Kadın Girişimciler Ekonomik Güçtür
Önyargıya rağmen, Kadın Girişimciler çok büyük bir ekonomik güçtür
Kadın girişimciler, ülkenin ekonomik refahına ölçülebilir bir katkı sağlıyorlar. Kadınları teşvik etmek, ekonomik olarak güçlendirmek, karma ilerleme sağlamak akıllı ekonomidir
Ana teması “Ekonomide Kadın Eli” olan Kadın Girişimciliğine Destek Zirvesi ve Fark yaratan kadınlara ödül töreni 30 Ekim 2019 Çarşamba günü Sarıyer Belediyesi bünyesindeki Boğaziçi kültür sanat merkezinde gerçekleşti. Etkinlik Komite Başkanı Nil Yıldızalp, Ekonomi Gazeteciler Derneği (EGD) ve Yeni Arayışlar Girişimi Platformu Derneği (YAPDER) Başkanı Celal Toprak ve Sarıyer Belediye Başkanı Şükrü Genç’in Açılış konuşmaları sonrasında “Kadın Girişimciliğinde Yeni Arayışlar” konulu panel ile devam edildi. Seçkin jürinin layık gördüğü fark yaratan kadınlarımıza ödülleri takdim edildi.
Zirve bünyesinde tüm konuşmaların yapısında, kadınlar ilerlediğinde, dünyanın onlarla birlikte hareket ettiği, kadınların ekonomik potansiyellerini gerçekleştirmelerine, ekonomik ve sosyal değişimleri teşvik etmelerine yardımcı olunduğunda; işgücüne katılım ve ilerlemede çoğu zaman aşılması güç zorluklarla karşı karşıya kalan, sosyoekonomik olarak dezavantajlı kadınlar, ekonomik üretkenliği artırabilir.
Sürdürülebilirliğe odaklanmış ülkeler gelişseler bile, kamu eylemi gerektiren birçok cinsiyet eşitsizliği devam etmektedir. Daha fazla cinsiyet eşitliği, gelecek nesiller için gelişim sonuçlarını iyileştirebilir ve kurumları ve politikaları daha temsili hale getirebilir.
Düzeltici politikalar, refah için en önemli olan kalıcı cinsiyet eşitsizliklerine odaklanırlarsa önemli gelişme kazançları sağlayacaktır.
Ekonominin nesnelliği, ekonomik düşünceyi, modelleri ve analizleri etkileyen bir öznelliği gizlemektedir. Bu öznellik genellikle cinsiyet gibi spesifik faktörleri görmezden gelir.
Ekonomi bir sosyal bilimdir ve toplumun tüm bileşenlerinin, kadınların ve erkeklerin fırsata erişimi eşit şartlarda olmalıdır.
Dayanışma ekonomisinin tüm sektörlerinde, ticari, ve ticari olmayan varlığa sahip olan kadınlar, günlük ekonomik yaşamın temelini oluşturur.Kadın girişimcilerin çoğunluğu mikro, küçük ve orta ölçekli işletmeler işletmektedir. Kadınların küresel ekonomide daha büyük bir rol oynaması gerekiyor.
Kadın girişimciler ekonomik kalkınmanın anahtarı mı?
Kadınlar kendilerini güçlü yenilikçi olarak görüyorlar. Özellikle gelişmekte olan ülkelerde, kadın girişimcilerin sunduğu fırsatlar pazarların büyümesine ve istihdam olanaklarının artmasına yardımcı olmaktadır.
Sarıyer Belediye Başkanı Şükrü Genç, “Cumhuriyetin kadınlara kattığı değer kadar, kadınların da cumhuriyete çok katkısı olmuştur.”dedi Kurtuluş Savaşı'nın silâhlı mücadele günlerinde zafere katkı sağlayan isimlerden örnek vererek cumhuriyete giden yolun kahramanları olduğunu söyledi.
Sarıyer Belediye Başkan Yardımcısı Sevgi Atalay’ın moderatörlüğündeki panele; Beko Satış Direktörü Arel Atakol, Hepsiburada Girişimci Kadınlar Proje Koordinatörü ve Kurulu Üyesi Pınar Alkan’ın yanı sıra (Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği) TOBB İstanbul Genç Girişimciler Kurulu Üyesi Teksan Jenaratör Pazarlamadan Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Ebru Ata Tuncer, Kadın Girişimci/Pasta ve Ekmek Şefi Sevilay Gök panelist olarak katıldı.
27 kategoride 27 fark yaratan kadına ödül verildi ilk TÜROB Kadın başkan olarak ödül alan TÜROB Başkanı Müberra Eresein dikkat çekenisim oldu çok takdir edildi.
Kadın girişimciler neden önemlidir?
Mevcut bilgiler, kadınların sahip olduğu küçük ve orta ölçekli işletmelerin küresel olarak genel olarak düşük karlılıkta veya düşük büyüme oranlı sektörlerde yoğunlaşma eğiliminde olduğunu göstermektedir. Perakende, güzellik ve yemek hizmetleri kadınların odaklandığı sektörler arasındadır.
Ancak çok daha büyük ekonomik ilerleme için fırsat var. Kadınlar erkeklerin egemen olduğu sektörlere geçtiğinde, geleneksel olarak kadınların egemen olduğu sektörlerden üç kat daha fazla kazanabilirler.
Kadınları erkeklerin egemen olduğu sektörlere girmeye teşvik etmek - ve böylece finansal borç verenin zihniyetini değiştirmek ve kadınların girişimci işletmeleri öğrenmeleri, büyütmeleri ve geliştirmeleri için yeni fırsatlar sunarak - gelişmekte olan ülkelerdeki kadınlar yoksulluktan kurtulabilir ve ülkelerinin ekonomik durumunu iyileştirebilirler.
yilmazparlar@yahoo.com
Midyat Festivalinde “Ekonomi Penceresi”
“2030 yılına kadar yoksulluğun olmadığı tek ülke Türkiye olacakdır.”
6-8 Eylül 2019 tarihleri arasındaki Midyat Kültür sanat Festivalinde, Midyat mikrokredi projesi hayata geçirildi.
Geçmiş dönem Bakanlarımızdan Vakıfbank Yönetim Kurulu Başkanı Abdulkadir Aksu, Bankacılık sistemine bir öneri getirerek Mikrokredi vadesiz mevduat hesabı ismiyle tüm bankalarda yeni hesabın açılması ve açıkladığı şekliyle 2030 yılına kadar yoksulluğun olmadığı tek ülke Türkiye olacağını söyledi.
2003 yılında Diyarbakır’da mikrokredi faaliyetlerine başlayan Türkiye İsrafı Önleme Vakfı Türkiye Grameen Mikrofinans programı Mardin genelinde 21 mayıs 2007 tarihinde 7.ncisi açılan Mardin, Kızıltepe ve Ömerli olmak üzere 3 şube ile faaliyet gösteriyor.
Kısa adıyla TGMP, Mardin genelinde 4.559 kadının hayatına dokunmuş, onların birer girişimci olarak iş hayatına girmelerine ve kadınlarımızın Türkiye ve bölge ekonomisinin itici gücü olmalarına destek olmuş.
6 Eylül 2019 tarihi itibari ile 185 bin kadının mikrokredi desteği 880 milyon lirayı aşmış durumda. Aksu’nun açıkladığı sistem ve semavi dinlerin kitaplarından verdiği örneklerden sonra imza töreni gerçekleşti. Böylece 97. mikrofinans şubesi olarak Midyat şubesi açılmış oldu.
Mikrofinans şubesi açılışına Vakıfbank Yönetim Kurulu Başkanı Abdulkadir Aksu, Türkiye İsrafı Önleme Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Prof. Dr. Aziz Akgül ve Midyat Belediye Başkanı Veysi Şahin’in protokol imza sonrası Kredi alanlara sembolik büyük boy çekleri takdim etdiler.
Artuklu Üniversitesi İktisat 3. Sınıf Öğrencisi Duygu Çamurtaş’ın inovatif projeleri ve Mardin’li iş adamı Mehmet Samsa’nın bireysel sorumlulukla Türk sporuna yaptığı katkılar öne çıkan dikkatimiz çeken cevher örnek isimler oldu.
Duygu Çamurtaş ile yaptığımız söyleşide Artuklu İnovatif Gelişim Topluluğu (İGT), 2018 Yılında,tarafından resmi olarak kurulduğunu, kişisel gelişim üzerine kariyer odağı ile belirlenen bu öğrenci topluluğu heterojen bir yapıya sahip olduğunu, Tüm maddi ve Manevi desteği Mardin’li iş adamı Mehmet Samsa’dan aldığını öğreniyoruz.
Vizyonu Prof. Dr. Aziz Sancar’ın gençlere tavsiyesi olan ‘Politika ile uğraşmayın; ilim ve bilim yapın’ sözüne dayandığını söyleyen Duygu Çamurtaş, Bu vizyondan hareketle kurulduğu yılda Mardin’de ulusal çapta bir ilki çok zorlu bir sürecin ardından “Sınırların Ötesinde” sloganı ile gerçekleştiğini açıklıyor.
Yine açıklamasına devam ederek “Proje mantığında; Batıda sıkça ve üst düzey kalitede gerçekleşen bu tür akademik faaliyetlerin Güneydoğu bölgesinde de aynı kalitede var olması yer alıyordu. Nitekim öyle de oldu. TİNK, Simsoft ve Silk and Cashmere gibi önde gelen kuruluşların CEO’larının yanı sıra Microsoft’un İş Geliştirme Müdürü, Oyak Renault’un eğitmenleri gibi birçok değerli ismi Mardin’de İnovatif Gelişim Zirvesi’18 bünyesinde yerel halk ve öğrencilerle buluşturdu. Ulusal çapta 33 farklı üniversiteyi ağırlayan ve konuklarıyla bu zirvede sağlam bir bağ kazanan İGT, 2019’da zirveyi uluslararası boyutta planladı. 4-5 Ekim tarihlerinde Dicle Kalkınma Ajansında organize edilen bu zirve; yine ezberleri bozmaya hazırlanıyor. 2 günlük program kapsamında; konferanslar, söyleşiler, paneller, tea talk etkinlikleri, atölye çalışmaları olacak.” Mardin’li iş adamı Mehmet Samsa yine sahnede organizasyona destek veriyor.
Mardin’de bir ilk olacak 24 saatlik Hackathon düzenleneceğini söyleyen Duygu Çamurtaş “ Bu hackathonu İGT düzenlerse nasıl düzenler? Mardin; kadim medeniyetlerin başkenti, binlerce kültürün ev sahibi ve eşsiz bir tarihi olan şehrimiz. Bu şehir, 4-5 Ekim tarihlerinde bu kez zenginliklerini globalleşen dünyanın kavramları ile harmanlayacak. Tarihimizin bilim insanlarından El Cezeri’nin de izlerini bıraktığı Kasımiye Medresesi, 1 gün boyunca TOBB Kadın Girişimcileri başta olmak üzere piyasadaki iş insanlarına, İEEE ve farklı illerden bir araya gelecek mühendislik öğrencilerine, bu alanda tahsili-uzmanlığı bulunan mentorlere ve gönüllülere ev sahipliği yapacak. Ortaya ise her taşının hafızasını dünyaya tanıtacak bir mobil uygulama veya oyun çıkartılacak. Peki, diğer etkinlikler sıradanlığını koruyacak mı? Tabii ki de hayır. Panellerimizden bir tanesi; Irak Konsolosluğumuzdan Gümrük Ateşemiz ve Türkiye’nin ekonomi alanında önde gelen profesörlerinden birinin bir araya gelerek ekonomik gelişmelerimizin iyileştirilmesi ve yapılandırılması bakımından ele alacak.” Şeklinde mükemmel projelerini tüm heyacanı yaşayarak anlatıyor.
Mehmet Samsa çok çeşitli yaptığı yardımlar destekler, sponsorlukların yanı sıra kurduğu Mardin bisiklet takımının, Türkiye birinciliği, üçüncülüğü gibi dereceleri varken; Mezopotamya medeniyeti olarak, Bağdat’a kadar bir yarış düzenlemesi, Mardin bisiklet takımını Dünya birincisi olarak görme gibi hedefleri var. Sporun öğrencinin gerek eğitiminde gerekse iş hayatında başarılı olma rolünün büyük olduğu yadsınamaz. Mardin’li iş adamı Mehmet Samsa’nın bu kutsal hizmeti örnek alınarak böyle cevher isimlerin çoğalması ümidiyle.
yilmazparlar@yahoo.com
Hedef 100 bin Müşteri
Ataşehir'de hizmete başlayan, CarrefourSA’nın yeni nesil perakende anlayışıyla tüm trendleri uygulamaya kilitlenmiş, Metropol hipermarketin müşteri hedefi haftalık 100 bin.
Sabancı Holding ve Carrefour Grup iştiraki CarrefourSA’nın Ataşehir’deki yeni Metropol İstanbul hipermarketi, CarrefourSA’nın resmi açılış basın toplantısında CarrefourSA Genel Müdürü Kutay Kartallıoğlu, gıda ürünlerinin tazeliği, organik olması, tüm çeşitlerin bulundurulması, perakendenin önemini koruyan hız, digital (ürün seçimi-kampanya takibi-ödeme başda olmak üzere), müşteri memnuniyeti gibi trendleri harfiyen uygulayarak, 640 market sayısına ulaşmayı hedeflediklerini, yatırım için 120 milyon TL ayırdıklarını söyledi.
Dikkat çeken özellikler ; 80 Balık çeşidi, 600 çeşit içki reyonu, 80'e yakın meze çeşidi. Unlu mamülleri sloganla ünlü mamüller olarak isim değiştirerek iddalı oldukları, duyma engellilerin kullandıkları cihazın gürültü uğultusun baş ağrısı yapma sebenbiyle kapatmada T durumuna getirilmesiyle sadece kasiyeri duyma izelliği Türkiye’de tek uygulamanın hipermarketlerde oluşu, Kampanyaları ve diğer marketdeki ürünü takip eden digital ekran, gibi daha pek çok özelliklere sahip. Market ön kapıda Robot karşılıyor. Hoş Geldiniz-Güle güle haricinde soruda cevaplıyor…
Basın Toplantısında CarrefourSA Genel Müdürü Kutay Kartallıoğlu, “Tüm hipermarketlerimizde müşterilerimize güvenilir ve kaliteli ürünleri, en uygun fiyat politikasıyla ferah bir alışveriş ortamında sunarak bambaşka bir alışveriş deneyimi yaşatmaya çalışıyoruz. Metropol İstanbul CarrefourSA Hiper ile bu deneyimi, Ataşehir'e kazandırdık. Müşterilerini dinleyerek yol haritasını belirleyen bir marka olarak Ataşehirliler'in beğenisini kazanarak alışveriş tercihlerini değiştirecek bir yatırıma imza attık. Metropol İstanbul CarrefourSA Hiper, yalnızca geniş ürün gamı ya da farklı reyon konsepti ile değil teknoloji odaklı yeni nesil market hizmetleriyle de öne çıkıyor.” Şeklinde yeni anlayışı açıkladı.
CarrefourSA Hipermarketler Satış Genel Müdür Yardımcısı Şenol Arpacı “Esnaf dokunuşunu Ataşehir'e taşıdık. Binlerce taze gıda ürünlerini kaliteli, güvenilir ve en uygun fiyat politikasıyla müşterilerle buluşturuyoruz. 80 farklı çeşit balık sunmaya başladık. Kırmızı ette de en iyi fiyat garantisiyle hijyen ve kalite denetimlerinin veteriner hekimler tarafından yapıldığı, kaynağı belli yüzde 100 yerli besi et ürünlerini reyonlarımıza getirdik.
Organik ekmek çeşitlerinden günlük taze tatlılara, tuzlu pastalarından geleneksel unlu mamullere kadar birçok çeşidi kendimizi pişirip fırınlarımızdan reyonlara ulaştırmaya başladık. Tat müdavimlerini unutmadık, peynirden zeytine, sucuktan Kayseri pastırmasına, ithal ve yöresel lezzet seçenekleri ve daha birçok farklı lezzete kadar onlarca çeşidi Müdavim Şarküteri'ye taşıdık.
Bir diğer yeni reyonumuz Mezeci'de şakşukadan haydariye, içli köfteden acılı ezmeye, favadan patlıcan salatasında kadar 80'e yakın meze çeşidi sunuyoruz. Bunların yanı sıra dünya mutfaklarından seçme lezzetler ve Japon Mutfağının 2 bin 500 yıllık efsane lezzeti Sushi'yi sipariş üzerine hazırlayarak taze taze müşterilerimize ulaştırabiliyoruz.”
İstanbul'un yaşam oranı yoğun olan ilçelerinden Ataşehir'in merkezinde, 10 milyon TL yatırımla Metropol İstanbul bünyesinde hizmete giren CarrefourSA Hiper, taze gıda ürün grupları, vitamin ağacı, mahzen, dünya mutfakları, organik ürün grupları ve 70 kişi kapasiteli Lezzet Arası restoranıyla öne çıkıyor. Metropol İstanbul CarrefourSA Hiper'de toplam 100 personel görev alıyor.
Geniş ürün gamının yanı sıra Metropol İstanbul CarrefourSA Hiper, yeni nesil hizmetleriyle de öne çıkıyor. Teknoloji reyonunda bulunan mağaza içi sipariş ekranı ile müşteriler, 2 bine yakın teknoloji ürününe bir ekrandan ulaşıyor, ürün mağazada bulunmasa dahi kiosk üzerinden sipariş vererek satın alma gerçekleştirebiliyor.
Metropol İstanbul CarrefourSA Hiper'de işitme güçlüğü çekenlere kasalarda indüksiyon döngü sistemi kulaklık, yaşından dolayı hareket zorluğu olanlara akülü araba, engelli ve yaşlı müşterilere kişisel asistan, engelli müşteriler için ulaşım alternatifleri ve çocuklar için çocuk alışveriş arabaları ile hizmet veriliyor.
CarrefourSA, Hızlı Kasa uygulaması ile müşterilerine hızlı ödeme imkanı kazandırırken, Al Gelsin hizmeti ile mağazada yaptığı alışverişi kapısında teslim almak isteyen müşterilere “kapıya teslim” hizmeti veriyor.
Toplantı sonrası market reyonları gezildi. Yerinde bilgi alındı.
yilmazparlar@yahoo.com
Türkiye Bağımsızlığını Kaybeder
Bilim Akademisi Üyesi Prof. Dr. Naci Görür TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası’nda yaptığı konuşmasında “Marmara bölgesi Türkiye’nin en büyük sanayi bölgesi ve ekonomik açıdan can damarıdır. Beklenen deprem üretim ve enerji tesislerine zarar vermek suretiyle, Türkiye çapında çok büyük bir ekonomik kriz doğurabilir. “Türkiye ekonomi bağımsızlığını kaybeder.”dedi
Beklenen Marmara depremini çeşitli, faktörlerde değerlendiren Prof. Dr. Naci Görür çncesi, esnasında ve sonrası yapılması gerekenleri sıraladı.
“Büyük bir iş ve üretim kaybına neden olabilen depremin, Aylarca sürebilecek bir üretim kaybı ve gecikmesi. Sarılması mümkün olmayan ekonomi yaralara yol açar. Deprem Öncesi TOBB ve TÜSİAD, MUSİAD gibi kuruluşlar bu konuyu teşvik etmelidir.
Bu nedenle tüm sanayi tesislerinin depremde olabilecek olası hasarlara karşı önlem almaları gerekir. Konu ile ilgili ulusal ve uluslararası sigorta mekanizmaları da geliştirilebilir.
Deprem Sonrası Kamu ve özel sektörün, ulusal ve uluslararası finans kaynaklarını ve sigorta güvencelerini kullanmak suretiyle, bir an önce ekonominin çarklarının tekrar dönmesini sağlamaları gerekir. Ciddi bir afet ve yıkımdan sonra bunu başarmanın bir hayli zor olacağını da şimdiden hesap etmeleri gerekir”. Şeklinde ekonomik açıdan uyardı.
“Depremin büyüklüğü önemlideğil, sarsıntısız da çöküyoruz’’ ironi sözler zihinlere saplandı.
TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası İstanbul şube Başkanı Yüksel Örgün Tutay açılış konuşmasında sık sık gündeme getirdikleri marmara Depremin önemine dikkat çekerek öncesi, esnasında ve sonrasında bilinçiz olduğumuzu bir kere daha vurgulayarak tüm hatlarıyla Prof. Dr. Naci Görür’ün izah edeceğini söyledi.
Prof. Dr. Naci Görür’ün önemli ana başlıkları;
Kentin Depreme Hazırlanması, Bir kenti depreme hazırlamak sadece yapı stokunu yenilemekle olmaz. Kentin tüm bileşenleri olan, yönetim, halk, altyapı, yapı stoku, çevre ve ekonomiyi depremde güvenli hale getirmek gerekir.
Halk ve kent yönetimi deprem öncesinde, sırasında ve sonrasında tam olarak ne yapacağını bilmiyor. Halka kadar inen bir hazırlık ve organizasyon yok.
Barajların depremde nasıl davranacağı tam olarak bilinmiyorken, İstanbul’un su ihtiyacının neredeyse tamamının yüzey suyundan (barajlardan) karşılanıyor olması, buna karşın yeraltı suyu stratejik planın olmaması, İstanbul’u bekleyen en büyük risklerden biridir.
Deprem aynı zamanda en büyük çevre felaketidir. İstanbul’da hâlihazırdaki çevre koşulları da pek iç açıcı değildir.
Prof. Dr. Naci Görür“1999 yılında meydana gelen Gölcük ve Düzce depremlerinden sonra, Marmara Denizi’nin altındaki kabuğun aşırı olarak stres ile yüklendiği ve önümüzdeki 30 ±10 yıl içerisinde kırılarak, Mw 7.4 büyüklüğünde bir deprem üretme olasılığının %62 olduğu bilimsel verilere dayalı olarak söylendi. O günden bu güne 20 sene geçti, zaman daraldı ve biz henüz daha gerçek anlamıyla depreme hazır değiliz.” Sözleriyle başladı.
Özetle ;Yapı stokunun çoğu yeterli mühendislik hizmeti almamış, depreme karşı güvensiz binalardan oluşmakta. Çarpık kentleşme halen daha etkin.
Depreme hazırlık adına “Kentsel Dönüşüm” projesi başlatıldı ve birçok semtte binalar yapıldı ama, bu proje de tam anlamıyla deprem odaklı olmadı ve uygulamada rant kaygısı çok daha öne çıktı.
Proje depremde en fazla yıkım olabilecek yerlerde başlatılmak yerine, gayrimenkulün en fazla para ettiği semtlerde yürütüldü. Çünkü kentsel dönüşüm projelerinin plan, gözetim ve denetiminin arkasında devlet değil müteahhitler vardı. Hal böyle olunca da, doğal olarak, rant ağır bastı.
Binalar yeterli mühendislik hizmetleri olmaksızın inşaa edildiğinden, deprem olmaksızın da İstanbul’da bina yıkılmaları, çökmeleri (Kağıthane, Sancaktepe, Beyoğlu, Esenyurt vb.) meydana gelmeye başladı. Bu uyarıcı olaylar göz ardı edilmekte.
Nüfusu 16 milyona dayanmış, trafiği içinden çıkılmaz hale gelmiştir. İstanbul’un ormanları kısmen tahrip olmuş, dereleri kirlenmiş ve üzerleri kapatılmıştır.
Kanalizasyon ve atık su sistemleri yeterli ve uygun olmadığı için, şiddetli yağmurlarda taşkın, sel ve buna bağlı kayma ve göçmeler olmaktadır.
Deniz kirliliği fazladır; özellikle Marmara Denizi can çekişmektedir.” Şeklinde acı tabloyu gizler önüne serdi.
Yönetimin, Deprem Öncesinde sismik tehlike, sarsıntı, risk ve olasılık haritaları ile senaryoların hazırlanması., afet yönetimi için gerekli tüm hazırlık ve organizasyonların yapılması, Risk yönetimi için gerekli tüm işlemlerin yapılması gerekir dedi.
Deprem Sonrasında, Depremzede operasyonları hakkında yeterli bilgiye sahip olunmadığını vurguladı.
Halk, Altyapı, Yapı Stoku, Çevre gibi konularda öncesi esnasında sonrasında yapılması gerekenleri söyledi.
Ayrıca,TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası İstanbul şube sekreteri Neşe Değirmenci’den yaptıkları çalışmalar hakkında bilgi aldık. Herkesin bu konularda bilgi alacağı seminerler düzenlediklerini söyledi.
yilmazparlar@yahoo.com
Gerilla Reklamla Markalaşma
Hiç para yok, ancak medya dikkati çekilmek istenildiğinde başlar .
Gerilla pazarlama küçük işletme sahipleri için, yaratıcılık, esneklik ve biraz risk almaya istekli olmak gerekiyor. Almadığı tek şey büyük bir bütçe.
Ayrıca sizi fark etmenin, sizi rakiplerinizden ayırmanın ve eğlenceli ve farklı olmanın ününü kazanmanın harika bir yolu olabilir. Hepsi uygun bütçenize göre uyarlanmış.
Başarılı bir gerilla stratejisi uygulama konusunda, markalaşma konusunda bazı ipuçları almak için Twigy markasının kurucusu ve Birleşmiş Markalar Derneği Başkanı Sinan Öncel’i dinlemeniz gerekiyor. Servcorp ev sahipliğinde Gazeteci yazar Demet Cengiz’lin moderatörlüğünde; “Patronca Sohbetler” isimli Başarı öyküleri sohbetinde, Sinan Öncel, başarılı olmak, üründe markalaşmak için mükemmel mesajlar verdi yaptığı reklam örnekleriyle girişimcierin ufkunu açtı. Sinan Öncel Başarılı olmak isteyenlere kararlarında hedeflerinde ısrarlı azimli olmalarının altını çizdi.
Öncel, İlk girişimciliğinin çocuk yıllarında, başladığını, dergiler satdığını, iş hayatında akıl sermayesiyle büyüdüğünü açıkladı. Vizyonel görüşle, Türkiye’nin dinamik yapısından dolayı atılan her adımın dikkatli temkinli olması gerektiğini belirtirken riske girmeden, kriz dönemlerinde muhafazalı hareket etdiklerini, Markayı derin tutarak hep temkinli adımlar attıklarını ifade etdi. Öncel “Bu yüzden son yaşanan kriz dahil birçok krizden Twigy markası etkilenmedi diyebilirim. Türkiye’nin dinamik yapısından dolayı da çok büyük riskler alabilen biri hiç olmadım. Her zaman temkinli adımlar attım. Büyük riskler alıp ve sonrasında iflas eden çok yakın arkadaşım oldu. Bu dönemlerde biraz daha akıl sermayesine yatırım yaptım, finansal olarak sınırlı ilerledim. Çünkü 40 yıllık girişimimi kriz dönemlerinde riske atmak istemedim.” Gibi izledikleri yol haritasını açıkladı.
Öncel, kategorinizi, markanızı ve tüketicinizi gerçekten düşünerek net hedefler belirleyerek başlamanızı öneriyor. Aklınızda bir hedef olmalı ve ayrıca müşterinizin kim olduğunu ve onlara neyin ilgi göstereceğini ve neye hitap ettiğini anlamanız gerektiğin öğütlüyor.
Gerilla pazarlamasını alışılmadık, beklenmedik ve genellikle izleyiciyle olan benzersiz, akılda kalıcı bir tepkimeye neden olan herhangi bir tanıtım türü olarak söyleyebiliriz.
360 derece düşünme, fikrinizin hayata gelebileceği her yolu hayal etme zamanı, nihai hedefin medyanın dikkatini çekmek ve tüketicilerle pozitif bağlantı kurmak olduğunu, ilk adımın zihinsel durumun olduğuna dikkat çekiyor
Gerilla pazarlaması, düşman savaşçılarına sürpriz saldırılar oluşturmak için peyzaj, düşman ve sürpriz unsurunu kullanan “gerilla savaşı” teriminden kaynaklanmaktadır. Pazarlama karşılığının arkasındaki fikir, izleyicileriniz hakkındaki bilgilerinizi ve onları markanıza veya ürünlerinize bağlamak için (dijital veya çevrimiçi olabilen) bir alanla nasıl etkileşime girdiklerini kullanmaktır.
Servcorp, Türkiye Direktörü Damla Özgönül, “Bu etkinliklerle iş dünyasına cesaret ve motivasyon konusunda köprü olmayı amaçlıyoruz. Başarı öykülerini kendi ağzından dinlediğimiz girişimciler, başarıları kadar, kendilerini bu başarıya taşıyan başarısız oldukları tecrübeleri de içtenlikle dinleyicilerle paylaşıyorlar. Bilindiği üzere girişimciler, fırsatları yakalama ve tehditleri algılama konularında algıları yüksek kişilerdir. Akıllı insanlar başkalarının tecrübelerinden yararlanır, inatçı insanlar ise her şeyi kendileri denemek ister. Diğer girişimcilerin başından geçen olumlu veya olumsuz her türlü tecrübe, diğer girişimciler için de dikkat edilmesi gereken hususlarla ilgili uyarılar ve ilham verici unsurlar barındırır. Servcorp olarak, girişimcilere sadece konforlu ve donanımlı ofisler sunmak değil, onları gerek diğer 40 bin üyemizin gerekse alanında liderliğe yükselmiş markaları ekonomimize kazandıran girişimcilerin tecrübeleri ile de buluşturmak istiyoruz. Konuklarımızın deneyimlerini izleyicilere profesyonel bir bakış açısıyla aktarmak için, etkinliğimizi Gazeteci ve Yazar Sayın Demet Cengiz’in moderatörlüğünde gerçekleştiriyoruz. Sektörlerinde iz bırakan iş insanlarının deneyimlerinin birçok girişimci için yol gösterici olacağını da düşünüyoruz.” dedi.
1978 yılında kurulmuş olan Servcorp, Avustralya’nın birinci, dünyanın ikinci en büyük esnek ofis sağlayıcısıdır. Dünya çapında, pazar payı bazında ikinci sırada yer almaktadır.
Şu anda 23 ülke, 54 şehir, 160 prestijli lokasyonda üstün teknoloji altyapısı ve beş yıldızlı hizmet garantisi ile 40,000’in üzerinde müşteriye ev sahipliği yapmaktadır. Servcorp müşteri portföyünün yüzde 60’ı, dünyanın en iyi 2000 şirketi arasında yer almaktadır. Bu var olan geniş lokasyon ağı ile bulunduğu şehirlerde global firmaları yatırıma teşvik etmektedir.
yilmazparlar@yahoo.com
Koşan Sektörde Düşüyor
Beyaz eşya satışları 2019’un İlk yarısında da düştü. Türkiye Beyaz Eşya Sanayicileri Derneği (TÜRKBESD) Başkanı Can Dinçer, 2019 ilk 6 aylık sektör verilerini açıklamak üzere, düzenlenen basın toplantısında “ÖTV’nin kaldırılmasını ve enerji verimli ürünlere sağlanacak teşvikle sektörümüzün desteklenmesini beklemekteyiz” dedi
Bilindiği üzere; belirli mal veya ürünler üzerinden maktu veya oransal harcama vergisi olarak alınan, özel tüketim vergisi (ÖTV) indirimi otomotiv, beyaz eşya ve mobilyada; Ticari hareketliliği sağlamak için uygulanmıştı. Beyaz eşyada ÖTV sıfırlanmıştı.
23 Temmuz 2019 Salı günü Elmadağ Divan Hotelde gerçekleşen, Türkiye Beyaz Eşya Sanayicileri Derneğinin (TÜRKBESD) basın toplantısına, TÜRKBESD Yönetim Kurulu Başkanı, Arçelik Türkiye Genel Müdürü Can Dinçer, Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı, BSH Ev Aletleri Sanayi ve Ticaret A.Ş. Satış Direktörü İhsan Kara, Yönetim Kurulu Üyesi, Vestel Beyaz Eşya Sanayi ve Ticaret A.Ş. Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Yavuz, Yönetim Kurulu Üyesi, Fatih Özkadı, TÜRKBESD Genel Sekreteri Ayşe Keskinkılıç katıldılar.
Gerek Dünya gerekse ülkemize baktığımızda; Yıllarca süren güçlü karlara rağmen, beyaz eşya piyasası çarpıcı bir değişim geçiriyor. Sonuç olarak, sektördeki oyuncular, özellikle orta ölçekli şirketler, büyük zorluklarla karşı karşıya kalmaktadır. Bunun yerine, özellikle küçük marka Avrupalı üreticiler için rekabet dalgası büyüyor. Bu firmalar doymuş pazarlarda düşen marjlarla mücadele ederken, Ar-Ge bütçeleri, iç pazarlarındaki güçlü büyüme ve stratejik kazanımlar sayesinde pozisyonlarını önemli ölçüde artırabiliyorlar. En büyük 10 tedarikçinin çoğunluğu Çin ve Koreli zaten küresel pazarın yüzde 63'üne hâkimler.
Başarıya giden yol haritasında, yarına giden yol aslında, bugün. Zamanımızın karmaşıklığı içinde, tüm dikkatimizi gerektiren çok yönlü arayışlar içinde, sadece kısa vadeye odaklanmada sorun, gelecek için tamamen hazırlıksız bırakıyor. Uzun vadeli odaklanma, kısa vadede tehditlerin yanı sıra fırsatların olduğu anlamına gelmektedir. Her ikisini de yapmanın büyülü yolu ararken daha geniş ufuklara gözler bakarken, şimdiki zamanın karmaşıklıklarını yönetmek, ekonomiyi gelecek fırtınalara hazırlamak için stratejiler geliştirmek, büyük firmaların büyüme hızını hızlandırmak şart olduğudur. Perde arkasına bakmak gerektiğini düşünmekteyiz.
TÜRKBESD Başkanı Can Dinçer, OECD’nin Türkiye ekonomisi için yüzde 2,6 küçülme öngördüğünü, 2020 yılından itibaren ise yeniden büyüme trendine geçmesini beklendiğini, iç satışlarında geçen yıl başlayan daralmanın 2019’un ilk yarısında da yavaşlayarak devam ettiğini, Ocak-Haziran 2019 döneminde 6 ana üründe iç satışların adet bazında bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 9 azaldığını, üretim aynı seviyeyi korurken ihracat yüzde 1 oranında arttığını söyledi.
Dinçer, “Türkiye ekonomisindeki daralmaya paralel olarak iç pazarda beyaz eşya satışları da ilk yarı yılda bir önceki yıl aynı döneme göre azaldı. Tahminlerimiz 2020 yılından itibaren ekonominin büyüme trendine girerek 2021’de satışlarımızın tekrar ivme kazancağı yönündedir.”Dünya Beyaz Eşya pazarının 213 milyar dolar büyüklüğünde olduğunu hatırlatarak, Çin’den sonra ikinci büyük üretim üssü olan Türkiye’nin ihracatının 22,1 milyon adet seviyesinde olduğunu belirten, Dinçer, “Türkiye Beyaz Eşya sektörü AR-GE, patent, uluslararası marka yönetimi, tedarik zinciri yönetimi anlamında da ülke ortalamasının üzerindedir. 11. Kalkınma Planı ile bu yönde bir irade ortaya koymuştur. Gelişmeler hassasiyetle takip edilmektedir.” Açıklamalarında bulundu.
Üretiminin 75’ini ihraç eden Türkiye Beyaz Eşya sektörünün, iç pazar daralırken bu sayede ayakta kalmayı başardığını aktaran Dinçer, “Beyaz eşya sektörü net dış ticaret fazlası veren bir sektör. Ülkemizin cari açığına olumlu katkı yapıyor.” şeklinde özetle rakamsal değerlerle uzun sunum yaptı.
Kanımızca sektörün Başarılı bir geleceğinin iki temel gereksinimi bağlantı ve tüketici pazarlaması. Bağlantı, müşteri için başka bir özellikten çok daha fazlasıdır; aynı zamanda üreticiler için önemli ve yeni bir bilgi kaynağıdır. Aldıkları veriler, müşterilerle daha derin bir anlayış ve daha yakın etkileşimi teşvik edebilir. Sonuç, yeni iş modelleri ve gelir kaynakları için cazip fırsatlar getirir. Teşviklerle sektörü canlı tutmak şart.
yilmazparlar@yahoo.com
Enerjini Topla Türkiye
Ekonomi Gazetecileri Derneği ve Enerji Verimliliği Derneği 10 Temmuz 2019 Çarşamba günü Enerji Verimliliği ve Farkındalığın Artırılması amacında “Enerjini Topla Türkiye”
konulu toplantısı Enerji Verimliliği Derneği’nin Kandilli’deki Genel Merkez binasında yapıldı.
Toplantıya, Ekonomi Gazetecileri Derneği Başkanı Celal Toprak, Enerji Verimliliği Derneği Yönetim Kurul Başkanı Murat Kalsın ve Enerji Verimliliği Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Bilal Aslan, Ekonomi yazarlar, Akademisyenler STK temsilcileri ve katıldı.
Hiperaktif geçen Toplantıda sunum, soru-cevap özetinde;
Türkiye enerji tüketiminin büyük kısmını teşkil eden sanayi kesiminde döngü devam ederken, endüstriyel verimliliğe bağlı olan duyarlı ekonomi gazetecilerin farkındalığa dikkat çekmesi için sürdürülebilir bir enerji geleceği etrafında birbirine örülmüş konular dile getirildi.
Enerji verimliliği, sürdürülebilir bir küresel enerji sisteminin ilk yakıtıdır. Çevresel ve sosyal faydalar sağlarken iklim değişikliğini azaltabilir, enerji güvenliğini artırabilir ve ekonomileri büyütebilir. Enerji verimliliği konusundaki eylemi arttırmak politika yapıcılar ve paydaşlarla birlikte çalışmak gerekliği aktarıldı.
Endüstriyel verimliliğin sürdürülebilir bir gelecek inşa etmede ayrılmaz bir rol oynamaktadır. Bilinçlendirilmiş insanlar, akıllı politikalarla sağlam bir temel çizerek ve yeni süreçler ve tasarımlar ile zorlukları ele alarak, yolculuğu hızlandıracak önlemleri almaları sağlanabilir.
Akıllı binalar, yeni ve güçlü bir rekabet avantajı kaynağıdır. Akıllı kontrol, güvenlik ve enerji yönetimi sistemleri sayesinde fabrikalara ve ofislere, içlerinde bulunan endüstrileri daha iyi desteklemelerine, okullara ve hastanelere daha fazla etkiye sahip olmalarına yardımcı olunabilir.
Enerji talebindeki büyüme ile enerji verimliliği geride bırakılıyor, ancak daha verimli bir dünya mümkün.
Küresel enerji talebi, her yıl yaklaşık % 2 oranında artmaya devam ediyor.
Güçlü ekonomik büyümenin yol açtığı enerji talebini artıran güçler, enerji verimliliği konusundaki ilerlemeyi geride bıraktı. Sonuç olarak, enerji yoğunluğu - GSYİH birimi başına birincil enerji kullanımı iyileşme oranı artırmak hedefli çalışmalara odaklanmak.
Binalarda yaşam standardının ve hizmet kalitesinin düşmesine ve sanayi işletmelerinde üretim kalitesi ve miktarının azalmasına yol açmadan, birim başına ya da ürün başına enerji tüketiminde azalmayı sağlamak.
Enerji verimliliği politikaları, Enerji tasarrufu ve verimliliği, ekonomik büyüme ve sosyal kalkınma hedeflerinin sürdürülebilirliği, toplam sera gazı emisyonunun azaltılması, 2023 ulusal strateji hedeflerinde enerji talebin güvenliğini sağlamak, dışa bağımlılık risklerini azaltmak, çevreyi korumak ve iklim değişikliğine karşı mücadelenin verimliliğini artırmak gibi enerji politikalarının en önemli bileşenleri dile getirldi.
Enerji verimliliği çalışmaları ile Türkiye'nin enerji yoğunluğunun milli gelir başına tüketilen enerjinin 2023 yılına kadar % 20'ye düşürülmesi hedeflendiği hatırlatıldı.
Yayınlanan, Ulusal Enerji Verimliliği Eylem Planında binalar ve hizmetler, enerji, ulaştırma, endüstri ve teknoloji, tarım ve kesişen alanlar olmak üzere kategoriler altında tanımlanan elliden fazla eylemi içerdiği söylendi.
Beklenen enerji tasarrufu 2023 yılına kadar 10,9 milyar ABD doları yatırım yapıldığında 2033 yılına kadar beklenen tasarruf 30,2 milyar ABD dolar olacağı vurgulandı.
yilmazparlar@yahoo.com