018 doların yılı olacak.”dedi.
Reel faizlerin artığını, dünyada dolaşan para azalacağını, gerek ABD gerekse AB de gevşek para politikasından vazgeçtiğini finansa erişimin kolay olamıyacağı görüşünü paylaştı.
Tüketime dayalı bir ekonomi, bu nedenle enflasyonu önlenemediğini, çekirdek enflasyon artığı, enflasyonun düşmediği, enflasyon düşmediği içinde faizlerin indirilemediğini, yüksek enflasyon nedeniyle faizleri düşürülmediğini, yüksek faizin enflasyonu beslediğini, ekonomide yeniden yapılanmanın ve yeni bir sistem yaratmanın, bununda üretmek, katma değer yaratmak olduğunu sözlerine ilave etdi.  
Pamukoğlu “Tüm veriler ve tahminlerimizi dikkate aldığımızda 2018 yılının çok zor bir yıl olacağını; tahminlerde olumsuz bir biçimde yanılmalarda bir ekonomik krizinde doğabileceğini öngörebiliriz. Ancak umutlu olmak bu toprakların çok büyük sorunları aştığını unutmamak lazım. Reel sektöre, Bankacılık sistemine, potansiyelimize, güveniyoruz. Kaygılardan iyimserliğe yelken açıyoruz.” şeklinde umutla sonuçlandırdı.
İSO Başkanı sanayici Erdal Bahçıvan tasarruf etmeyen ekonominin olduğunudu kabul ederek Türkiye ekonomisini son on onbeş yıl öncesinden kısa bir değerlendirmesini yaptı. Yaptığı ufuk turundan sonra gelinen noktanın küçümsenmiyecek farkda olduğunun altını çizdi. Pamukoğlu’nun yabancının turistin parasını almayı bilmeyen turizmimiz olduğu canlanmak için kısa vadede turizme kilitlenmek gerekli.”şeklindeki turizm gelirin, sanayinin can suyu olarak sanayi aktarıldığında, üretimin ekonomiyi şahlandıracağı tezini savundu. Üretim yapmak ve katma değerli ürünlerin ihracatıyla ekonomimizin istenilen seviyelere geleceğini belirten sunum yaptı. Çok yoğun sorularıda cevaplıyan panelistler. İyi niyetlerle. 2018 yılını geçirmemizi dilediler. 

yilmazparlar@yahoo.com  


15 Aralık 2017 Cuma

Wire 2018 ve Tube 2018 -Yılmaz Parlar


Wire 2018 ve Tube 2018
Wire 2018 ve Tube 2018 fuar ile ilgili 12 Aralık 2017 salı günü   Ortaköy Feriye sosyal tesislerindeki basın Toplantısı düzenlendi.

Gerçekleşen Basıntoplantısına Messe Düsseldorf Türkiye Temsilcisi Demet TezulaşMesse Duesseldorf Metal ve Akış Teknolojileri Küresel Portföy Yöneticisi Friedrich-Georg Kehrer katıldılar. Wire 2018 ve Tube 2018 öncesi yapılan açıklamaya göre; "Bekleyiş yakında sona eriyor: wire ve Tube fuarları artık şekillenmeye başladı. Yaklaşık 2.600 katılımcı firma 16 – 20 Nisan 2018 tarihleri arasında tel, kablo ve boru sektörlerinin en önemli etkinliği kapsamında ürünlerini ve hizmetlerini tanıtacak. Messe Düsseldorf katılımcı ve ziyaretçileri Düsseldorf Fuar Merkezi’nde sektörlerinde dünyanın 1 numaralı fuarlarında ağırlamaya hazırlanıyor.

Dünyayı Düsseldorf’ta ağırlıyoruz: Dünyanın çeşitli yerlerinden gelecek katılımcı firmalar wire, Uluslararası Tel ve Kablo İhtisas Fuarı ve Tube, Uluslararası Boru İhtisas Fuarı kapsamında teknolojik yeniliklerini uluslararası uzmanlara tanıtacaklar. Fuarlar karşılıklı görüşmeler yapılması ve ticari bağlantılar oluşturulması açısından ideal bir platform oluşturuyor.
Tel ve kablo sanayinin lider platformunu oluşturan wire Fuarı’nın başarı öyküsü haklı nedenlere dayanıyor. Nitekim 2016 yılında fuara 53 ülkeden 1.335 firma katıldı. Bu rakam fuarın Düsseldorf’ta ilk kez düzenlediği 1986 yılından bu yana katılımcı firma sayısının üç katına yükselmiş olduğunu gösteriyor. Bunun yanısıra fuarın sergi alanı da 2014 yılına kıyasla % 2,6 oranında artarak yaklaşık 59.500 metrekareye ulaşmış bulunuyor. Fuarın küresel boyutunu kanıtlayan bir diğer hususu ise katılımcı firmaların % 75’inin yurtdışından geliyor olması oluşturuyor. Piyasanın tüm önde gelen firmaları için wire vazgeçilmez nitelik taşıyor.
Tel ve kablo sanayilerinin geleceğini hangi yenilikçi gelişmeler belirleyecek. Ziyaretçiler wire Fuarı’nda kablo üretim ve işleme makinelerindeki en yeni gelişmeler hakkında bilgi alacaklar. Ayrıca fuarda yöntem teknolojilerine ilişkin gereçler ve yardımcı malzemeler tanıtılacak. İhtisas ziyaretçileri aynı zamanda hammaddeler, özel teller ve kabloların yanısıra ölçüm, kumanda ve test tekniklerine ilişkin kapsamlı bilgi alabilme olanağı bulacaklar. Kontrol teknikleri veya diğer özel ihtisas alanlarında ne gibi yeni gelişmeler kaydedildiğini yine wire Fuarı’nda izleyebilecekler.
Fiber optik malzemelerin önemi giderek artıyor: Dünya genelinde hızlı fiber optik bağlantıların yaygınlaştırılması için çalışmalar yürütülüyor. Hızlı internet altyapısının güçlendirilmesi AB Komisyonu’nun da hedefleri arasında yer alıyor.
Bu nedenle wire bu gelişen sektörün uzmanlarını fuarda buluşturuyor.
Buradaki hedefi sektörün güçlendirilmesi ve yeni potansiyellerin değerlendirilmesi oluşturuyor.
38.255 ziyaretçi geldi. En yeni gelişmeleri izlemek için ziyaretçi gönderen ülkelerin arasında Almanya, İtalya, Fransa, Belçika, Hindistan, İngiltere, İsviçre, Türkiye, İspanya, Polonya ve ABD de yer alıyordu.
wire Fuarı birçok sektör için büyük önem taşıyor, zira tüm önemli yenilikler bu fuarda tanıtılıyor. Sektöründe dünya lideri olan bu fuar elbette tel ve kablo sanayileri için vazgeçilmez niteliğe sahip bulunuyor. Fuara en fazla ziyaretçi gönderen sektörlerin başında otomotiv sanayi, demir, çelik ve demirdışı metal sanayi, elektrik ve elektronik sanayileri, yapı ve kimya sanayileri, ticaret ve zanaat sektörleri; kumanda, ayar ve kontrol teknikleri ve hizmet sektörü geliyor.
wire Fuarı’na paralel düzenlenmekte olan Tube Fuarı da sektörlerinde lider fuarlarımız arasında yer alıyor. Tube Fuarı boruların üretiminden işlenmesine ve boru ticaretine kadar uzanan tüm aşamaları kapsıyor. Bu nedenle de boru sanayi için vazgeçilmez nitelik taşıyor.
Bu gerçeği rakamlar da ortaya koyuyor: Boru İhtisas Fuarı 2016 yılında 51 ülkeden 1.280 katılımcı firma ile – 2014 yılına kıyasla % 6 oranında bir artışla – yeni bir rekora ulaştı.
Tube uluslararası düzeyde saygınlığa sahip bulunuyor: Uluslararası katılımcı firmaların oranı 2016 yılında % 75 düzeyine ulaştı. Kiralanan sergi alanı da 2014 yılına kıyasla yaklaşık % 2 oranında artarak 51.000 metrekarenin üzerine çıktı.
Bu rakamlar fuarın sektöründe dünyanın bir numaralı etkinliği olduğunu ortaya koyuyor: Nitekim düzenlenen son fuarın ziyaretçi sayısı 31.300 kişiye, yurtdışından gelen ziyaretçilerin oranı ise yaklaşık % 60’a yükseldi.
Boru sektörü için önem taşıyan herşey sergilenecek: Boru üretim makinaları, hammaddeler, boru ve aksesuarlar, proses teknolojilerinde kullanılan gereçler ve yardımcı malzemeler; ölçüm, kumanda ve ayar teknikleri, test teknikleri, çeşitli ihtisas konuları, ikinci el makinalar, ayrıca profil ve makinalar.
Demir ve demirdışı metal, plastik, fiber optik, cam, seramik, beton ve elyaf çimento borular ve bunların ticareti
Plastik borular, özellikle hafif olmaları ve korozyona ve kimyasallara karşı dayanıklı olmaları nedeniyle – tüm uygulama alanlarında giderek önem kazanıyor. Tube Fuarı da plastik boruların artan önemini dikkate alarak, bu sektördeki uzmanları biraraya getiriyor. Bu girişimle geleceğin önemli sektörünün güçlendirilmesi hedefleniyor.
Dünyanın çeşitli ülkelerinden gelen 31.304 ziyaretçi Tube 2016 çerçevesinde kapsamlı bilgi aldı. İhtisas ziyaretçilerinin geldiği ülkeler arasında Almanya, Hollanda, Fransa, İtalya, Hindistan, İspanya, Polonya, İngiltere, Türkiye, Avusturya ve İsviçre de bulunuyordu.
Tube Fuarı birçok sektör için yenilikler hakkında bilgi sahibi olmak açısından önemli bir fırsat oluşturuyor. Nitekim fuara boru sanayi, kimya sanayi, otomotiv sanayi, demir, çelik ve demirdışı metal sanayileri, ısıtma sektörü; petrol, gaz ve su temini, yapı sanayi, elektrik ve elektronik sanayileri, ticaret ve zanaat sektörleri; ölçüm, kumanda ve kontrol teknikleri ve hizmet sektörlerinden temsilciler geliyor.
Eşzamanlı düzenlenen wire ve Tube fuarları sektörler arasında güçlü bir sinerji yaratıyor. Tek bir mekanda çok büyük bir potansiyel oluştuğunu görüyoruz: Paralel düzenlenen fuarlara 2016 yılında toplam 70.000 ziyaretçi geldi. Bunların ¾’ü Almanya dışından gelen ziyaretçiler oluşturuyordu.
Her iki fuar aynı gün tek bir biletle ziyaret edilebiliyor.
İletişim ağlarını güçlendirmek, yeni temaslar kurmak ve ticari ilişkiler başlatmak için wire ve Tube fuarları beş gün boyunca ideal olanaklar sunuyor. İki yılda bir düzenlenen wire ve Tube, 16 – 19 Nisan 2018 tarihleri arasında her gün 9.00 – 18.00 saatleri arasında, 20 Nisan günü ise 9.00 ila 16.30 saatleri arasında ziyaret edilebilecek.
Günlük bilet 58,-- Euro ve abonman bilet 98,-- Euro karşılığında fuar girişinde temin edilebilecek. Biletler ayrıca e-bilet olarak fuarların internet sayfası üzerinden indirimli olarak satın alınabiliyor.
Katılımcı firmalar fuar salonlarına konulara göre gruplandırılarak, kolay anlaşılır bir şekilde yerleştirilmiş olacak.
Fuar merkezinin güney girişinin ve 1. fuar salonunun yenilenme çalışmaları için start verilmiş bulunuyor. Başlatılan çalışma şirket tarihindeki en iddialı projelerden birini oluşturuyor. Fuar merkezinin güney girişi için toplam 140 milyon Euro yatırım yapılacak. Yeni bina kompleksi 2019 yazına kadar tamamlanmış olacak.
Fuar merkezinin güney girişinde fuar ve kongre ziyaretçilerini 7.800 metrekare alana ve 20 metre yüksekliğe sahip yarı saydam bir çatı konstrüksiyonu karşılayacak.
Yeni inşa edilen 1. fuar salonu 12.000 metrekare alana sahip olacak ve şimdiye kadar kullanılan birinci ve ikinci salonların yerini alacak.
2017 ve 2018 yıllarındaki yapım çalışmaları süresince, bundan önce 1 ve 2. salonlarda yer alan Tube katılımcılarına 16 ve 17. salonlarda stand kurma olanağı sunulacak. Dolayısıyla Tube 2018 Fuarı 3 ila 7.0 arasındaki salonlarda ve ayrıca 16 ve 17. salonlarda gerçekleşecek. 
wire 2018 için 9’dan 16’ya kadar olan fuar salonları kullanılacak. Böylelikle ziyaretçiler  birbiriyle bağlantılı  fuar salonlarına geçerek fuar turu yapabilecekler.
Elverişli ulaşım bağlantıları Messe Düsseldorf’a kolaylıkla ve doğrudan ulaşabilme olanağı sunuyor. Havalimanının fuar merkezine yakın olmasının yanısıra, yine fuar merkezi yakınında şehirlerarası trenlerle ulaşılabilen iki tren istasyonu yer alıyor. Bunların yanısıra fuar merkezindeki Arena/Messe Nord istasyonu da doğrudan şehiriçi ulaşım ağına bağlı bulunuyor.
Kendi araçlarıyla gelecek ziyaretçi ve katılımcılar için fuar merkezinde 20.000 araçlık bir otopark hizmet veriyor. Dört farklı girişten fuar merkezine hızlı bir şekilde ulaşılabiliyor.
Tel, kablo ve boru sektörleri için dünyanın çeşitli yerlerinde düzenlemekte olduğumuz fuarların temel özelliğini bölgesel talepleri ve tercihleri gözönünde bulundurarak, katılımcı ve ziyaretçilere yakın olmak oluşturuyor. Böylelikle uluslararası ihtisas fuarları, düzenlendikleri bölgenin özellikleri dikkate alınarak, sektörlerin gereksinimleri doğrultusunda tasarlanıyor.
Tel, kablo ve boru sanayileri için dünya genelinde şu ihtisas fuarlarını düzenleyeceğiz:
2017 ve 2019 yıllarında wire Russia ve Tube Russia, wire South America, Ekim 2017’de Brezilya/Sao Paulo’da TUBOTECH; Eylül 2018’de Shanghai’da wire China ve Tube China; Kasım 2018’de Mumbai’de wire India ve Tube India, Eylül 2017’de Tayland/Bangkok’ta wire Southeast Asia ve Tube Southeast Asia ve – bir işbirliği projesi kapsamında – Aralık 2017’de Tahran’da düzenlenecek olan Iran Wire.
wire ve Tube fuarlarımız artık dünyanın her yerinde saygınlık kazanmış bulunuyor. Zaten gerek katılımcı firma gerekse ziyaretçi sayıları da bu gerçeği kanıtlayıcı nitelik taşıyor."Bilgileri verildi
 Tel, kablo ve boru sanayileri geleceğe yönelik iyimser beklentiler içinde bulunuyor. Dünya pazarlarında yatırımların artış eğilimi göstermekte olması, çelik sanayinde olumlu bir ortam yaratıyor.

Dünyanın sektörlerinde lider fuarları wire, Uluslararası Tel ve Kablo İhtisas Fuarı ve Tube, Uluslararası Boru İhtisas Fuarı
16 – 20 Nisan 2018 tarihleri arasında Düsseldorf Fuar Merkezi’nde sektörlerindeki yenilikçi teknolojileri, yeni makine ve tesisleri, ayrıca ürün ve hizmetleri tanıtacaklar.

Beş gün sürecek olan bu fuarlarda sektörlerinde belirleyici rol oynayan 2.600 firma 16 fuar salonunda net 110.000 metrekarelik alan üzerinde buluşacak. Fuarlara yaklaşık 70.000 uluslararası ziyaretçi gelmesi bekleniyor. Böylelikle Düsseldorf ihtisas fuarları sektörlerinin 1 numaralı fuarları olduklarını bir kez daha kanıtlamış olacaklar.

Wire 2018 fuar merkezinin 9 ila 16. salonları arasında ve geçici 18. salonda gerçekleşecek: Fuarda tel üretiminde ve tellerin işlenmesinde kullanılan makine ve tesisler, yöntem tekniklerine ilişkin alet ve yardımcı malzemeler, ayrıca hammadde çeşitleri, özel teller ve kablolar sergilenecek.

Fuarda ayrıca ölçüm, kumanda, ayar ve test teknikleri alanındaki yenilikler tanıtılarak, özel ihtisas konuları da ele alınacak.

Gelecek fuarda fiber optik kablolara her zamankinden daha fazla ağırlık verilecek. Böylelikle Messe Düsseldorf fiber optik kabloların enerji sanayinde, yapı ve iletişim sektörlerinde yaygınlaşan kullanımına yanıt vermiş olacak.

Tel, kablo ve fiber optik kablo makineleri 9 ila 13. salonlar arasında ve 16. salonda, şekillendirme teknikleri (Fastener Technology) ise 15. salonda sergilenecek. Hasır kaynak makineleri (Mesh Welding) ve yay üretim teknolojileri (Spring Making) ise 13. salonda yer alacak.

wire Fuarı’nda İtalya, Belçika, Fransa, İspanya, Avusturya, Hollanda, İsviçre, Türkiye, İngiltere, İsveç ve Almanya’dan gelen firmaların geleneksel olarak güçlü bir şekilde temsil edildiklerini görüyoruz. Denizaşırı olarak da ABD, Güney Kore, Tayvan, Hindistan ve Çin’den yoğun katılım bekliyoruz.

Tube 2018 fuar merkezinin 3 ila 7.0 numaralı salonları arasında, ayrıca 16 ve 17. salonlarda ve kısmen de geçici 18. salonda gerçekleşecek. Boru üretim ve işleme makineleri ve tesisleri, hammaddeler, boru ve boru aksamları, ikinci el makineler, yöntem tekniğine ilişkin aletler, yardımcı malzemeler; ölçüm, kumanda, ayar ve test teknikleri fuarın ana konuları arasında yer alıyor.

Fuarın programını boru hatları ve OCTG-teknolojisi, profil ve makineler ve plastik borular (Plastic Tubes) tamamlayacak. Çin Halk Cumhuriyeti’nden gelen yoğun talep nedeniyle önümüzdeki fuarda da Çin grup katılım standı kurulacak. 16. fuar salonunda yer alacak pavyonda „Meet Chinas Expertise“ sloganı altında tel, kablo ve boru sanayilerinden gelecek Çin firmaları temsil edilecek.

Boru aksamları 17. salonda sergilenirken, boru ticareti ve boru üretimi konuları fuarın 3 ve 4. salonlarında yer alacak. 5. salon ise boru şekillendirme tekniklerine ayrıldı. Makine ve tesisler ve boru işleme makineleri 6 ve 7a salonlarında görülebilecek. Profil ve plastik borular ise 3 ila 7.0 numaralı salonlar arasında ve 16 ve 17. salonlarda sergilenecek.

Tube Fuarı’nda da katılımcı ülkelerin başında İtalya, Hollanda, İspanya, Türkiye, Fransa, İngiltere, Avusturya, İsviçre, Polonya ve Almanya geliyor. Denizaşırı ülkelere baktığımızda ise katılımcı firmaların büyük bölümünün Hindistan, ABD, Çin ve Güney Kore’den geldiğini görüyoruz.



yilmazparlar@yahoo.com

16 Kasım 2017 Perşembe

Altın Yumurtlayan Kafalar-Yılmaz parlar

Altın Yumurtlayan Kafalar
 Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği öncülüğünde, “Altın Yumurtlayan Kafalar” ana temalı, Girişimciler G3 Forum, 14 Kasım 2017 Salı günü Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı salonlarında gerçekleştirildi.

 TOBB öncülüğünde, Habitat ve PublicisLive ev sahipliğinde, DenizBank ve Turkcell Arıkovanı sponsorluğunda, 7.’si düzenlenen Girişimciler G3 Forumda; Girişimciler Kurulu Danışmanı Berrak Kutsoy’un moderatörlüğünde Koç Inventram Genel Müdürü Cem Soysal, Turkcell İş Modeli Dönüşümü Müdürü Enis Yazırlıoğlu, Aslanoba Capital Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Aslanoba ve Şirket Ortağım Melek Yatırım Ağı Ağ Başkanı Mehmet Buldurgan’ın panelist olarak katıldığı Yatırımcılar Paneli, TOBB Genç Girişimciler Kurulu Başkanı Ali Sabancı, G3 Platform Başkanı Gülden Yılmaz, Turkcell Dijital Servisler ve İş Ortaklıkları Genel Müdür Yardımcısı Ayşem Ertopuz’un moderatörlüğünde  Mustafa Sandal, TOBB Genç Girişimciler Kurulu Başkanı Ali Sabancı, DenizBank Genel Müdürü Hakan Ateş’in moderatörlüğünde Cem Yılmaz    Girişimci panelleri güne damgasını vurdu.

 Toplumun refah düzeyinin ve hayat standartlarının yükselmesine katkı sağlıyan büyük pay sahibi girişimcilik form Konuşmalarda; girişimciliği yaygınlaştırmak hedefli Girişimciliği destekleyen, girişim kültürü oluşturan, farkındalık yaratan çok önemli mesajlar vardı.
 Ekosistemin başarılı aktif kurumu TOBB’nin  Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu, “Eskiden zengin olmak için milyarlarca dolar yatırım yapmak gerekirken, bugün bir bilgisayar ve iyi bir fikir yeterli. Geçtiğimiz yüzyıl kaynağı petrol olan 3. sanayi devrimi dönemiydi, bu yüzyılda ise kaynağı insan olan 4. sanayi devrimini yaşıyoruz. Bu yüzyılın amacı doğal kaynağa değil, fikri üreten insan kaynağına ulaşmak.”

G3 Platform Başkanı Gülden Yılmaz, “Gelecek nesillerin büyük olasılıkla -iş dünyasının rönesansı- diye adlandıracağı bir dönemi yaşıyoruz.”
Denizbank genel müdürü Hakan Ateş, “Ekonomide büyümenin sınırları yükselen girisimci ruhuna bağlı- Türkiye ekonomisinin gelişiminde kritik öneme sahip sektörlerde öncü konumda bulunmamızın arkasında da bu girişimci ruh yer alıyor.”
Turkcell dijital servisler ve iş ortaklıkları genel müdür yardımcısı Ayşem Ertopuz, “Girişimciler, fikirlerini geliştirme ve ürüne dönüştürme aşamasında onlara yol gösterecek bir rehbere fazlasıyla ihtiyac duyuyorlar. Girişimcileri ve girişimci adaylarını iş dünyasıyla buluşturarak bir anlamda bu rehberligi onlara sağlayan G3 forum, çok önemli bir misyonu yerine getiriyor.”
Habitat kurucu başkanı Sezai hazır “Bugüne kadar 81 ilde 10 bin yüz yüze egitim, 5 milyon kişi ile etkileşim, 70 farklı eğitim içerigi, 40 ulusal proje, 14 gençlik merkezi, 2000 eğitmen, 27 bilişim akademisi, 6 ulusal kampanya, 5 ödül, 47 fikir üretme kampı ve start-up weekend kapsamında 5000 gönüllü aracılığıyla, 1300 kişiye yüz yüze eğitim verdik. 8-11 yas arası çocuklarin analıtık düşünme becerilerini geliştirmek için vodafone, finans bank ve microsoft ortaklıgı ile 55 ilde 300 gönüllü eğitmenle 16 bin çocuğa eğitimler verdik,”

Yasal çerçeve içinde, her pazar koşullarında finansmana erişim, destekleyici yatırımcıların düşüncelerini, hangi fikirlere yatırım yaptıklarını, girişimcilere ne şekilde yararlı olabilecekleri konusundaki; Girişimciler Kurulu Danışmanı Berrak Kutsoy’un moderatörlüğündeki panel çok önemliydi. Başarılı bir şekilde paneli yürüten Berrak Kutsoy panelistlerine çok değerli sorularla girişimcilerin fikirlerin gelişimini şekillendirecek açıklamalara vesile oldu.
Yine TOBB Genç Girişimciler Kurulu Başkanı Ali Sabancı, Formun sunumunu üstlenen G3 Platform Başkanı Gülden Yılmaz, Turkcell Dijital Servisler ve İş Ortaklıkları Genel Müdür Yardımcısı Ayşem Ertopuz’un moderatörlüğünde  Mustafa Sandal,
TOBB Genç Girişimciler Kurulu Başkanı Ali Sabancı, DenizBank Genel Müdürü Hakan Ateş’in moderatörlüğünde Cem Yılmaz Girişimci panellerinde özellikle Ali Sabancı’nın sorduğu sorular Gençlerin zihinlerinde cevaplar buldu. İlham aldılar. Tam anlamıyla girişimcilik ruhunu içlerine yerleştirdiler.
 Genç girişimcileri mentorlarla buluşturan yuvarlak masa toplantılarında yaklaşık 1500’ün üzerinde girişimci ve girişimci adayı mentorlar ile bir araya geldi.İki masada bulunma fırsatı yakaldık Mentor Borsa İstanbul Araştırma geliştirme Direktörü Doç. Dr. Recep Bildik ve Gazeteci yazar Tv program yapımcısı Aynur Tartan girişimci adaylarına tecrübelerini aktardılar. Fikir alışverişi yapıldığı yuvarlak masada girişimciler kendilerine bir yol haritası buldular.
 yilmazparlar@yahoo.com


  

8 Kasım 2017 Çarşamba

EGD BAŞKANI CELAL TOPRAK HİZMET ÖDÜLÜ VERDİ-YILMAZ PARLAR

EGD BAŞKANI CELAL TOPRAK HİZMET ÖDÜLÜ VERDİ

Ödül zengini Ekonomi Gazeteciler Dernek Başkanı ve TGC Yönetim Kurulu Üyesi Celal Toprak bu sefer ödül veren isim oldu. 

TGC Burhan Felek Basın Hizmet  Ödülleri sahiplerini buldu
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC)'nin önceki başkanlarından Burhan Felek adına düzenlenen Burhan Felek Basın Hizmet Ödülleri’ne değer bulunan 10 gazeteci ödüllerini aldı...

Basınının önde gelen kalemlerinden ve Türkiye Gazeteciler Cemiyeti önceki başkanlarından Şeyhül Muharririn Burhan Felek adına verilen Burhan Felek Basın Hizmet Ödülleri dağıtıldı.

20 Ekim 2017 Cuma günü saat 11.00’de TGC Merkezi’nde toplanan Seçici Kurul,  70 yaşından gün alan ve meslekte 50 yılını tamamlayan Ahmet Örs, Ertuğ Karakullukçu, İzzet Öz, Melih Aşık,  Nurzen Amuran,  Orhan Atasoy, Ömer Kırkpınar, Sezi Ergun Anar, Tevfik Yener ve Zeynep Oral ‘a ödül verilmesini kararlaştırdı.

Derimod ve Garanti Barter’in sponsorluğunda düzenlenen ödül töreninde bu isimler ödüllerini aldı.

Ödül töreninin sponsorları arasında yer alan Garanti Barter ekip olarak geceye katıldı. Toplantıya Garanti Barter İcra Kurulu Başkanı Coşkun Ergün ile birlikte katılan Emir Varlık Yönetim Genel Müdür’ü Özbey Ergün sponsorluk nedeniyle verilen ödülü aldı.

Törene BYEGM İstanbul İl Müdürü Necmettin Altuntaş, BİK İstanbul Şubesi Müdürü  Mehmet Köşker, RATEM Başkanı Yusuf Gürsoy, Garanti Barter İcra Kurulu Başkanı Coşkun Ergün,  TGC Yönetim Kurulu Üyesi Celal Toprak, TGC Denetim Kurulu üyesi Arif Esen, Ercüment Erkul, TGC Balotaj Kurulu üyesi Muammer Tuncer, Haşmet Yavuz, Azize Şenbülbül, Serpil Özkaynak,  TGC Onur Kurulu üyeleri Şükran Soner, Engin Köklüçınar, TGC Onursal Üyeleri, Şenes Erzik, Prof. Dr.Turgay Atasü, Prof. Dr. Fevzi Aksoy, Oktay Duran, Rüştü Bozkurt, ÇGD İstanbul Temsilcisi Uğur Güç, TGC Sosyal İşler Komisyonu üyeleri Hüseyin Irmak, Nevin Akkaya, Yasemin Arpa, Kadın Gazeteciler Komisyonu’ndan Semra Kardeşoğlu, kıdemli üyeler Turgut Fethi, Garbis Özatay, Bilal Öztürk, Hasan Ercan, Zafer Atay, Seracettin Zıddıoğlu, Ali Hıdır Er, Okşan Atasoy, Zeki Efe ve çok sayıda TGC üyesi katıldı.

yilmazparlar@yahoo.com

8 Ekim 2017 Pazar

Çevko-Döngüsel Ekonomi - EGD Ekonomi Gazeteciler-Yılmaz Parlar

 Döngüsel Ekonomi ve Ekonomi Gazeteciler
ÇEVKO tarafından 5-6 Ekim 2017 tarihleri arasında Cevahir Hotel -Kongre merkezinde Döngüsel Ekonomi Kongresi düzenlendi. Kongre Kapsamında, Başkanlığını Celal Toprak’ın yaptığı Ekonomi Gazeteciler Derneği tarafından Döngüsel Ekonomi paneli gerçekleşti.

Avrupa'da stratejik kaynak politikasının baş faktörü olan döngüsel ekonomiyi hızlandırmak, değer zincirinde daha fazla, daha güçlü bağlığı sağlamak, Devleti, işletmeleri, bilim çevrelerini ve tüketicileri kapsayan katılımcı bir yaklaşım ve işbirliği gerektirdiği göz önünde alındığında, kamuya açılan pencere, Basın gözüyle “Döngüsel Ekonomi” mercek altına alındı.
Ekonomi Gazetecileri Derneği (EGD) Başkanı Celal Toprak’ın moderatörlüğünü üstlendiği Panele, ÇEVKO Genel Sekreteri Mete İmer, Anadolu Ajansı Finans Haberleri Editör Yardımcısı ve EGD Başkan Yardımcısı Hasan Arslan, Dünya gazetesi ekonomi yazarı gazeteci Rüştü Bozkurt, Gazeteci Pelin Cengiz, Ulusal Televizyon Ekonomi program yapımcısı Çetin Ünsalan  panelist olarak katıldılar.

Döngüsel ekonomi nedir? Sorusundan yola çıkılarak, Doğrusal ekonomiyle karşılaştırıldığında, Doğrusal ekonomide her şeyin sıfırdan üretilmesine karşın, döngüsel ekonomide geri dönüşüm ön planda olarak zıtlık göstermektedir. 
Süreçteki asıl hedef geri dönüşüm yaparak atık maddelerin ekonomi içerisine yeniden kazandırılması. Farklı geri dönüşüm modelleri yıllardır uygulanmasına rağmen, bu döngüyü güçlendirmedeki asıl amaç doğal kaynakları daha az tüketmek ve ekonomik kazanç sağlamak olarak Dünya’da temel oluşturdu. 2050 yılında öngörülen 9 milyar insanı beslemek zorunluluğu ve gerçeği varken, kaynaklar tükenirken, Dünya’da üretilen gıdanın üçte birinin çöpe atılması, kamuoyu bilincini artırmak ve bunun somut yollarını bulmak stratejik politikalar oluşturmaktadır.

Atılan, atıl kalan her ürün aslında değer barındırıyor. Az kayıp üreten bir üretim ve tüketim sistemi öngören “Döngüsel ekonomi” her şeyin yeniden kullanıldığı, geri dönüştürüldüğü, hammadde kaynağı olarak, değerlendirildiği yenilenebilir enerjiden ürün ve hizmet tasarımına her şeyde geçerli olduğu bir sisteme kapı açıyor. Kuşkusuz işbirliklerini gerektiren Döngüsel ekonomi prensiplerinin uygulanması arz ve talep konusunda şirket, tüketim konusunda bireylere yönelik bilincin artırılması şart sonucun çıktığı, ÇEVKO’nun Döngüsel Ekonomi Kongresi kapsamındaki “Basın Gözüyle “Döngüsel ekonomi” Panelinde Moderatör Celal Toprak Kongre salonun nabzını tutarak konu hakkında bilgisi olanları tesbitiyle bilgili bir dinleyici var panelistlerin sunusunda zorlanacağı espirisiyle ÇEVKO’nun bu önemli modeli gündeme getirmesini takdir ederek, medyaya bu konuda önemli bir rol düştüğünü söyledi. Toprak, “Dünya “Kullan-At” yerine “Kullan-Kazan” anlayışına geçmeli. Böylece  kaynaklar kurtarırılır, yeni nesillere daha güzel bir gelecek bırakmak mümkün olur.” Şeklinde özet bir ön konuşmayla sözü panelistlerin düşüncelerine bırakdı. 
ÇEVKO Genel Sekreteri Mete İmer, döngüsel ekonominin bugüne kadar sürdürülen klasik “Üret-Tüket-At” çizgisinin dışına çıkarak, atıkları kaynak olarak tekrar değerlendirmek için geliştirilmeye çalışılan yeni bir yöntem olduğunu dile getirdi.

Bunun bir paradigma değişikliği anlamına geldiğine dikkati çeken İmer, bu konuda sanayi kuruluşları, belediyeler, kamu ve toplum nezdinde farkındalığın oluşup uygulamaya geçilmesi gerektiğini, ayrıca medyaya da önemli görevler düştüğünü söyledi.
 Anadolu Ajansı Finans Haberleri Editör Yardımcısı ve EGD Başkan Yardımcısı Hasan Arslan, medyada çevre, küresel ısınma ve geri dönüşüm ekonomisiyle ilgili konularda bir jargon değişikliğine ihtiyaç olduğunu ifade etti.
Bu konuların kavramsal olmaktan çıkarılıp tüketiciye dokunur yönleriyle anlatıldığı takdirde toplumda yansıma görebileceğini belirten Arslan, “Bu noktada şirketlere önemli görevler düşüyor. Örneğin Almanya’da insanların içecek şişe ve kutularını atıp, karşılığında market alışverişinde kullanabilen fişler aldıkları makineler var. Medya ve ilgili sivil toplum kuruluşlarının da bu konularda yakın iş birliği içinde olması gerekiyor.” değerlendirmesinde bulundu.
 Gazeteci Rüştü Bozkurt, doğada da ekonomide de bir denge ve döngünün söz konusu olduğunu belirterek, döngüsel ekonominin yaşam biçimi haline gelmesi için doğaya yönelik mevcut felsefe ve medeniyet tasavvurunun sorgulanması gerektiğini ifade etti.
Bozkurt, dünyada gelecekte yaşanabilecek kaynak kısıtı göz önünde alındığında döngüsel ekonomi konusunda bir bilinç oluşmasının şart olduğunu vurguladı.
 Gazeteci Pelin Cengiz, iklim değişikliği konusunda sanayiye ve bireylere önemli sorumluluklar düştüğünü, medyanın da bu noktada farkındalık, algı ve bilinç oluşturma işlevi bulunduğunu bildirdi. 
Cengiz, “Bu konuda insanlara ne yapmaları gerektiği değişim ve dönüşümler sonucunda birey olarak ne elde edebilecekleriyle birlikte anlatılmalı. Küçük bireysel ve yerel girişimlerle çevresini değiştirip dönüştürmüş insanların iyi hikayeleri öne çıkarılmalı. Meselenin paydaları da medya ile daha fazla ilişki kurmalı.” diye konuştu.  
 Gazeteci Çetin Ünsalan ise döngüsel ekonominin geleceğin ekonomisinde zorlu bir rekabet ortamı oluşturacağını ifade etti. 
Ünsalan, “Gelecekte yurt içi ve yurt dışı pazarlara mal satabilmek için döngüsel ekonomi içinde çalışan firmalar yaratmanız gerekiyor.  Bu belge geleceğin ekonomisinde mal satabilecek olanları belirleyecek. Türkiye’nin de burada çok hızlı davranması gerekiyor.” yorumunu yaptı.
Panelde sonuç olarak,  Mümkün olan her şekilde değeri korumalı ve paylaşılmalı. Döngüsellik burada sadece ayak izleri küçültmek değil Dünya’da uyum içinde gelecek vizyonunu şekillendirmek için de önemli kilit bir rol oynuyor. Aynı zamanda iklim konusunda önemli bir yer tutuyor. İklim ve çevre tartışmalarında ya bir korku yada bir  umursamazlık söz konusuydu. Ancak, bunları inovasyona, isteğe ve uygulanabilirliğe dönüştürmeye gerek var.
yilmazparlar@yahoo.com 

22 Eylül 2017 Cuma

TurkNet-AKN’yi tamamen kaldırdık-Yılmaz Parlar

İNTERNETDE YENİ DÖNEM
Son adım AKN’yi tamamen kaldırdık
TurkNet Kurucu Genel Müdürü Cem Çelebiler ile TurkNet Bireysel İş Birimi Genel Müdür Yardımcısı Sinan Kurmuş’un 20 Eylül 2017 Çarşamba günü Swiss Boshorus Hotelde gerçekleştirdikleri basın toplantısında TurkNet Kurucu Genel Müdürü Cem Çelebiler yaptığı sunumda “Son adım olarak tüm mevcut ve aramıza yeni katılacak müşterilerimizin AKN’siz internet keyfi yaşamaya hazır olduğuna karar vererek, AKN’yi tamamen kaldırdık” dedi
İnternet erişim hizmetinde büyük fark yaratan AKN’lerini kaldıran yeniliği ile TurkNet, kendi altyapısındaki kullanıcılardan sonra Türkiye’nin her yerindeki abonelerinin AKN’lerini kaldıran Türkiye’nin ilk operatörü oldu.

TurkNet kullanıcıları, ‘kotam bitti’ derdi olmadan 7 gün 24 saat aynı yüksek kalitede AKN’siz ve taahhütsüz interneti, her yöne 1.000 dakika telefon hizmetiyle birlikte ayda 59,99 TL fiyattan kullanıyor.
Cem Çelebiler “ilk adımı, 2016 Mart ayında, o dönem Türkiye’deki ortalama kullanımın yaklaşık üç katı olan 150 GB AKN’li interneti ve her yönde ayda 1.000 dakika telefon hizmetini tüm müşterilerine taahhütsüz olarak ayda 59,99 TL’ye sunarak attık. İkinci adım olarak, Yerel Ağın Paylaşıma Açılması (YAPA) uygulamasıyla, sadece bakır kablolar gibi pasif bileşenleri kiralayarak, kendi aktif altyapıları üzerinden kullanıcılarına ulaşmaya başladıklarını, böylece maliyetlerinde önemli bir düşüş sağladıklarını anlatan Çelebiler, “üçüncü adım olarak, bu maliyet düşüşü ile 20 Nisan’dan itibaren aktif altyapıda bulunan TurkNet abonelerinin, AKN’siz internet kullanmasını sağladık. Dördüncü adımda yaz boyunca aktif altyapıda olmayan tüm müşterilerimizin AKN’lerini 250 GB’ta çıkartarak altyapımızı test ettik. son adım olarak tüm mevcut ve aramıza yeni katılacak müşterilerimizin AKN’siz internet keyfi yaşamaya hazır olduğuna karar vererek, AKN’yi tamamen kaldırdık”dedi
21 yıldır telekomünikasyon sektöründe, tamamı Türk sermayeli tek bağımsız telekom operatörü olarak hizmet veren TurkNet, taahhütsüz ve bol içerikli ‘Özgür İletişim’ paketinden sonra hayata geçirdiği yenilik hakkında Genel Müdür Cem Çelebiler sunumun ilk bölümünde “Önce taahhüdü kaldırarak kullanıcılara seçme ve memnun kalmadığında hizmetini değiştirme şansı sunmaya başladık. Şimdi de tüm Türkiye’deki müşterilerimizi ve TurkNet’e yeni gelecek herkesi AKN’siz internetle buluşturuyoruz. TurkNet’liler artık AKN hız sınırlamasına takılmayacak. İnternet kullanıcısı olarak bizler bir servis sağlayıcıdan ne istiyorsak müşterilerimize de onu sunuyoruz. Kendini müşterilerimizin yerine koyabilen, en yetkin, en yenilikçi insanlarla çalışarak yepyeni çözümler üretiyoruz, yaratıcı fikirlerle sektör ve teknolojinin sınırlarını genişletiyoruz. Biz internet çağının bireyleriyiz” açıklamalarında bulundu.
TurkNet Bireysel İş Birimi’nden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Sinan Kurmuş, “35 Mbps ile eş zamanlı yedi tane HD kalitesinde film izlenebilir. Pratik olarak evde çocuklar internette oynarken, ebeveynler ayrı ayrı film izleyebilir, eve gelen misafirler cep telefonlarıyla sosyal medyada gezinebilir, bu sırada da bir uygulama güncellenebiliyor olabilir” söyleminde bulundu.
Sorular üzerine Genel Müdür Cem Çelebiler  “Türkiye'de internet kotası kullanımı geçtiğimiz yıllara göre arttı. Altyapıların uzun zaman planlı yatırımlarla büyümesi üzere artışı rahatlıkla destekledi. Ancak Türkiye'de internet kullanımının son yıllarda diğer ülkelere göre abartıldığı gibi değil, Türkiye'de 76 GB kullanılan internet kotasının yanında İngiltere 133 GB kullanım yaparken ABD'de kota kullanımı 190 GB”şeklinde cevaplar verdi.
Kotayı çabuk dolduran nedenler hakkında gözlemlerini açıklayan ve neden sınırsız internete ihtiyaç olduğunuda örnekleyen Çelebiler’in  son sözü yine “Bir Dönemi Kapatıyoruz.”  oldu.


yilmazparlar@yahoo.com

22 Haziran 2017 Perşembe

HABİTAT DERNEĞİ NDEN MÜLTECİ GİRİŞİMCİLERE İFTAR -YILMAZ PARLAR

HABİTAT DERNEĞİ NDEN MÜLTECİ GİRİŞİMCİLERE İFTAR  

Her fırsatda yetkilileri tarafından, Türkiye’ye övgüler yağdıran, Türkiye’nin Dünyada en çok mülteciyi ağırlayan ülke olduğunu söyleyen, Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR) ve Habitat Derneği 20 Haziran Dünya Mülteciler Günü’nde, İMECE Programı kapsamında düzenlediği iftar yemeğinde, mülteci ve Türk girişimcileri bir araya getirdi. 

Habitat Derneği’nin, Suriyelilerin Türkiye ekonomisine artı değer katmaları için Birleşmiş Milletler Mülteci Yüksek Komiserliği (UNHCR) ile birlikte hayata geçirdiği İMECE Programı kapsamında, bir iftar yemeği düzenledi. 20 Haziran Dünya Mülteciler Günü, Mülteci Suriyeli girişimciye ait olan Vezir Han Şark Sofrası Restaurant’da gerçekleşen iftar yemeğine, 50’den fazla mülteci ve Türk girişimci katıldı. 
Türkiye'nin 2,9 milyon kişiyle en fazla sayıda mülteci ağırlayan ülke, mültecilerin yüzde 51'ini 18 yaş altı çocuklar oluşturuyor.

Dünya genelindeki mültecilerin yüzde 55'i Suriye, Afganistan ve Güney Sudan'dan geliyor. Türkiye'yi 1.4 milyon mülteciyle Pakistan ve 1 milyon mülteciyle Lübnan takip ediyor.
Mülteci sayısının nüfusa oranı sıralamasında ise Lübnan ilk sırada yer alıyor. Lübnan'da 6 kişiden biri mülteciyken, bu ülkeyi 11'de bir ile Ürdün ve 28'de bir ile Türkiye izliyor.
UNHCR verilerine göre Türkiye'de her 28 kişiden  birinin  mülteci olduğu, Türkiye'nin 2,9 milyon kişiyle en fazla sayıda mülteci ağırlayan ülke olduğuna dikkat çekilen 20 Haziran Dünya Mülteciler Gününde, Dünya konjonktürünün en önemli konularından biri olan mültecilerle ilgili pek çok çalışmada yer alan Habitat Derneği Girişimcilik Programı Direktörü Yoni Pinto “Habitat Derneği olarak bugüne kadar mültecilerle ilgili birçok çalışmada yer aldık. Yalnızca Türkiye’de değil, dünyada hemen hemen her ülkede var olan ve sıklıkla tartışılan bu konu için Amacımız çözüm üretmek ve konuya seyirci kalmamak. Bu kapsamda, ekonomimize katkı sağlamak isteyen girişimci mültecileri, Ramazan ayı ve 20 Haziran Dünya Mülteciler Günü olması vesilesiyle Türk girişimcilik ekosisteminin önemli oyuncuları ile iftar yemeğinde bir araya getirdik. Çalışmalarımıza İMECE Programı ile devam ediyoruz.” dedi.

Türkiye genelinde 5000 genç gönüllüsü ile sürdürülebilir kalkınma alanında çalışan İstanbul merkezli sivil toplum kuruluşu olan, 20  yıldır çalışmalarını hayata geçiren Habitat Derneği (Habitat) ilgililerinden aldığımız bilgiye göre;
Program içinde Suriyeli girişimciler, girişimci olmak isteyen adaylar katılacaklar. Girişimcilere, iş fikir ve modellerini nasıl geliştirebilecekleri, teknolojiyi işlerini büyütmek için nasıl kullanabilecekleri, finansmanlarını nasıl yöneteceklerine dair finansal okuryazarlık ve iş hukuku gibi konular anlatılacak. Yapılacak çalıştaylarla ise girişimcilerin bu konularda güçlendirilmesi sağlanacak. Küresel ölçekte başarılarını kanıtlamış yöneticileri, Türkiye'nin önde gelen iş adamları ve fikir önderleri ile bir araya gelme imkanı bulacak. 

İftarın verildiği mekan Fatih Fevzipaşa caddesi Ocaklı sokakda bulunan Vezir Han Şark Restaurant sahibi Girişimci Suriyeli Hasan Douba’dan bahsetmeden geçemiyeceğiz. Suriye’de fermuar fabrika sahibi olduğunu mesleğini İstanbul’da devam etdirmesi güç olduğu için Restaurant açtığı otantik Suriye yemeklerini hizmet verdiğini öğreniyoruz. Güleryüzlü mesleğinin profesyonelleriyle kurduğu kadrosu leziz duraklardan tercih edilecek yiyecek- içecek mekanlardan biri haline gelmiş. Spesiyalleri arasında Majuka-Fişneli Kebab, Frik Etli-Kebseh Etli, Jiko isimli yemekleri var. Peynirli şöbiyet ve hurma meyva suyu içeçeği de çok beğenilenler arasında oldu. 
İmece Programı ile İş dünyasına-Ekonomiye katkı getireceği inancımız ile gönüllü gençlerimizin çalışmalarını takdir ediyoruz.



yilmazparlar@yahoo.com

19 Haziran 2017 Pazartesi

sile yeryüzü pazarı-Yılmaz Parlar

ŞİLE YERYÜZÜ PAZARI


Tarım Gıda ve Hayvancılık Bakanlığı ile Şile Belediyesi arasında “Şile Yeryüzü Pazarı” alanında 16 haziran 2017 Cuma günü  ‘Kırsal Arazi Yönetimi İş Birliği Protokolü’ imzalandı. 

Bakanlık adına protokol imzalamaya gelen Tarım Gıda ve Hayvancılık Bakanlığı Tarım Reformları Genel Müdürü Abdullah Burak Keser törende yaptğı konuşmada Bakanlığın Milli Eğitim gibi Milli Tarım projesini bir kere daha hatırlatdı.

Başkanlığını Celal Toprak’ın yaptğı EGD Ekonomi Gazetecilerin ilgi gösterdiği ‘Kırsal Arazi Yönetimi İş Birliği Protokolü’ tören öncesi Şile Yeryüzü Pazarı üreticilerin standları, Gıda ve Hayvancılık Bakanlığı Tarım Reformları Genel Müdürü Abdullah Burak Keser, Şile Belediye Başkanı Can Tabakoğlu, EGD Ekonomi Gazeteciler Derneği Başkanı Celal Toprak, ilgili protokol, gazeticeler tarafından ziyaret edildi.
Şile Belediye Başkanı Can Tabakoğlu, girişimci üreticileri ve ürünleri takdim etdi.
İmzalanan protokolle, Ülkemiz açısından geleceğin projesi olarak görülen Milli Tarım Projesi kapsamında, Milli Tarım Ruhunu oluşturuyor. 

İthalata dayalı tarım ve hayvancılık anlayışının ortadan kaldırılması, arazi bölünmelerinin önlenmesi, hangi ürünün nerede daha iyi yetişeceği ni tespit etdikden sonra havza bazlı üretimin gerçekleştirilmesini temel hedef alan Milli Tarım Projesi'nin tarım alanlarının korunması, tarım ürünlerinin veriminin arttırılması, arazi kullanım planları ile toprakların korunması gibi protokolün ana maddeleri. 

Tarım Reformları Genel Müdürü Abdullah Burak Keser, Türkiye’de 24 milyon hektar tarım alanına 7 milyon hektar tarım alanı daha ilave yapılacağı, tespit edilen 184 ovanın 140'ın Bakanlar Kurulunda imzaya açıldığını ve buraları tarımsal sit alanı olarak ilan etdiklerini, buraya tarım harici her hangi amaçla kullanılamıyacağını belirterek, Türkiye'de üretilen kırmızı etden daha fazla kırmızı et tüketildiğini, bu ihtiyacı karşılamak için yaklaşık 500 bin civarında  büyükbaş hayvan ithal ettiklerini söyledi. Keser, Her yıl 400 bin buzağımız çeşitli nedenlerle öldüğünü, durumu dengelemek adına, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlğı olarak, 
aşıları tamamlanmak üzere her buzağı için maddi destek vereceklerinin altını çizdi. 

Genel Müdürü Abdullah Burak Keser, “Türkiye’nin en büyük kenti İstanbul’un kırsalı Şile, hak ettiği desteği ve değeri görecek. Belediye Başkanı Can Tabakoğlu’nun gösterdiği girişimler sonucunda, protokol Türkiye’de 941 ilçenin içerisinde ilk defa Şile ile imzalanıyor. 
Bundan elde edilecek modelle Tarım Bakanlığımız tüm ilçelere yaygınlaştırmayı hedefliyor.”

Şile Belediye Başkanı Can Tabakoğlu, Şile’de ekonomik, ekolojik, sosyokültürel hedeflere ulaşabilmesi için bir arazi yönetimine ihtiyacları olduğunu, İstanbul’un megakent olmasına rağmen, arazisinin üçde biri kırsal kesim. 800 Km2 alan üzerinde % 80’i ormanlık alan olan 62 mahallesinde tarım, turizm, sanayi ve tarihi yapıları ile 57 köyü kırsal nitelikte bir yerleşke iken mahalle statüsüne dönüşerek sosyal bir devinim gerçekleştirğini tarım kadar, şile bezi üretimin artırdıklarını ve ihraç etdiklerini, turizmi dinamik tutacaklarını söyledi.
 Başkan Can Tabakoğlu, “  Şile, İstanbul’un en büyük arazi sınırlarına sahip, Yüzde 80’i orman en çok mahalleye sahip ve yüzde 90’ı kırsal güzide bir ilçe. Bu protokol bir megakent kırsalında Türkiye’de bir model üretirken megakentin kırsalını koruyor sürdürülebilirliğini sağlıyoruz. Yetmiyor, megakent kırsalındaki baskıdan ötürü göç veren köylüyü köyünde tutmanın mazeretlerini arıyoruz. Biz şunu fark ettik, doğal olan, adil olan ve aracısız olan ürünü ürettiğimizde bizde kazanıyoruz, ancak bunun için bizlerde destek istiyoruz. Şile kentsel dönüşüm değil kentsel gelişim yapacak. Şile Kendi başına bir cazibe merkezi ve kendi ürünü ile rekabet eden bir kent. Böylelikle Şile köylüsü piyasada ezilmeden rekabet edebilir olacak. Bu protokolle birlikte toprağımızı nasıl koruma altına alacağız, bunu da akademisyelerle uzmanlarla birlikte köylümüzün ekonomisini kalkındıracağız bunun savaşını vereceğiz. Ürün ve üretici odaklı çalışacağız. Milli tarım politikasının başarılı olacağına inanıyorum ve bizleri pilot bölge seçen bu protokolü hayata geçiren başta Tarım Gıda ve Hayvancılık Bakanımız Faruk Çelik, Reformlar Genel Müdürümüz Abdullah Burak Keser ve emeği geçen herkese teşekkürlerimi sunuyorum. Şile’mize hayırlı uğurlu olsun.”ifadelerinde bulundu,

Şile Belediye Başkanı Can Tabakoğlu ile yaptığımız kısa söyleşide Dünya, tıbbi bitkilerin değerini anlamış olarak, bu alana büyük yatırımlar yapmakta olduklarını, ithal etme çabasında  oldukarını, Türkiye'deki bitki zenginliği içinde Şile’ninde bulunduğunu hatda endemik bitkilerin olduğunu ve girşimci kadınların yaptığı, kontrollü şifada sağlayan ürünleri tanıtdı. 

“Toprağı adeta kimyasalların bağımlısı haline getiren uygulamalar, insanlığın geleceğini tehdit etmektedir. Bu sebeple, toprağımızı ve sağlığımızı etkileyen gübre ve ilaç gibi kimyasallarla ilgili gerekli tedbirleri alarak, bitkinin ihtiyaç duyduğu formatta organik, mikrobiyal ve kimyasal gübre kullanımına ilişkin çalışmalarımızda son aşamaya geldik. Ayrıca organik tarım, iyi tarım ve çevre dostu doğal üretim tekniklerini desteklemeye devam edeceğiz.”dedi

yilmazparlar@yahoo.com

18 Mayıs 2017 Perşembe

Tohumculuk Sektöründe Strateji -Yılmaz Parlar





Ülkemizde GDO’lu Tohum Üretimi Yoktur
Tohumculuk Sektöründe Strateji  

Başkanlığını Kamil Yılmaz’ın yaptığı, TÜRKTOB, TÜBİTAK- TÜSSİDE’nin katkıları ile yürüttükleri Tohumculuk Sektörü Ulusal Strateji Geliştirme Projesi’ni 16 Mayıs 2017 Salı günü Fairmont Quasar Hotelde açıkladı. Basın Toplantısında Kamil Yılmaz “Ülkemizde GDO’lu tohum üretimi yoktur, ithalatı da yasaktır, bu konu Biyogüvenlik Yasası” kapsamında çok sıkı denetim altındadır.”dedi  

Toplantıya EGD Ekonomi Gazeteciler Derneği Başkanı Celal Toprak başta olmak üzere Ekonomi yazarları yoğun ilgi gösterdiler.

Kamil Yılmaz 1.5 yıldır TÜBİTAK’a bağlı Türkiye Sanayi Sevk ve İdare Enstitüsü (TÜSSİDE) ile birlikte yürüttükleri projenin temel amacının “Tohumculuk sektöründe uygulanabilir etkin stratejiler ve politikalar ile farkındalık oluşturmak ve yenilikçilik perspektifiyle; üretimin, ihracatın, verimliliğin, kullanım alanlarının ve katma değerinin arttırılarak yerel kalkınmanın ve tohumculuk sektöründe ülkemizin bölgesel ve uluslararası rekabet gücünün arttırılmasına katkı sağlamaktır.”dedi
Hedeflenmek istenen proje ile tohumculuk sektöründe tüm paydaşlarda farkındalık oluşturarak temeli sağlam stratejiler oluşturulması, sektörün değer zincirinde yer alan üreticiler, araştırmacılar, girişimciler, sanayiciler, dağıtıcılar, yetiştiriciler, destek sağlayan kurumlar, üniversiteler, birlikler gibi üretici örgütlerini içeren yapının Türkiye Tohumcular Birliği öncülüğünde organize bir şekilde örgütlenmesi ve rekabetçiliğinin arttırılması olduğunu söyleyen Kamil Yılmaz “Birliklerin ve üyelerin kurumsal kapasitelerinin arttırılması, Kaliteli ve yeterli sertifikalı tohumluk üretiminin sağlanması, Ar-Ge alt yapısının geliştirilmesi, Markalaşmaya önem verilmesi, İhracat   imkanlarının geliştirilmesi Rekabetçiliğin artırılması, Kayıt dışılığın önlenerek haksız rekabetin önlenmesi, Bütün bunların yapılabilmesi için ihtiyaç duyulan gerekli yasal düzenlemelerin gerçekleştirilmesi.”Projenin ana omurgasını maddeledi.
 Kamil Yılmaz Bakanlığın aldığı karar doğrultusundaki açıklamalarında “2018 yılından itibaren tüm tohumlukların sertifikalı olması ile Milli Tarım Projesi’nin en önemli ayaklarından biri olan Havza Bazlı Üretim ve Destekleme Modeli’nde belirlenen ürünleri 5 dekarın üzerindeki alanlarda üreten çiftçilerin ancak sertifikalı tohum kullanmaları durumunda destek alacak olmaları sektörümüz üzerine büyük sorumluluk ve görev yükledi.” Diyerek Tohumculuk sektörü olarak bu kararları desteklediklerini ifade etdi.
 Yıllara göre mukayeseli üretimi ise “Sertifikalı tohum üretimi 2002 yılında 145 bin tondu. 2009 yılında 385 bin tonu aşan üretim, 2013’te 743 bin tona, 2015 te ise 896 bin tona ulaştı. 2016 yılında ise 957 bin 925 ton üretim yapıldı. Son zamanlarda AR-GE çalışmaları sonucu geliştirilen yeni ve üstün nitelikli çeşitler üretime alındı. Tohumculuk sektörü içinde değerlendirilen fide, fidan ve süs bitkileri üretimlerimiz de arttı. Bugün Türkiye’de 4 milyar adet fide, 138.2 milyon adet fidan, 1,5 milyar adet süs bitkisi üretilmektedir. Bu rakamlar 10 yıl öncesiyle kıyaslandığında fide üretiminde %300, fidan üretiminde %50 artış demektir” şeklinde rakamlarla açıkladı.

Sözlerine, 2023 yılı için bir milyon tonluk sertifikalı tohum üretimini hedeflediklerini ilave etdi. Türkiye’nin tohum ithalatından vazgeçse bile kendine yeterli bir tarımsal ürün arzını rahatlıkla sağlayacak konumda olduğunu belirtden Başkan Kamil Yılmaz “2004 yılında 35 milyon dolarlık bir ihracat yapıyorduk, 2015 yılında bu rakam 115 milyon dolar oldu. 2016 yılına baktığımız zaman ihracatımızın 153.5 milyon dolara çıktığını görüyoruz. Bu miktar 2004 yılına göre % 436,  2015 yılına göre % 49.4 oranlarında artış anlamına geliyor.  Tohumculuk sektörü içinde değerlendirilen süs bitkileri ve fidan ihracatının da eklenmesiyle geçen yıl 202 milyon dolar olan ihracat 262 milyon dolara çıkmıştır. 

Tohum ithalatımız ise miktarda 2016 yılında bir önceki yıla göre % 13 düşmüş, değerde ise 202 milyon dolarla aynı kalmıştır. İhracatın, ithalatı karşılama oranı % 89’a ulaşmıştır. Türkiye tohumculuk sektörü bugün 70’ten fazla ülkeye tohum ihraç etmektedir. Ticaret hacmi olarak dünyada 10. Sırada olan ülkemizin hedefi ilk 5’te yer almaktır.”dedi 
Yerel tohumların kullanımıyla ilgili Çiftçimiz kendi ürününden elde ettiği tohumları kullanabilir, mübadele edebilir. hiçbir zaman yasaklanma getirilmediğinin altın çizdi.
“Türkiye Tohumcular Birliği olarak Tohumun İzinde isimli sosyal sorumluluk projemiz ile içinde yerel tohumlarda olmak üzere tüm yerel çeşitlerin korunması, toplanması ve değerlendirilmesi için gelen projelere maddi destek sağlıyoruz. Başta çocuklarımız olmak üzere toplumumuzun tüm kesimlerine tohumun önemini ve gelecekteki rolünü anlatan çalışmalar yapıyoruz. Projemiz ile aynı zamanda biyokaçakçılık ile mücadele ediyoruz. Ayrıca bir yandan Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından yerel çeşitlerin üretimlerinin devamının sağlanması amacıyla tarımsal özelliklerinin tanımlanması ve genetik kaynak olarak kaydedilmesi çalışmaları devam ederken diğer yandan tohumlarımız Ankara ve İzmir’deki gen bankalarımızda korunmaktadır.”bilgilerini verdi. 

EGD Ekonomi Gazeteciler Derneği Başkanı Celal Toprak’ın sorusu üzerine Yılmaz şu açıklamalarda bulundu; “Ülkemizde GDO’lu tohum üretimi yoktur, ithalatı da yasaktır, bu konu Biyogüvenlik Yasası” kapsamında çok sıkı denetim altındadır.”  Başkan Yılmaz açıklamalarına devam ederek  “Ancak ne kadar uğraşsak dahi GDO kadar gündemden düşüremediğimiz bir konu daha var. Ne yazık ki Hibrit (melez) tohumlarla üretilen ürünlerin sağlığa zararlı olduğu, kısırlık yaptığı zaman zaman gündeme geliyor. 

Hibrit tohumların sağlığa zararlı olduğunu net bir şekilde ispatlayan bilimsel bir kanıt yoktur. Çünkü hibrit tohum üretimi doğal bir yöntemdir. Hele GDO ve GDO teknolojileri ile uzaktan yakından ilgisi yoktur.” Dedi. 
Mısır örneğiyle “2016 yılında mısır rekoltesi 6.5 milyon ton olarak gerçekleşti. Atadan veya köy çeşitlerini kullandığımızda verim düşeceğinden rekolte yaklaşık 1.5-2.0 milyon  ton olacaktır. Aradaki farkı biz yurt dışından, özellikle ABD, Arjantin, Brezilya gibi ülkelerden ithal edilecektir. Bu ülkelerde üretimin tamamına yakını  GDO’lu mısır tohumluğundan yapıldığıdır.”diyerek toplantıyı sonlandırdı.

yilmazparlar@yahoo.com