26 Mart 2017 Pazar

SKAL Mart-2017 Toplantı-istanbul Fairmont Quasar Hotel-Yılmaz parlar




SKAL “Turizmden Vazgeçemeyiz”


Başkanlığını Emirates Havayolları Türkiye Genel Müdürü Bahar Birinci'nin yaptığı, seyahat ve turizm sektörünün tüm aktörlerin bulunduğu uluslararası örgüt SKAL’ın İstanbul Klübü, aylık toplantısını 22 mart 2017 Çarşamba günü Fairmont Quasar Hotelde gerçekleştirdi.

Türkiye'nin daha önce patlayan sektörü, Rusya ile siyasi gerginlik, bir dizi terörist saldırılar nedeniyle ve iç siyasi kargaşanın ardından ağır darbe alan turizmin yakın tarihdeki geçirdiği olumsuzluklarına rağmen, SKAL’ın İstanbul Klübü üyeleri “Turizmden Vazgeçemeyiz” vurgusuyla umutlarını çalışmalarına yönlendirdiğini gözlemleme fırsatı bulduk.
İstanbul SKAL Klübü Başkanı Bahar Birinci Yönetim kurul üyeleri ; As Başkan Ata Eremsoy, Genel Sekreter Ayşe Önen, Elif Balcı Fisunoğlu, Selma Tatar, Dr. Özen Kırant Yozcu ve Dünya SKAL Eski Başkanı -TMD Başkanı Hülya Aslantaş’ı, yanına alarak “SKAL Toast” ritüel ile toplantıyı açtı. 
Yönetim kurul üyesi -Genel Sekreter Ayşe Önen sunuculuğu üstlenerek gündemi sundu. Toplantıda, geçtiğimiz ayın yönetim çalışmalarını bildiren Başkan Bahar Birinci önümüzdeki çalışma programları hakkında bilgiler verdi. Üyelerin turizm sohbetine imkan vermek adına konuşmaları gündemi kısa tutdu. Turizmde hayata geçirecekleri, kalite üzerine yoğunlaşan yaratıcı projelerine ilham olması nedeniyle, İstanbul Klübü üyelerine başarı hikayeleri ve önemli duyurularını paylaşabileceklerini ilan ederek, 2017 parlak turizm umutlara ışık tutdu. Toplantıya ev sahipliği yapan Fairmont Quasar İstanbul Genel Müdürü Kai Winkler’e teşekkür ifadesi için kitab hediye etdi.

Toplantı öncesi, esnasında ve sonrasında gerek üyeler gerek Başkan Bahar Birinci, yönetim kurul üyesi Dr. Özen Kırant Yozcu ve Genel Sekreter Ayşe Önen ile yaptığımız söyleşilerde; Ekonominin önemli bir bileşeni olan turizm ve önemli miktarda döviz kazancı olan Turist, bir darbe aldı. Ama Türkiye'nin turizmden vazgeçmesi imkansız. Sektörün en önemli önceliği güvenlik olduğunu vurguladılar. “Turizmde hedef seçerken bir turist için aranan ilk şey barış ve güvenlik. Ancak o zaman hizmet kalitesini ve fiyatını araştırıyorlar.”  

2014 yılındaki en yüksek noktasına, GSYİH'nın yüzde 3.7'sine eşdeğer gelir getiren toplam istihdamın yüzde 2.3'ü ya da 600.000 iş üreten Türkiye 2000 yılında 10.5 milyon ziyaretten 42 milyon yabancı turisti cezbetmiş ve dünyadaki en popüler 6. turistik yer olmasına karşın, Türkiye'nin Kasım 2015'te Rus savaş uçağını düşürmesi üzerine diplomatik saldırılar sonrasında turizmin durması, Terörist saldırılardaki belirsizlikle birlikte Avrupalı ​​turist sayısının yüzde 30'tan daha azına neden olması, sayının, 2015 yılında yaklaşık 36 milyona gerilemesi ve bölgesel belirsizlikler, turizmin GSYİH'nın yüzde beşini oluşturduğu ve iş gücünün yaklaşık yüzde sekizini temsil ettiği ülke için büyük bir endişe kaynağı olduğunu dile getirdiler.
Ülkeye, 2015'te bile 31milyar dolardan fazla döviz kazandıran sektörün, 2016 yılları Türk turizminde kaybolan bir yıl olduğunun ve Yakın tarihli IMF araştırmasına göre, azalan ziyaretçi sayısı, 2016 yılında ülkenin büyümesinden yaklaşık yüzde bir GSYİH puanı eksilerek sektörlere zarar verdiğinin altını bir kere daha çizdiler. .

Ekonomik kriz nedeniyle, 2017 yılının ilk haftasında rekor seviyelere gerileyen ABD doları bazında 3.60 civarında işlem gören Türk lirasının, analistler tarafından önümüzdeki aylarda daha da zayıflaması, beklenen zayıf para biriminin ekonomik olarak faydalı olmasına rağmen - Ülkeyi ziyaret etmeye, yatırım yapmaya ve Ülkenin ihracatına yardım etmeyi kolaylaştırması beklenirken, güven belirsizliğiyle düşüşe geçen turizm yanı sıra ekonominin diğer sektörlerinide etkilemesi, uzun süreli etkilere sahip olması, toparlanmanın yavaş olacağını göstertiğini vurguladılar.
 
Hükümet tarafından turizm gelirlerini artırmak, 50 milyar dolarlık bir ölçüye ulaşmak ve 8 milyondan fazla turist çekmek için ilan edilmesi, “Komşunuzu alın ve gelin" sloganıyla yabancı ülkelerde yaşayan Türk vatandaşlarını, aynı zamanda yabancı komşularını, Türkiye'ye tatile çağırarak Türkiye'yi dünyadaki aranılan yerlerden biri haline getirme arzusunu sorduğumuzda, SKAL olarak “Turizmden Vazgeçemeyiz” Ülke adına payımıza düşenin, elimizden gelenin en iyisini yapmaya devam edeceğiz cevabını alıyoruz.

Toplantı emeği geçen otel personelin sahneye alınarak, alkış takdir ve teşekkürü ile son buldu. Yeni turizm umutların filizlendiği, yeni otel ilgili personel tarafından üyelere gezdirildi. 


yilmazparlar@yahoo.com


Türkiye'de Marka Olmak -Yılmaz Parlar Haberi


Türkiye'de Marka Olmak

Türkiye’de yatırım yapan şirketlerin oluşturduğu MKG'nin Ekonomi Gazetecileri Derneği (EGD) ile düzenlediği "Türkiye’de Marka Olmak" başlıklı çalıştayda, "21. Yüzyılın Sorunu Kaçak, Taklit ve Sahte Ürünler" isimli raporun sonuçları açıklandı.

Marka Koruma Grubu (MKG), Türkiye’de kaçak, sahte ve taklit ürün ticaretinin ulaştığı boyuta ilişkin raporu açıkladı. Raporda kaçak, sahte ve taklit üründe Çin’in ardından dünya 2'ncisi olan Türkiye’nin yıllık vergi kaybının 7,2 milyar dolar olduğu bildirildi.
Namık Kemal Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ümit İzmen’in OECD endekslerini kullanarak hazırladığı raporda, Türkiye’deki kayıt dışı ticaretin boyutu gözler önüne serildi. 

Raporda, Türkiye’de kaçak, taklit ve sahte ürün piyasasının büyüklüğü yaklaşık 17,2 milyar dolar, devletin kaçak ticaret nedeniyle uğradığı vergi kaybının ise yaklaşık 7,2 milyar dolar olduğu bildirildi.
Rapora göre Türkiye, dünyada en çok sahte ürün ele geçirilen ülkeler sıralamasında Çin’in ardından ikinci sırada yer alıyor. Taklit ve sahte ürün piyasasında ilaçta Hindistan, gıdada Mısır, parfüm ve kozmetikte Türkiye’nin adı öne çıkıyor. Kaçak, sahte veya taklit ürün kullananların yüzde 78’i, sahte ürün sitesinde buldukları ürünler yüzünden markayı suçluyor. G20 ülkelerinde her yıl sahte ürünler yüzünden 3 bin kişi hayatını kaybediyor. 

MKG Sözcüsü Ali Ercan Özgür, raporun sonuçlarının tartışıldığı paneldeki konuşmasında, teknolojideki gelişmeler ve makro ekonomik politikalar gibi etkenlerin taklit ve kaçak ürün piyasasında artışa yol açtığını belirtti.
Özgür, şunları kaydetti:

"Ülkemizde sahte, kaçak ve taklit ürünlerin yarattığı pek çok sorun var. Yasa dışı ticaret nedeniyle devletin uğradığı vergi kaybı 7,2 milyar dolar. Çalışmalara göre böyle bir kayıp, 90 bin kişilik istihdama ya da 6 tane İstanbul-Ankara arasındaki hızlı tren projesine denk geliyor. Yani kaçak olmasaydı, 6 tane daha hızlı tren projesi yapılırdı. Ülkemizde taklit, kaçak ve sahte ürünlerle mücadelede etkili sonuçlar almak için yapılacak çok şey var. Raporda da altı çizildiği gibi yasal düzenlemelerin yanı sıra cezaları daha caydırıcı hale getirmek gerekiyor. Bunun yanı sıra yetkili merciler, hak sahipleri birlikleri ve diğer paydaşlar arasında etkili diyalog ortamını oluşturmamız şart. Orjinal üreticinin ve tüketicinin desteklenmesine yönelik programların artırılması, arz ve talebi şekillendiren toplumun bilinçlendirilmesi için çalışmalar yapılması büyük önem taşıyor. Kaçak, sahte ve taklide karşı kolluk kuvvetleri arasındaki iş birliğinin iyileştirilmesinin yanı sıra fikri mülkiyetle ilgili idari ve teknik kapasite oluşturma faaliyetleri de önceliğimiz olmalıdır."


 Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED) Yönetim Kurulu Başkanı Tarkan Kadooğlu da, Türkiye’nin OECD ülkeleri arasında kayıt dışı rekortmeni olduğunu vurgulayarak, "Bugün, dünyanın en hızlı büyüyen ekonomileri arasında bulunan, gücünü üretimden ve nitelikli genç iş gücünden alan, 350 milyar dolardan fazla dış ticaret hacmi olan Türkiye’nin gücüne ve potansiyeline yürekten inanıyoruz. Ancak Türkiye’nin, dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına girebilmesinin tek yolu, yüksek katma değerli üretimden ve bu topraklardan küresel markalar çıkarmaktan geçmektedir. Hak ettiğimiz yere de küresel markaların taklitlerini yaparak ulaşamayacağımız ortadadır. Öncelikle zihinsel bir değişim ve dönüşüm şarttır." değerlendirmesinde bulundu.


İstanbul Serbest Muhasebeci Mali Müşavirleri Odası (İSMMMO) Başkanı Yücel Akdemir ise marka meselesinin ekonominin en ciddi sorunlarından biri olduğunu ve bu sorundan dolayı İSMMMO'nun adını bile tescil ettirmek zorunda kaldıklarını ifade etti.​


Türkiye’de büyüklüğü 17,2 milyar dolara ulaşan kaçak, taklit ve sahte ürün pazarının vergi kaybıyla da ülkeye zarar verdiği görülüyor.

Türkiye’de yatırım yapan şirketlerin oluşturduğu Marka Koruma Grubu ve Ekonomi Gazetecileri Derneği’nin işbirliğiyle düzenlenen “Türkiye’de Marka Olmak” çalıştayında açıklanan  rapora göre kaçak, sahte ve taklit üründe Çin’in ardından dünya 2’ncisi olan Türkiye’nin yıllık vergi kaybı 7,2 milyar dolar (yaklaşık 26 milyar TL)

İstanbul Serbest Muhasebeci Mali Müşavirleri Odası (İSMMMO) Hizmet ve Kültür Binası’nda 23 Mart 2017 tarihinde düzenlenen çalıştayın açılışında; Marka Koruma Grubu Sözcüsü Dr. Ali Ercan Özgür, Ekonomi Gazetecileri Derneği Başkanı Celal Toprak, İSMMMO Başkanı Yücel Akdemir ve Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED) Yönetim Kurulu Başkanı Tarkan Kadooğlu konuştu.

Ekonomi Gazetecileri Derneği üyesi Çetin Ünsalan moderatörlüğünde gerçekleşen ‘Türkiye’de Marka Olmak’ başlıklı panelde ise Namık Kemal Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ümit İZMEN, “21.Yüzyılın Sorunu Kaçak, Taklit ve Sahte Ürünlerin Ticareti” başlıklı raporunu ilk kez kamuoyuyla paylaştı. Rapor, Türkiye’de kaçak, taklit ve sahte ürün ticaretinin bugün ulaştığı seviyenin yanı sıra ülkedeki yarattığı istihdam sorunun büyüklüğü ve Türkiye’nin en çok sahte ürün ele geçirilen ülkeler arasındaki konumunu da içeriyor. Panelde öte yandan Marka Koruma Grubu Sözcüsü Ali Ercan Özgür, Tüketici Birliği Federasyonu Genel Başkanı Mehmet Bülent Deniz ve Güvenilir Ürün Platformu Sözcüsü Mert Demircioğlu konuşmacı olarak yer aldı.

Demircioğlu, yolda satılan zeytinyağlarından rastgele aldıkları 18 numunenin incelenmesinde, testler sonucunda 16’sının zeytinyağı çıkmadığı örneğini vererek, güvenli ürünün maddi açıdan da, sağlık bakımından da üzerinde durulması gereken kritik bir konu olduğunu söyledi.

Tüketici Birliği Federasyonu Başkanı M. Bülent Deniz ise, yüzde 100 Türkiye kampanyası başlattıklarını ve ürettiği katma değerin yüzde 51’ini ülkemizde bırakan firmaları yerli malı kabul ettiklerini vurguladı.

Panelin açılış bölümünde yaptığı konuşmada İSMMMO Başkanı Yücel Akdemir, “Çok konuşulmayan bir konu olsa da bu marka meselesi ekonominin en ciddi sorunlarından biridir. Bu sorun Türkiye’de o kadar ciddi boyutlara geldi ki biz odamızının adını bile tescil ettirmek zorunda kaldık. Bu noktada böyle çalışmalar çok önemlidir. Emeği geçenlere teşekkür ederim” dedi.

Ekonomi Gazetecileri Derneği Başkanı Celal Toprak ise “Çalıştayımızda öncelikle Türkiye’nin en önemli kurumlarından ikisi TÜRKONFED ve İSMMMO’nın desteğini almış olmak çok önemli. Buradaki birlikteliğimizi tüm Türkiye’deki meslek örgütlerine, iş dünyasına yaymak ve çözüm üretmek gerekiyor. 2000'li yılların başında kayıt dışı ekonominin belini kırmak  için bir çalışma yapılmıştı , o dönemden bu zamana dek kayıt dışı ekonominin oranı maalesef çok eksilmedi. Hepimiz özellikle bununla mücadele ediyoruz. Bu alanda bizi kimin hırpaladığını da bu gibi toplantılarda yürüttüğümüz akılla bulacağız” şeklinde konuştu.

Marka Koruma Grubu Sözcüsü Ali Ercan Özgür, “Bugün yayınladığımız raporun kararını üç sene önce aldık. Raporumuzda farklı paydaşların görüşlerini alarak bir ortak akıl yakalamaya çalıştık. MKG 300’ün üzerinde markayı temsil eden, büyük istihdam yaratan ve Türkiye’nin 81 iline dokunan bir grup. Markalaşma sürecinde en çok ihtiyaç duyulan şey bilgi. Biz de bu raporla Türkiye’de markayı tartışırken bilgi üretmeyi amaçladık. Öte yandan bilgi üretirken kayıp-kaçakla ilgili de farkındalık yaratmayı hedefledik.”

Son olarak TÜRKONFED Başkanı Tarkan Kadooğlu, “Ülkelerin rekabeti, esasında firmalarımızın rakipleriyle rekabetinden geçiyor. Firmalarımız rekabet avantajlarını en üst noktaya çıkaracak yeterli teknik altyapı ve yeni teknolojilerin yanı sıra kurumsal yönetişim anlayışı, markalaşma, kayıt dışı ekonomi, taklit, sahte ve kaça ürünler gibi birçok konuda sorunlar ve sıkıntılar yaşıyor. Haliyle bu sıkıntılar ülkemizin rekabet ligindeki yerini ve konumunu da yakından ilgilendiriyor. Bugün gerçekleştirilecek çalıştay, dünya ekonomilerinin her geçen gün büyüyen sorunlarının başında gelen “taklit, sahte ve kaçak ürün ticareti”ni Türkiye açısından ele alması açısından önemsediğimiz ve TÜRKONFED olarak da destek verdiğimiz bir çalıştay. Bu çalıştay serilerinin üyemiz olan Türkiye’nin her bölgesinde yaygın olarak temsil edildiğimiz 25 federasyonumuzun da kendi illerinde gerçekleştirmesi noktasında da birlikte çalışma kararlılığımızı buradan sizlerle paylaşmak isterim” dedi.

yilmazparlar@yahoo.com



4 Mart 2017 Cumartesi

TAYSAD -Dünyanın en önemli üreticilerinden biriyiz-Yılmaz Parlar

TAYSAD “Dünyanın en önemli üreticilerinden biriyiz”

12-13 Şubat 2017 tarihlnde gerçekleşen İran Otomotiv Endüstrisi Enternasyonal Konferansı’na konuşmacı olarak katılan TAYSAD Başkanı Alper Kanca “ İranlı üreticiler, Türk meslektaşlarıyla Ar-Ge konusunda ortaklık yapmanın, kendilerini geliştirmelerine olanak tanıyacağını ve Avrupa pazarına açılma noktasında fayda sağlayacağını çok iyi biliyorlar’. Bu ifadeden bir çıkarım yapacak olursak; hem Ar-Ge hem de üretim konularında dünyanın en önemli üreticilerinden biri kabul edildiğimiz aşikar”


TAYSAD 2 Mart 2017 Perşembe günü Avangarde Hotel’de Türk otomotiv tedarik sanayinin 2017 ihracatı ve Ar-Ge hedefleri konulu basın toplantısı düzenledi.


Başkanlığını Ertan Acar’ın yaptığı İtibar Atölyesi Halkla ilişkier firmasınca organize edilen, Basın toplantısına TAYSAD Başkanı Alper Kanca, yönetim kurul üyelerinden  Yönetim Kurulu Üyesi Heksagon Mühendislik ve Tasarım A.Ş den Tolga Doğancıoğlu ve  Genel Koordinatör Süheyl Baybalı katıldı.


Gerçekleşen Basın toplantısında TAYSAD Başkanı Alper Kanca, yönetim kurul üyelerinden Yönetim Kurulu Üyesi Tolga Doğancıoğlu’nun firması Heksagon Mühendislik ve Tasarım çalışmalarıyla verecekleri hizmetin TAYSAD’a kazandıracağı ivme hakkında konuştu.


Kanca “Ekonomik, siyasi ve sosyal açıdan zor günler geçiriyor olabiliriz. Fakat bu durumu düzeltmenin tek yolu çarkı, döndürmeye devam etmekten geçiyor.” dedi.


Kanca dünya ticaretindeki daralmanın parite gibi Türkiye ihracatını olumsuz etkileyen faktörlere rağmen otomotiv sektörün başarı grafiğini devam etmektedir. 11 yıldır üst üste şampiyon olan sektör 2016 yılında 23,9 milyar dolar ihracatla ülkenin toplam ihracatındaki payı yüzde 16,8 olduğunu”  vurgulayarak, Otomotivde 2017 yılının hedef pazarlarından birisinin İran olduğunu hatırlattı. İranlı üreticiler Türklerle ortaklığa hazır olduğunu, Otomotiv tedarik sanayi olarak 2017 yılının hedef pazarlarından birini İran olarak belirlediklerini, paydaş kurum olan İran Otomotiv Parça Üreticileri Derneği (IAPMA) ile temaslarını sürdürdüklerini söyledi.

12-13 Şubat’ta gerçekleşen İran Otomotiv Endüstrisi Enternasyonal Konferansı’na konuşmacı olarak katıldığını Genel Koordinatör. Süheyl Baybalı hatırlatması üzerine Kanca “ Türk parça üreticileri, İran’da yatırım yapma ve Ar-Ge konusunda ortaklık yapmaya hazır olduklarını söylüyor. İranlı üreticiler, Türk meslektaşlarıyla Ar-Ge konusunda ortaklık yapmanın, kendilerini geliştirmelerine olanak tanıyacağını ve Avrupa pazarına açılma noktasında fayda sağlayacağını çok iyi biliyorlar’. Bu ifadeden bir çıkarım yapacak olursak; hem Ar-Ge hem de üretim konularında dünyanın en önemli üreticilerinden biri kabul edildiğimiz aşikar. İranlı paydaşlarımız, otomotiv parça tedariki konusunda en büyük ortakları olarak yanlarında yer almamızı bekliyorlar”  şeklinde ifadelerde bulundu
Ar-Ge konusuna değinen Kanca “Otomotiv üretiminde öne çıkan ülkelere bakıldığında, inovasyonda önemli yer tutan otomotiv sektörünün, diğer sektörlere kıyasla toplam Ar-Ge harcamalarında daha yüksek paya sahip olduğunu görüyoruz. OECD verilerine göre,  toplam Ar-Ge harcamaları içinde otomotiv sektörünün aldığı yüzde 32’lik pay ile Almanya ilk sırada yer alıyor. Japonya ve Romanya yüzde 24 ile Almanya’yı takip ederken, Türkiye’de bu rakamın yüzde 14 seviyesinde olduğunu görüyoruz. Ar-Ge konusunda gelişmiş ülkeler, sektöre değil; sektörleri dönüştürecek teknolojilere odaklanıyor. Özellikle bizim gibi kaynak kısıtı olup aynı zamanda hızlı bir dönüşüme ihtiyacı olan ülkelerde, inovasyon hedefini, bu yeni teknolojilerin transferi ve yaygınlaştırılması etrafında tanımlamak gerekiyor.  
Türkiye'de Sanayi Bakanlığı onaylı 360 civarında Ar-Ge merkezi var. Ar-Ge merkezleri içinde en büyük pay, otomotiv sektörüne ait. Sektörümüzde, 78’i TAYSAD üyelerine, 15’i ana sanayi firmalarına, 10’u TAYSAD üyesi olmayan firmalara ait tam 103 Ar-Ge merkezi bulunmakta. Bu rakam, Türkiye’deki tüm Ar-Ge Merkezleri’nin yüzde 28’inin otomotiv sanayinden olduğunu gösteriyor. Rakamlardan da anlaşıldığı üzere Ar-Ge tarafında da otomotiv sektörünün lideriyiz.”dedi
yilmazparlar@yahoo.com

20 Şubat 2017 Pazartesi

TeknoSA Türkiye ekonomisinin bir aynası mı?

2016’da fitleşdiğini, 2017’de yenilenme için yatırım yapacağını söyleyen Teknosa, Türkiye ekonomisini mi yansıtıyor? TeknoSA Genel Müdürü Bülent Gürcan’ın  “2016 yılının son çeyreğinde 10 milyon TL kar ederek yılı pozitif tamamladık.” Demesine rağmen ancak Teknnosa’nın cari dönem 31 Aralık 2016 Net dönem zararı 160,613 milyon Tl.  

Sabancı Holding’in elektronik perakende sektöründeki markası TeknoSA adına TeknoSA Genel Müdürü Bülent Gürcan, 2017 hedeflerini bir kaç gün önce basın toplantısı ile 2016 yılının son çeyreğinde 10 milyon TL kar ile kapatdıklarını açıklamıştı. Oysaki TeknoSA sunduğu 01.01.2016 – 31.12.2016 Faaliyet Raporunda, Cari Dönem 31 Aralık 2016 Net dönem zararı 160,613 milyon Tl.  

Bülent Gürcan, “2016 yılının son çeyreğinde 10 milyon TL kar ederek yılı pozitif tamamladık. 2017’ye müşterilerin değişen ihtiyaçlarına paralel olarak daha fit bir şekilde girdik. Şimdi tüm kanallarımızda daha mükemmel bir deneyim için yenilenme atağına başlıyoruz. Yatırımlarımızın odağında mağazalarımız ve online platformlarımızda hayata geçireceğimiz yenilikler, insan kaynağı ve fark yaratan hizmetler olacak.”  Demişti. Fakat Mehmet Nane yönetimindeki karlı görmeye alıştığımız perakende mağazası TeknosSA Türkiye ekonomisinin bir aynası mı?

Teknosa’nın sunduğu faliyet raporuna göz atalım.  

 01.01.2016 – 31.12.2016 FAALİYET RAPORU

Seri II 14.1 Sayılı Sermaye Piyasasında Finansal Raporlamaya İlişkin Esaslar Tebliğine göre hazırlanmıştır. | Teknosa İç ve Dış Ticaret A.Ş.

Sermayede Doğrudan %5 veya Daha Fazla Paya veya Oy Hakkına Sahip Gerçek ve Tüzel Kişiler: Şirket Unvanı/Adı Soyadı Sermaye Payı (TL) Sermaye Payı (%) Hacı Ömer Sabancı Holding A.Ş. 66.310.509,61 60,28 Dilek Sabancı 5.734.598,69 5,21 Sevil Sabancı 5.734.598,68 5,21 Diğer 32.220.293,02 29,29 . Toplam 110.000.000,00 100,00 Personel Yapısı 2015 2016 . TeknoSA İdari Personel 482 367 TeknoSA Mağaza Personeli 3.052 2.321 KlikSA 85 0 . Toplam 3.619 2.688


2.5 Kâr Payı Hakkı

TeknoSA’nın 24 Mart 2016 tarihli Olağan Genel Kurul Toplantısı’nda, verilen önergenin oylanması neticesinde, Şirket’in 2015 hesap dönemine ait SPK’nın Seri:II No:14.1 sayılı tebliği gereğince düzenlenen mali tablolarımızda yer alan “94.573.000,00TL” “Dönem Zararı” ile VUK hükümlerine göre kanuni defter kayıtlarımızda yer alan “12.846.342,10TL” “Dönem Zararı”nın geçmiş yıl karları ile mahsup edilmesi katılanların oybirliği ile kabul edilmiştir.

FİNANSAL TABLOLAR BAĞIMSIZ DENETİMDEN GEÇMİŞ 31 ARALIK 2016 TARİHLİ BİLANÇO 
(Tutarlar aksi belirtilmedikçe bin TL olarak ifade edilmiştir.) 

Cari Dönem Geçmiş Dönem Dipnot 31 Aralık 31 Aralık Referansları 2016 2015 VARLIKLAR Dönen Varlıklar 579,697 855,808 Nakit ve nakit benzerleri 5 156,094 305,285 Ticari alacaklar 6 56,449 51,203 İlişkili taraflardan ticari alacaklar 4 1,701 2,008 İlişkili olmayan taraflardan ticari alacaklar 54,748 49,195 Stoklar 8 352,687 480,611 Peşin ödenmiş giderler 9 11,077 15,677 Cari dönem vergisiyle ilgili varlıklar 2 3 - 460 Türev araçlar 2 6 - 360 Diğer dönen varlıklar 1 6 3,390 2,212 Duran Varlıklar 188,721 175,467 Diğer alacaklar 7 556 671 Yatırım amaçlı gayrimenkuller 1 0 10,196 10,557 Maddi duran varlıklar 1 1 98,744 98,760 Maddi olmayan duran varlıklar 1 2 22,287 21,857 Peşin ödenmiş giderler 9 577 149 Ertelenmiş vergi varlığı 2 3 56,361 24,570 Diğer duran varlıklar 1 6 - 18,903 TOPLAM VARLIKLAR 768,418 1,031,275 43 Cari Dönem Geçmiş Dönem Dipnot 31 Aralık 31 Aralık Referansları 2016 2015 KAYNAKLAR Kısa vadeli yükümlülükler 825,742 950,447 Ticari borçlar 6 712,323 870,728 İlişkili taraflara ticari borçlar 4 4,201 4,332 İlişkili olmayan taraflara ticari borçlar 708,122 866,396 Çalışanlara sağlanan faydalar kapsamında borçlar 1 3 13,462 8,896 Diğer borçlar 7 1,198 1,014 İlişkili olmayan taraflara diğer borçlar 1,198 1,014 Ertelenmiş gelirler 9 23,135 25,286 Kısa vadeli karşılıklar 48,411 20,018 Çalışanlara sağlanan faydalara ilişkin kısa vadeli karşılıklar 1 3 7,545 17,630 Diğer kısa vadeli karşılıklar 1 4 40,866 2,388 Diğer kısa vadeli yükümlülükler 1 6 27,213 24,505 Uzun vadeli yükümlülükler 4,591 4,306 Çalışanlara sağlanan faydalara ilişkin uzun vadeli karşılıklar 1 3 4,591 4,306 ÖZKAYNAKLAR (61,915) 76,522 Ödenmiş sermaye 1 7 110,000 110,000 Sermaye düzeltme farkları 1 7 6,628 6,628 Kardan ayrılan kısıtlanmış yedekler 1 7 8,704 8,704 Diğer yedekler 3 3 Kar veya zararda yeniden sınıflandırılacak birikmiş diğer kapsamlı gelirler veya giderler - 288 Riskten korunma kazançları - 288 Kar veya zararda yeniden sınıflandırılmayacak birikmiş diğer kapsamlı gelirler veya giderler 20,130 (1,984) Tanımlanmış fayda planları yeniden ölçüm kayıpları (1,778) (1,984) Maddi duran varlık yeniden değerleme artışları 21,908 - Geçmiş yıllar (zararları) / karları (46,767) 47,456 

Cari Dönem 31 Aralık 2016   Net dönem zararı  (160,613) 

Geçmiş Dönem 31 Aralık 2015  (94,573) 

TOPLAM KAYNAKLAR 768,418 1,031,275

BAĞIMSIZ DENETİMDEN GEÇMİŞ 1 OCAK - 31 ARALIK 2016 DÖNEMİNE AİT KAR VEYA ZARAR VE DİĞER KAPSAMLI GELİR TABLOSU 
(Tutarlar aksi belirtilmedikçe bin TL olarak ifade edilmiştir.) 

Cari Dönem Geçmiş Dönem Dipnot Referansları 1 Ocak – 31 Aralık 2016 1 Ocak – 31 Aralık 2015 Hasılat 1 8 3,074,087 3,205,187 Satışların maliyeti (-) 1 8 (2,573,138) (2,615,853) BRÜT KAR 500,949 589,334 Pazarlama giderleri (-) 1 9 (457,092) (499,746) Genel yönetim giderleri (-) 1 9 (48,212) (57,266) Esas faaliyetlerden diğer gelirler 2 0 20,068 19,452 Esas faaliyetlerden diğer giderler (-) 2 0 (143,056) (97,178) ESAS FAALİYET KARI / (ZARARI) (127,343) (45,404) Yatırım faaliyetlerinden gelirler 2 1 1,072 3,879 FİNANSMAN GELİRİ / (GİDERİ) ÖNCESİ FAALİYET KARI / (ZARARI) (126,271) (41,525) Finansman giderleri (-) 2 2 (66,649) (61,239) SÜRDÜRÜLEN FAALİYETLER VERGİ ÖNCESİ KARI / (ZARARI) (192,920) (102,764) Sürdürülen faaliyetler vergi geliri / (gideri) 32,307 8,191 - Ertelenmiş vergi geliri / (gideri) 2 3 32,307 8,191 SÜRDÜRÜLEN FAALİYETLER DÖNEM KARI / (ZARARI) (160,613) (94,573) DÖNEM KARI / (ZARARI) (160,613) (94,573) Dönem karının / (zararının) dağılımı Kontrol gücü olmayan paylar - - Ana ortaklık payları (160,613) (94,573) DİĞER KAPSAMLI GELİR / (GİDER) Kar veya zararda yeniden sınıflandırılmayacaklar 22,114 (1,513) Tanımlanmış fayda planları yeniden ölçüm kazançları 258 (1,892) Maddi duran varlıklar yeniden değerleme artışları 23,061 - Kar veya zararda yeniden sınıflandırılmayacak diğer kapsamlı gelire ilişkin vergiler (1,205) 379 Ertelenmiş vergi (gideri) / geliri (1,205) 379 Kar veya zararda yeniden sınıflandırılacaklar (288) 288 Nakit akış riskinden korunma kazançları / (kayıpları) (360) 360 Kar veya zararda yeniden sınıflandırılacak diğer kapsamlı gelire ilişkin vergiler 72 (72) Ertelenmiş vergi (gideri) / geliri 72 (72) TOPLAM KAPSAMLI GİDER (138,787) (95,798) Pay başına (kayıp) / kazanç 2 4 (0.015) (0.009

yilmazparlar@yahoo.com

9 Aralık 2016 Cuma

ANFAŞ -Antalya Fuarcılık A.Ş-.18-21 Ocak 2017 -Otel Ekipmanları*Yılmaz Parlar

Fuarcılık önemli sektör olacak
Basın Toplantısında; ANFAŞ (Antalya Fuarcılık A.Ş.) Genel Müdürü Murat Özer, “ Fuarcılık Türkiye için gelecekte çok önemli bir sektör olacak. Yeter ki bu durum bir devlet politikası dahilinde Ankara, sivil toplum kuruluşları ve yerel yönetimler tarafından desteklensin”dedi
ANFAŞ 6 Aralık Salı günü Hilton İstanbul Bosphorus Hotel’de Antalya'da Antalya’da düzenlenen 18-21 Ocak 2017 tarihlerindeki Hotel Equipment -Otel Ekipmanları ve 15-18 Şubat 2017 tarihlerindeki Food Product -Gıda Fuarı ile ilgili basın toplantısı düzenledi.
Basın toplantısında, Ekonomi Gazeteciler Derneği (EGD)  Başkanı Celal Toprak moderatörlüğünde  Antalya Fuarcılık A.Ş Genel Müdürü Murat Özer, TÜROFED Yönetim Kurulu Başkanı Osman Ayık, TÜSİD Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Gürkaynak ve POYD Yönetim Kurulu Başkanı Edip Nazım Açar konuşmacı olarak katıldılar. 
EGD Başkanı Celal Toprak sektörün markalı bir gıda fuarının olması gerekdiğini, fuarcılık- marka kavramları, önemleri, ekonomiye katma değerleri özetleyen kısa bir giriş yaptı. Sırasıyla konuşmacılara söz vererek sonunda basın mensupların soru ve katkılarıyla gündemi sonuçlandırdı.
Sektörlerde yaşanan gelişmeler ve pazarda meydana gelen yeni oluşumlar rekabetin yoğun bir şekilde yaşandığı günümüz koşullarında tüketiciler aynı malın değişik fiyat kalite ve biçimleri ile karşılaşabilmekteler ve ihtiyacı olan mal ya da hizmetin değişik alternatifler arasından seçme şansına sahip olmaktadır.
Bilgi iletişim teknolojilerinde yaşanan hızlı gelişmeler, üretim olanaklarının çok genişlemiş olması gibi sebeplerle bir işletmenin ortaya çıkardığı en hızlı, kaliteli ve düşük maliyetli bir üretimin yöntemi, ürün hizmet kalitesi açısından işletmeler arası farklar giderek yok olmaktadır.
Katılımcı firmalar açısından Fuarlar son derece önemlidir.
Ticari ihtisas fuarlarına katılım, firmalara oldukça önemli avantajlar sunmakta ve hem pazarlama hem de tanıtım aktivitelerini bir arada yürütmelerine olanak sağlamaktadır.

Türkiye Otelciler Federasyonu Yönetim Kurulu Başkanı Osman Ayık, 2016'nın turizm sektörü için zor geçtiğini ancak 2017'den umutlu olduğunu, şu anda her türlü otel ekipmanı üretir hale geldiğimizi çok daha iyi noktalara geleceğimizi, ANFAŞ'ın sektörün en önemli fuarlarından birini organize ettiğini ve şirketin, son yıllarda yapılan yatırımlarla en önemli fuar merkezlerinden birisine sahip olduğunu söyledi.  
Endüstriyel Mutfak, Çamaşırhane, Servis ve İkram Ekipmanları Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TUSİD) Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Gürkaynak Yurt dışındaki müşterilerini yurt içindeki fuarlarda ağırlıyarak, bazı tanıtım ve pazarlama maliyetlerinin azaldığını ifade etdi.

Profesyonel Otel Yöneticileri Derneği (POYD) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Edip Nazım Araç,  Şu ana kadar yapılan eksikleri görev addeterek görevleri yerine getirmek ve fuarlara katılmak istediklerini açıkladı.
 
ANFAŞ (Antalya Fuarcılık A.Ş.) Genel Müdürü Murat Özer, “Amacımız fuarlara ziyaretçi kalitesini artırmak. Böylece fuarın ekonomiye sağladığı katma değer de artacak Şu anda Avrupa pazarlarının Türkiye’ye biraz daha çekimser bakmaktalar. önümüzdeki fuarlar için ağırlıklı olarak Afrika, Orta Doğu, Arap Yarımadası, Türki Cumhuriyetler ve Rusya pazarlarını hedeflemekteyiz. Fuarcılık Türkiye için gelecekte çok önemli bir sektör olacak. Yeter ki bu durum bir devlet politikası dahilinde Ankara, sivil toplum kuruluşları ve yerel yönetimler tarafından desteklensin” diyerek Amtalya’nın avantajlarını sıraladı. “Antalya'ya yurt dışından 255 şehirden 61 havayolu şirketi direkt uçuş gerçekleştirmektedir. Fuarlar uluslararası katılımcı ve ziyaretçilere ihtiyacı var. Kış aylarında bile Antalya'dan 35-40 ülkeye uçulabiliniyor.” Bazı rakamsal değerlerle;  “Türkiye'nin 410 fuarla ekonomiye 1,4 milyar avro katma değer sağlarken, Almanya'nın 371 fuarla 23,5 milyar avro katma değer sağlamaktadır.” Açıklamalarında bulundu. dığını sözlerine ekledi.
 Ayrıca, ANFAŞ-Antalya Fuarcılık A.Ş.’nin bugünkü ekonomik şartlara rağmen 30.000.000 TL’ye yaklaşan yatırımını tamamladığı bildirildi. Şirketin yenilenen fuar alanı, 40.000 m2 kapalı ve 20.000 m2 açık sergi alanı ve 15 adet kongre, konferans  salonu gibi bilgileri verdi

Toplantı toplu fotograf çekimiyle son buldu.

yilmazparlar@yahoo.com.

28 Kasım 2016 Pazartesi

Geleceğin Gücü Girişimciler G3 Forum-Yılmaz Parlar


 Geleceğin Gücü Girişimciler G3 Forum


Türkiye’nin girişimcilik alanındaki en büyük etkinliği olan Geleceğin Gücü Girişimciler G3 Forum; Habitat, TOBB Kadın Girişimciler Kurulu, TOBB Genç Girişimciler Kurulu ve PublicisLive ev sahipliğinde, Turkcell Arıkovanı ana sponsorluğu ve TEB Özel Melek Yatırım Platformu desteğiyle 25 Kasım’da Suada’da altıncı kez gerçekleştirildi.
M. Rifat Hisarcıklıoğlu, Ali Sabancı, Gülden Yılmaz, Kaan Terzioğlu, Gökhan Mendi, Hanzade Doğan Boyner, Emre Kurttepeli, Sezai Hazır gibi iş ve girişimcilik dünyasının önde gelen isimleri G3 Forum, 1000’e yakın girişimciyi ve girişimci adayına seslendiler.
Tüm dünyada  yüzelliden fazla ülkede senkronize etkinlikler düzenlenen Global Girişimcilik Haftası nedeniyle, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği   girişimcilik konusunda farkındalığı artırmak amacıyla düzenlediği G3 Forum, geleneksel olarak düzenlenen interaktif yuvarlak masa toplantılarında 

Bizzat bulunarak girişimcilerin ve adayların fikirlerini dinledik masa numaralarına göre gelen girişimciler masamızda Kadın Girişimciler derneği Kagider Ankara Temsilcisi Sinem Ulutürk Cinbiş ve TÜYAP Anadolu fuarlarıA.Ş.Genel Müdür Cihat Alagöz mentorluğunda payşaştıkları fikirlere cevap buldular. Ne Yapabilirim arayışında gelenlere yol haritası çıkartmalarına öneriler aldılar. Bahar Çakır-Mehtap Çıtak-Ebru Gültekin Alkanat gibi girişimciler hamile ve sonrası aynı zamanda şişman bayan giyimi ve çocuk giyiminde farklı inovatif tasarımlarıyla kullanma rahatlığı, doğallık sağlayan ürünlerine gerek iç gerekse dış pazarda çok alıcı bulabilecekleri kesin.
Turkcell Arıkovanı ana sponsorluğu ve TEB Özel Melek Yatırım Platformu desteğiyle Suada’da gerçekleştirilen 5 yılda 5000’den fazla girişimciye ulaşan G3 Forumda Dünya Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hakan Güldağ’ın moderatörlüğünde düzenlenen panelde ise Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak ile Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) M. Rifat Hisarcıklıoğlu genç girişimcilere ufuk açtılar. 

Türkiye Odalar ve Borsalar  Birliği olarak amacımız İstanbul’u küresel girişimciliğin merkezi yapmak. 

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu,  “Girişimcilik, ülkelerarası rekabette üst sıralara çıkmak ve işsizlik sorununu çözmekte en önemli etken. Bugün dünyanın en zengin ülkeleri en girişimci olan ülkeler.  Tek 1 girişimci, 10 kişiye istihdam sağlıyor. Bu yüzden zenginlik ve refaha giden tek yol girişimcilik diyoruz. Türkiye’de her 100 kişiden yalnızca 2’si girişimci. 
Ülkemizi Japonya seviyesine çıkartabilmek için 2 milyon yeni girişimciye ihtiyacımız var. Daha fazla girişimciye ulaşabilmek için de en önemli potansiyeli kadınlar ve gençler oluşturuyor. Bunu sağlayabilmek için 2007 yılında TOBB Kadın Girişimci Kurulu’nu, 2009 yılında TOBB Genç Girişimci Kurulu’nu kurduk. Kurullarımız tüm Anadolu’da kendi başarı hikayelerini anlatarak, rol model olarak daha fazla genci ve kadını girişimciliğe teşvik etmek için büyük bir heyecanla çalışıyor. Başladığımızda % 6,5 olan kadın girişimci oranı bugün % 8,5 seviyesine ulaştı. Binlerce gencimizi yüzlerce mentorle buluşturduk” dedi.  

 Hisarcıklıoğlu “Dünyadaki yeniliklerin %99’u henüz yapılmadı.   yapılmayanı yapmak veya farklı şekilde yapmak gerekiyor. Bu yüzden de hangi sektöre yatırım yapıldığı önemli değil, önemli olan akla yatırım yapmak. Dünyada artık para eden tek şey akıl. Yenilik ancak akılla yapılır. Startup'lara vergi ve mevzuat konusunda her türlü kolaylığı sağlamamız lazım. Asya’daki, Ortadoğu’daki, Afrika hatta Avrupa’daki genç beyinlere bunu vaat edersek, o zaman Türkiye devrim yapar.” 

G3 Forum’un açılış konuşmalarını G3 Platform Başkanı Gülden Yılmaz, Turkcell Genel Müdürü Kaan Terzioğlu ile TEB Özel Bankacılık Pazarlama ve Merkezi Satış Direktörü Hayri Telekoğlu yaptı. 

 G3 Platform Başkanı Gülden Yılmaz: “Türkiye’nin daha fazla girişimciye ulaşması için 2015 yılında Kayseri ve Trabzon G3 Forum etkinliklerini yaptık. Her yıl, Türkiye’nin 4 bölgesi ve 4 şehrinde G3 Forumu yapmaya devam edeceğiz. Gözünde büyütme, hayal et, cesaret et diyoruz ” şeklinde mesaj verdi.

Kaan Terzioğlu, özetle Turkcell olarak her fırsatta inovasyon ve girişimciliğin desteklenmekteyiz.
Ülkemizin teknolojik gelişimi ve ekonomik kalkınma için bu faktörlerin çok önemli olduğuna inanıyoruz.  
Turkcell olarak girişimcilerimizi desteklemek, onlara yürüdükleri yolda fayda sağlamak için çalışmalarımıza var gücümüzle devam ediyoruz.   Tüm yenilikçi fikirleri ve girişimcileri kendilerini göstermek üzere davet ediyoruz.”destek vermeye hazır olduklarını açıkladı.

TOBB Genç Girişimciler Kurulu Başkanı Ali Sabancı, “Bu yıl 6’ncısını yaptığımız G3 Forum’da yine insan kaynakları uzmanlarından, pazarlamacılara, yatırımcısından, girişimcisine 800 kişiyi ağırladık. Kamudan özel sektöre, sivil toplumdan finansman sağlayıcılarına hepimiz girişimcilik ekosisteminin paydaşlarıyız.
Ekosisteme destek vermeye tüm gücümüzle devam edeceğiz. Çünkü girişimcilik istihdam demek, refah demek ve ekonomik büyüme demek. Önümüzde yapabileceğimiz tek şey var; o da girişimcilik ve inovasyon.”

Türkiye’nin önde gelen melek yatırımcılarının katıldığı ve yatırım ortamını değerlendirdikleri Yatırımcı Paneli’ne moderatörlüğü TOBB Genç Girişimciler Kurulu Başkan danışmanı Berrak Kutsoy yaptı. Panele ise 212 Yönetici Ortağı Numan Numan, Revo Capital Yönetici Ortağı Berkin Toktaş, Turkcell Arıkovanı Proje Lideri Salih Zeki Çimen ve TEB Özel Melek Yatırım ve İş Geliştirme Müdürü Nilüfer Aktaş katıldı.

Suriyeli Girişimciler Türkiye Girişimcilik Ekosistemi ile Buluştu.
Türkiye’de sayıları 3 milyona ulaşan Suriyeli mültecilerle ortak bir gelecek inşa etmek için Habitat Derneği’nin, Birleşmiş Milletler Mülteci Yüksek Komiserliği ve TOBB ile birlikte yürüttüğü İMECE Programı hayata geçirildi. Suriyelilerin girişimcilik becerilerini ve iş kurma süreçlerini destekleyen İMECE Programın ilk eğitimi geçtiğimiz hafta İstanbul’da verilmişti. Eğitime katılan girişimci adaylar, G3 Forum’a katıldılar. 


yilmazparlar@yahoo.com

11 Kasım 2016 Cuma

Bülent Gedikli- EGD Toplantısı-Yılmaz Parlar


 

Küresel finansal çağın sonu

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Bülent Gedikli,  "Küresel finansal çağın sonuna geldiğimizi düşünüyorum. Bundan sonrası yeni bir reel sektör çağının başlangıcıdır. Tabii bir dönem değişirken bunun sancıları olacaktır.”


Ekonomi  Gazetecileri Derneği  ( EGD )  Yönetim Kurulu Başkanı Celal Toprak'ın moderatörlüğünü yaptığı Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Bülent Gedikli ile , Ekonomi  Gazetecileri Derneği üyeleri ve Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan da katıldı.  


Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Bülent Gedikli,  Amerika'daki başkanlık seçimiyle çok değerlendirme yapılacağını ancak kendi  görüşüne göre Amerika ekonomisinin resesyona gireceğini, Dünya ekonomisinde 50-60 yılda bir tekrar eden döngülerin olduğunu ve enteresan bir dönemeçten geçildiğini söyledi.

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Bülent Gedikli,  "Küresel finansal çağın sonuna geldiğimizi düşünüyorum. Bundan sonrası yeni bir reel sektör çağının başlangıcıdır. Tabii bir dönem değişirken bunun sancıları olacaktır. Bizim temennimiz bunun hem dünya hem de Türkiye için minimuma inmesidir. Dünya ekonomisindeki temel trendlerde bir değişiklik yok. Bol likidite, bol para dönemi, düşük faiz devam edecek. Enflasyon yine olmayacak, deflasyonist süreçler ağır basacak. Merkez bankaları para basmaya devam edecektir. 2008 yılında başlayan finansal krizi genel olarak merkez bankaları veya para politikaları üzerinden yönetmeye çalıştılar. Maliye politikaları işlemiyordu. İlk akla şu gelir; 'devletler devreye girsin, madem talepte eksiklik var onu telafi etsin.' Peki onu niye yapamadılar? Çünkü devletler iflas etti de ondan, gırtlağına kadar hepsi borçlu... Bekledikleri şey şuydu; servet değerlerini artırma yani aslında balon oluşturma... Böylece insanlar kendilerini gelir sahibi sanıp harcamaya yönelir umudu oldu. Fakat böyle olmadı, likidite tuzağı oldu, her taraf nakit doldu. Dünyanın en büyük 10 firmasında inanılmaz nakit havuzları var ama bir işe yaramıyor."şeklinde değerlendirme yaptı.


Gedikli, merkez bankalarının bastıkları paraların harcamaya dönüşü olmadığını, ABD Merkez Bankası'nın (Fed) aralık ayında faiz artırmasının kolay olmayacağını vurguladı.

"Aralıkta faiz artırabilir mi? Ekonomik olarak baktığınızda artıramaz ama siyasi gerekçe ile yapmaya gayret ediyorlar. Ekonomi o kadar kötü ki yapmaları birçok risk doğurabilir, bundan da endişe ediyorlar. AB bu gidişle iflah olacağa benzemiyor, merkez bankasının para basma süreci devam edecektir. Bu işin bir tarafında kur savaşları, şirketlerin borçlulukları var. Çok önemli bankacılık sorunlarının çıktığını göreceğiz. AB pazar kaybı da yaşıyor. Özellikle Çin pazarında sıkıntı yaşıyorlar, Rusya pazarını da kaybetmeye başladılar. Böyle bir pazar sorunu yaşamaları AB açısından hiç de olumlu gözükmüyor. Türkiye-AB ilişkileri açısından da farklı bir manzara ortaya çıkıyor. Lüksemburg'ta yapılan açıklama, Türkiye ile ilgili bazı müeyyide uygulanabileceği gibi yaklaşımlar olduğunu gördük. Ben bunları Avrupa açısından akıl tutulması olarak niteliyorum. Olayın hangi boyutta olduğunu görmedikleri anlamına gelir. AB olarak Türkiye ile ilgili elinizden ne geliyorsa aleyhte her türlü faaliyeti yapıyorsunuz.  PKK'ya neredeyse her yerde şube açıyorlar, FETÖ'ye sahip çıkıyorlar. Dünyaya Türkiye'nin imajını sarsacak bir sürü açıklama yaptırıyorlar. Ekonomik olarak aslında Türkiye, onlar için çok önemli ekonomik pazar. Bu rasyonelitesi olan bir şey değil. Kaldı ki Türkiye'nin istikrarsız hale gelmesi en çok AB'yi vurur, AB çöker, belki arkasından dünya ekonomisi de çöker. Yani Türkiye istikrar açısından o kadar önemli. Sadece mülteci olayını hatırlatsam yeterli. Daha 1 milyon bile değil, bu kadar mülteci ile bile baş edemediler. Bütün bunlara rağmen neden böyle yapıyorlar? Biz onların aleyhinde bir şey yürütmüyoruz. Birçok şeyin içinden çıkıyorlar. Niye böyle yaptıklarına dair fotoğrafa baktığınızda Türkiye'nin 5-10-20 yıl sonra geleceği yeri çok net görüyorlar ve bu onları endişeye sevk ediyor. Bu şekilde akıl tutulmasını yaşıyorlar."şeklinde değerlendirdi


 Uluslararası sermayenin Türkiye'ye bakışına ilişkin, olarak "Türkiye'ye gelmek isteyen muazzam bir yabancı sermaye var. Hiç de birilerinin söylediği gibi değil. Türkiye'ye gelip milyarlarca dolar yatırım yapmak isteyen şirketler var. Bunların görüşmeleri de yürütülüyor. Türkiye'de hukuk sistemi falan... Bank of China geliyor, Sberbank gelmiş, bir sürü banka gelmek için başvurmuş, hukuk olmayan ülkeye banka gelir mi? Bankacılık sistemi olur mu?" ifade sözleri kullandı.


Türkiye'nin bu yeni dünyaya başkanlık sistemi ile hazır olacağını vurgulayan Gedikli, "Çünkü başkanlık sistemi istikrar içinde dinamizm anlamına geliyor. Hızlı, etkin karar alınması gereken bir dünyadayız. Türkiye'nin geçmişine baktığımızda parlamenter sistem bu anlamda tıkandı. Zaten şu anda da parlamenter sistem içerisinde de değiliz. Hala ana muhalefet, öyleymişiz gibi konuşuyor ama artık parlamenter sistem falan yok, şu anda yarı başkanlık sistemindeyiz. 2007'de hukuken yarı başkanlık sistemine geçildi, cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesiyle, fiilen de 2010'da zaten yarı başkanlık sistemine geçilmiştir. Türkiye'de olan şey yarı başkanlık sistemidir. Parlamenter sistem Türkiye'yi istediğimiz noktalara taşıyacak bir potansiyel ortaya koyamadı. 'Parlamenter sistemin ne sorunu var?' diye soranlar var, en azından 367 sorunu var. Bu konuyla ilgili eski ana muhalefet başkanına soruyorlar cevap da veremiyor. Bizim başkanlık sistemine geçmemiz en iyi yol. Türkiye'nin istikrar içerisinde yönetilmesi gerekiyor. Başkanlık sisteminin doğru noktalardan tartışılması gerekiyor. İstikrar çok kullandığımız bir kelime ama ne kadar ihtiyaç olduğu da herkes tarafından görülüyor. Bölgeye baktığımız zaman devlet yapılarının dağıldığı yerde istikrarsızlık ortamında neler olduğunu da görüyoruz. Geçmişe baktığımızda da tek başına hükümetler döneminde parlamenter sistemlerde bir şeyler yapılabilmiş, iktidarlar sorunu örtmüş."dedi.


Gazetecilerin soruların cevaplandırılmasıyla toplantı son buldu.


yilmazparlar@yahoo.com