17 Aralık 2024 Salı

Zafer Partisi'nden Tarihi Ekonomi Programı-Yılmaz Parlar

  Zafer Partisi'nden Tarihi Ekonomi Programı

Küreselleşme ve Zafer Ekonomisi Tanıtıldı

Zafer Partisi Ekonomi ve Kalkınma Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Bartu Soral öncülüğünde hazırlanan “Küreselleşme ve Zafer Ekonomisi” programı, 17 Aralık 2024 Salı günü Barcelo İstanbul Hotel’de düzenlenen görkemli bir toplantı ile tanıtıldı. Cumhuriyet tarihinin en ağır ekonomik krizinden çıkış yolu olarak sunulan bu program, somut adımları ve planlı kalkınma vizyonuyla dikkat çekti.



Saygı Duruşu ve İstiklal Marşı ile Başlayan Tarihi Toplantı

Fenomen bir yaklaşımla toplantı, başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve tüm şehitlerimiz için saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile başladı. Bu anlamlı başlangıç, katılımcılardan büyük takdir topladı.

Sunuculuğu Elvan Ersoy’un üssetlendiği toplantıda Ersoy, şu ifadeleri kullandı: “Hazırlanan ekonomik program, ülkemizin geleceğine ışık tutacak somut adımlar içermektedir. Şimdi, Türkiye’yi hak ettiği ekonomik gücüne kavuşturacak vizyonu ve kararlılığıyla Zafer Partisi Genel Başkanı Sayın Prof. Dr. Ümit Özdağ'ı alkışlarınızla kürsüye davet ediyorum.”



Prof. Dr. Ümit Özdağ, “Milli Ekonomi ile Krizden Çıkışı Sağlayacağız”

Zafer Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Ümit Özdağ, toplantıda yaptığı etkili konuşmasında şunları belirtti;

"Dünya, 1970’lerin sonunda küreselleşme sürecine girdi. Ancak 2008 finansal krizinden sonra milli devletlerin ve pazarların önemli bir rol oynamaya başladığını gördük. Korona krizinde bu süreç daha da hızlandı ve milli devletler ekonomide kaybettikleri yetkileri geri kazandılar”.



Prof. Dr. Ümit Özdağ, küreselleşmenin beklenmedik etkilerini de değerlendirdi ve şunları ekledi;

"Neoliberal politikalar, Türkiye’yi ve dünyadaki birçok ülkeyi çıkmaza sürükledi. Bugün hala hem iktidar hem muhalefet partilerinin ekonomi programları bu çerçeveye dayanmaktadır. Zafer Partisi olarak bizler, bu çıkmazdan çıkış yolu sunuyoruz. Sayın Bartu Soral ve ekonomi heyetimizin hazırladığı bu program, Türkiye’nin 21. yüzyılın başarılı ekonomilerinden biri olması için gerekli parametreleri ortaya koyuyor.”

Prof. Dr. Özdağ, Zafer Partisi’nin gelecekte ekonominin yanı sıra sığınmacı sorununa, uyuşturucu ve yasa dışı bahisle mücadele programlarına ve sağlık sistemine yönelik stratejilerini de ardı ardına açıklayacaklarını vurguladı.



Bartu Soral, “Planlı Kalkınma ile Ekonomik Bağımsızlığın Yolunu Çizeceğiz”

Ekonomi ve Kalkınma Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Bartu Soral, 45 dakikalık detaylı sunumunda Zafer Ekonomisi’nin özüne dair önemli bilgiler paylaştı. Soral, Türkiye’nin mevcut ekonomik çıkmazdan çıkıp kalkınma yoluna girmesi için önerilen politikaları şu başlıklar altında anlattı:

Küreselleşmenin Değerlendirilmesi: Diğer ülkelerin küreselleşme sürecinde izledikleri başarılı stratejilerin analiz edilmesi.

Milli Ekonomi Vizyonu, Türkiye’nin ekonomik bağımsızlığını sağlayacak planlı kalkınma adımları.

Sanayi ve Tarımda Yerli Üretim, İthalata dayalı ekonomik modelin yerine, yerli üretime dayalı, sürdürülebilir bir sanayi ve tarım modeli.

Adil Gelir Dağılımı, Toplumsal refahı artıracak ekonomik politikalar.

Zafer Ekonomisi, Türkiye’nin Aydınlık Geleceği



Bartu Soral, Küreselleşmenin 40 Yılı ve Türkiye’nin Ekonomik Yolu

Bartu Soral, son 40 yılda küreselleşme ile dünyaya hakim olan sektörleri, uygulanan politikaların başarı ve başarısızlıklarını ele aldı. Küresel ekonomide petrol, doğalgaz gibi geleneksel sektörlerin yerini bilgi teknolojileri, yazılım altyapısı, yarı iletkenler ve kimya endüstrisi aldı. Sektörler, dünya çapında 15 trilyon dolarlık bir ekonomik büyüklüğe ulaşırken, teknoloji devlerinin piyasa değerleri rekor seviyelere yükseldi.

Özellikle ARGE yatırımları bu başarının anahtarı oldu. Teknoloji şirketleri yıllık gelirlerinin %20-23'ünü ARGE'ye ayırarak yenilikçi büyümeyi sürdürdü. Türkiye’de ise 2023 yılı toplam ARGE harcaması, küresel devlerin tek bir şirketinin harcamasının dahi altında kaldı.



Bartu Soral, yüksek teknoloji ihracatında dünya sıralamasında Türkiye’nin geride kaldığını vurguladı. İlk sırada Çin yer alırken, Almanya ve ABD takip etti. Türkiye, toplam ihracatında yüksek teknoloji ürünlerinin payını %2’de tutarak 35. sırada yer aldı. Son 23 yılda Türkiye’nin 1,8 trilyon dolarlık dış ticaret açığı verdiğini belirten Soral, bunun ülkenin dış borçlanma ihtiyacını artırdığına dikkat çekti.

Soral, küresel ekonomik dönüşümün sunduğu fırsatları değerlendirmek için Türkiye’nin bilgi teknolojileri ve yüksek teknoloji alanında stratejik hamleler yapması gerektiğini belirtti. Bu hamlelerin, sürdürülebilir büyüme ve dış ticaret dengesini sağlamak adına kritik olduğunu vurguladı.



Enerji Bağımlılığı ve Küresel Teknoloji Rekabetinde Türkiye’nin Yeri

Bartu Soral, Türkiye'nin enerji bağımlılığı ve küresel rekabetteki konumunu ele alarak, ülkenin kalkınma hedefleri için stratejik hamleler yapması gerektiğini vurguladı.

Soral, Türkiye'nin petrol, doğal gaz ve ithal kömüre dayalı enerji politikalarının sürdürülemez olduğunu belirtti. Güneş ve rüzgar enerjisi gibi yenilenebilir kaynaklara dikkat çekerek, Türkiye'nin ucuz ve yerli enerji üretimi ile sanayileşmeyi başarmak zorunda olduğunun altını çizdi.



Öne Çıkan Veriler;

Güneş Enerjisi, Dünyada yıllık büyüme oranı %42'ye ulaştı. Kurulu güç açısından Çin açık ara liderken, Türkiye'nin güneş enerjisinden elektrik üretimi sadece 13.000 MW ile geride kalmış durumda.

Rüzgar Enerjisi, Pek çok ülke yenilenebilir enerjiyi sanayinin temel enerji kaynağı haline getirirken, Türkiye bu alanda da atılım yapmakta geç kalıyor.

Kritik Noktalar;

Yüksek Teknoloji Üretimi, Dünyanın en büyük sektörleri olan yarı iletkenler, mikroçipler ve bilgi teknolojilerinde küresel hakimiyet için nadir toprak elementleri kritik öneme sahip. Çin, bu alanda dünya üretiminin büyük kısmını elinde bulunduruyor.



Kimya Sanayi ve Petrokimya, Türkiye yılda 30 milyar dolar harcayarak petrokimya ürünlerini ithal ediyor. Soral, Türkiye'nin ağır sanayi kapsamında entegre bir petrokimya tesisi kurarak bu bağımlılığı azaltması gerektiğini belirtti.

Sanayi Gelişimi, Çin'in çelik üretimindeki payı 1967'de %2.8 iken, 2023'te %54'e yükseldi. Buna karşılık Batı ülkelerinin payı %17'ye geriledi. Türkiye'nin çelik ve ağır sanayide atılım yapması, kalkınma için elzem.

Bartu Soral, Türkiye’nin ekonomik ve sanayi gelişimine dair önemli tespitlerde bulundu:



Enerji Krizi ve Üretim Maliyetleri
Ukrayna savaşı nedeniyle ABD’den pahalı sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) ithalatı, Almanya dahil birçok ülkede üretim maliyetlerini artırdı. Bu durum Türkiye gibi ülkeler için üretim rekabetini zorlaştırıyor. Soral, Türkiye’nin ağır sanayide ilerlemesi için kamu-özel sektör ortaklığına ihtiyaç duyduğunu vurguladı.

Teknolojik Kalkınmanın Önemi
Soral, Türkiye’nin sanayi ve teknolojide geri kalmaması için planlı bir kalkınma modeline geçilmesi gerektiğini ifade etti. Atatürk’ün 1930-38 arasında 44 fabrika kurarak ekonomik bağımsızlığı sağladığını hatırlatan Soral, bugün de benzer bir devlet müdahalesinin şart olduğunu söyledi. Almanya’nın tersane şirketini kamulaştırma kararı örnek gösterildi.



Eğitimdeki Geri Kalma ve Bilimsel Üretim Eksikliği

Dünya sıralamasında en iyi 100 üniversite arasında Türkiye’den hiçbir üniversitenin yer almadığını, bunun kalkınma için ciddi bir engel olduğunu belirtti.

Uluslararası öğrenci başarı sınavlarında Türkiye’nin matematik ve temel bilimlerde 36. sırada olduğunu vurguladı. İmam hatip okullarının yaygınlaşmasının bilimsel gelişimi desteklemediğini söyledi.

Son 20 yılda yüksek etkili bilimsel makale üretiminde Türkiye’nin geri sıralarda kaldığına dikkat çekti.



Küresel Rekabet ve Eğitim-Şirket Bağlantısı
Dünya’nın en güçlü 500 şirketinin büyük çoğunluğunun ABD, Almanya ve Fransa gibi ülkelerden çıktığını ifade eden Soral, eğitimde ve teknolojide gelişmiş ülkelerin bu başarıyı sağladığını belirtti. Türkiye’den sadece 1 şirketin bu listede yer aldığına dikkat çekti.

Bartu Soral’ın Türkiye’nin Kalkınma Vizyonu Üzerine Açıklamaları

Bartu Soral, Türkiye’nin ekonomik kalkınması için planlı, üretim odaklı bir modele geçişin zorunlu olduğunu vurguladı. Küresel rekabette başarılı olmak için kamu ve özel sektörün iş birliğiyle büyük şirketler oluşturulması gerektiğini ifade etti. Soral, Türkiye’nin mevcut ekonomik politikasının sıcak para girişine dayalı olduğunu belirterek, bunun uzun vadede üretime katkı sağlamadığını dile getirdi.

Temel Noktalar;

Planlı Ekonomi ve DPT’nin Geri Dönüşü, Türkiye’nin kısa, orta ve uzun vadeli planlama geleneğine geri dönmesi gerektiğini söyleyen Soral, Devlet Planlama Teşkilatı’nın (DPT) yeniden kurulmasının önemini vurguladı. Planlamanın, sanayileşen ülkelerin başarı anahtarı olduğunu belirtti.

Marmara Bölgesi Ağırlığı, Türkiye’de sanayi ve ekonomik faaliyetlerin Marmara Bölgesi’ne yoğunlaştığını dile getiren Soral, bu bölgenin ülke ihracatının %64’ünü gerçekleştirdiğini ve kurumlar vergisinin %71’inin buradan ödendiğini ifade etti. Diğer bölgelerdeki dengesiz gelişime dikkat çekti.

Büyük Şirketler ve Rekabet, Küresel rekabete girebilmek için güçlü şirketlerin ve kamu-özel sektör ortaklıklarının zorunlu olduğunu belirtti. “Batı sermayesiyle rekabet ancak planlı ve dev yatırımlarla mümkündür,” dedi.

Beyin Göçü Tehlikesi, Soral, Türkiye’nin nitelikli gençlerini yurt dışına kaptırdığını, buna karşın niteliksiz göçmenlerin ülkeye doldurulduğunu söyleyerek bu durumun ekonomik ve güvenlik açısından tehdit oluşturduğunu vurguladı.

Bartu Soral, Türkiye’nin planlı ekonomiyle geleceğini yeniden inşa etmesi gerektiğini ve sanayi yatırımlarının ülke geneline yayılmasının elzem olduğunu sözlerine ekledi.

Bartu Soral Türkiye'nin bölgesel kalkınma modeline duyduğu ihtiyaç ve tarım ile sanayinin ülke geneline yayılması gerektiği üzerineydi.

 “Türkiye’nin Bölgesel Kalkınmaya İhtiyacı Var”

Ekonomist Bartu Soral, Türkiye’nin mevcut tarım ve sanayi yapısında dengesizlik olduğuna dikkat çekerek, bölgesel kalkınmanın kaçınılmaz olduğunu belirtti. Karadeniz ve Doğu Anadolu gibi geniş alanların üretime yeterince katkı sağlamadığını ifade eden Soral, şu verileri paylaştı:

Karadeniz bölgesinde 3 milyon 250 bin hektarlık tarım alanı olmasına rağmen tarım üretimine katkı yalnızca %5.

Doğu Anadolu’nun yüzölçümü Türkiye’nin önemli bir kısmını oluşturmasına rağmen, ödenen kurumlar vergisi %1'in altında ve ihracata katkısı %1,65 seviyesinde.

Bu tabloyu “Türkiye’nin üretim ve sanayide tek bir bölgeye, İstanbul ve Marmara Bölgesi’ne sıkışmış olması” olarak tanımlayan Soral, ülke genelinde tarım üretim merkezleri ve bölgesel sanayi yapılanmalarının oluşturulmasını önerdi.



Tarım Alanında Öneriler,

Verimlilik Haritaları, Türkiye’nin hangi bölgede hangi tarım ürününün daha verimli yetiştirileceğini belirleyecek haritaların hazırlanması.

Tarım Merkezleri, Sosyal konutlar, eğitim kurumları, tarım meslek liseleri ve sağlık hizmetlerinin bulunduğu, gençleri kırsalda tutacak tarım merkezlerinin inşası.

Sözleşmeli Tarım, Gençlere ektikleri ürünün alım garantisinin verilmesiyle sürdürülebilir tarım planlaması.

Sanayi Alanında Öneriler:
Soral, Marmara Bölgesi’ne sıkışan sanayinin, Türkiye’nin diğer bölgelerine yayılmasının şart olduğunu söyledi ve bu doğrultuda 4 bölge, 4 deniz odaklı bir sanayi yapılanması modeli sundu.

Sanayi Bölgeleri, Limanlar etrafında organize edilen ve bölgenin avantajlarına göre planlanacak sanayi merkezleri.

Örneğin: Ankara, Kırıkkale, Karabük, Bartın gibi iller yeni sanayi yapılanmalarının merkezleri olacak.

Bartu Soral, genç nüfusun tarım ve sanayide istihdam edilmesi gerektiğini vurgulayarak, mevcut ekonomik dengesizliğin çözümünün bölgesel kalkınma ve tarım merkezlerinin inşası ile mümkün olacağını belirtti.

Bartu Soral'ın İstanbul ve Türkiye İçin Önemli Çözüm Önerileri

İstanbul'un Mevcut Durumu ve Çözüm Önerileri;
Bartu Soral, İstanbul’un karşı karşıya olduğu nüfus yoğunluğu ve deprem riskine dikkat çekerek şehri sürdürülebilir bir yapıya kavuşturmanın aciliyetini vurguladı. İstanbul’da kilometrekare başına düşen nüfusun 3.013 kişi olduğuna dikkat çeken Soral, şehirdeki 3,5 milyon eski binanın deprem riski taşıdığını belirtti.

Soral, çözümün İstanbul’dan tersine göçü teşvik ederek nüfusu 5 yıl içinde 10 milyona düşürmek olduğunu ifade etti. Bunun için bölgesel kalkınma hedeflenmeli, İstanbul kültür, sanat ve turizm merkezi haline getirilmelidir. Şehrin tarihi ve kültürel eserlerinin restore edilip dünyaya tanıtılması gerektiğini söyleyen Soral, İstanbul’un uluslararası akademisyenler ve araştırmacılar için cazip bir merkeze dönüşebileceğini belirtti.

Eğitim Reformu ve Teknoloji Gelişimi,
Bartu Soral, eğitim sisteminde köklü reformlar yapılması gerektiğini belirtti. Eğitim önerileri:

Kamu eğitim sistemi ücretsiz ve kaliteli hale getirilmeli.

Okul öncesi eğitim 3 yaşında başlamalı, doğayla iç içe bir model benimsenmeli.

14 yaşında gençlerin meslek liseleri veya akademik yönlendirmeleri belirlenmeli.

Anadolu Liseleri yeniden yaygınlaştırılmalı.

Devlet üniversitelerinin kalitesi artırılmalı; verimsiz üniversiteler meslek yüksekokullarına dönüştürülmeli.

Türkiye'nin Teknolojik Geleceği:
Soral, Türkiye'nin küresel rekabette öne çıkabilmesi için dört stratejik alanda yoğunlaşması gerektiğini vurguladı:

Bilgi Teknolojileri ve Yapay Zeka,

Havacılık, Savunma ve Uzay Sanayisi,

Biyoteknoloji ve Tarım Teknolojileri,

Modern Mühendislik ve Üretim Teknolojileri.

Bu hedefler doğrultusunda Ankara’da Ulusal Teknoloji Gelişim Merkezi kurulacağını, bu merkezin araştırma üniversiteleri ile koordinasyon içinde çalışarak sanayi ve özel sektöre yeni teknolojik çözümler sunacağını açıkladı.

Bartu Soral, İstanbul ve Türkiye için bu projelerin hayata geçirilmesinin ülkeyi geleceğe taşıyacağını belirtti.

yilmazparlar@yahoo.com

13 Aralık 2024 Cuma

İTO Aralık 2024 Meclis Toplantısı'-Yılmaz Parlar

  İstanbul Ticaret Odası Aralık 2024 Meclis Toplantısı'nda Yönetim Kurulu Başkanı Şekib Avdagiç’ten Önemli Açıklamalar

İstanbul Ticaret Odası (İTO) Aralık 2024 Meclis Toplantısı, 12 Aralık Salı günü gerçekleşti. Toplantıya, İTO Yönetim Kurulu Başkanı Şekib Avdagiç’in gündeme dair önemli konuşması damga vurdu. Konuşmasında, bölgesel ve küresel ekonomik gelişmelere, Türkiye'nin dış politikalarına ve iç ekonomik meselelerine dair değerlendirmelerde bulunan Avdagiç, aynı zamanda İstanbul'un ticari potansiyelinin altını çizdi.



Bölgesel Barış ve Suriye’yle Dayanışma Vurgusu
Şekib Avdagiç, Suriye ile ilgili olarak, Türkiye'nin bölgedeki barış sürecine olan desteğini yineledi. “Türkiye, ölü günlerinde olduğu gibi, iyi günlerinde de Suriye’nin yanında olmaya devam edecektir. Bölgenin masum halkının girişimlerinin devletlerine kavuşmasını diliyoruz” dedi. Suriye'nin zorlu koşullarına dikkat çeken Avdagiç, uluslararası toplumun bu konuda daha fazla sorumluluk alması gerektiğini belirtti.



Mevlana ve Mehmet Akif’i Yad Ettik
Konuşmasında, Türk kültür ve sanat dünyasının önemli isimlerinden Mevlana'nın 750. ölüm yıl dönümünü ve milli şair Mehmet Akif Ersoy’u rahmetle anan Avdagiç, her iki ismin de Türk milletinin ortak değerlerinin simgesi olduğunu vurguladı. Avdagiç, özellikle Mehmet Akif Ersoy’un özgürlük ve ideal toplum anlayışının, bugün hala Türkiye için önemli bir yol haritası sunduğunu ifade etti.



2024 Küresel Ekonomi Beklentileri ve Türkiye’nin Durumu
Avdagiç, küresel ekonomi ile ilgili 2024 yılına dair öngörülerde de bulundu. Küresel büyümenin yavaşlamaya devam edeceğini belirten Avdagiç, Türkiye’nin ihracatının bu yıl %50 oranında artış gösterdiğini açıkladı. Ancak, enflasyon ve işsizlik gibi sorunların Türkiye için hala önemli bir meydan okuma olduğunu vurguladı. “Enflasyonla mücadele, önümüzdeki yılın en önemli gündem maddelerinden biri olacak. Kamu maliyesinin bu konuda daha dikkatli olması gerektiğine inanıyoruz” dedi.



Asgari Ücret ve Çalışan Hakları Üzerine Değerlendirmeler
İstanbul Ticaret Odası Başkanı, asgari ücretin sadece bir gelir değil, aynı zamanda bir sosyal güvenlik aracı olduğunu belirtti. “Asgari ücret, işsizlik maaşı ve kıdem tazminatları ile birlikte belirlenmeli” diyen Avdagiç, asgari ücret artışlarının hem çalışanlar hem de işverenler için büyük bir öneme sahip olduğunu ifade etti. Ayrıca, kamu maliyesinin sürdürülebilirliğini sağlamak için harcama ve tasarruf dengesinin de dikkatle gözden geçirilmesi gerektiğini belirtti.

İstanbul’un Ticari Potansiyeli ve Uluslararası İşbirlikleri
Avdagiç, İstanbul'un ticaret ve yatırım açısından dünya çapında önemli bir merkez olma yolunda hızla ilerlediğini belirtti. Şehri, sadece Türkiye için değil, tüm dünya için stratejik bir ekonomik ve kültürel merkez olarak tanımlayan Avdagiç, hükümet ve iş dünyası olarak İstanbul'un avantajlarını en iyi şekilde değerlendirmek için sürekli bir işbirliği içinde olduklarını vurguladı. Özellikle dış ticaretin artırılması ve İstanbul'un uluslararası ticaret alanındaki rolünün güçlendirilmesi gerektiğine dikkat çekti.



Türkiye’nin Ekonomik Hedefleri ve 2025 Beklentileri
2025 yılı için Türkiye'nin ekonomik hedeflerine değinen Avdagiç, büyüme beklentisinin arttığını ancak işsizlik oranlarının hala yüksek olduğunu belirtti. Ayrıca, küresel enflasyonun etkilerinin Türkiye üzerinde uzun vadeli etkiler yaratabileceğini, bununla birlikte fiyat artışlarının önüne geçilmesi için yapısal reformların gerekliliğini ifade etti.

İstanbul Ticaret Odası'nın Çalışmaları ve Üyeleriyle İşbirliği
Son olarak, İstanbul Ticaret Odası’nın yaptığı çalışmalar ve üyeleriyle olan işbirlikleri hakkında da konuşan Şekib Avdagiç, İTO'nun İstanbul'un ticari ve ekonomik kalkınmasına katkı sağlamak adına büyük bir sorumluluk taşıdığını söyledi. "İstanbul'da ticaretin büyümesi, Türkiye'nin büyümesine büyük katkı sağlayacaktır" diyerek, tüm İTO üyelerinin katkılarıyla daha güçlü bir İstanbul ekonomisinin mümkün olacağını belirtti.



İstanbul Ticaret Odası Aralık 2024 Meclis Toplantısı'nda Dr. Erhan Erken'den Kritik Mesajlar, Suriye, Gıda Sektörü ve Sürdürülebilir Kalkınma Vurgusu

İTO Meclis Başkanı Dr. Erhan Erken, Aralık 2024 Meclis Toplantısı'nda yaptığı konuşmasında iç ve dış politikadaki önemli gelişmelere değindi. Türkiye'nin ekonomik geleceği ve çevresel sürdürülebilirlik konusunda kritik mesajlar verdi.

İstanbul Ticaret Odası (İTO) Meclis Başkanı Dr. Erhan Erken, İTO Meclis toplantısında, Türkiye'nin ve dünyanın önemli gündem maddelerine dair görüşlerini paylaştı. Konuşmasında hem uluslararası hem de yerel gelişmeleri değerlendirirken, özellikle sürdürülebilir kalkınma, tarım ve gıda sektöründeki geleceğe dönük stratejilere dikkat çekti.

Suriye'deki Durum ve Türkiye’nin Dış Politika Stratejileri

Gıda Sektöründe Sürdürülebilirlik ve Yeni Yaklaşımlar

Sürdürülebilir Kalkınma ve Gelecek Nesillerin İhtiyaçları

Tarım ve Hayvancılığın Türkiye Ekonomisindeki Yeri ve Gelişmesi

İstanbul’un Ekonomik Potansiyeli



Dr. Erhan Erken'in konuşmasında öne çıkan başlıca gündem maddeleri arasında Suriye'deki gelişmeler ve Türkiye'nin bu bölgedeki stratejik rolü vardı. Erken, Suriye'deki çatışmaların Türkiye'yi doğrudan etkileyen bir durum olduğunu belirterek, bu süreçte Türkiye'nin güvenlik ve dış politika stratejilerinin önemini vurguladı. Özellikle, İsrail'in Suriye'nin güney sınırındaki askeri hareketlilikleri ve Türkiye'nin bu alandaki güvenlik stratejilerini dikkatle takip ettiğini ifade etti.

Bunun yanı sıra, İstanbul’un ekonomisi ve gıda sektöründeki sürdürülebilirlik çalışmalarına da değinen Dr. Erken, gıda israfı ve çevresel kalkınma konularında kritik mesajlar verdi. "Sürdürülebilir kalkınma, sadece bugünün değil, geleceğin de ihtiyaçlarını karşılamayı amaçlamalıdır" diyen Erken, bu bağlamda tarım ve hayvancılığın Türkiye’nin kalkınmasında çok önemli bir yer tuttuğunu vurguladı.

Erken, özellikle gıda sektöründeki dönüşüm ve çevre dostu uygulamaların ön planda tutulması gerektiğinin altını çizdi. "Gıda sistemlerinde bütünsel bir yaklaşım benimsemeliyiz. Bu, sadece üretim değil, aynı zamanda tüketim, geri dönüşüm ve israfla mücadeleyi de kapsayan bir süreç olmalıdır" ifadelerini kullandı.

İTO Meclis Başkanı, gıda sektörüyle ilgili önemli gelişmelere de değindi. Kasım ayında düzenlenen Türkiye Gıda Sanayi Zirvesi’ne katıldığını belirterek, bu zirvede yapılan konuşmaların ve atılan adımların, Türkiye’nin gıda sanayiindeki sürdürülebilir büyüme için önemli fırsatlar sunduğunu söyledi. Erken, gıda sanayi ihracatının 18,9 milyar dolara ulaştığını ve bu rakamın daha da artırılması gerektiğini ifade etti.

Sürdürülebilirlik ve Tarımın Geleceği
Konuşmasının ilerleyen kısmında sürdürülebilir kalkınmanın önemi üzerine odaklanan Dr. Erhan Erken, "Sürdürülebilir gelişme, bugünün ihtiyaçlarını karşılarken geleceğin gereksinimlerini yok etmemelidir" diyerek, tarım ve hayvancılığın çevresel sürdürülebilirlik açısından kritik öneme sahip olduğunu vurguladı. Gıda üretiminin, çevreyi tahrip etmeden yapılması gerektiğinin altını çizen Erken, "Gıda sistemindeki bütünsel yaklaşım, sadece üretimi değil, aynı zamanda çevreyi de korumayı hedeflemelidir" dedi.

İbrahim Çağlar’a Vefa
Dr. Erken, konuşmasının son bölümünde 11 Aralık'ta kaybettiğimiz iş dünyasının önemli isimlerinden İbrahim Çağlar’a da değindi. "Çok değerli dostumuz, iş dünyasının liderlerinden İbrahim Çağlar’ı kaybetmenin derin üzüntüsünü yaşıyoruz. Kendisi iş dünyasına büyük katkılarda bulundu ve İstanbul’un ekonomik büyümesine önemli bir iz bıraktı" diyerek, merhum Çağlar’a rahmet diledi.

yilmazparlar@yahoo.com

10 Aralık 2024 Salı

Rusya'nın İş ve Yatırım Potansiyeli Türkiye'de Tanıtıldı-Yılmaz Parlar

  

Rusya'nın İş ve Yatırım Potansiyeli Türkiye'de Tanıtıldı

Roscongress Vakfı Türkiye'de İş Birliği Fırsatlarını Anlattı

Haziran 2025’te St. Petersburg Uluslararası Ekonomik Forumu (SPIEF) öncesinde, 10 Aralık 2024 Salı günü Mandarin Oriental Bosphorus’ta düzenlenen toplantıda, Rusya’nın iş ve yatırım potansiyeli Türkiye’deki iş insanları ve basın mensuplarıyla paylaşıldı. "Rusya'nın İş ve Yatırım Potansiyelini Türkiye'de Tanıtmak" başlıklı etkinlik, Roscongress Vakfı tarafından düzenlenen Proje Sunum Oturumu ile sanayi, ticaret, lojistik, enerji, tarım, makine mühendisliği ve bilişim teknolojileri gibi birçok sektördeki iş birliği fırsatlarını gündeme getirdi.



Etkinlikte, Rusya Federasyonu Ankara Büyükelçisi Aleksei ErkhovTicaret Bakanlığı Genel Müdür Yardımcısı Ali Alperen Kaçar, ve DEİK Türkiye-Rusya İş Konseyi Başkan Yardımcısı İzzet Ekmekçibaşı önemli açıklamalarda bulundu.

Rusya Büyükelçisi Erkhov, "İş Birliğini Daha Etkili Hale Getiriyoruz"

Büyükelçi Erkhov, açılış konuşmasında şunları söyledi:

Türkiye-Rusya Ekonomik İlişkilerinin Boyutu

 2023 yılında iki ülke arasındaki ticaret hacminin 39.9 milyar dolar olduğu belirtildi. Erkhov, "Sanayi, metalurji ve enerji güvenliği gibi alanlarda iş birliğinin derinleşmesi gerekiyor" dedi.



Roscongress’in Rolü

"Roscongress, katılımcılara pratik çözümler sunan bir platform oluşturuyor. Bu etkinlikler, Rusya’nın iş ekosistemini anlamak ve yeni iş modelleri geliştirmek için bir fırsat."

Ticaret Bakanlığı Temsilcisi Kaçar, "İthalat ve İhracatta Güçlü Artış"

Genel Müdür Yardımcısı Ali Alperen Kaçar, Türkiye ile Rusya arasındaki ticaretin istikrarlı bir şekilde büyüdüğünü belirtti:

İhracat ve İthalat Verileri

 "2023 yılında 56.5 milyar dolar değerinde ticaret gerçekleşti. 2024’ün ilk 11 ayında ise ticaret hacmi 42.2 milyar dolara ulaştı."



Hizmet İhracatı ve Turizm

 "2023 yılında Türkiye'nin Rusya’ya hizmet ihracatı %27 oranında artarak 3.3 milyar dolara çıktı. Turizmde ise Rusya'dan 6.3 milyon ziyaretçi ağırlandı."

Yeni Fuar Katılımları

 2025 yılında Türk firmalarının Rusya’da düzenlenecek sağlık ve eğitim hizmetleri fuarlarına güçlü katılım sağlayacağını belirtti.

 

DEİK Türkiye-Rusya İş Konseyi, "100 Milyar Dolar Ticaret Hedefine Doğru"

DEİK Türkiye-Rusya İş Konseyi Başkan Yardımcısı İzzet Ekmekçibaşı, iki ülke arasındaki ticari ilişkileri değerlendirdi:

Batılı Şirketlerin Çıkışı ve Türk Firmalarının Fırsatları

 Ekmekçibaşı, Batılı şirketlerin Rusya’dan çekilmesinin Türk firmaları için yeni fırsatlar yarattığını söyledi. "Ticaret hacmini 100 milyar dolara taşımayı hedefliyoruz."



Bölgesel İş Birliği Çağrısı

 "Rusya’nın farklı bölgelerinde yatırım fırsatlarını değerlendirmek, kriz sonrası dönemde avantaj sağlayacaktır."

Roscongress Vakfı’nın Türk İşletmelerine Sunduğu Fırsatlar

Panelde, Roscongress Vakfı’nın projeleri ve Rusya iş ekosisteminin Türk işletmeleri için sunduğu fırsatlar masaya yatırıldı:

Sanayi ve Enerji Sektörleri

Roscongress, Türk firmalarının Rusya'da enerji ve sanayi yatırımları için güçlü iş birliği olanaklarına sahip olduğunu belirtti.



Dijitalleşme ve Lojistik

 Rusya’daki lojistik ağlarının geliştirilmesi ve dijitalleşme projeleri, Türk şirketlerine yenilikçi fırsatlar sunuyor.

Girişimcilik Ekosistemi

Roscongress’in girişimcilik destek programları sayesinde küçük ve orta ölçekli işletmelerin büyümesi teşvik ediliyor.

Tüm Konuşmaların özetinde;

2028 yılında ticaret hacminin 50-60 milyar dolara ulaşması hedefleniyor.

Türkiye’nin beş yıllık süreçte eğitim alanında gelişim kaydedişdi. Türk müteahhitlik hizmetlerinin Rusya’da birinci sırada yer aldığı ve bu alandaki iş hacminin 1 milyar dolara ulaştığını ifade edildi.



Türk ve Rus liderlerin belirlediği 100 milyar dolarlık ticaret hacmi hedefine ulaşmak için tüm organizasyonlara katılımın kritik önem taşıdığını vurgulandı.

Türk Hava Yolları’nın bu dönemdeki faaliyetlerinden bahsedilerek, 209 ülkeden katılımın sağlandığı ve bu bağlamda 74 milyar dolarlık bir iş hacmi yaratıldığını dile getirildi. Ayrıca, kültürel ve sportif etkinliklere katılımın Türkiye-Rusya ilişkilerindeki yakın iş birliğini güçlendirdiğini belirtildi.



30’a yakın sözleşme imzalandığını ve bu anlaşmaların önemli katkılar sağladığını ifade edildi

Türkiye ve Rusya arasındaki ekonomik ilişkileri derinleştirmek ve 2025 SPIEF öncesinde daha fazla iş birliği fırsatı yaratmak için düzenlenen bu toplantı, katılımcılara iki ülkenin ticaret, yatırım ve ortak projelerdeki potansiyelini net bir şekilde ortaya koydu. Hem kamu hem de özel sektörden temsilciler, bu iş birliği sürecine tam destek vereceklerini ifade etti.

yilmazparlar@yahoo.com

 

15 Kasım 2024 Cuma

İstanbul Ticaret Odası 2024 kasım Ayı Meclis Toplantısı-Yılmaz Parlar

  İstanbul Ticaret Odası Meclis Toplantısı 

İstanbul Ticaret Odası Toplantı Toplantısı Gerçekleşti 

İstanbul Ticaret Odası (İTO) Kasım ayı meclis toplantısı, 14 Kasım 2024 tarihinde düzenlendi. Toplantıya yoğun katılımla İstanbul Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Şekib Avdagiç, meclis toplantısında yaptığı konuşmada, üretimin önemine değinerek "Daha çok tüketmek için değil, daha çok üretkenlik için çabalıyoruz" dedi Ekonomi ve Dayanışma Vurgusu Şekib Avdagiç: “Üretim İçin Mücadele Etmeliyiz” İstanbul Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Şekib Avdagiç, meclis toplantısında yaptığı konuşmada, üretiminin önemine değinerek "Daha çok tüketmek için değil, daha çok üretim için çabalıyoruz" dedi. Avdagiç, İstanbul'un ticaretine ve ekonomisine destek olan tüm Üyelere teşekkür etti.


Öğretmenler Günü ve Azerbaycan'a Destek Avdagiç,

konuşmasında olanları kutlayarak, "Yarın tüccar milletinin emeği ve hali için fedakarlık yapan öğretmenlerin yanındayız" şeklinde konuştu. Ayrıca Azerbaycan'a destek veren bir mesaj vererek, kardeşliğini ve dayanışmayı vurguladı.

Ekonomik Zorluklara Dikkat Çekildi 

Konuşmasında Türkiye'nin ekonomik durumu hakkında değerlendirmelerde bulunan Avdagiç, "Ekim'in ihracat ve ithalata dikkat çekiyor" dedi. İhracatın 64-65 milyar dolar, ithalatın ise 340-344 milyar dolara ulaştığını belirterek, bu durumun ekonomik sıkıntıların ortaya çıktığını ifade etti.

Yurt Dışında Türkiye'nin İmajı 

Avdagiç, Amerika'nın uyguladığı politikaların Türkiye'ye olan etkileri hakkında, "Dünya genelinde yaşanan olaylar, Türkiye'nin uluslararası arenada daha dikkatli olunması gerekir" şeklinde bir uyarıda yer aldı. Aynı zamanda Avrupa Birliği’nin de politikalarının önemi vurgulandı.

Ekonominin Geleceği ve Stratejik Adımlar 

Başkanı Avdagiç, "Sanayinin geleceği, teknoloji ve inovasyonla şekil alacağını" söyleyerek, Türkiye'nin daha fazla Ar-Ge yapması gerektiğini vurguladı. Ekonomik büyüme ve sürdürülebilirlik adına atılması gereken adımların üzerinde, projelerin güçlendirilmesinin iyileştirilmesi ifade etti.

İTO Meclis Başkanı Dr. Erhan Erken, Türk-Amerikan'a yönelik önemli açıklamalarda bulundu.

 Politikada Hızlı Değişim Dr. Erken, dünya politikasındaki değişimlerin beklendiği kadar hızlı bir şekilde ilerlemeye çalışarak, "Her ülkede değişim olabilir, ancak bu değişimlerin yılmaz bir gücün olmadan gerçekleşmeyeceğini unutmamalıyız." dedi.

Türkiye-ABD İlişkileri 

Erken, Türkiye ile Amerika Birleşik resimleri arasındaki ilişkilere de değindi. 2017-2021 yılları arasında yaşanan politik gelişmelerin tanıtımlarında önemli bir rol oynadığını belirtti.

S-400 ve PKK Konuları S-400 savunma sistemi ve PKK konusu üzerine yapılan değerlendirmelerde ise, bu yolda hala çözüme kavuşmadığını ifade etti.

Ekonomik Dalgalar ve Ticaret Ekonomik Dalgaların Etkisi 

Toplantısında, ekonomik dalgalanmaların ticaret üzerindeki etkilerinin vurgulanması, bu durumun olmaması, Türkiye'nin ticaretini ve sosyal hayatların doğrudan kesilmesi belirtildi. Dr. Erken, “Bütün uluslararası meselelerin ticaretimizi korumasını unutmamalıyız.” dedi.

Yeni Gelişmelerin Önemi Amerika'nın yeni yatırımları ve gelişen ülkelerle olan ilişkilerinin Türkiye için önemli bir fırsat oluşturabileceği vurgulandı.

Savaş Tehlikeli ve Güvenlik

Son olarak, Türkiye'nin güney sınırları konusunda daha dikkatli olmalarını sağlayarak erken, bu bağlamda İran ile olası uzaktaa karşı önlem alma işlemini ifade etti.

Gelecek İçin Umut Dr. Erhan Erken, "Türkiye'nin uluslararası arenasında daha güçlü bir konum sağlamak için gerekli adımları atmalıyız." diyerek, geleceğe yönelik umutlu mesajlar verdi 

yılmazparlar@yahoo.com

i

13 Kasım 2024 Çarşamba

AFEX 2024 Afrika İş Fuar ve Forumu-Yılmaz Parlar

  

AFEX 2024  Afrika İş Fuar ve Forumu

 Türkiye ve Afrika Ticaretinde Yeni Dönem

Türkiye-Afrika Ticaret Köprüsünü Güçlendiren 12 Yıllık Emeğin Zirvesi

AFEX 2024 Afrika İş Forumu: Afrika'nın Geleceğine Yatırım Yapmak

Afrika'nın Yükselen Ekonomileri, AFEX 2024 İş Forumu’nda Yeni Yatırım Fırsatları
İş dünyasının küresel oyuncuları ve Afrika'nın güçlü ekonomileri, büyüme ve iş birliği potansiyellerini AFEX 2024’te değerlendiriyor.

Türkiye-Afrika İş Birliğinde Yeni Bir Adım, AFEX 2024 Büyük Bir Başarıyla Gerçekleşti
AFEX Afrika İş Fuar ve Forumu, 1500'ü aşkın katılımcıyla Türkiye ve Afrika arasındaki ticari ilişkileri güçlendirmeyi hedefleyen önemli bir platform oldu.



Afrika ile Türkiye'nin Ekonomik Bağları Güçleniyor, AFEX 2024 Fuarı Büyük İlgi Gördü
İstanbul Pullman Kongre Merkezi’nde düzenlenen AFEX, Afrika pazarına açılmak isteyen Türk iş insanları ve Türkiye’de yatırım fırsatları arayan Afrikalı yatırımcıları buluşturdu.

Yatırımda Afrika Rüzgarı, AFEX 2024'te 1500’ün Üzerinde Katılımcı ve 11 Büyükelçinin Katılımıyla Tarihi Buluşma
Uganda Bakanı Ekselansları Businge Victoria Rusoke’nin katıldığı açılış etkinliğinde Afrika ve Türkiye arasındaki ekonomik iş birliğinin geleceği konuşuldu.



TABA Başkanı Fatih Akbulut'tan AFEX 2024'te Açılış Konuşması

Türk Afrika İş Adamları Derneği (TABA) Başkanı Fatih Akbulut, AFEX 2024 Afrika İş Fuar ve Forumu'nun açılışında yaptığı konuşmada, Türkiye ve Afrika arasında yıllardır devam eden ticaret ilişkilerinin bugünkü güçlü noktasına ulaşması için gösterilen yoğun emeği vurguladı. Akbulut, 200'den fazla organizasyonun düzenlendiği, 10.000’den fazla iş insanının ağırlandığı etkinliklerin ve yapılan anlaşmaların, Türkiye-Afrika iş birliğinin her yıl daha sağlam temellerle inşa edilmesine büyük katkı sağladığını belirtti.

Yılların Birikimi, Güçlü Bir İş Birliği

Akbulut, bugüne kadar düzenledikleri organizasyonların her birinin, Türkiye ve Afrika arasındaki ticari bağların güçlenmesine yönelik bir kilometre taşı olduğunu ifade etti. Bu süreçte TABA’nın, Afrika’nın çeşitli kurumlarıyla ve Türkiye’deki ticaret kuruluşlarıyla iş birliği yaparak ilişkileri her geçen gün derinleştirdiğine dikkat çekti. Akbulut, “Bu fuar, 12 yıllık özverili bir çalışmanın ürünü. 2013 yılından bu yana attığımız adımlar, bugün Türkiye ve Afrika iş dünyasını aynı çatı altında buluşturuyor,” dedi.

Uluslararası Katılımla Güçlenen Organizasyonlar

TABA Başkanı, Türkiye’de ağırladıkları iş insanlarının yanı sıra Amerika’da düzenlenen organizasyonların da ilişkileri uluslararası platforma taşıdığını söyledi. Bu organizasyonlar sayesinde Afrika’dan Türkiye’ye olan ilgiyi artırdıklarını ve iki tarafın da büyük kazanç sağladığını belirtti.

Yedi Hafta Önceden Başvuru Gereken Yoğun Bir Katılım

Konuşmasının sonunda Akbulut, Türkiye-Afrika ticaret ilişkilerinin geldiği noktada, yoğun katılım talebinin zorluklarını da dile getirdi. “Afrika’dan Türkiye’ye katılım için başvuruların yedi hafta önceden yapılması gerekiyor. Bu süreç, Türkiye’nin Afrika pazarına ne kadar önem verdiğini gösteriyor,” dedi.



Türkiye ve Afrika İçin Ticaretin Yeni Yolu, AFEX 2024

AFEX 2024’teki iş birlikleriyle iki bölge arasındaki ticaretin geleceği için büyük bir fırsat yaratıldığını vurgulayan Akbulut, Türkiye-Afrika iş ilişkilerinde yeni bir dönemin kapısını araladıklarını ifade etti. Akbulut’un konuşması, katılımcılardan büyük ilgi ve takdir toplarken, AFEX’in Türkiye ve Afrika iş dünyası için kritik bir platform haline geldiğini gösterdi

AFEX 2024, B2B Görüşmeler ve Panellerle Afrika'da İş Fırsatları
Gana, Nijerya ve Güney Sudan büyükelçilerinin katılımıyla gerçekleşen AFEX’te, B2B görüşmeler ve paneller katılımcılara değerli iş bağlantıları kurma imkanı sundu.



Türk İş Dünyası Afrika’da Fırsat Peşinde, AFEX 2024 İş Fuarı'nda Yeni İş Birlikleri Kuruldu
Fuar boyunca düzenlenen görüşmelerde katılımcılar, potansiyel iş ortaklarıyla tanışarak yeni iş birlikleri kurma fırsatı buldu.

AFEX 2024'te Türkiye ve Afrika Arasında Ticaret Köprüsü Kuruluyor
Afrika iş kültürü, yatırım fırsatları ve bölgesel gelişmelerin konuşulduğu etkinlik, iki bölge arasındaki ekonomik ilişkilerin güçlenmesi için kritik bir rol oynadı.

Yeni Yatırım Dalgası, Afrika’da İş Fırsatları ve Geleceğin Ekonomi Dinamikleri
Yatırımcılar ve iş dünyası liderleri için Afrika'da büyüme stratejilerinin masaya yatırıldığı AFEX 2024, kıtanın kalkınma sürecine uzun vadeli bir bakış sunuyor.

yilmazparlar@yahoo.com

9 Kasım 2024 Cumartesi

15. Boğaziçi Zirvesi, Geleceğe Köprüler Kurmak-Yılmaz Parlar

  

15. Boğaziçi Zirvesi, Geleceğe Köprüler Kurmak

15. Boğaziçi Zirvesi: "Geleceğe Köprüler Kurmak" Ana Temasıyla Dünya Liderlerini İstanbul'da Buluşturdu

Yönetim Kurul Başkanlığını Cengiz Özgencil’in Yaptığı 15. Boğaziçi Zirvesi 7-8 Kasım 2024 Tarihleri arasında Bosphorus Four Seasons Hotelde gerçekleşti.

İstanbul, Four Seasons Bosphorus Hotel’de Dünyaya Barış ve İşbirliği Çağrısı



Boğaziçi Zirvesi, yalnızca Türkiye’nin değil, dünyanın geleceğe yönelik işbirliği ve barış projeksiyonunu şekillendirmesi açısından kritik bir platform olarak öne çıkıyor. Küresel ekonomide yaşanan belirsizlikler, savaş ve ticaret politikalarındaki hızlı değişimler, zirveyi mevcut sorunların ele alınmasının yanı sıra sürdürülebilir bir gelecek inşa etme konusundaki çözümlerin ortaya konulması adına stratejik hale getiriyor. Bu zirve, geleceği barış, teknoloji ve sürdürülebilirlik çerçevesinde yeniden inşa etmeyi hedefleyen bir köprü olarak, dünya liderlerini birleştiriyor.

Dünyanın dört bir yanından iş insanları, devlet adamları ve akademisyenler, Uluslararası İşbirliği Platformu’nun (UİP) düzenlediği 15. Boğaziçi Zirvesi için İstanbul’da bir araya geldi. 50’den fazla ülkenin katılım gösterdiği zirve, “Geleceğe Köprüler Kurmak: Barış, Teknoloji, Sürdürülebilirlik” ana teması etrafında, sürdürülebilir çözümler ve küresel işbirlikleri için önemli bir diyalog platformu sundu.

Zirve, Ahmet Ali Dinar, eski Kolombiya Devlet Başkanı Andres Pastrana Arango, Ürdün Senato Başkanı Faisal Al-Fayez, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Maliye Bakanı Özdemir Berova, Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Yönetim Kurulu Başkanı Nail Olpak, UİP Kurucusu ve Başkanı Cengiz Özgencil ile Onur Kurulu Başkanı Rona Yırcalı ve akademi ile iş dünyasından birçok ismin katılımıyla gerçekleştirildi.

 


"Küresel Ticaret ve Ortaklıklar Geleceği İnşa Edecek"

Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Başkanı Nail Olpak, açılış konuşmasında COVID-19 sürecinin küresel ekonomi üzerindeki etkilerinden bahsetti. Olpak, jeopolitik gelişmelerin ve ekonomik dönüşüm süreçlerinin hız kazandığını vurgulayarak, “Küresel ticaret, yeni ticaret kampları ve bloklar aracılığıyla yeniden şekilleniyor” dedi. Ayrıca, Çin’in “Bir Kuşak Bir Yol” ve ABD’nin “Daha İyi Bir Dünyayı Yeniden İnşa Et” projelerinin, ticaret diplomasisi açısından dikkatle analiz edilmesi gerektiğini belirtti.

 


Yapay Zeka ve Teknolojik Dönüşümün Getirdiği Fırsatlar Zirvede Ele Alındı

Zirvenin temasını oluşturan “Geleceğe Köprüler Kurmak” konsepti, yapay zeka ve dijital dönüşümün toplumlara sağladığı fırsatlara ışık tuttu. UİP Başkanı Cengiz Özgencil, teknoloji ve insan potansiyelini dönüştüren yeni gelişmelerin dünya ekonomisini şekillendirmedeki rolünün altını çizdi. “Bu zirve, sadece bugünün sorunlarına çözüm bulmak için değil, aynı zamanda yarının potansiyelini birlikte keşfetmek için bir araya geldiğimiz bir platform,” ifadelerini kullandı.

Özgencil, "Dünyamız, tarih boyunca belki de hiç bu kadar hızlı bir dönüşümden geçmemişti. Ancak bu dönüşümün merkezinde insan var; insanı geliştiren ve yeniden tanımlayan, insan potansiyelini dönüştüren yeni teknolojiler var. Bu nedenle, Boğaziçi Zirvesi olarak yalnızca bugünün sorunlarına çözüm üretmek değil, yarının potansiyelini birlikte keşfetmek için bir aradayız. Bu zirvenin, çözümler bulmanın, köprüler kurmanın ve hepimizi daha parlak bir geleceğe taşıyacak stratejiler geliştirmenin yollarını açacağına inanıyorum." dedi.

Barış, Teknoloji ve Sürdürülebilirlik Ekseni, Boğaziçi Zirvesi’nde Ülkeler Arası İşbirliği Mesajı

UİP Onur Kurulu Başkanı Rona Yırcalı, zirvenin ana temasına vurgu yaparak, Fintech gibi yeni nesil finansal teknolojilerin küresel finans görünümünü nasıl dönüştürdüğünü değerlendirdi. Yırcalı, “Bu zirve, yalnızca günümüzün zorluklarını ele almak değil, aynı zamanda barış, teknoloji ve sürdürülebilirlik temellerinde geleceğe köprüler inşa etmek için atılan bir adım,” dedi.

Bu önemli zirve, katılımcıların birbirinden değerli fikirleriyle, 21. yüzyılın en büyük sınamalarına küresel çözümler geliştirme amacı taşıyor. Dünya ekonomisinin belirsiz bir dönemde olduğu günümüzde, Boğaziçi Zirvesi, bölgesel işbirlikleri ve sürdürülebilir büyüme için bir yol haritası sunmaya devam ediyor.

yilmazparlar@yahoo.com