TÜRKİYE-KORE ARASINDA “YETKİLENDİRİLMİŞ YÜKÜMLÜ” ANLAŞMASI
İstanbul Ticaret Odası Meclis Salonu’nda “Türkiye-Güney Kore Yetkilendirilmiş Yükümlü Karşılıklı Tanıma Anlaşması” imzalandı.
Gümrük ve Ticaret Bakanlığı, ürünlerin piyasaya daha hızlı, güvenli ve ekonomik olarak taşınması için işlem maliyetlerini azaltan ve ticareti destekleyen önemli düzenlemelerin altına imza attı. Yeni uygulamaların uluslar arası düzeyde kullanılması kapsamında imza törenine, Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, Güney Kore Gümrük İdaresi Başkanı Beak Un-Chan, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Müsteşarı Ziya Altunyaldız, iş adamları, sanayici ve ithalatçılar katıldı İTO meclis üyeleri, Komite Başkanları, Basın mensupları katıldılar.
Törende konuşan Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, “Türkiye Gümrük ve Ticaret Bakanlığı ile Kore Gümrük İdaresi arasındaki -Yetkilendirilmiş Yükümlü Karşılıklı Tanıma Anlaşmasını-, imzalamak üzere buradayız. Türk ihracatının gerçekten değerli aktörleri, liderleri burada.
Türk ihracatının gerçek kahramanlarıyla, liderleriyle, sizlerle beraber olmaktan, büyük bir mutluluk duyduğumu ifade etmek istiyorum.
Bugün Kore’yle imzalayacağımız anlaşma; ülkemizde geçen sene başlattığımız “Yetkilendirilmiş Yükümlü” uygulamasını, uluslararası düzleme taşıyan ilk adım olması bakımından önem taşıyor.
Türkler ve Koreliler asırlardır kardeş iki halktır. Türk ve Kore halkları arasındaki ilişkiler asırlar öncesine kadar uzanmaktadır. Biz Anadolu’ya gelmeden önce atalarımız, Asya'da Kore halkıyla komşuydu. Atalarımızın komşu olmasından gelen dostluğu, her iki ülkenin geleneklerinde hala görmek mümkündür. Tarihi bağlarımızın yüzyıllar öncesine dayandığının en güzel kanıtlarından biri, Türkçe ve Korece’nin aynı kökenden gelmesidir. Daha yakın tarihte ise, dostluğumuz Kore Savaşı’nda bir kez daha görünür olmuştur. Savaş aslında soğuk bir kavram. Hiçbir zaman istenmeyen bir durum.
Ama Kore Savaşı’nda, Türk ve Kore halkı kardeşliğin en güzel örneklerini dünyaya göstermiştir. Bu savaş, cephede kader birliği yapan iki millet arasındaki coğrafi mesafeyi kaldırmış ve milletlerimiz arasında kalıcı bağlar kurulmuştur.
Kore Savaşı’ndan dönen Türk askerleri, bugün dahi “Koreli” olarak anılmakta ve büyük saygı görmektedirler. Kore Hükümeti ve halkı da Türk milletinin bu fedakârlığını unutmadığını; Kore Savaşı’ndaki şehitlerimizin hatırasını canlı tutarak ifade etmektedir.
Bizlerin görevi; ülkelerimiz arasındaki ilişkilerin bu özel niteliğini ve samimiyetini, aynı canlılıkla ancak yeni bir vizyonla genç nesillere aktarmaktır.
Türkiye ve Kore Cumhuriyeti, siyasi ve ekonomik bakımdan Asya kıtasının batı ve doğu uçlarında yükselen iki güçtür. Her iki ülke de dünyanın değişimine ayak uydurmuş ama kendi kültürlerini korumuş, geleneksel değerlerine sahip çıkmıştır.
Her iki ülke de G-20’nin aktif üyeleridir. Bu bağlamda, bölgesel ve uluslararası istikrarın sağlanması konusunda ortak çalışmalar yapıyoruz. Keza, bölgesel ve uluslararası konularda benzer politikalar izliyoruz ve bu alanlarda yakın işbirliği içindeyiz.
Bugün imza töreni için bir araya geldiğimiz Karşılıklı Tanıma Anlaşması ile de Türkiye ve Kore arasındaki köklü ilişkiler daha da güçlenecektir. Başta ekonomi, ticaret ve yatırımlar olmak üzere, her alandaki işbirliğimizin çok daha derinleşeceğine ve zenginleşeceğine samimiyetle inanıyorum.
Bu istikamette karşılıklı irade ve kararlılığımız, son derece güçlüdür. Ekonomik anlamda tek bir dünya ekonomisine gidiş olarak algılanan “küreselleşmenin” göstergelerinden biri, uluslararası ticaretin 1990’lı yıllardan bu yana hızla artmasıdır. Bu süreçte, uluslararası ticaret işlemleri, ülkelerin kalkınmalarında daha fazla önem kazanmıştır.
Bu bağlamda dikkat çeken unsurlardan biri; uluslararası eşya trafiğinin gözetiminden sorumlu olan Gümrük İdarelerinin kazandığı roldür.
Gümrükler, ticaretin hızını etkileyen yerlerdir. OECD’ye göre dünya ticaretinde maliyetlerin yaklaşık %15’ini gümrük işlemleri oluşturmaktadır.
Bu oranda %1’lik bir azalma, dünya ekonomisine yaklaşık 40 milyar dolarlık bir katkı sağlamaktadır. Dünya Bankası’na göre, bir ülkede ihracat maliyetlerindeki %10’luk bir azalma, ülkenin toplam ihracatında %4,7’lik bir artış sağlamaktadır.
Gümrük İdarelerinin politikaları; gerek uluslararası ticaretin kolaylaştırılması ve gerekse uluslararası eşya trafiğinin hızının en önemli belirleyicilerinden biridir.
Bu rol vesilesiyle Gümrük İdarelerinin politikaları ve geleceğe yönelik uygulamaları, ülkeler arası ticaret yarışında önemli bir parametre oluşturmaktadır
Bu bağlamda özel sektörle gümrük idarelerinin etkin bir işbirliği yapması, ekonomik sistemi etkileyen sonuçlar doğurmaktadır.
Bu işbirliği, özellikle iki açıdan önem taşımaktadır:
- Firmaların ve dolayısıyla ülkenin rekabet gücünü artırması,
- Güvenli ticareti kolaylaştırmasıdır.
Özel sektör ile gümrük idarelerinin güven ilişkisine dayalı ortak çalışmaları, ülkelerin uluslararası rekabet güçlerini artırmaktadır.
Bu ise ticaretin kolaylaşmasına sağladığı etki ile, ülkelerin kalkınmasına katkıda bulunmakta ve çarpan etkisi oluşturmaktadır.
Çarpan Etkisi; bir ülke içerisindeki firmaların uluslararası ticaret ağındaki işlemlerinin kolaylaştırılmasının, o ülkenin uluslararası piyasalara daha etkin ve başarılı girişine imkân sağlamaktadır. Ticaretin kolaylaşması; ülke ekonomilerinde, uzun vadede yatırım ve iş kolaylığı parametrelerinin yükselmesine sebep olmaktadır.
Bu durum ise, doğrudan uluslararası yatırımların artmasına katkıda bulunmaktadır.
Hemen bu konuyla ilgili uluslararası değerlendirmelerden örnek vermek istiyorum.
Ülke olarak ticareti kolaylaştırmak hedefiyle yaptığımız çalışmalar etkilerini göstermeye başlamıştır. Küresel Ticaretin Kolaylaştırılması Endeksi’nde 2010 ve 2012 yıllarında 62’nci sırada yer alan ülkemiz, 2014 yılında 46’ncı sıraya yükselmiştir.
Türkiye, Gümrük Şeffaflığı Endeksinde ise tam puan alan 35 ülkeden biridir.
Geçen yıl Aralık ayında Endonezya’da Dünya Ticaret Örgütü’nün Bakanlar Kurulu toplantısında “Ticaretin Kolaylaştırılması Anlaşması” imzalandı.
Anlaşma metninde yer alan tüm taahhütler; bizim gümrük idarelerimizde uygulamaya başladığımız ya da uygulamak üzere hazırlık yaptığımız çalışmalardır.
Müzakerelerde ülkemizdeki uygulamalarımızdan tecrübelerimizle anlaşma metnine pek çok konuda müdahil olduk. Yapılan araştırmalar; anlaşmanın onaylanması ve hayata geçirilmesi durumunda dünya ekonomisine katkılarının oldukça büyük olacağını göstermektedir:
Orta vadede toplam küresel ihracat kazancı 2 trilyon doları aşacak; İhracat artışıyla 34 milyon yeni iş imkânı sağlanacak ve Küresel Gayri Safi Hâsıla 2 trilyon dolar civarında artacaktır. Bu hesaplamalara göre, Türkiye’nin 20 milyar doların üzerinde ihracat; 40 milyar dolara yakın Gayri Safi Yurt İçi Hâsıla kazancı olacaktır.
Özel sektör kuruluşları ile gümrük idarelerinin etkin işbirliğinin diğer etkisi ise, tedarik zincirinin güvenliğinin sağlanmasında ortaya çıkmaktadır.
Güvenilir firmalar ile işbirliği; uluslararası ticaretin daha fazla emniyet ve güvenlik standartlarına dayalı olarak gerçekleşmesini sağlamaktadır.
Bu durum ise, uluslararası ticaret akışının gözetiminden sorumlu olan Gümrük İdarelerin çalışma sistematiğine belirgin bir katkı sağlamaktadır.
Böylece gümrüklerde yapılan denetimlerin, yüksek risk içeren eşya trafiğine doğru yoğunlaşması mümkün olmaktadır.
Gümrük iş ve işlemleri çerçevesinde özel sektör ile işbirliğini sağlamaya yönelik önemli uygulamalarımızdan biri “Yetkilendirilmiş Yükümlü Statüsü”dür.
Yetkilendirilmiş Yükümlü; emniyet ve güvenlik standartlarına sahip olan firmalara gümrük işlemlerinde kolaylık ve imtiyazlar tanıyan uluslararası bir statüdür.
Yetkilendirilmiş Yükümlü uygulamasının faydalarını şöyle özetleyebiliriz:
Eşya trafiğindeki bürokrasi azalmaktadır,
Uluslararası ticaret sevkiyatındaki gecikmelerden kaynaklanan mali yükler bertaraf edilmektedir, Tedarik zincirinin güven altına alınması, öngörülebilir bir dış ticaret ortamının elde edilmesi yolunda önemli bir adımdır,
Güvenilir firmalar ödüllendirilmektedir, Gümrük denetimlerinin yüksek risk içeren eşyaya odaklanması sağlanmaktadır, Özel sektörün daha rekabetçi bir pozisyonda yer almasına imkân tanımaktadır.
Yetkilendirilmiş Yükümlü statüsünü ülkemizde ilk olarak; 10 Ocak 2013’te ihracatta öncelikli olarak uygulamaya başladık.
Bugüne kadar 14 firmamıza Yetkilendirilmiş Yükümlü Statüsü verdik. 10’a yakın firmamızın başvuru ve inceleme süreci devam etmektedir. Ayrıca hazırlık süreci devam eden pek çok firmamız bulunmaktadır. Bakanlığımız ticaret erbabımıza başvuru hazırlık sürecinde her türlü desteği sağlamaktadır.
Ayrıca, bu süreçte mevzuatın ve sistemin daha iyi anlaşılması için Bakanlık olarak toplantılar düzenledik ve sistemin daha iyi işlemesini sağlayacak mevzuat düzenlemelerini yaptık.
Bugün, ithalatta da yeni bir dönemi başlatıyoruz. Yetkilendirilmiş Yükümlü Statüsü kapsamında “İthalatta Yerinde Gümrükleme” ve “İzinli Alıcı” uygulamalarıyla gümrük işlemlerini hızlandırıyoruz.
“İthalatta Yerinde Gümrükleme” ve “İzinli Alıcı” uygulamaları için “Gümrük İşlemlerinin Kolaylaştırılması Yönetmeliği” 21 Mayıs 2014’te yürürlüğe girdi.
Bu yönetmelikle geçen sene yayınladığımız yönetmeliğin kapsamını oldukça genişlettik ve dolayısıyla geçen sene yayınladığımız yönetmelik yürürlükten kalktı.
“Yetkilendirilmiş Yükümlü” uygulamasıyla alakalı tüm süreç; 21 Mayıs’tan bu yana yeni haklar ve basitleştirme usulleri getiren yeni yönetmelik ile devam etmektedir.
Yeni Yönetmelik ile getirdiğimiz kolaylık ve basitleştirmelere kısaca değinmek istiyorum:
-İhracatta Yerinde Gümrükleme izninin kapsamı genişlemiştir.
Bu sayede daha fazla ihracat eşyasının, iç gümrüğe uğramadan, ihracatçılarımızın tesislerinden doğrudan ihraç edilmesi mümkün hale gelmiştir.
-İzinli Gönderici Yetkisi’ne sahip taşımacılarımız ile eşyası taşınabilecek ihracatçılarımızın kapsamı genişletilmiştir.
Böylece daha fazla sayıda ihracatçımızın eşyası iç gümrüğe uğramadan izinli göndericinin tesislerinden doğrudan ihraç edilebilecektir.
-İthalatta Yerinde Gümrükleme izni hayata geçirilmiştir.
İthalatta yerinde gümrükleme izni, sadece imalatçı yetkisine sahip olan firmalara tanınan bir kolaylıktır.
Bu uygulama ile ithalat eşyası iç gümrüğe getirilmeden doğrudan firmanın tesislerine sevk edilerek, ithalat işlemleri firmanın tesislerinde tamamlanabilecektir.
Eşya muayenesinin gerekli olduğu sınırlı durumlarda ise gümrük idaresince firmanın tesislerinde muayene yapılacaktır.
Bu izne sahip firmalar ithalat işlemlerini azami 20 günde, tesislerindeki güvenli depolama alanlarında tamamlayabileceklerdir.
Üretime hızlı geçişi sağlamak üzere ise, işlemleri 48 saat içinde tamamlanacak eşyanın ithalatı, eşya taşıma aracından boşaltılmadan yapılabilecektir.
İthalatta yerinde gümrükleme uygulaması sayesinde;
İmalat yapan firmaların gümrüklerde beklemeden doğan maliyetleri ortadan kalkacak,
Gümrük uygulamaları uluslararası rekabette yatırımcı ve ihracatçımız için avantaj getirecektir.
-Yeni Yönetmelikle, İzinli Alıcı Yetkisi uygulamasını başlatıyoruz.
İzinli Alıcı yetkisi ile birlikte; Yetkilendirilmiş Yükümlü Statüsü’ne sahip ya da A ve B grubu Onaylanmış Kişi Statüsüne sahip firmaların ithalat eşyası iç gümrüğe götürülmeden; doğrudan izinli alıcı yetkisi sahibi taşıyıcının tesislerine gidebilecektir.
Böylece ithalat işlemleri taşıyıcının tesislerinde tamamlanabilecektir.
Eşya muayenesi gerekliyse o zaman ilgili gümrük idaresi firmanın tesislerine giderek muayeneyi orada yapacaktır.
-Yeni Yönetmelikle başlattığımız bir diğer uygulama “Yeşil Hat”tır.
Hâlihazırda daha az muayene ve kontrol hakkına sahip olan yetkilendirilmiş yükümlülerin beyannameleri; Yeşil Hat Uygulaması sayesinde çok daha az belge kontrolüne veya muayeneye tabi tutulacaktır.
-Sınır kapılarından öncelikli geçiş hakkı tanınmıştır.
Bu sayede firmalar sınır kapılarındaki yoğunluğa tabi tutulmaksızın “geçiş önceliği” ne sahip olacaktır.
-Kâğıtsız gümrük uygulaması, 1 Ocak 2013’te Yetkilendirilmiş Yükümlü firmalar için ithalat işlemlerinde de başlamıştır.
Kâğıtsız gümrük uygulaması sayesinde gümrük işlem süreleri yaklaşık %50 oranında azalmıştır. Yetkilendirilmiş Yükümlü uygulamasının yaygınlaşması ile kâğıtsız gümrük uygulamaları da yaygınlaşacaktır.
Yeni Yönetmeliğimizin tüm iş dünyasına, ülkemize hayırlı olmasını diliyorum. Yetkilendirilmiş Yükümlü uygulamasının tüm faydalarından azami derecede istifade edebilmek ise bu statünün diğer ülkelerde de tanınması ile mümkündür.
Bu da gümrüklerden-gümrüklere etkin bir işbirliği niteliğindeki Karşılıklı Tanıma Anlaşmaları sayesinde olmaktadır.
Bugünkü imzaladığımız anlaşma bu nedenle çok önemli.
Yetkilendirilmiş Yükümlü Statüsündeki firmalarımız bugün Güney Kore’yle imzaladığımız anlaşma çerçevesinde her iki ülkede de aynı haklara sahip olacaklar.
Yani biz onların “Yetkilendirilmiş Yükümlü” statüsündeki firmalarını tanıyacağız, onlar da bizim. Yetkilendirilmiş Yükümlü statüsündeki bir firma Türkiye’de hangi haklara sahipse Güney Kore’de de aynı haklara sahip olacak.
Anlaşma, Güney Kore ile olan ticari faaliyetlerimizi kolaylaştıracaktır.
Güney Kore ile dış ticaretimize baktığımızda, 2002-2012 yılları arasında yaklaşık 6,5 kat arttığını görüyoruz.
2002’de ülkelerimizin dış ticaret hacmi 955 milyon 248 milyon dolardı. 2013 yılında bu rakam 6 milyar 548 milyon dolara ulaşmıştır. 2014’ün ilk 5 ayında ise dış ticaretimiz 3 milyar doları geçmiş durumda.
İnşallah bugün imzaladığımız anlaşma ile ülkelerimiz arasındaki ticaret hacmi daha da artacak ve çeşitlenecektir.
Ülke olarak imzaladığımız bu anlaşmaların sayısı arttıkça Yetkilendirilmiş Yükümlü Statüsüne sahip firmalarımız bu ülkelerde daha hızlı hareket edebilecekler.
Anlaşma sayesinde, yetkilendirilmiş yükümlü belgesi sahibi firmalar, anlaşmaya taraf ülkelerce güvenilir olarak kabul edilecekler.
Bu ülkelerle yapılacak ticarette daha az kontrole tabi olacaklar ve öncelikli kontrol gibi, taraf ülke tarafından sunulan kolaylıklardan faydalanacaklardır.
Özel sektörümüzün artan rekabet kapasitesi ve uluslararası piyasadan daha etkin faydalanması ile ülkemizin refahına da dolaylı bir katkı sağlanmış olacaktır.
Yetkilendirilmiş Yükümlü Karşılıklı Tanıma Anlaşmaları, 2023’e giden süreçte ülkemizin, dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri olma hedefine yönelik birçok kazanım sağlayacaktır.
Bu kazanımları kısaca özetlersek:
Firmalarımız, Anlaşma yapılan tüm ülkelerde buradaki gibi yetkilendirilmiş yükümlü olarak kabul edilecekler,
Ülkemiz, dış ticaretin hızlı ve kolay yapıldığı bir ülke olarak tanınacak,
Yurtdışı alıcılarına eşyayı zamanında teslim etmek konusundaki sıkıntılar bertaraf olacak,
Firmalarımız, yabancı yatırımcılar tarafından iş ortaklığında daha fazla tercih edilecekler,
İşlemlerin daha az maliyetli ve daha hızlı gerçekleştirilmesi yoluyla dış ticaret erbabımız desteklenmiş olacak,
Uluslararası standartlarda daha etkin ve verimli çalışan, daha yüksek rekabet gücüne ve daha iyi iç kontrol süreçlerine sahip firma sayımız artacak,
Yasal ticaretin kolaylaştırılması ve yasadışı ticaretle mücadelede etkinlik artacak,
Uluslararası ticaretteki emniyet ve güvenlik açıklarının azaltılması yoluyla güvenli ticaret teşvik edilecek,
Bakanlığımız tarafından riskli sevkiyatlara daha fazla odaklanmayı sağlamak bakımından, kaçakçılık faaliyetleriyle daha etkin mücadeleye katkıda bulunacak,
Gümrüklerdeki yığılma ve beklemeler azalacak,
Gümrüklerdeki eşya hareketleri ve araç sevkiyatları hızlanacaktır.
Değerli Katılımcılar ve Değerli Misafirler;
Hindistan, Ürdün, Malezya, Hong Kong ve Meksika ile de Karşılıklı Tanıma Anlaşması için görüşmelere başladığımızı duyurmak isterim.”dedi
Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Müsteşarı Ziya Altunyaldız ve Güney Kore Gümrük İdaresi Başkanı Beak Un-Chan anlaşmalara imzayı attı. Tören sonunda Bakan Yazıcı Türkiye’de Yetkilendirilmiş Yükümlü olan 14 firmaya sertifikalarını takdim etti. Sertifika alan firma temsilcilerden Yalnız tek bayan Arzu Toygar BOSCH Firması adına aldı. Arzu Toygar hemen çalışma arkadaşları ile sertifikayı başarıyı paylaşması dikkat çekti. Kendisiyle yaptığımız kısa söyleşide Arzu Toygar firmasının standart kurallar çerçevesinde AR –GE, ÜR-GE, inovasyonla devamlı kendilerini yenilediklerini kaliteden hiçbir zaman ödün vermediklerini ve sürdürebir marka anlayışıyla eniyisini yapabilmeye odaklandıklarını hedeflerin devamlı başarıya yönelik olduğunu dile getirdi.
yilmazparlar@yahoo.com