17 Kasım 2025 Pazartesi

İTO Kasım 2025 Meclis Toplantısı-Yılmaz Parlar

  

İTO Başkanı Avdagiç’ten Kur Geçişkenliği

2026 Ekonomi Vizyonu: “Denge Sinyalleri Güçleniyor

İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, Kasım 2025 Meclis Toplantısı’nda yaptığı değerlendirmelerde, Türk lirasının değer kaybının fiyatlar üzerindeki etkisinin zayıfladığına yönelik TCMB tespitinin, ekonomi yönetiminin kararlı adımlarının bir sonucu olduğunu belirterek, “Bu durum kur-enflasyon ilişkisinde bozulan dengenin yeniden tesis edildiğine işaret ediyor” dedi.

TL’deki değer kaybının etkisinin sınırlanması, kur geçişkenliğinin düştüğünü gösteriyor

Avdagiç, Merkez Bankası’nın son dönemde öne çıkardığı “kurun enflasyon üzerindeki baskısının zayıfladığı” görüşünü önemsediklerini belirterek şunları söyledi:

“Bu tablo, döviz kuru ile enflasyon arasındaki uzun süredir bozulmuş korelasyonun yeniden rayına oturduğuna dair önemli bir işaret niteliğinde. 2026’ya adım atarken fiyat istikrarı açısından umut veren bir gelişme.”

Yeni ticaret düzeni Türkiye’ye stratejik fırsatlar sunuyor

Küresel ekonomide çok kutuplu ticaret yapısının belirginleştiğini vurgulayan Avdagiç, lojistik hatlardan enerji koridorlarına kadar geniş bir alanda Türkiye'nin avantaj yakaladığını söyledi:

“Türkiye, yeniden şekillenen tedarik zincirleri ve ticaret yollarında aktif bir güç haline geliyor. 2026’ya hazırlanırken bu tablo ülkemiz açısından stratejik fırsatlar yaratıyor.”

2026 enflasyon hedefi üçlü sağlam sütunun başarısıyla gerçekleşecek

İTO Başkanı, 2026 hedeflerine değinirken yüzde 16’lık enflasyon hedefinin üç temel unsurla mümkün olacağını dile getirdi:

TCMB’nin kararlı para politikası adımları

Maliye politikasının etkili katkısı

Özel sektörün rasyonel ve pozitif fiyatlama davranışı

Avdagiç, “Bu üç sacayağı uyum içinde çalıştığı takdirde hedefe ulaşılacaktır” dedi.

Hizmet enflasyonu hâlâ yüksek, ancak yavaşlama dikkat çekiyor

Eylül ve Ekim aylarında yaşanan enflasyon yavaşlamasının temel nedeninin kuraklık ve tarımsal don nedeniyle yükselen gıda maliyetleri olduğunu belirten Avdagiç, hizmet fiyatlarındaki artışın ise mal gruplarının altında kalarak olumlu bir sinyal verdiğini ifade etti.

Vergi ve harç artışının hedef enflasyona göre makul tutulması önemli bir adımdır

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in, 2026 yılında vergi ve harç artışlarının yeniden değerleme oranı yerine hedef enflasyona yakın seviyede düzenleneceği mesajını değerli bulduklarını dile getiren Avdagiç, bu adımın özel sektöre de örnek oluşturacağını vurguladı.

Zayıf dış talebe rağmen ihracatta artış sürüyor

Avdagiç, ihracattaki toparlanmanın üç temel sebebi olduğunu belirtti:

Türk şirketlerinin dayanıklı ve esnek yapısı

Yeni pazar koşullarına hızlı uyum sağlayabilmesi

Özel sektörün güçlü motivasyonu ve hükümet destekleri

Cari açıkta son dönemdeki artışa rağmen, GSYH’ye oran açısından kırılganlığın belirgin şekilde azaldığını belirtti.

Şirketler için “5 Proaktif Strateji” Uyarısı

Avdagiç, yeni küresel ekonomik düzenin firmalardan daha öngörülü adımlar atmasını zorunlu kıldığını belirterek 5 başlık sıraladı:

Risk okuryazarlığı ve izleme sistemleri

Çeşitlendirme ve yerelleştirme stratejisi (nearshoring – friendshoring)

Dijital ve operasyonel dayanıklılık altyapısı oluşturma

Hızlı tepki, senaryo planlama ve adaptasyon kabiliyeti

Güçlü liderlik ve sürdürülebilir yatırım yaklaşımı

Bu dönem KOBİ’ler için aynı zamanda bir sıçrama imkânı Dengelenme sürecinde KOBİ’lere de mesaj veren Avdagiç, işletmelerin:

Nakit yönetimini disipline etmesi,

Maliyet kontrolünü sistematik hale getirmesi,

Dayanıklılığı artıracak finansal tedbirler alması,

Dijital dönüşüme yatırım yapması

gerektiğini vurguladı.

“Bu süreç doğru yönetilirse Türkiye yeni başarı hikâyelerine imza atabilir” diye konuştu.

yilmazparlar@yahoo.com

16 Kasım 2025 Pazar

Ümit Özdağ, Eskişehir Pazarında Türkiye'nin Fotoğrafını Çekti-Yılmaz Parlar

 

Ümit Özdağ'dan Kritik 2026 Uyarısı Geldi

"Doktoralı Vatandaş Mandalina Satıyor, Esnaf Borç Batağında”

Eskişehir Ekonomisi Alarm Veriyor

"Krize Radikal Çözüm; Ümit Özdağ'ın Zafer Ekonomi Modeli Türkiye'yi Yeniden İhracat Devi Yapacak"

"Dış Ticaret Açığı Kemirgen Değil, Üretim Ekosistemi Kurulacak; Modelin 7 Temel Prensibi"

Zafer Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Ümit Özdağ, Eskişehir’de gerçekleştirdiği saha ziyaretinde kentin ekonomik durumuna ilişkin çarpıcı gözlemler yaptı. Hamamyolu ve Gökmeydan pazarlarında esnafla bir araya gelen Özdağ, Türkiye’nin içinde bulunduğu ekonomik sıkışmışlığın somut örneklerini Eskişehir’in kalbinde gördü. Türkiye'yi derinden saran ekonomik buhranın çarpıcı tablosunu gözler önüne serdi.

Pazardaki her bir tezgah, vatandaşın cebindeki eriyen alım gücünün ve esnafın içine düştüğü çaresizliğin canlı tanığı oldu.

Eskişehir’deki ekonomik tabloyu değerlendiren Özdağ, çözümün Zafer Partisi’nin hazırladığı ekonomi programında bulunduğunu vurguladı.

Partinin resmi ekonomi dokümanları ve kamuoyuna duyurulan çalışmalarıyla uyumlu olan Zafer Ekonomisi Modeli, Türkiye’nin üretim yapısına, dış ticaret dengesine, tarımsal verimliliğine ve teknolojik dönüşümüne odaklanan kapsamlı bir strateji sunuyor.

Bu nedenle Eskişehir’deki saha bulguları, modelin öngördüğü sorun alanlarını birebir doğruluyor. Özellikle yerli üretimin güçlendirilmesitarımda maliyetlerin düşürülmesiliyakatli ekonomik yönetim ve teknoloji odaklı kalkınma gibi başlıklar, hem partinin resmi ekonomi programında hem de sahada karşılaşılan sorunların çözümünde öne çıkıyor.

Pazarlarda Derin Krizin Ayak Sesleri

Esnaf, yüksek maliyetler ve daralan alım gücü nedeniyle satış yapamadığını ifade etti.

Tezgahtaki Çığlık,

Bir pazarcı, yaşadığı tabloyu şu sözlerle özetledi:
“Başkanım, mandalinayı 22 liraya alıyoruz. 20 liraya satıyoruz. Satmazsak çürüyor.”

Başka bir esnaf ise borç yükünü şöyle anlattı:
“Bu pazarda bir milyon borcu olmayan esnaf yok. Kimse kâr etmiyor, sadece ayakta kalmaya çalışıyoruz.”

Vatandaşın ise birkaç kilo ürün yerine artık “taneyle” alışveriş yaptığı gözlemlendi.

https://www.youtube.com/watch?v=ZQfGyyIit04

Nitelikli İşgücü Pazarda Tezgâh Açıyor

Liyakatin Çöküşü, Pazardaki Doktorlar ve Mühendisler.

Eskişehir’in en dikkat çeken sorunlarından biri de istihdamın niteliği. Bir pazarcının ifadeleri durumun vahametini ortaya koydu:
“Bu pazarda 20 doktora mezunu, 10 öğretmen tezgâh açıyor. İnsanlar mesleklerinden umudu kesmiş durumda.”

Bu tablo, Türkiye’nin hem beyin gücü kaybını hem de gelir adaletsizliğini gözler önüne seriyor.

Prof. Dr. Ümit Özdağ ,"2025 zor geçti ama 2026 çok daha ağır olacak" uyarısında bulundu. . Çözümümüz belli; üretime, liyakate ve milli ekonomiye dayalı Zafer Ekonomi Modeli. Milletimiz bizi dikkatle izlemeye devam etsin" dedi.

Sahanın, Halkın Lideri
Prof. Dr. Ümit Özdağ, sadece rakamlarla değil, halkın içine girerek, onların derdini hâl diliyle anlayan bir lider portresi çizdi. Ekonomik krizin teorisini değil, pratikteki yıkıcı sonuçlarını tezgah başında ortaya koyması, onu diğer siyasetçilerden ayıran en önemli özellik olarak öne çıkıyor.

Zafer Ekonomi Modeli
Tüm bu çöküş tablosu karşısında Özdağ, çaresizlik değil, çözüm vaat ediyor. "İktidarın bu krizi aşmak için bir çabası yok. Oysa bizim Zafer Ekonomi Modelimiz var. Üretimi, istihdamı ve milli kalkınmayı hedefleyen bu modele kulak verin" çağrısı yaptı.

Öngörülü Lider
Ekonomik krizin henüz derinleşmeden önceki erken uyarılarını, somut ve uygulanabilir ekonomi modeliyle taçlandıran Prof. Dr. Ümit Özdağ, sadece siyasetçi kimliğiyle değil, bir iktisatçı olarak da sahada olmasıyla, Türk siyasetinde nadir görülen öngörülü ve çözüm odaklı bir lider portresi çiziyor.

Zafer Ekonomisi Modeli,

Haberde, daha önce aktardığımız Zafer Ekonomisi haberlerine ek olarak, partinin resmi kaynaklarında da bu analizde yer alan stratejilerin büyük bir kısmı doğrulanıyor.

"Krize Radikal Çözüm: Ümit Özdağ'ın Zafer Ekonomi Modeli Türkiye'yi Yeniden İhracat Devi Yapacak"

"Dış Ticaret Açığı Kemirgen Değil, Üretim Ekosistemi Kurulacak,  İşte Modelin 7 Temel Prensibi"

Zafer Partisi’nin resmi sitesinde;  “Ekonomik Modelimiz, Sıcak Para Esasına Değil, Sürdürülebilir Üretime Dayalıdır”

Zafer Partisi’nin yayınladığı ekonomi modeli dokümanlarında “sıcak para yerine sürdürülebilir üretime dayalı büyüme”, “planlı kalkınma”, “yerli yüksek katma değerli üretim” ve “liyakat esaslı kamusal kaynak kullanımı” gibi başlıklar öne çıkıyor.

Zafer Ekonomisi’nin kamuoyuna sunulan bir vizyon olmanın ötesinde, partinin stratejik bir planı olduğunu gösteriyor.

Zafer Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Ümit Özdağ'ın Eskişehir'de esnafla diyaloğunda dikkat çektiği "Zafer Ekonomi Modeli"nin detayları, Türkiye'nin kronikleşen ekonomik sorunlarına köklü çözüm önerileri sunuyor. Model, "üretim odaklı kalkınma", "liyakat" ve "teknolojik dönüşüm" ekseninde şekilleniyor.

Bizim Analizimize Göre; Partinin Ekonomi Modelin 7 Temel Prensibi

Modelin 7 Temel Prensibi olarak izlemlerimiz;

Dış Ticaret Açığı Stratejisi, "Kemirgen Değil, Üretim Ekosistemi"

Mevcut durum: Cari açığın en büyük kalemleri (enerji, altın, ara malı) kontrol altına alınacak.

Enerjide dışa bağımlılığı azaltmak için nükleer ve yenilenebilir enerji yatırımları hızlandırılacak.

Hedef: 5 yıl içinde enerji ithalatının yüzde 40 azaltılması.

Yerli Üretim Hamlesi: "Yüksek Katma Değerli Ürünler"

KOBİ'lerin Ar-Ge ve inovasyon kapasiteleri güçlendirilecek.

Savunma sanayii, yazılım, ilaç ve ileri teknoloji sektörlerinde yerli üretim teşvik edilecek.

Yabancı sermayenin talanına izin verilmeyecek; doğal kaynaklar milli çıkarlar doğrultusunda işlenecek.

Tarımda Milli Dönüşüm, "Tohumdan Sofraya Güvenlik"

Stratejik ürünlerde (buğday, arpa, mısır) dışa bağımlılık sonlandırılacak.

Çiftçiye doğrudan gelir desteği ve ucuz mazot/elektrik sağlanacak.

Kooperatifleşme desteklenecek; tarımın gayrimenkul spekülasyonuna kurban edilmesi engellenecek.

Liyakat ve Verimlilik, "Kaynak İsrafına Son"

Kamu ihale sisteminde şeffaflık ve liyakata dayalı düzenlemeler getirilecek.

Kayıt dışı ekonomiyle mücadele edilecek; vergi adaleti sağlanacak.

İşsizlikle mücadele için nitelikli işgücü yetiştirilecek.

Teknolojik Dönüşüm; "Dijital Ekonomide Liderlik"

Yapay zekâ, siber güvenlik ve bulut bilişim alanlarında insan kaynağı yetiştirilecek.

KOBİ'lerin dijital dönüşümü için hibe ve danışmanlık desteği sağlanacak.

E-ticaret altyapısı güçlendirilecek; yerli platformlar teşvik edilecek.

 Eğitim-Üretim Entegrasyonu: "Mesleki Eğitimde Devrim"

Meslek liseleri ve teknik üniversiteler, sektör ihtiyaçlarına göre yeniden yapılandırılacak.

Mühendislik ve teknik bölümlerde okuyan öğrencilere burs ve staj imkânları artırılacak.

. Sosyal Adalet, "Gelir Dağılımında Denge"

Asgari ücret, insan onuruna yaraşır seviyeye çekilecek.

Emekliler ve dar gelirliler için vergi indirimleri ve sosyal yardımlar artırılacak.

Konut edindirme programlarıyla gençlerin mülk sahibi olması kolaylaştırılacak.

Zafer Ekonomi Modeli, mevcut iktidarın "inşaat ve tüketim" odaklı politikalarının aksine, "üretim ve katma değer" odaklı yapısıyla dikkat çekiyor. Model, küresel rekabette Türkiye'yi Orta Gelir Tuzağı'ndan çıkararak, yüksek teknolojili ürünler ihraç eden bir ülke konumuna getirmeyi hedefliyor.

Vizyoner Lider

Prof. Dr. Ümit Özdağ, sadece ekonomik krize işaret etmekle kalmıyor, somut ve uygulanabilir bir yol haritası sunuyor. Onun liderliğindeki Zafer Partisi, Türkiye'yi "borç batağından" kurtaracak, üreten ve kendi kendine yeten bir ülke haline getirecek bir vizyon ortaya koyuyor. Bu model, Özdağ'ın sadece bir siyasetçi değil, aynı zamanda bir akademisyen ve stratejist olduğunu da gözler önüne seriyor.

yilmazparlar@yahoo.com

8 Kasım 2025 Cumartesi

16.Boğaziçi Zirvesi-Yılmaz Parlar

  

Boğaziçi Zirvesi, Yeni Gerçeklerin Merkezine Dönüştü

Küresel Zorluklara İstanbul Yanıtı


Dünya liderleri, “Küresel Zorluklar: Yeni Gerçeklere Uyum” temasıyla bir araya geldi. 16. Boğaziçi Zirvesi, küresel dönüşümün rotasını İstanbul’dan çizdi.

Yeni Gerçeklerin Başkenti; İstanbul

Dünya yeni bir döneme giriyor; krizlerin gölgesinde şekillenen bu çağda artık “uyum” kelimesi, her ülkenin stratejik ajandasında yerini aldı. Bu değişimin kalbi ise bir kez daha Boğaz’da attı. Uluslararası İşbirliği Platformu (UİP) tarafından 6–7 Kasım 2025 tarihlerinde Four Seasons Bosphorus Hotel’de düzenlenen 16. Boğaziçi Zirvesi, “Küresel Zorluklar: Yeni Gerçeklere Uyum” temasıyla sadece bir toplantı değil, geleceğin inşa edildiği bir fikir arenasına dönüştü.
İki gün boyunca 60’tan fazla ülkeden devlet adamları, diplomatlar, iş dünyası liderleri ve düşünürler İstanbul’da buluştu; ortak bir soru üzerinde düşündü: “Yeni gerçeklerle başa çıkmanın yolu nedir?”

Erdoğan’dan Güçlü Mesaj; Diyalog ve İş Birliği

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, zirveye gönderdiği mesajında, küresel kırılmaların ortak akılla aşılabileceğini belirterek “diyalog ve iş birliği” vurgusu yaptı. Erdoğan, Boğaziçi Zirvesi’nin ülkeler arasında stratejik iş birliklerini güçlendiren, sonuç odaklı fırsatlar doğuran bir platform olduğunu ifade etti.
Bu çağrı, yalnızca bir diplomatik mesaj değil, Türkiye’nin bölgesel değil küresel ölçekte barış ve istikrar inisiyatifi üstlendiğinin de bir göstergesiydi.

Açılışta Güçlü Kadro; Küresel Vizyon Sahnesi

Zirvenin açılış oturumunda;

Dr. Talal Abu-Ghazaleh (UİP Onursal Başkanı, Ürdün), Rona Yırcalı (UİP Onur Kurulu Başkanı, Türkiye), Dr. Ingo Friedrich (AP Eski Başkan Yardımcısı, Avrupa Ekonomik Senatosu Başkanı, Almanya), Dr. Gerardo Zamora (Santiago del Estero Valisi, Arjantin), Tekreth Kamrang (Ticaret Bakan Yardımcısı, Kamboçya Krallığı), Faisal Al-Fayez (Senato Başkanı, Ürdün), Mladen İvanic (E. Cumhurbaşkanı, Bosna-Hersek), Gjorge Ivanov (E. Cumhurbaşkanı, Kuzey Makedonya)
gibi isimler yer aldı.

Açılışta ayrıca Dünya İnsanlık Ödülü, Suudi Arabistan Kraliyet ailesinden Prens Turki bin Talal bin Abdulaziz Al Saud’a takdim edildi.

“Yeni Bir Gerçekliğe Uyum Sağlama Dönemindeyiz”

UİP Kurucusu Cengiz Özgencil, zirvenin açılışında yaptığı konuşmada, çağımızı krizlerle tanımlamak yerine, bu krizlerden doğan fırsatlara odaklanmak gerektiğini vurguladı;

“Bu zirveyi sadece fikirlerin değil, ortak çözümlerin ve karşılıklı öğrenmenin bir platformu olarak görüyoruz. Teknolojik, ekonomik ve toplumsal dönüşümler birbirine geçmiş durumda. Artık edilgen izleyiciler değil, etik, adil ve sürdürülebilir bir geleceğin inşacıları olmalıyız.”

Özgencil, Türkiye’nin Asya, Avrupa ve Afrika’yı buluşturan benzersiz konumuna dikkat çekerek, Boğaziçi Zirvesi’nin “köprü kuran vizyonunun” önemini yineledi.

Dijitalleşmeden İklime; İnsanlığın Dönüm Noktası

Zirvede bu yıl, yapay zekânın etik sınırlarıiklim krizienerji güvenliğifinansal dijitalleşmekadın liderliğitarım ve gıda güvenliği gibi başlıklar öne çıktı.
Zekâ Çağı: Güç, Etik ve İnsanlığın Geleceği” panelinde yapay zekânın yönetim gücü tartışıldı; “Bolluğun Ötesinde: Dayanıklı Bir Gelecek İçin Tarımı Yeniden Düşünmek” oturumunda ise iklim krizinin tarımsal üretime etkileri ele alındı.

Katılımcılar, değişen küresel dinamikler karşısında “dayanıklılık, kapsayıcılık ve inovasyon” kavramlarını yeni ekonomik düzenin temel taşları olarak değerlendirdi.

Dr. Talal Abu-Ghazaleh, “İnsanlık Yeni Bir Meydan Okuma Çağında”

UİP Onursal Başkanı Dr. Talal Abu-Ghazaleh, dünyanın dört temel krizle karşı karşıya olduğunu ifade etti:

İklim değişikliğiBirleşmiş Milletler’in etkisizleşmesiABD-Çin rekabetinin artmasıYapay zekânın kontrolsüz yükselişi.

Abu-Ghazaleh, yapay zekânın artık “insanın değil, sistemin yöneticisi olma tehlikesi” taşıdığını belirterek, “İnsanlık bu dönüşümle yüzleşmek zorunda” dedi.

Boğaziçi Zirvesi, Ekonomik Diplomasinin Kalbi

16 yıldır kesintisiz süren Boğaziçi Zirvesi, artık yalnızca fikirlerin değil, ekonomik diplomasinin de merkezi konumunda. Geçmiş yıllarda milyonlarca dolarlık ticari anlaşmalara sahne olan zirvede bu yıl da çok sayıda stratejik yatırım teması gerçekleştirildi.
İstanbul, iki gün boyunca yalnızca bir şehir değil; dünyanın geleceğine yön veren diyalogların merkezi oldu.

 “Boğaz’dan Yükselen Umut”

Zirve bitti, ama etkisi daha yeni başlıyor.
Dünyanın bu kadar bölündüğü bir dönemde, Boğaziçi Zirvesi yeniden hatırlattı: Gerçek liderlik, diyalogdan doğar.
İstanbul’un tarihi dokusu, sadece iki kıtayı değil, fikirleri, umutları ve vizyonları da birbirine bağladı.
Yeni gerçeklere uyum, belki de bu topraklardan yükselecek küresel bir dayanışma sesiyle mümkün olacak.

yilmazparlar@yahoo.com

2 Kasım 2025 Pazar

19. İsviçre–Türkiye Ekonomi Forumu-Yılmaz Parlar

  

Sürdürülebilir İnşaat ve Altyapı, “İsviçre–Türkiye İş Birliğiyle Geleceği İnşa Etmek”

19. İsviçre–Türkiye Ekonomi Forumu 31 Ekim 2025 Cuma günü Swiss The Bosphorus Hotelde, “Sürdürülebilir İnşaat ve Altyapı” temasıyla düzenlendi

Küresel ekonominin dönüşüm çağında, sürdürülebilir kalkınma, yenilikçi mühendislik ve yeşil altyapı kavramları, artık yalnızca çevresel değil ekonomik bir zorunluluk haline geldi. Bu vizyonla düzenlenen 19. İsviçre–Türkiye Ekonomi Forumu, iki ülkenin ekonomik ortaklığında yeni bir sayfa açtı.

Swiss The Bosphorus Hotel’de, “Sürdürülebilir İnşaat ve Altyapı” ile “İsviçre–Türkiye İş Birliğiyle Geleceği İnşa Etmek” başlıkları altında gerçekleştirilen forum, iş dünyasının, akademinin ve kamu kurumlarının önde gelen temsilcilerini bir araya getirdi.

Etkinlik, İsviçre ve Türkiye arasındaki diplomatik ilişkilerin 100. yılına denk gelmesiyle, tarihi bir anlam kazandı.

Ortak hedef

 “Sürdürülebilir bir gelecek inşa etmek”

Açılış konuşmasını yapan İsviçre Ticaret Odası Derneği Başkanı Arpat Şenocak, iki ülke arasındaki diyaloğun yıllar içinde güçlü bir iş birliği platformuna dönüştüğünü vurguladı.
Şenocak, “Bugün sadece sürdürülebilirliği konuşmuyoruz; birlikte nasıl daha adil, daha yeşil ve daha dayanıklı bir gelecek kurabileceğimizi tartışıyoruz. İsviçre’nin inovasyon gücü ile Türkiye’nin mühendislik kabiliyeti birleştiğinde ortaya küresel ölçekte etkili bir sinerji çıkıyor,” dedi.

Türk müteahhitlerinden küresel başarı tablosu

Türk Müteahhitler Birliği Başkanı Erdal Eren, Türk müteahhitlik sektörünün dünya çapındaki konumuna dikkat çekti:

“137 ülkede tamamlanan yaklaşık 13.000 proje, 547 milyar dolarlık iş hacmi… Bu sadece bir istatistik değil, Türk mühendisliğinin küresel bir markaya dönüştüğünün göstergesidir.”

Eren, İsviçre’nin finansal gücü ve yenilikçi teknolojilerinin Türk müteahhitlerin deneyimiyle birleşmesi halinde, üçüncü ülkelerde kalıcı altyapı başarılarına imza atılabileceğini söyledi.

İsviçre’den güçlü mesaj

 “Birlikte sürdürülebilir ve güvenli inşa edelim”

İsviçre Federal Konseyi Başkan Yardımcısı ve Ekonomi, Eğitim ve Araştırma Bakanı Guy Bernard Parmelin, konuşmasında iki ülkenin ortak sorumluluğuna dikkat çekti:

“İsviçre 2050, Türkiye ise 2053 yılına kadar karbon nötr olmayı hedefliyor. Bu hedefler iddialı, ancak inşaat sektörü bu dönüşümde kilit rol oynayacak. İnşa ettiğimiz yapılar sadece ekonomimizi değil, kim olduğumuzu da yansıtıyor.”

Parmelin, “Team Switzerland Infrastructure” girişimiyle Türk EPC (Mühendislik, Tedarik, İnşaat) firmalarıyla stratejik ortaklıklar geliştirmeyi hedeflediklerini açıkladı.
SERV (Swiss Export and Insurance) ile Türk Eximbank arasında imzalanan Mutabakat Zaptı (MOU), bu iş birliğini daha da kurumsallaştırdı.

Ticaret Bakanı Prof. Dr. Ömer Bolat,

 “Ekonomik bağlarımız hiç olmadığı kadar güçlü”

Türkiye Cumhuriyeti Ticaret Bakanı Prof. Dr. Ömer Bolat, forumda yaptığı konuşmada Türkiye’nin ekonomik dayanıklılığına dikkat çekti:

“Son 23 yılda Türkiye, 238 milyar dolarlık GSYH’den 1,5 trilyon doların üzerine çıkan bir ekonomik büyüme gerçekleştirdi.
1.000’den fazla İsviçreli şirket, Türkiye’de 10,6 milyar dolar doğrudan yatırım yaptı.
Ticaret hacmimiz 12 milyar dolara ulaştı ve artmaya devam ediyor.”

Bolat, iki ülkenin güçlü mühendislik, teknoloji ve finans sistemlerinin birleşmesiyle, Ukrayna, Suriye ve Körfez bölgesindeki yeniden yapılanma projelerinde büyük fırsatlar doğacağını belirtti.

Dünya Bankası Türkiye Direktörü Humberto Lopez,

 “Sürdürülebilirlik artık bir seçenek değil, zorunluluk”

Forumun konuk konuşmacısı Dünya Bankası Türkiye Ülke Direktörü Humberto Lopez, Türkiye’nin yüksek büyüme performansına dikkat çekti ve şu uyarıda bulundu:

“Türkiye yüksek gelirli ülke statüsüne çok yakın, ancak uzun vadeli büyümenin anahtarı verimliliktir.
Gerçek sürdürülebilirlik sadece çevresel değil; ekonomik ve sosyal dengeyi de içermelidir.”

Lopez, Türkiye’nin lojistik altyapısı ve yenilenebilir enerji yatırımlarına odaklanmasının, sürdürülebilir büyüme için kritik olduğunu vurguladı.

Paneller

 Yenilik, mühendislik ve finans bir arada

Forumun ikinci bölümünde iki ana panel düzenlendi:

“Ar-Ge, Pazar İhtiyaçları ve Türkiye’de Sürdürülebilir İnşaatın Geleceği” panelinde,

ABB Türkiye Başkanı Başar Vural moderatörlüğünde, Empa-NEST’ten Reto Largo, Omya International AG’den Philipp Hunziker, Prof. Dr. Mustafa Şahmaran ve Demet Demirer, inovasyonun inşaat sektörüyle nasıl daha güçlü entegre edilebileceğini tartıştı.

“İsviçre İnovasyonu Türk Uzmanlığıyla Buluşuyor” başlıklı oturumda ise, MLL Legal’den Ülkü Cibik moderatörlüğünde, SERV, UBS, Türk Eximbank, Çalık Enerji Swiss AG ve SSB Sauerwein & Schaefer Bau AG temsilcileri, üçüncü ülkelerde sürdürülebilir EPC projelerinde finansal iş birliği modellerini değerlendirdi.

Forumun sonunda imzalanan anlaşmalar ve verilen mesajlar, Türkiye–İsviçre ekonomik ilişkilerinin yeni bir stratejik evreye girdiğini gösterdi.

İki ülke, 100 yıllık dostluğunu “yeşil dönüşüm”, “sürdürülebilir inşaat” ve “ortak refah” ilkeleri üzerine inşa ederek, geleceğe umutla bakıyor.

yilmazparlar@yahoo.com

29 Ekim 2025 Çarşamba

TÜRSAB Başkan Adayı Aylin Özsavaş Boğaz’da Tarih Yazdı-Yılmaz Parlar

   

Cumhuriyetin Işığında Parlayan TÜRSAB Başkan Adayı Kadın Lider, Aylin Özsavaş Boğaz’da Tarih Yazdı

Cumhuriyet’in 102. yılında Boğaz’da anlamlı kutlama

 TÜRSAB Başkan Adayı Aylin Özsavaş, “Cumhuriyet kadınla yükselir”

Emin Çakmak’tan tam destek, “Aylin Başkan delikanlı bir lider”

Cumhuriyet’in ışığında değişim rüzgarı, TÜRSAB’da kadın zamanı

“Cumhuriyet kadınla güzelleşir, kadınla güçlenir”

28 Ekim 2025 Salı Akşamı – Boğaz’da Cumhuriyet Coşkusu

Cumhuriyetimizin 102. yılı kutlamaları kapsamında, TÜRSAB Başkan Adayı Aylin Özsavaş’ın ev sahipliğinde düzenlenen Boğaz Tekne Turu, İstanbul’un ışıltılı sularında unutulmaz bir geceye dönüştü.

Cumhuriyet’in Işığında” temalı bu özel etkinlikte, sektörün duayenleri, turizm profesyonelleri, basın mensupları ve genç girişimciler aynı çatı altında buluştu.

Akşam, önce Aylin Özsavaş’ın duygulu ve vizyon dolu konuşmasıyla, ardından Birleşik TÜRSAB Hareketi Lideri Emin Çakmak’ın sektörün geleceğine dair değerlendirmeleriyle renklendi.

Aylin Özsavaş, “Cumhuriyet kadınla yükselir, biz o emaneti taşıyoruz.”

Cumhuriyet’in 102. yılında, bir kadın liderin sesinden yankılanan bu sözler Boğaz’da adeta dalga dalga yayıldı.
Aylin Özsavaş konuşmasında Cumhuriyet’in mirasına, kadınların güçlenmesine ve turizm sektöründe değişimin kaçınılmazlığına vurgu yaptı.

“Türkiye Seyahat Acentaları Birliği 53 yaşında. Ancak vicdanlı, adaletli bir yönetim anlayışına hasret kaldı. Cumhuriyetimizin bize bıraktığı en değerli miras eşitliktir. Artık o koltuğa bir kadın eli değmeli. Biz o emaneti taşımaya, layığıyla sahip çıkmaya geliyoruz.”

Özsavaş, TÜRSAB seçimlerine dair polemiklere girmeden, Cumhuriyet’e ve kadın emeğine odaklanan samimi konuşmasıyla salondan büyük alkış aldı.

Konuşmasını “Cumhuriyetin içinde yürüyoruz” sözleriyle bitiren Özsavaş, sahadaki genç ve aktif acentacı ekibini alkışlatarak, kadın liderliğin ilham verici gücünü bir kez daha hissettirdi.

Emin Çakmak, “Aylin Başkan, özüyle sözüyle delikanlı bir kadın lider.”

Birleşik TÜRSAB Hareketi’nin öncüsü, üç dönem başkan adayı ve TGA temsilciliği yapmış olan Emin Çakmak, konuşmasında turizmin geleceği, sektörün yeniden yapılanması ve liyakat vurgusu yaptı.

Çakmak, mevcut yönetimi eleştirirken Aylin Özsavaş’a tam destek verdi:

“Yirmi beş yıldır aynı yüzleri gördük. Artık değişim zamanı..
Aylin Başkan, sözüyle özüyle bir olan, delikanlı bir kadındır.
Türkiye’nin turizminde bir kadın eliyle yeniden doğuşa inanıyorum.”

Çakmak, genç kuşaklara alan açılması gerektiğini vurguladı, “Yolun açık olsun Aylin Başkan, biz sonuna kadar yanındayız” diyerek konuşmasını bitirdi.

Boğaz’da Cumhuriyet Gecesi, Umut, Birlik ve Değişim

Cumhuriyet’in 102. yılına yakışır bir atmosferde geçen gecede, kırmızı-beyaz ışıklarla süslenmiş teknede İstanbul siluetine karşı Türk Bayrakları dalgalandı.
Katılımcılar, Bayraklar eşliğinde “Yaşasın Cumhuriyet” sloganları attı.
Yemek ve müzikle devam eden gece, birlik, umut ve değişim mesajlarıyla sona erdi.

Kadın Gücü, Cumhuriyet Gücü

Bu satırların yazarı olarak, bir kadın liderin cesaretini, nezaketini ve duruşunu yürekten alkışlıyorum.
Aylin Özsavaş, yalnızca bir başkan adayı değil Cumhuriyet’in modern, özgüvenli, vizyoner kadınının ta kendisi.
Sözüyle ilham veren, özüyle güven veren, Cumhuriyet’in ışığını kalbinde taşıyan bir isim.

Cumhuriyet’in 102. yılında, Aylin Özsavaş gibi kadınların yolumuzu aydınlatmasına yürekten inanıyorum.
Gelecek, artık kadın eliyle güzelleşecek.

yilmazparlar@yahoo.com

10 Ekim 2025 Cuma

İTO 2025 Ekim Ayı Meclis Toplantısı-Yılmaz Parlar

  İTO 2025 Ekim Ayı Meclis Toplantısı

Ekonomiden Kudüs’e, Cumhuriyet Vurgusundan Yeni Oda Binasına Güçlü Mesajlar

İstanbul Ticaret Odası (İTO), Ekim ayı meclis toplantısını 9 Ekim 2025 Perşembe günü gerçekleştirdi.

Toplantıda İTO Başkanı Şekib Avdagiç ve Meclis Başkanı Dr. Erhan Erken, ekonomi, dış ilişkiler, milli değerler ve uluslararası meseleler üzerine önemli değerlendirmelerde bulundu.

Avdagiç, “Enflasyonla Mücadelede Sanayi ve Üretim Anahtar Rolde”

İTO Başkanı Şekib Avdagiç, küresel ekonomideki belirsizliklere rağmen Türkiye’nin üretim gücünü artırması gerektiğini vurguladı.

Avdagiç, ABD’nin para politikaları ve petrol fiyatlarındaki dalgalanmaların küresel ekonomiyi belirsizleştirdiğini belirterek, “Enflasyonla mücadele, ekonomi politikalarının temel önceliği olmalıdır. Eylül ayında yüksek çıkan enflasyon oranı, dikkatli adımlar atmamız gerektiğini gösteriyor.” dedi.

Sanayi üretiminin desteklenmesinin önemine dikkat çeken Avdagiç, “Türkiye’nin potansiyeli yüksek ama üretim performansı beklentilerin altında. Bu tabloyu değiştirmeliyiz.” diye konuştu.

“Tarım, Türkiye İçin Değişmez Bir Önceliktir”

Avdagiç, tarım sektörünün stratejik önemde olduğunu vurguladı. Su kaynaklarının etkin kullanımı ve üretimde verimlilik artışı için daha aktif politikaların hayata geçirilmesi gerektiğini belirtti.

İhracatta 67 Milyar Dolarlık Hizmet Geliri

Konuşmasında dış ticaret ve ihracat performansına da değinen Avdagiç, yılın ilk dokuz ayında hizmet ihracatında %10’luk artışla 67 milyar dolara ulaşıldığını açıkladı.

“Yıllık dış ticaret açığımız 30 milyar dolar civarında. Bu tabloyu iyileştirmek için ihracatçılarımıza desteği sürdürmemiz gerekiyor.” ifadelerini kullandı.

“ABD, Türkiye’yi Doğal Müttefik Olarak Görmeli”

Dış ilişkilerde Türkiye-ABD ilişkilerine de değinen Avdagiç, bu ilişkilerin karşılıklı çıkar ve saygı temelinde gelişmesi gerektiğini söyledi.
“Cumhurbaşkanımızın bu konudaki gayretleri kıymetlidir. ABD’nin Türkiye’yi doğal bir müttefik olarak görmesi stratejik açıdan önem taşımaktadır.” dedi.

Yeni Oda Binasında Sona Yaklaşılıyor

 %98 Tamamlandı

Toplantının dikkat çeken bölümlerinden biri, İTO’nun yeni hizmet binası oldu. Avdagiç, tarihi ve zorlu bir bölgede yürütülen inşaat sürecinde %98 seviyesine ulaşıldığını açıkladı.

2.250 metrekare alan üzerine kurulan ve 11.100 metrekare kapalı alana sahip binada;

2.096 kişilik modern bir toplantı salonu, Şeffaf, İstanbul manzaralı mimari tasarım, Geniş bahçe düzenlemesi, otopark ve yaya yolları bulunuyor. “Yeni binamız, İstanbul’a yakışır bir ticaret merkezi olacak.” dedi.

Cumhuriyet ve Spor Vurgusu

29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nın coşkuyla kutlandığını belirten Avdagiç, “Cumhuriyetin değerlerini yaşatmak hepimizin ortak sorumluluğudur.” dedi.
Ayrıca Fenerbahçe Başkanı Ali Koç’un özverili çalışmalarını takdirle andı.

Avdagiç, fuar ve etkinliklerdeki başarıları da hatırlatarak geçmiş dönem meclis başkanları ve üyelerine teşekkür etti.

Dr. Erhan Erken’den Kudüs, Cumhuriyet ve Tarih Vurgusu

İTO Meclis Başkanı Dr. Erhan Erken, konuşmasında hem Kudüs’teki insani krize hem de Cumhuriyet’in kuruluşuna dair güçlü mesajlar verdi.

“İsrail’in Zulmü İnsanlık Vicdanını Yaralıyor”

Erken, Filistin-İsrail çatışmasına ilişkin değerlendirmesinde, “İsrail büyük bir zulüm uyguluyor. Dünyanın gözü önünde insanlar toplu şekilde mağdur ediliyor.” ifadelerini kullandı.

ABD’nin sorunun çözümündeki en büyük engel olduğunu belirten Erken, Türkiye’nin diplomatik olarak aktif rol oynadığını vurguladı.

Türk halkının konuya duyarlılığını hatırlatarak, “Ateşkesin sürmesi en büyük dileğimizdir.” dedi.

“Kudüs, Tüm İnançların Özgürce Yaşayabildiği Bir Şehir Olmalı”

Kudüs’ün tarihsel önemine değinen Erken, Selahaddin Eyyubi’nin 1187’de Kudüs’ü Haçlılardan kurtarışını hatırlattı.
“Kudüs tarih boyunca mücadelelerin odağı olmuştur. Bizim arzumuz, Kudüs’ün tüm inançların kendini özgürce ifade edebildiği bir yer olmasıdır.” dedi.

Cumhuriyet’e ve Atatürk’e Minnet

29 Ekim Cumhuriyet Bayramı dolayısıyla yaptığı konuşmada Erken, “Cumhuriyetimiz, Gazi Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde, büyük bir mücadele ve fedakârlıkla kazanılmıştır.” dedi.
6 Ekim İstanbul’un kurtuluşunu da anımsatarak, “Cumhuriyetimizin 102. yılında, daha ileri bir Türkiye inşa etme inancımız tamdır.” diye konuştu.

“İTO, Türkiye’nin Gücünü Yansıtan Bir Kurumdur”

Toplantı sonunda iki başkan da ortak mesaj verdi:
“İstanbul Ticaret Odası, sadece bir kurum değil; Türkiye ekonomisinin, ticaretinin ve değerlerinin güçlü bir yansımasıdır.”

yilmazparlar@yahoo.com

2 Ekim 2025 Perşembe

IV. Sigorta Sektörü İş Birliği Fuarı ve Kongresi-Yılmaz Parlar

  

Sigorta Sektörü İstanbul'da Buluştu

Hedef 5 Yılda 150 Milyar Dolar

IV. Sigorta Sektörü İş Birliği Fuarı ve Kongresi'nde sektör devleri, 100 milyar dolarlık potansiyeli ve 150 milyar dolarlık hedefi masaya yatırdı.

SEDDK Başkanı Menteş, "Her 4 araçtan 3'ü sigortasız, bir araç daha sigortalansa prim %15 artar."

Bir ülkenin ekonomik olarak ayakta kalabilmesi ve sürdürülebilir büyümeyi yakalayabilmesi için sigorta sektörü, olmazsa olmaz bir güvenlik ağıdır.

Özellikle deprem kuşağındaki coğrafyamızda, sigorta bir lüks değil, vatandaşın can ve mal güvenliği, ekonominin ise sigortasıdır. İşte bu nedenle, sektörün tüm paydaşlarını bir araya getiren IV. Sigorta Sektörü İş Birliği Fuarı ve Kongresi, Türkiye'nin finansal geleceği açısından son derece kritik bir öneme sahiptir.

Bu fuar, sadece mevcut durumun değerlendirildiği bir platform değil, aynı zamanda iddialı hedeflerin ortaya konduğu, sektörün yol haritasının çizildiği bir zirvedir.

Sigortacılık sektörünün en önemli buluşma noktalarından biri olan IV. Sigorta Sektörü İş Birliği Fuarı ve Kongresi, 1-3 Ekim 2025 tarihleri arasında WOW Hotel İstanbul Fuar Merkezi'nde başarıyla tamamlandı.

Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu (SEDDK) himayelerinde ve Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) destekleriyle düzenlenen fuar, sektörün 5 yıllık iddialı hedeflerine ışık tuttu.

Fuarın açılışına SEDDK Başkanı Davut Menteş, TOBB Sigorta Eksperleri İcra Komitesi Başkanı Ahmet Nedim Erdem, TOBB Sigorta Acenteleri İcra Komitesi Başkanı Levent Korkut, İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç ve TOBB Başkan Yardımcısı Ender Yorgancılar katılarak sektörün mevcut durumu ve büyüme potansiyelini değerlendirdi.

Fuarda ayrıca, gazeteci ve televizyoncu Aynur Ayaz "Master of Ceremony" (Açılış Sunucusu) olarak görev aldı.

"Potansiyelimiz 100 Milyar Dolar, Hedefimiz 150 Milyar Dolar"

Fuarın en dikkat çeken konusu, Türk sigorta sektörünün devasa büyüme potansiyeli oldu. İTO Başkanı Şekib Avdagiç, Türkiye'deki mevcut prim üretiminin 30 milyar dolar seviyesinde olduğunu, ancak benzer G20 ülkelerinde bu rakamın en az 100 milyar dolar olduğunu vurguladı.

Avdagiç, "Sigorta şirketleri, kuruluşlar ve hizmet alanlar olarak pastayı nasıl büyüteceğimizi konuşmalıyız" dedi.

SEDDK Başkanı Davut Menteş ise daha iddialı bir hedef ortaya koyarak, "Türkiye'nin 5 yıl içerisinde 30 milyar dolarlık prim üretimini 150 milyar dolara çıkaracak potansiyele sahip olduğunu düşünüyorum" ifadelerini kullandı.

Büyümenin Önündeki Fırsatlar ve Engeller

Konuşmacılar, bu büyük hedefe ulaşmanın yolunun sektör penetrasyonunu artırmaktan geçtiğinin altını çizdi:

GSYH'deki Pay: Sigorta sektörünün Gayri Safi Yurtiçi Hasıla'daki payı %2,6 seviyesinde. Gelişmiş ülkelerde bu oran %7'nin üzerinde. Hedef, bu oranı %6,5-7 bandına çıkarmak.

Sigortasız Araç Oranı

Menteş, çarpıcı bir veri paylaştı: "Türkiye'de her dört otomobilden üçü sigortasız. Sadece bir otomobil daha sigortalanırsa üretim yüzde 15 artar."

Güven ve Finansal Dayanıklılık

Sektörde güveni sağlamak en öncelikli maddelerden biri. Menteş, son iki yılda sektörün "tüm zamanların en güvenli sermaye yeterliliği seviyelerine" ulaştığını açıkladı.

Dağıtım Kanallarının Rolü

Acente ve brokerların sigorta bilincini yaygınlaştırmada, eksperlerin ise hasar süreçlerinde adil ve bağımsız davranarak müşteri memnuniyetini artırmada kilit rol oynayacağı vurgulandı.

Yeni Düzenlemeler ve Projeler Yolda

SEDDK Başkanı Menteş, fuar kapsamında önemli açıklamalarda da bulundu:

Genişletilmiş Doğal Afet Sigortası

Tüm afetleri kapsayacak yasa taslağının yakında yürürlüğe gireceğini duyurdu.

Devlet Destekli Alacak Sigortası

2018'de uygulamaya giren sistemin 2026'da yenilenerek daha güçlü bir şekilde hayata geçirileceğini belirtti.

50'den fazla sigorta şirketinin stant açtığı fuara, sektör temsilcilerinin yanı sıra tüketiciler ve öğrenciler de yoğun ilgi gösterdi. Organizasyonla, sektöre eğitim veren okullardan 10 bine yakın gence ulaşılması hedeflendi.


IV. Sigorta Fuarı, Türkiye için sadece bir sektör etkinliği olmanın çok ötesinde bir anlam taşıyor. Buradan yükselen "150 milyar dolar" hedefi, iddialı olduğu kadar, ülke olarak taşıdığımız riskleri ne denli iyi yönetebileceğimizin de bir göstergesi.

Deprem gerçeği, tarım arazilerimiz, sanayimiz ve bireysel varlıklarımız düşünüldüğünde, sigortanın bir "masraf" değil, "en akılcı yatırım" olduğu bilincinin toplumun tüm katmanlarına yayılması elzem. Sektörün denetleyicisi SEDDK'ın güven tazeleyici adımları ve dağıtım kanallarının daha etkin çalışacağı bir ortamda, bu büyük hedef hayal değil, ulaşılabilir bir gerçeklik olarak karşımızda duruyor. Unutulmamalıdır ki; sigortalı bir Türkiye, daha güvenli ve daha güçlü bir Türkiye demektir.

yilmazparlar@yahoo.com