27 Mayıs 2015 Çarşamba

Uluslararası İşbirliği Platformunun (UİP)- Prof. David Gosset-''Yeni İpek Yolu"-Yılmaz Parlar

YENİ İPEK YOLU
İstanbul Ticaret Üniversitesi Sütlüce Yerleşkesi İletişim Fakültesi Dekanlık Toplantı Salonu'nda, 25 Mayıs 2015 tarihinde, ekonomi, siyaset ve diplomatik alanda çok projeyi hayata geçirmeyi sağlayan Uluslararası İşbirliği Platformunun (UİP) kurul üyesi ve Çin Temsilcisi  Prof. David Gosset (Academia Sinica Europaea Müdürü) tarafından, İstanbul Bilgi Üniversitesi, Politik Bilimler ve Uluslararası İlişkiler Profesörü Prof. Dr. İlter Turan moderatörlüğünde, ''Yeni İpek Yolu; Türkiye - Çin İlişkilerinde Yeni Dönem'' başlıklı konferans gerçekleştirildi.
Konferansa Uluslararası İşbirliği Platformunun (UİP) Kurucu ve Organizasyon Komite Başkanı Cengiz Özgencil, Prof.Dr. Kerem Alkin, Kurul üyesi Angola Devlet Türkiye temsilcisi Ceren Çerçiler ve TOBB Genç Girişimciler Kurulu Danışmanı Berrak Kutsoy Başta olmak üzere UİP kurul üyeleri ve öğretim üyeleri katıldılar.
 2015 ICP Forumu'nda, “Yeni İpek Yolu” tartışılacağı temalarından biri olacağı  ''Yeni İpek Yolu; Türkiye - Çin İlişkilerinde Yeni Dönem'' konulu konferansta Prof.Dr. Kerem Alkin,zaman zaman katkıda bulunarak Türkiye’yi ön plana çıkaran gurur verici konuşmaları dikkatlerden kaçmadı.
Yeni İpek Yolu üzerinde görüşlerini paylaşmak için İstanbul'daki Ticaret Üniversitesi tarafından davet edilen Avrupa-Çin Forumu'nun Kurucusu David Gosset’in konferansında Çin Rönesans, değişimin 21. yüzyıl önemli faktörü bağlamında Çin Devlet Başkanlığın "Büyük Stratejisi" olarak ne düşündüğünü sundu.
Yeni İpek Yoluna destek vermeyi amaçlamayan Gosset, Yeni İpek Yolu Girişimi kurdu.
Gosset, kendi kıta ve deniz boyutlarda hem "Tek Kayış, Tek Yol" vizyonu Türkiye için potansiyel derin olumlu etkileri olduğunu açıkladı.
Asya Altyapı Yatırım Bankası (AIIB) bir üyesi olarak, Türkiye'nin sadece aynı zamanda Afrika kıtasını saracak Çin ve Avrupa fakat arasındaki bağlantıları derinleştirmek değil Yeni İpek Yolu, barış ve refah için bir yol, birlikte inşa edebilirsiniz.
Afrika’dan hammadde alıp bitmiş ürün satan Çin’in değerli maden ve petrolün tüm ithalat kalemlerine oranı, yüzde 95 seviyesinde seyreden Afrika’daki  ekonomik ilişkilerle hamlelerine ve bunun yüzde 17 ini kapsayan Angola,hakkında Angola Devletin Temsilcisi UİP kurul üyesi Ceren Çerliler konferansta fikirlerini ve gözlemlerini paylaştı.
Konferans sonrası Uluslararası İşbirliği Platformunun (UİP) Kurucu ve Organizasyon Komite Başkanı Cengiz Özgencil tarafından Prof.David Gosset’e Dünya’da ilk kez verilen konferansların Anadolu topraklarında olduğuna dair  sembol ve şekillerle örneklendirilen çok orijinal plaket takdim edildi.
Ayrıca Prof.David Gosset’e Bebek Hotelde onuruna resepsiyon verildi..
TOBB Genç Girişimciler Kurulu Danışmanı Berrak Kutsoy, ile yaptığımız söyleşide,    Genç girişimcilerin UIP 2015 formundaki ilgili rolünü sorduğumuzda; TOBB Genç Girişimciler Kurulu Danışmanı Berrak Kutsoy Genç iş adamların ve Genç iş kadınların girişimlerine odaklı çalışmalarını faaliyetlerini sıralayarak “Dünya ekonomik dinamiklerinin gelişmekte olan pazarları yeniden şekillendirildiği bir dönemde bulunduğumuz coğrafyada değişen dengeler, yeni alternatif arayışlarına ihtiyaç duyulmasına, ve geleceğimizi şekillendirecek yeni dinamiklerle işbirliği, en hayati konulardan biri olarak karşımıza çıkmakta olduğu gerçeğinde genç liderlere düşen payının önemi çok büyük” sözleriyle Genç liderlere dikkat çekti.
Prof. David Gosset Uluslararası İşbirliği Platformu ile fikir alış verişinde bulunarak, 2015 ICP Forumu'nda, Yeni İpek Yolu”  katılımcılar tarafından tartışılıcağı “temalarından biri olacağı kararlaştırıldı. 
David Gosset CEIBS at Academia Sinica Europaea müdürü ve Avrupa-Çin Forumu'nun kurucusu küresel ilişkiler ve uluslararası ilişkiler uzmanıdır. Fransızca, İngilizce ve Çince bilen Gosset üst Fransız kurum ENA (Ecole Nationale d'Administration), Davos Dünya Ekonomik Forumu Küresel liderlik Programı, Washington DC Johns Hopkins Üniversitesi'nde ders verdi, aynı zamanda üst kısmında büyük çokuluslu şirketler için Fortune 500. Gosset Academia Sinica Europaea, Avrupa ve Çin arasında bir entelektüel arayüz kurdu ve o da Avrasya'nın iki kenarı arasındaki kapsamlı diyalog için koşulları yarattı. Euro-Çin Forumu'na kurmuştur. Eski Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac, Avrupa-Çin Forumu "2002 yılından bu yana Avrupa ve Çin medeniyetleri arasındaki alışverişi için benzersiz bir platform" olduğunu düşünmektedir. Bir sinolojist, Profesör Gosset Çin'in dönüşüm ve küresel etkileri üzerinde yoğun yazılar yazdı. Onun yorumları Uluslararası New York Times yayınlandı - Eski International Herald Tribune - Ayrıca, Huffington Post, Forbes ama büyük Asya ve Çin medyasında. Gosset Çin Merkez TV (CCTV), Bloomberg TV, CNN, Rusya TV ve diğerleri için yorumladı. Onun analizler Economist Intelligence Unit tarafından yayınlanmıştır. 31 Aralık 2014 tarihinde Fransa Cumhuriyeti François Hollande Cumhurbaşkanı tarafından imzalanan kararname ile Gosset Onur Lejyonu (Chevalier de la Légion d'Honneur) Şövalyesi oldu. Gosset ayrıca Academia Sinica Europaea ile yaptığı çalışmalarla, İspanya Kralı sonra, Juan Carlos I tarafından "Sivil Düzenin Haç" ödülüne layık görüldü. Gosset çeşitli Avrupa Şirketleri ve Kurumları Yönetim Kurulu Üyesi olarak görev yapmaktadır.
yilmazparlar@yahoo.com




21 Mayıs 2015 Perşembe

Ekonomi Gazeteciler Derneği (EGD) -“SAROS EKONOMİ GEZİSİ”-YILMAZ PARLAR

SAROS EKONOMİ GEZİSİ”


 Ekonomi Gazeteciler Derneği (EGD) 15-16-17 Mayıs 2015 tarihlerinde  “Anadolu ve  Trakya Buluşmaları” adı altında incelemelerini sürdürdüğü geleneksel toplantılarından biri olarak,  bacası tütmeyen, Kirli sanayi yerine; Tarımda, Hayvancılıkta, Balıkçılıkta, turizmde gelişme göstererek büyüme arzusunda olan Saroz Bölgesinde Ekonomi gezisini gerçekleştirdi.

EGD Gazetecileri, sırasıyla 15 Mayıs 2015 Cuma günü Keşan Belediye Başkanı Mehmet Özcan’ı, 16 Mayıs 2015 Cumartesi günü Enez Belediye Başkanı Abdullah Bostancı’yı, 17 Mayıs 2015 Pazar günü İpsala Belediye Başkanı Mehmet Keman’ı dinledi. Belediye Başkanları ilçeleri hakkında geniş bilgiler verdiler.
EGD Gazeteciler, 16 Mayıs 2015 Cumartesi günü Enez’de İstanbul Üniversitesi Enez Sosyal Tesisleri salonunda gerçekleşen, Bölge ekonomisindeki sorunlarının masaya yatırılması ve  çıkacak sonucun herkes için çok önemli olan“Saroz Bölgesi Ekonomisi” konulu panelde, Bölge ekonomisini şekillendirmede söz sahibi aktörleri dinledi.
Edirne Genç Girişimciler Derneği Başkanı EGİAD Yönetim Kurulu Üyesi ve  EGD Trakya Temsilcisi Nevser Tavgaç  Eraslan’ın moderatör olduğu “Saroz Bölgesi Ekonomisi” konulu panelde, EGİAD Başkanı Hakan İnci, Ekonomi Gazeteciler Derneği (EGD) Başkanı Celal Toprak, KTSO YK Üyesi, Saroz Böl. Otel ve Yat. Der. Başkanı Mustafa İşçimen Konuşmacı olarak katıldılar.
Toplantıya AB’den sorumlu Edirne Vali Yardımcısı Mustafa Serdar, Edirne Vali Yardımcısı Bakır, İpsala Belediye Başkanı Mehmet Keman, Enez Belediye Başkanı Abdullah Bostancı, Keşan Belediye Başkanı Mehmet Özcan Başta olmak üzere, Edirne Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı, Edirne Ticaret Borsası Başkanı, Kalkınma Ajansı yetkilileri, AB Proje Ofisinden yetkililer, iş dünyasından ve sivil toplum kuruluşları temsilcileri katıldılar.
Tarımda, Hayvancılıkta, Balıkçılıkta, turizmde fırsatlar sorunlar riskler dile getirildi.
 KENT MARKALARI ÜLKE EKONOMİSİNDE OLMAZSA OLMAZI
Ekonomi Gazeteciler Derneği (EGD) Başkanı Celal Toprak, . “Cumhuriyet’in 100’üncü yılında Dünya ekonomisinin ilk 10’na, ihracat hedefini 500 milyara, Kişi başı geliri 20 bin dolarlara çekmeye çalışıyoruz mümkün mü?”
EGD Başkanı Celal Toprak, Hedefi koyanların gerçekleşir mi gerçekleşmez mi şeklinde demeye başladıklarını ancak Ülke olarak böyle bir lükse sahip olamıyacağımızın altını çizerek. Geleceğin gençleri çocuklarımıza iş imkanları, daha iyi daha güzel bir dünya bırakmak zorunluluğumuzu vurguladı. Toprak
Son yıllarda markaların kentlerden geçtiğini ve yeni dönemde kent markaları ekonomiyi belirleyeceğini, başarılı oldukları takdirde Ülke zengin olabileceğini hatırlattı. “Kent markaları ülke ekonomisinde olmazsa olmazı.” Sözüyle İpsala Pirincin markalaşması gerektiğini söyledi.
YÖRENİN İPSALA PİRİNCİ, SAROS BALIĞI, SATIR ETİ MUTLAKA MARKALAŞTIRILMALI
Celal Toprak, “Ekonomi Gazeteciler Derneği (EGD) olarak Anadolu buluşmalarında geçtiğimiz ay içinde  Tokat ’taydık. Tokat, tarım ve turizme dayalı sanayi konusunda önemli bir fırsat yakalamış durumda.  Kalkınma Ajansı bile bunun farkında değil. KOSGEB Ankara ile kentler arasındaki bağlantıyı kuracak kurumlar ancak nafile. Başarılı olmak için bu kurumlara verilen emekler boşuna. Fransızların elinde böyle bir imkân olsa o kenti bambaşka bir görünüme getirirdi. Saros diye doğa harikası bir körfez var, biz ne yapacağız? Turizm planı ile ilgili bir proje var mı? Tarım turizmi ya da bununla ilgili bir proje var mı? Napoli’de bağları görmek isteyen turistlere üzüm toplatıyorlar üstüne üstlük bir de parasını alıyorlar.  Bahçeye girmek para kazandırıyor. Yörenin İpsala Pirinci, Saros Balığı, Satır Eti mutlaka markalaştırılmalı.”

 Saros  Körfezi Turizm Otelciler Yatırım Derneği Başkanı Mustafa İşçimen, “Saros dünyanın kendi kendini yenileyen 3 körfezinden biri.  Doğal yapısı ile Saros Körfezi ve Turizm Otelciler Yatırım Derneği olarak alternatif turizmi nasıl başarırız diye harekete geçerek bir yapay nesil projesi ürettik. Dünyanın ilk Sualtı Müzesini Saros’da yaptık. Bu projede hiçbir devlet desteği yok, tamamen gönüllü ve çevreye duyarlı insanların desteği ile Erikli’de başladık.  Enez’in yazlık nüfusu 300 bini buluyor. Kışın bu nüfus Enez merkez de dâhil 10 bindir. Enez’de 8 bin villa, Erikli’de 6 bin 300 villa bulunuyor.  Saros Körfezi’nde 2 bin yatak kapasitesi var. 300 bin kişiyi bu 2 bin yatakta ağırlayamıyoruz. 3 tane belgeli tesis var. 6 tane de turizm belgeli olmayan belediyeye bağlı tesis var.
 EGİAD (Edirne Genç İşadamları Derneği) Başkanı Hakan İnci   “Hayat planlamasını sahile göre yapmıyoruz, 4 bin kişiye hizmet ederken 50 bin kişiye hizmet etmek zorunda kalıyoruz. Otel kısmında bu ihtiyaç doğduğu için oteli açarken eğitim verelim, profesyonel olarak    mutlaka eğitim şart diyoruz.  .  Personel olarak gençleri yetiştirmek lazım ve bunun için de iyi bir eğitim programına ihtiyaç var.”

 Enez Belediye Başkanı Ecz. Abdullah Bostancı   “Enez tarihi zenginlikleri ve doğal dokusu ile süslenmiş batısı Yunanistan ile Türkiye arasında sınır oluşturan Meriç nehrinin Ege Denizi’ne geniş bir delta ile dökülüyor. Güneyinde 28 km sahili olan Ege Denizi bulunuyor. Kendi kendisini temizleyen ender kıyılardan birisidir. Doğusu geniş çam ormanları ile çevrili, oksijen oranı yüzde 93, önünde Ege Denizi, kuzeyinde Gala Gölü bağlantılı balık deposu birçok lagün göller mevcut. Kuzeyinde Hisarlı Dağı ile çevrili. Bu coğrafya ve doğal güzelliklerin ortasında M.Ö. 4000 yıllarına ait içinde Ayasofya Kilisesi ve sonradan Fetih Camii olmuş büyük bir kalesi halen dimdik ayakta duruyor. Enez 9500 yıllık tarihi ile dimdik canlı bir şekilde yaşamını sürdürüyor.”dedi
Abdullah Bostancı,  çağdaş modern yeni bir tarihi, doğal güzelliklerimizi ve tüm canlı popilasyonları, kuş ve diğer yaban hayatın gösterileceği yeni bir Gözlem Evine başlandığını, Lagün göllerinin ıslahın gerekliliğini, derinleştirilmesi ve kenarlarının taşlanarak çevresinde yeni eşil alan, par ve oturma alanlarının oluşturulması ve tüm Enez’i bütün çevresi ile gezilebilecek yol ağı projesin yaklaşık 15 milyon lira civarında olduğunu açıkladı.
 Bostancı,  “Yeni dalış alanları yaratmak   Enez ve Saros’un  turizm hedefleri doğrultusunda  yeni katma değer alanları sağlamak projeleri üretmeliyiz.”  Dedi.

Keşan Ticaret ve Sanayi Odası Bakanı Mustafa Hevacıoğlu, İpsala pirincinin de tescilleneceğini belirti. “Eksikler çok. 1/25’lik planlar 2016-2017’de çıkacak. Çanakkale’ye 70 km yol var. Bu arada 30 bin ev, yatak kapasitesi olmayan otel var. Engelleri aşamıyorlar. 1/25’lik planlar çıkınca engeller aşılacak. 2023’e kadar üç belediye beraber çalışacağız. Ortak akıl, yuvarlak masa, akıllarımızı birlikte yürütüyoruz. Yaklaşık 120 bin nüfuslu. Havzada ticaret, tarım yapılıyor. Yazın 300 bin nüfus oluyor. Altyapı sıkıntısı var. Tahıl merkezi olan yörede çeltik ekiliyor. Bunu da pazarlayamıyoruz. Çeltik tarlalarımız ve pirincimiz meşhur. Pazarlama ve reklam sorun. Köylü ve çiftçi azalıyor. İkinci ve üçüncü nesil üniversitede okuyor. Türkiye’deki pirincin yüzde 55’ini üretiyoruz. Yunanistan, Bulgaristan’dan gelen sular buradan geçiyor. Trakya Üniversitesi bu bölgedeki çeltiğe sağlık raporu verdi. Kanserojen etkisi yok. Ürünlerimizi yatırıma çeviremiyoruz. Türkiye’deki enflasyonun sebeplerinden bir tanesi gıda enflasyonudur. Hamzadere Trakya’nın GAP’ı. Turizmi şekillendirebilirsek iyi verim alabiliriz. Tarımı şekillendirecek ürün desenini belirlersek tarımı 4’e katlarız. Trakya Hollanda kadar. fakat bizim ihracatımız ile Hollanda’nın ihracatı ortada.  Domates ekeceksek salçayı da yapmalıyız.  Pirinç ekeceksek lapayı, mamayı da yapmalıyız.  Biz bugüne kadar hep yetiştirmişiz ve satmışız. Artık ürünü işlememiz gerekiyor. Türkiye’nin yüzde  33 bamyası bu bölgede üretiliyor.   Tarım politikaları Türkiye’de yeni dönemde daha iyi olmalı. Eksiğimiz çok. Brezilya dünyada tarım ekonomisi ile büyüdü. Sanayi gelişecekse tarımla gelişmeli.”
 Paneli Değerlendiren EGD Başkanı Celal Toprak, “Sosyal ve kültürel etkinlikler düzenlenmeli. Festivaller bölgesel hale getirilmeli. Çeltik tarlaları ve sinek olayı ile ilgili çalışmalar çok önemli. Burası Ezanın en son okunduğu yer olduğuna göre batıya yakınlığını dile getirmek lazım. Halkın kültür zenginlikleri ile balık tutarak, ziraatla yaşamlarını etkinleştirmeli. Bölgenin turizm açısından da önemli bir gelir kaynağı olduğu görülüyor. Bir diğer alternatif turizm çeşidi olarak da Dalış Turizmi öne çıkarılmalı.  Bu turizm çeşidi hem paralı turisti getirir hem de turizmde kaliteyi arttırır. Yalnız dalmak için bir ülkeye giden yabancı ziyaretçiler var. Saros  neden bunları ağırlamasın? Dalış turizmi ile ilgili yatırımlara ağırlık verilmeli ve belki de bu alanda dünyada bir marka olabilmek için çalışılmalı. Dalma turizminin 12 ay devam ettiği takdirde mutlaka bölgeyi kurtaracaktır .” sonuç açıklamalarında bulundu.
Bizim tespitimizde; Yeni Türkiye Ekonomisinde, yeni bir stratejiye ihtiyaç olduğu gibi bölge ekonomisinde de yeni bir stratejiye ihtiyaç olduğu ortaya çıktı.
Konaklayacak otel tesis eksikliği nedeniyle turist yerine günlük ziyaretci geldiği, İşsizliğin sebeb verdiği göç nedeniyle genç nüfusun azaldığı eğitimle nitelikli elemanların turizme kazandırılmasının güçlükleri. Bölgeye has balıkçılık konusundaki sıkıntıların, sorunların  Trol ve gırgırla avlandığı, Ülke pirincin yarısı bölgeden olmasına karşın marka olamadıkların, hayvancılık konusundaki eksiklerin olduğu sonucunu gözlemledik.


yilmazparlar@yahoo.com

12 Mayıs 2015 Salı

SANKO-BAŞAK TRAKTÖR-YILMAZ PARLAR





SAFKAN TRAKTÖR

SANKO Holding, 2012 yılında bünyesine dahil ettiği bir asrı geride bırakan tarımda makineleşmenin öncülüğünü üstlenen Başak Traktörü, kısa süre içinde sektörde ilk beş arasına girmesini hedefliyor.

SANKO Holding Onursal Başkanı Abdulkadir Konukoğlu ve Sanko Holding Yönetim Kurulu Üyesi, İş ve Tarım Makineleri Grup Başkanı Sami Konukoğlu  Adapazarı Başak Traktör fabrikasında Basın Toplantısı düzenledi.
Yüzde yüze yakın, büyük kısmı Türk sanayisinin üretimi yerli yapım hakkında Konukoğlu’lar Başak Traktörü “Safkan” olarak tanımlıyorlar.
Başak Traktör’ün kuruluşunun 101. yılı dolayısıyla Adapazarı’ndaki fabrikaya özel bir gezi düzenlendi. Bayiler ve basın mensupların katıldığı, yerinde izlenen Başak Traktör Fabrika gezi etkinliğinde, eski ve yeni fabrika binaları, tesis ve makinaları mukayeseli olarak tanıtıldı.


Son derece entegre çağdaş Uluslar arası teknoloji standartlarında üretilen modern traktörün hedefleri büyük.
SANKO Holding Onursal Başkanı Abdulkadir Konukoğlu “AR-GE ve modernizasyon yatırımlarıyla Başak Traktörü sektörün gözbebeği ve sembolü haline getiriyoruz” diyerek Sanko Holding bünyesine katılan Başak Traktörü yeniden yapılandırdıklarını dile getirdi.
Abdulkadir Konukoğlu “Başak Traktör’ü Türkiye’nin en modern üretim tesislerinden biri yapma hedefiyle yola çıktık, sürekli yatırımlar yapıyoruz. Ar-Ge ve modernizasyon yatırımlarını çok önemsiyoruz. Test Merkezi başta olmak üzere, projelerimizi gerçekleştireceğiz. Başak Traktör, çiftçinin tarlasında, bahçesinde başak gibi açarak, üretime katkı sunmaya ve bereketin sembolü olmaya devam edecek.”dedi


Asırlık iki kuruluşun sinerji oluşturacağının altını çizen, Ar-Ge çalışmalarıyla geliştirecekleri traktör hakkında Konukoğlu,  “SANKO Holding, faaliyet gösterdiği her alanda, her zaman ülke ekonomisine katma değer üretmeyi; üretime, kaliteye, ihracata ve istihdama katkı sağlamayı hedeflemiştir. Gerek üretim kalitemiz gerekse vizyon ve felsefemizle belirleyici konumda olmayı sürdürüyor, her geçen gün daha büyük ve daha güçlü bir grup oluyoruz”  diyerek daha çok istihdam yaratacaklarını vurguladı.

İlgili Birim yetkililerince verilen bilgiye göre  200 dönüm arazi üzerinde 35 bin metrekarelik kapalı alana sahip tesislerde yıllık traktör üretim kapasitesinin 10 bin adet olduğunu temel ana parçalar olan motor, şanzıman, hidrolik incelikle titizlikle tüm testlerden geçirilerek üretilmektedir.

Yaptığımız söyleşide, Traktörlerin düşük yakıt tüketimi olduğunu öğreniyoruz.

Kalite nedeniyle az bakım gerektiriyor ve bakım maliyeti düşük  
Servis ve yedek parça hakkında  Türkiye çapında yaygın satış ve servis ağının yanı sıra, her an ulaşılabilir ve ekonomik yedek parça stokuyla çiftçinin “her an yanında” olduğu, yüzde 100 Türk sanayisinin üretimi şeklinde sorularımıza cevap buluyoruz.

Sanko Holding Yönetim Kurulu Üyesi, İş ve Tarım Makineleri Grup Başkanı Sami Konukoğlu” Başak Traktörü,  tarlalarda,  başaklar açarak sektörde Türkiye’de ilk sıralara getirmeyi hedefliyoruz" şeklinde hedefini çizdi.

Yetkililşilerden aldığımız bilgilere göre;
 Başak Traktör’ün temelleri, 1914 yılında Adapazarı'nda kurulan DA-TA (Demir Araba-Tahta Araba) Fabrikası’na dayanıyor.
1944 yılında Türkiye Zirai Donatım Kurumu’na (TZDK) bağlanan şirket, SAZ (Sakarya Alat-ı Ziraiye) adıyla tarım alet ve makineleri üretmeye devam etti.
Adapazarı’ndaki fabrikada o dönemlerde Türkiye’nin farklı bölgelerinde kullanılan çiftçi arabaları (at arabası), hayvanla çekilen pulluk, tırmık, motopomp ve traktör ekipmanlarının yedek parçaları üretildi.
1968 yılında Ford marka traktörleri üretmeye başlayan tesis, pulluk ve diskaroların üretimini de sürdürdü. Ford ile yapılan anlaşma doğrultusunda yüzde 65 oranında yerli traktör üretimine ulaşıldı.
1976 yılında 73, 53, 43 ve 33 HP güce sahip traktörlerin üretimi için Avusturyalı Steyr firmasıyla lisans ve yerli üretim anlaşması yapıldı.
1978 yılında 12 ve 17 HP gücünde tamamen yerli bahçe traktörleri üretimi için yatırımlar yapıldı ve projesi dahil tümüyle yerli “BAŞAK 12” ve BAŞAK 17” modelleri çiftçinin hizmetine sunuldu. Böylece “Başak” markası doğdu.
1994 yılında 45 HP gücünde STEYR 845 traktörleri 2x4 ve 4x4 olarak Avusturya için üretilmeye başladı. Bu proje dahilinde 1000’e yakın traktör ve parçaları Avusturya’ya ihraç edildi.
1996 yılında “Başak Traktör” marka ve logosuyla ilk kez, lisans anlaşması olmadan, kendi bilgi birikimi ve teknolojisini kullanan traktör fabrikası olarak 70, 50, 45 ve 33 HP güçlerinde traktör üretimi başladı.
2003 yılında özelleştirilen Başak Traktör, 2012 yılında SANKO Holding tarafından satın alındı.

SANKO Holding’in temeli 1904 yılında 7 dokuma tezgahı ile atıldı. Dördüncü ve beşinci kuşağın işbaşında olduğu SANKO’da yaklaşık 14 bin kişi istihdam ediliyor. Tekstil, enerji, çimento, ambalaj, tarım ve iş makinaları, bilişim, finans, sağlık, eğitim, AVM ve gayrimenkul olmak üzere 11 sektörde faaliyet gösteriliyor.



yilmazparlar@yahoo.com