12 Kasım 2021 Cuma

TİCARET SERBESTLEŞMELİ-YILMAZ PARLAR HABERİ

 



Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) organizasyonunda Türk Devletlerinin bağımsızlığının 30’uncu yıl dönümü vesilesiyle düzenlenen “Türkiye - Türk Cumhuriyetleri Ekonomi ve Ticaret Konferansında” Ticaret Bakanı Mehmet Muş, “Türk Devletleri İle Ticaret Serbestleşmeli” dedi.



Bağımsızlığın 30’uncu Yılında Gelecek İçin Ortak Vizyon” temasıyla Ticaret Bakanlığı'nın ev sahipliğinde, Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) organizasyonunda gerçekleştirilen,Türk Cumhuriyetleri Ekonomi ve Ticaret Konferansı’na T.C. Ticaret Bakanı Mehmet Muş, Özbekistan Başbakan Yardımcısı ve Yatırımlar ve Dış Ticaret Bakanı Sardor Umurzakov, Azerbaycan Ekonomi Bakanı Mikayil Cabbarov, Kazakistan Ulusal Ekonomi Bakanı Asset Irgaliyev, Kırgız Cumhuriyeti Ekonomi ve Ticaret Bakanı Daniyar Amangeldiev, DEİK Başkanı Nail Olpak ve Türk Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu başta olmak üzere ilgili ülkelerin resmi kurum ve kuruluşları, sivil toplum kuruluşları, kamu ve özel sektör temsilcileri katıldı. Türk Konseyi Genel Sekreteri Bagdad Amreyev de konferansa video mesaj gönderdi. 



Türk Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu , “Gümrük süreçlerinin standart hale getirilmesi ve geçişlerin hızlandırılmasıdır. Gümrük işlemlerinde ortak standartlar belirlemeli, süreçleri basit ve hızlı hale getirmeliyiz. Birbirimize yönelik, geçiş kotalarını da kaldırmalıyız"




Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Başkanı Nail Olpak, “Tarife dışı engellerin ortadan kaldırılması büyük önem taşıyor”

Özbekistan Başbakan Yardımcısı ve Yatırımlar ve Dış Ticaret Bakanı Sardor Umurzakov, “Türk Konseyi Üye ülkeleri ile iş birliğinin artırılması önceliğimizdir”


Azerbaycan Ekonomi Bakanı Mikayil Cabbarov , “Türk dili konuşan ülkelerle çok taraflı iş birliklerinin gelişmesi, yeşil ekonomi yolunda çalışmaların artırılması gerekmektedir.”



Kazakistan Ulusal Ekonomi Bakanı Asset Irgaliyev “Amacımız Türk konseyinin yapısını güçlendirmek ve uluslararası organizasyona dönüştürmek”


Kırgız Cumhuriyeti Ekonomi ve Ticaret Bakanı Daniyar Amangeldiev “Hidroenerji konusunda iş birliği yapmalıyız ve Orta Asya'daki kıt su kaynaklarının çözümüne katkıda bulunmalıyız. Tarım sektörü de bölgemiz için hayati önem taşıyor”


Türk Cumhuriyetleri Bağımsızlığın 30’uncu Yılında İstanbul’da Bir Araya Geldi. “Türkiye-Türk Cumhuriyetleri Ekonomi ve Ticaret Konferansı” 11 Kasım 2021 tarihinde Conrad İstanbul Bosphorus Hotelde  gerçekleştirildi.


Konferansın açılışının ardından Bakanların katılımıyla basın toplantısı düzenlenirken, gün boyunca küresel gelişmeler ışığında Türk devletleri arasında ticaretin artırılması, karşılıklı yatırımların teşvik edilmesi ve yatırım ortamının iyileştirilmesi, ulaştırma ve lojistik alanındaki sorunların çözümünün ele alındığı üç panel ile birlikte G2B oturumu ve yaklaşık 1000 kadar  iş görüşmesi yapıldı.


Türkiye ve Kazakistan heyetler arasında görüşmeler sonrası, T.C. Ticaret Bakanı Mehmet Muş ve Kazakistan Ticaret ve Entegrasyon Bakanı Bakhyt Sultanov tarafından “Türkiye-Kazakistan Sınır Ötesi Merkezlerde İş birliği Mutabakat Zaptı" imzalandı. 

Konferansın açılışında konuşmasında T.C. Ticaret Bakanı Mehmet Muş, özetle  “Bağımsızlık sonrası Türkiye olarak temennimiz, yeni kurulan kardeş devletlerin bölge ve dünya ile bütünleşmesi ve ülkemizle her alanda güçlü ilişkiler tesis etmeleri olmuştur.”dedi 


Ekonomik değerlerle Bakan Mehmet Muş,”Ülkemizin Türk Cumhuriyetlerindeki yatırımlarının toplam piyasa değeri 7,7 milyar dolara ulaşmıştır. Türk Cumhuriyetleri’nin ülkemizdeki yatırımları ise 8 milyar dolardır. Bu rakamların daha yükseklere çıkabileceğini biliyoruz” açıklamalarında bulundu


Özbekistan Başbakan Yardımcısı ve Yatırımlar ve Dış Ticaret Bakanı Sardor Umurzakov, “. Ülkemizin bu yıl yüzde 6,8 önümüzdeki yıl ise yüzde 6 büyüyeceği vurgulanıyor, biz daha yüksek rakamları amaçladık. İş insanlarına daha kolaylıklar sağlanması için çalışıyoruz. Türk Konseyi Üye ülkeleri ile iş birliğinin artırılması önceliğimizdir” dedi.


Azerbaycan Ekonomi Bakanı Mikayil Cabbarov " Türk dili konuşan ülkelerle çok taraflı iş birliklerinin gelişmesi, yeşil ekonomi yolunda çalışmaların artırılması gerekmektedir. Cumhurbaşkanımız İlham Aliyev’in rehberliğiyle Azerbaycan Ordusu ülke topraklarını işgalden kurtardı. 44 günlük vatan muhaberesinde büyük zafer kazandık. Söz konusu dönemde Türkiye ve Türk Konseyi, Azerbaycan’a siyasi ve manevi destek verdi.”


Kazakistan Ulusal Ekonomi Bakanı Asset Irgaliyev " Türki ülkelerin global düzeydeki çıkarları da ön plana geliyor. Kazakistan'la üye ülkeler arasında bu yılın ilk yarısında ticaret yüzde 17 arttı. 4 milyar dolara ulaştı. 6 binden fazla Türk devletlerinden şirket ülkemizde çalışıyor. Bunlar verimli iş birliklerimizin kanıtı. Önemli başarılar kaydettik ülke olarak. Yabancı yatırımlar için iş dünyasına projelerini uygulamaları için çok önemli çözümler ortaya koyuyoruz. Çok önemli vergi kolaylıklarımız bulunuyor” dedi.


Kırgız Cumhuriyeti Ekonomi ve Ticaret Bakanı Daniyar Amangeldiev ise, “. Ortak teknik parametreleri geliştirmemiz gerekiyor. Ulaştırma alt yapısını da geliştirmemiz bizim ticari ilişkilerimize çok büyük katkıda bulunacaktır. Enerjide tek tip uyumlu politika gütmeliyiz. Hidroenerji konusunda iş birliği yapmalıyız ve Orta Asya'daki kıt su kaynaklarının çözümüne katkıda bulunmalıyız. Tarım sektörü de bölgemiz için hayati önem taşıyor" diye konuştu.


DEİK Başkanı Nail Olpak ”1992 yılında, toplam ticaret hacminin 275 milyon dolar iken, 2020 yılında 8,4 milyar dolar olarak gerçekleştiğine dikkat çeken Olpak, “Bir taraftan önemli bir artış, ancak dostça ifade etmeliyiz ki, potansiyelimizi yansıtmıyor. Covid-19 salgını birlikte glokalleşen, tek kaynağa bağlı kalmanın risklerini gören, tedarik zinciri ve dijital hayatın öne çıktığı süreçte, ekonomi alanında yeniden gözden geçirmemiz gereken unsurlar olduğunu düşünüyorum” dedi 



Nail Olpak “Sektörel politika ve uygulamalar, bilgi ve teknoloji transferi, kamu özel sektör ortaklığı, sanayi bölgeleri, teknoparklar alanında uygulamalı tecrübe paylaşımı da, önemli iş birliği alanları olabilir. Ticaret politikalarında eşgüdümün sağlanması, ulaştırma ve lojistik altyapısının güçlendirilmesi ve tarife dışı engellerin önce azaltılıp sonra da ortadan kaldırılması da büyük önem taşıyor. Birlikte güçlüyüz, bunları başardıkça daha güçlü olacağız” ifadelerinde bulundu

 


Türk Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu   "Tercihli Ticaret Anlaşmaları ile aramızdaki ticareti, daha serbest hale getirelim. Hizmet sektöründe de ülkelerimiz arasında ciddi bir iş birliği fırsatı bulunuyor. Hizmet ticaretini kolaylaştıracak bir anlaşmaya ihtiyacımız var. Gümrük işlemlerinde ortak standartlar belirlemeli, süreçleri basit ve hızlı hale getirmeliyiz.   hizmetler vermektedir. Bu alanda da ciddi iş birliği imkânları vardır" şeklinde iş birliği olduğunu söyledi. 


Türkiye-Türk Cumhuriyetleri Ekonomi ve Ticaret Konferansı’nda, Kuzu Grup ve SOCAR Turkey Enerji A.Ş. Gümüş Sponsor olarak, Avva Global Enerji Holding, Coca-Cola İçecek A.Ş., Pasifik Eurasia Demiryolu Taşımacılık, Procter & Gamble(P&G) ve TAV Havalimanları ise Bronz Sponsor olarak yer aldı. 


yilmazparlar@yahoo.com


17 Haziran 2021 Perşembe

İzmir’in Refahını Artırmak ve Adil Paylaştırmak -Yılmaz Parlar

  İzmir’in Refahını Artırmak ve Adil Paylaştırmak 


Başkanlığını Celal Toprak’ın yaptığı Ekonomi Gazeteciler Derneği (EGD) tarafından düzenlenen ve  İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in desdekleri ile İzmir tarihi Havagazı Fabrikasında, 14-15 Haziran 2021 tarihlerinde hibrit temasıyla 15.ncisi gerçekleşen Isınma Kurultay ikinci gününde  “Daha İyi Bir Yaşam İçin Kooperatifçilik Zirvesi işlendi.



İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, İzmir’de köylümüz ve çiftçimiz başta olmak üzere tüm şehrin refahını artırmak ve bunu adil bir biçimde paylaştırmak için çalışıyoruz. Kooperatifçilik bu hedeflerimiz doğrultusunda önemli araçlardan biri”dedi



Daha iyi bir yaşam için kooperatifler olmazsa olmaz


Ekonomi Gazetecileri Derneği Başkanı Celal Toprak “Cumhuriyet döneminde kooperatiflerin çok önemli işlevleri olmuş. Sonraki dönemde kent kooperatifleri önemli başarılara imza atmış. Ama bir türlü kooperatifçilikte sürdürülebilir bir başarı elde edememişiz. Bu, üçüncü dönem. Artık hata yapma şansımız yok. Daha iyi bir yaşam için kooperatifler olmazsa olmaz” dedi. 


İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, EGD Gazetecilere İzmir Tarımı ve kooperatifçiliğin geliştirilmesine yönelik çalışmaları hakkında bilgiler verdi.


Ülkemizde suyumuzun yüzde 77’si tarım için kullanıldığını, vahşi sulamayla içecek suyu bulamıyacağımızın altını çizen Soyer, “İzmir Tarımı ile ekonomik değeri yüksek, suyu az tüketen, bu toprakların atalık tohumlarını ve stratejik ürünlerini destekleyecek bir politika izleyerek, tarımda harcanan suyu yüzde elli oranında azaltmayı hedefliyoruz. Su israfını modern yöntemlerle değiştiriyoruz. Böylelikle, kuraklığa karşı çiftçimizi ve şehrimizdeki milyonları koruyor, içme suyu kaynaklarımızı teminat altına alıyoruz” dedi. 

 


Kooperatiflerin üreten çiftçiyi, köylüyü koruduğunu bunun döngüsünü örnekledi.

 

Başka Bir Tarım Mümkün vizyonu doğrultusunda İzmir Tarımı politikaları ile yürüttükleri ifade eden Soyer “İzmir’de köylümüz ve çiftçimiz başta olmak üzere tüm şehrin refahını artırmak ve bunu adil bir biçimde paylaştırmak için çalışıyoruz.” şeklinde Kooperatifçilik hedefleri doğrultusunda icraatlarından örnekler verdi.



İzmir Tarımı Geliştirme Merkezi’ni kurduk

 

İzmir Tarımı ürün deseninin planlanmasından lojistiğe, ürünün işlenmesinden satış ve ihracatına, ARGE ve eğitim faaliyetlerine kadar kapsamlı ve çok yönlü bir süreci kapsadığını, Sasalı’da ‘İzmir Tarımı Geliştirme Merkezi’ni kurduklarını söyledi.


Soyer kooperatifler üzerinden yaptıkları milyonlarca liralık alımın, önümüzdeki iki yıl içerisinde yaklaşık üç kat artacağını, müjdeledi 


Atatürk, iki kooperatifin kurucusu ve ortağı olmuştur 

 

Zirvede Prof. Dr. Ziya Gökalp Mülayim’in Atatürk ve kooperatifçilik üzerine olan video kaydı da yayınlandı.


Mülayim, “Atatürk, iki kooperatifin kurucusu ve ortağı olmuştur; bunun dünyada örneği yoktur. Türkiye’de çok fazla küçük üretici var. Küçük üreticiler kooperatif yoluyla gelişebilir. 

 


Kooperatifçilik moda akım değildir


Moderatör, ekonomist gazeteci yazar Meliha Okur panelde Türkiye’de kooperatifçiliğin sorunları ve çözüm önerileri üzerine konuşuldu. “Dünya tarihine bakınca 15 bin savaş çıktığını görüyoruz. Bu savaşların sebebi sudur. 2020 ve sonrasında dünya siyasetinde su konusu gündemde olacak. Tarımdaki vahşi sulama bu süreci hızlandırıyor” sözleriyle suyun önemine bir kez daha dikkat çekdi.


Ege Üniversitesi Tarım Ekonomisi Bölümü’nden Prof. Dr. Murat Yercan kooperatifçiliğin bir amaç değil araç olarak görülmesi gerektiğini söyledi. Asıl olarak gıda güvenliği, aile çiftçiliğinin sürdürülebilirliği, genç ve kadın çiftçilerin korunmasının amaç olması gerektiğini söyleyen Yercan, “Kooperatifçilik moda akım değildir. Türkiye’de çok fazla kooperatif var. Bu, sürdürülebilir bir sistem değil. Kooperatif sayısını arttırmadan ortak sayımızı arttırmamız gerekiyor” dedi.

 



Kooperatifçilik tarihinde İzmir’in önemi


Dokuz Eylül Üniversitesi Tarih Bölüm Başkanı Prof. Dr. Hakkı Uyar “Atatürk 1913-1915 yıllarında Bulgaristan’da askeri ateşe olarak kalıyor. Orada kooperatifçilik sayesinde köylünün nasıl kalkındığını görüyor. Türkiye’de de başlamasını istiyor. Atatürk bir yandan meclis kurmaya, düzenli ordu oluşturmaya çalışırken bir yandan da köylülüğü örgütlemek için kooperatifçilik için uğraşıyor” açıklamalarında bulundu


İzmir İktisat Kongresi’nin İzmir’de yapılmasının nedeni, “İzmir, Kurtuluş Savaşı’nın başladığı ve bittiği yerdir. Aynı zamanda ekonomik kalkınmanın başladığı yerdir. Atatürk yeni Türkiye’nin ekonomi politikalarının değişeceğini söylüyor. Yeni Türkiye’nin fetih değil ekonomi devleti olacağını anlatıyor. Ve diyor ki ‘Kılıçla fetih yapanlar yerlerini samanla fetih yapanlara terk edecektir.’ İzmir, bu nedenle tarım kooperatiflerinin başlangıç yerlerinden biridir” şeklinde Atatürk’ün kooperatifcilik hamlesini başlatdığını vurguladı. 

 

Ortak sayısı artmalı 

Milli Kooperatif Birliği Başkanı Muammer Niksarlı   “Türkiye’deki birliklerin yüzde 60’ı kendi üst birliğine bağlı değil. Merkez birliklerin Milli Kooperatif Birliği’ne bağlı olma oranı da yüzde 15. Kooperatiflerin kendi yapısına bakınca yüzde 65’inin bireysel ortak sayısının 100’ün altında olduğunu görüyoruz. Bu sayılarla piyasada ekonomik faaliyet yapmak zor” dedi. Kooperatifçilikle farklı bakanlıkların ilgilendiğini, farklı yasaların 41 kooperatif türü olduğunu, denetim sistemli. dikey örgütlenme zorunluluk olmalı” dedi.  

 


Küçük aile çiftçiliği önemli

Moderatör, Köy Koop İzmir Birlik Başkanı Neptün Soyer tarımda kadının rolünün önemine değindi. BM, 2014 yılını küçük aile çiftçiliği yılı ilan etdiğini, küçük aile çiftçiliği önemsendiğini, birlikde güçlü hareket kabiliyetinin gerçekleğini söyledi.      

 

Hıdırlık Tarımsal Kalkınma Kooperatifi Başkan Yardımcısı Seval Doğanlar  Hıdırlık Tarımsal Kalkınma Kooperatifi ortağı Suna Kalaycı  

Zeytinlik Gölcük Tarımsal Kalkınma Kooperatifi ortağı Nazmiye Aynalı deneyimlerini paylaştılar 

 

    

 yilmazparlar@yahoo.com

23 Mart 2021 Salı

The Web Coin Neden Güvenli-Yılmaz Parlar

 The Web Coin Neden Güvenli


Küresel finansal sistemi temelden bozma yeteneğini gösteren yepyeni bir teknoloji olan, Kripto, dijital veya sanal para birimleri, paraya bakış şeklimizde bir paradigma değişikliği yarattı. Potansiyel olarak satın alma şeklimiz. Potansiyel olarak harcama şeklimiz.değişti. Blockchain Sisteminin avantajlı ödeme dünyası, yeni bir ödeme sistemi kazandı. “The Web Coin”


Peki “The Web Coin” Neden Güvenli…


Thewebcoin kurucu CEO’su Yavuz Uzun ile yaptığımız söyleşide, Uzun, Açık ve şeffaf bir dijital ödeme platformu oluşturduklarını, dijital paradan çok, dijital parayı değerli kılacak ve güvenliğini sağlayacak, güvenilir ödeme platformları ve teknolojiler konusunda, yaratıcı çözümler sunduklarını söyledi.


Yavuz Uzun “Hedef; güvenilir ödeme platformları ve teknolojilerin öncüsü olarak,  dijital ödeme sistemlerinde rekabetin geleceğini şekillendiren oyuncu olmak.”




Dijital Para Ödemesinin En Yeni Hali


Günümüz dünyasının en yeni alış-veriş trendi; blockchain tabanlı dijital ödemedir. Tüm alış-veriş siteleri ve mağazalar, teknolojinin hızla geliştiği böyle bir atmosferde, dijital tabanlı sanal post ödeme sisteminin bir parçası olmak zorundadır. Çünkü alış-veriş alışkanlıkları hızla değişiyor ve daha güvenli, blockchain ödemesine doğru dönüşüyor. 


The Web Coin, dijital platformların, dijital para birimi ile işlem yapmaları için en yeni web tabanlı ödeme hizmetidir. Bu web tabanlı ödeme hizmetlerinin kullanıcıları, ödeme almak veya göndermek için, bir çevrimiçi POS sisteminden yararlanır. The Web Coin, normal bankacılık POS sistemlerine kıyasla gelişmiş ve daha güvenilir bir sistemdir.


Dijital paralı ödeme altyapılarının gelecekte yaygınlaşacak elektronik paranın yerini alacak bir ödeme biçimi haline geleceği kesindir. Bu dijital paraların güvenli bir ödeme aracı haline gelmesi, değişiminin yapılabilmesi, alıcı ve satıcılar için güvenilir bir ticaret ortamın oluşturulması, dijital para piyasalarının gelişmesi ve yaygınlaşması için bir zarurettir. 



Yavuz Uzun’un kurmuş olduğu, TWC-The Web Coin Sistemi ile bu konularda uzmanlaşıp, dijital para piyasalarının kritik bir oyuncusu olmayı hedeflemektedir. Konuya ilişkin CEO Yavuz “Dijital para ödeme ortamları ve teknolojileri dijital paraların yaygınlaşması için kritik teknoloji gelişim alanlarıdır. Önümüzdeki yıllarda dijital para birimleri arasında yaşanacak rekabeti, bu tür alt yapılar ve teknolojiler belirleyici kılacaktır. Biz de bu vizyondan yola çıkarak, açık ve şeffaf bir dijital ödeme platformu oluşturduk. Burada amaç, dijital paradan çok, dijital parayı değerli kılacak ve güvenliğini sağlayacak, güvenilir ödeme platformları ve teknolojiler konusunda, yaratıcı çözümler sunan bir yapı olmaktır. Hedefimiz; bu kritik teknoloji alanının öncüsü olmak ve dijital ödeme sistemlerinde rekabetin geleceğini şekillendiren bir oyuncu olmayı hedeflemektir. Geleneksel pos sistemlerinde yaşanan sıkıntılar, dijital ödeme platformunda, müşterinin dijital para ödeme yapmak istemesiyle, bu yeni sistemde yaşanmayacaktır. Çünkü biz dijital para ödemelerinde, pos sistemi olarak, müşterilerin, dijital para cüzdanlarını görmeyeceğiz. Sadece sanal pos sistemi, dijital ödemeyi yapanlara sıfır komisyonla aracılık hizmeti verecektir. İçinde bulunduğumuz ticaret ve finans dünyası hızla değişiyor. Değişime ayak uyduranlar ve gelişmeye müsait şirketler büyüyecektir. Dijital paralar, sermaye, risk ve ticaret anlayışında, köklü değişimlere neden olacaktır. Mesela; sanal bir kripto POS'unuz yoksa, şu anda ve gelecekte birçok müşteriyi kaybedeceksiniz demektir.”

 

2020 Genç Girişimci Ödülü


Yavuz Uzun Hakkında

Genç girişimci Yavuz Uzun, Ankara’da doğumlu, İşletme Fakültesi mezunu, İş hayatına, perakende satış sektöründe kendi işini kurarak başlamış,  Online satış sistemini kurarak, 2 yıl içinde, şirketi büyütmüş, daha sonra şirketi satarak, tamamen dijital para ve finans sektöründe hizmet veren farklı projelerde yer almış ve yöneticilik yapmıştır.


Yaklaşık 5 yıl boyunca, profesyonel olarak, dijital para sistemleri üzerine çalıştıktan sonra, bulut madencilik şirketi ve madencilik cihazlarının satışını yapan, anahtar teslim tesis hizmeti veren BullsMining şirketini kurarak, önemli bir ilke imza atmıştır. Ayrıca, Türkiye’de ve dünyada yeni olan, dijital para piyasalarının ve temel finansal okur-yazarlık kitabını hazırlamış, eğitmen olarak, akademik bir kurumda dersler vermiştir.


İş dünyasının yanı sıra, sivil toplum kuruluşlarında da aktif olarak sosyal çalışmalar yapan Yavuz Uzun, TÜDİYAD-Tüketici Diyaloğu Derneği ve BDU Uluslararası İş İnsanları ve Diplomatlar Birliği kurucusu ve yönetim kurulu üyesidir. 34. Uluslararası Tüketici Kalite Zirvesi’nde, dijital dünyanın kapılarını aralayan çalışma ve projeleriyle, “2020 Genç Girişimci Ödülü”nü almıştır. 


Yavuz Uzun, üzerinde yaklaşık 2 yıldır çalıştığı, blockchain temelli online ödeme sistemi Thewebcoin projesini tamamlayarak, hayata geçirmiş ve şirketin kurucu CEO’su olarak görev yapmaktadır.


yilmazparlar@yahoo.com

20 Ocak 2021 Çarşamba

Markalaşmak Neden Önemli

    Markalaşmak Neden Önemli

Ürünü değerli yapan marka, markaya değer verende ödül.

Lob'in Turkey Başkanı Fahri Ustaoğlu,  2021 Uluslararası Marka Liderleri Zirvesinde ürünün markasına yapılan yatırımın çok önemli olduğunu vurgulayarak,  “Marka, o ürüne kıymet, kişilik, isim veren bir değer. Markalaşmaya çok önem vermek gerekiyor."  dedi.



Başkanlğını Fahri Ustaoğlunun koordinatörlüğünü Fehim Ustaoğlunun yaptığı Lob'in Turkey tarafından düzenlenen 2021 Uluslararası Marka Liderleri zirvesi,19 ocak 2021 salı günü Tarabya, Vilayetler Evinde gerçekleştirildi. 

Hızla gelişen dünyamızda rekabetçi ve sürekli değişen marka ortamında yenilikçilik, çeviklik ve tüketici içgörüleri ile marka başarısını sağlayanlar ödüllendirildi.

Sunumu oyuncu Metin Yıldız ve Ceylan Yılmaz’ın, Kırmızı halı sunumunu Best Model 2020 Yüz güzeli Aleyna Deniz’in üstlendiği Zirvede yapılan konuşmalarda; Rekabetçi markaların merceğinden, marka pazarlama ekosistemini etkileyen, tüketicilerin zamanı ve ilgisi için verilen mücadele, dijital deneyimin gittikçe parçalı hale geldikçe yoğunlaştığı, değişim yaşandığı, tüketicilerin gerçek insan bağlantısı ve aidiyeti için çevrimiçi topluluklara yöneldiği, çevrimiçi topluluğun rolü ve değeri önem kazandıkça, rakip markalar tüketicilere daha derin, daha hızlı bir şekilde ulaşma fırsatını yakalayan markalara sahip olduğu vurgulandı.



Yerli yabancı katılımcılarla oldukca yoğun ilgi gören ve elit bir davetlinin icabet etdiği zirvede; Tüketici Diyaloğu Derneği Yönetim Kurulu Başkanı, Avrupa Ekonomi Senatosu Türkiye-Ortadoğu Başkan Yardımcısı Ekonomi Senatörü Musa Karademir moderatörlüğünde birde, marka ile ilgili panel programı yer aldı.

Panelistler; Consulta iletişim ve marka yönetim hizmetleri kurucusu Nilgün Cengiz “Markaların iletişim stratejileri”,Tüketiciyi güçlendirme yönetim kurul başkanı Jale yanılmaz “Tüketicilerde marka bilinci”, Medya mensubu Yılmaz Parlar “Marka ve medya” konuları hakkında bilgi paylaştılar.

Panelde; Marka değerinin temel boyutlarından biri olan marka bilinci, bir markayı değerlendirme kümesine dahil etmenin ana faktörü olduğu,

genellikle tüketicilerin satın alma kararının bir ön koşulu olarak kabul edildiği, marka farkındalığının önemi ifade edildi.

Bir marka iletişim stratejisi, özünde, gerçek bir işin veya markanın dünyaya doğru zamanda doğru insanlarla doğru şekilde konuşacak şekilde iletilmesinin bir yansıması olduğu, dünyaya verdiği fayda, hikaye oluşturabilecek en temel bölümlere, şirketin gerçekte ne yaptığı, anahtar tipteki insanlara hitap etmesi gerektiği gibi bilgiler dile getirildi. 

Günümüzün sofistike medya ortamı, bilgili pazarlamacılar için her zamankinden daha fazla araç ve platform sunduğu günümüzün en yenilikçi pazarlamacılarının, markalarını büyütmek tüm medya stratejileri, oluşturma sırasında aynı yaklaşımı benimsedikleri belirli hedefleri ve belirli demografisi olmaı gerektiği şeklinde özet olarak paylaşıldı.



Ödüle layık görülen Tüm Kalkınma İş Adamları ve Girişimciler Derneği (TÜMKİAD Başkanı Nihat Tanrıkulu teşekkü konuşmasında “Birilerinin emrinde olan değil devletçi olanların ve devletin emrinde olan iş dünyasının yeni yüzü olsun diye bir STK kurduk tüm dünya bunu böyle bilsin. Bize katılmak isteyenlerde bunu bilerek gelsin yoksa içimizde barınamaz…Allahtan korkan  kimseden korkmaz..” gibi sözlerle müstakil olduklarını açıkladı.

Pheda menager Dr. Esat Başaran zayıflama ve diyabet için alternatif ilaç hakkında bilgi verdi.

Ödül törende ayrıca  "Türkiye'nin Uluslararası Haber Ajansı Markası" ödülü Anadolu Ajansına, "Yılın Ekonomi Kuşağı" ödülü A Para kanalında "Seans Öncesi" programını sunan Şafak Tükle Uysal'a, "Yılın En İyi Spor Programı ve Sunucusu" ödülü "VAR Odası" programıyla Ertem Şener'e verildi.



Ödül plaketlerin yanı sıra verilen sertifikaların ödül sahibi isimleri kaligraf sanatcısı Fatma Geyik tarafından yazıldı. 

1988 yılında Türkiye'nin ilk Tüketici Dergisi ile tüketicinin bilinçlenmesi, tüketici haklarının yaygınlaştırılması ve kalitenin yükseltilmesi için çalışmalar yapmaya başlayan LOB'IN (Leaders Of Branding Intelligence Summit) ekibi Fahri Ustaoğlu başkanlığında Fehim Ustaoğlu koordinasyonunda 34 yıldır faaliyetlerini yurtiçinde ve yurtdışında sürdürmektedir.


yilmazparlar@yahoo.com

26 Aralık 2020 Cumartesi

Haklarını Biliyormusun Tüketici

   Haklarını Biliyormusun Tüketici

Tüketici çıkarlarının savunucusu olarak hareket ederek, tüketicileri korumak, haklarını bilgilendirmek, eğitmek amaçlı tüketici refahını artırmaya ve tüketicileri kendilerini korumaları için güçlendirmeye kararlı yeni bir dernek, Tüketici Diyaloğu Merkezi (TÜDİYAD) kuruldu.




Yönetim Kurulu Başkanlık görevini, Avrupa Ekonomi Senatosu Türkiye-Ortadoğu Başkan Yardımcısı, Alipour Group Strateji ve İş Geliştirme Direktörü Musa Karademir’in üstlendiği Tüketici Diyaloğu Merkezi (TÜDİYAD) adil bir pazarda güvenli ve sürdürülebilir tüketime yönelik tüketiciyi iyileştirme çabasında güvenilir ses olarak faliyetlerini sürdürecekdir. 

Kurucuları, kendi alanlarında yetkin ve uzman kişilerin gönüllü olarak oluşturduğu,  “Geçmişin Birikimi, Geleceğin Güveni” sloganıyla sivil toplum hayatına katılan TÜDİYAD, sivil toplum kuruluşu bir formda, kar amacı gütmeyen bir yapıda olup, tüketicilere yönelik iletişim yoluyla özel sektör, medya ve hükümet gibi diğer paydaşlarla ağ kurarak diyaloğ sağlıyacakdır.

Sürdürülebilir tüketim kavramını dikkate alarak tüketici çıkarları odaklı olarak adaleti desteklemek faaliyetleriyle, işlevleri proaktif, yapıcı ve azimle yerine getirmek niyetinde olan TÜDİYAD’ın Yönetim Kurulu Başkanı Musa Karademir, dernek hakkında “Sivil toplum kuruluşlarının, politika üretmeye katkı sağlaması önemlidir. Evrensel tüketici haklarının korunmasında, geliştirilmesinde ve güçlendirilmesinde, kurucular kurulu olarak, üzerimize düşen vazifeyi yerine getirmek için çaba harcayacağız. Biz, şeffaflığı, hesap verebilirliği, kaliteyi, mükemmelliği, iyi yönetişim odaklılığını, sürdürülebilirliği, öz değerler olarak görmekteyiz. Şeffaflık ve hesap verebilirlik günümüz dünyasında çok önemlidir.  Şeffaflık; var olan bir bilginin açık toplum anlayışı kapsamında, kamuoyu ile paylaşılmasıdır.  Hesap verebilirlik de şeffaflığın tamamlayıcı olan bir kavramdır.Şeffaf kurumlar, kamuoyunun bilgi edinme özgürlüğüne açıkça cevap verebilen yapılardır. Yasal bir zorunluluk olmamakla beraber, kamuoyunu bilgilendirmeyi, toplumumuzun geleceği için yaptığımız faaliyetlerimizi ve finansal gelir-giderlerimizi “kamuoyuna” sunmanın, sosyal ve toplumsal bir görev olduğunun bilincindeyiz. Ayrıca, diğer paydaş ve bileşenler olan dernekler, federasyonlar ve konfederasyonlarla da sıkı işbirliği içinde olacağız. Avrupa Birliği ve uluslararası kurum ve kuruluşlarla sürekli iletişim kuracağız. Başta AB fonları olmak üzere, yurtiçi ve yurtdışı diğer hibe ve fonlardan yararlanarak, farklı projeler üreteceğiz. En önemli projelerimizden biri de“Birey-Toplum Stratejik Haklar Merkezi-TOHMER” olacaktır. TOHMER ile güçlü ve farkındalık yaratacak olan bir “tüketici ekosistemi” oluşturmayı hedefliyoruz. Bu ekosistem de tüketime konu olan evrensel tüm konular olacaktır ve tüketici haklarının korunmasında çalışan diğer tüm STK’lar, üniversiteler, sendikalar, barolar, dürüst üreticiler bir arada, etkin işbirliği ve güç birliği içerisinde hareket edecektir. Toplumu kucaklayan, sorunlara çözüm odaklı yaklaşan, önceliği birey olan bir sivil toplum kuruluşu olarak, sorun-çözüm odağıyla hareket etmeyi hedeflemekteyiz.” Şeklinde dernek faliyetlerini özetledi 




Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Bengü Bilik  de yaptığı açıklamasında “Tüketici haklarının korunması, geliştirilmesi ve tüketicilerin kendilerini koruyabilmeleri için gerekli bilinç düzeyini oluşturmayı amaçlıyoruz. Ayrıca rekabet hukuku alanında ve rekabetin korunması ve tüketici lehine oluşan haksız rekabetin giderilmesi için gerekli çalışmaları yapacağız. Tüketici haklarının birey ve toplumun genel haklarının korunması konusunda da mücadele edeceğiz.”dedi

Kişisel verilerin gizliliğini koruyarak temel değerler şemsiyesi altında tüketici uyuşmazlıklarının önlenmesi ve arabuluculuk yapılması, tüketicilerin kültür ve haklarını öğrenmek ve kendilerine yardımcı olma yeteneklerini geliştirmek için gençler, yaşlılar ve yeni göçmenler dahil olmak üzere toplumun çeşitli katmanlarına yönelik eğitim programları, söyleşiler, sergiler, eğitimler ve atölyeler düzenli aralıklarla gerçekleşecekdir.

Tüketicinin sesini ve ağını temsil etmek, insan haklarına saygı talebi, doğası gereği ahlaki değerlere dayanır. İnsanlık onuru için çok önemlidir. İnsan hakları olmadan insan potansiyeli tam olarak gerçekleştirilemez. İnsan hakları basitçe bu anlayışı bireysel seviyeden kitkesel topluma aktarır. 

İnsan hakları kavramının temelini oluşturan iki temel değer vardır: birincisi insan onuru ve ikincisi eşitliktir.  Bu anlayış evrensel olarak kabul edilmektedir. Uluslararası toplum, 1948 İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'ni kabul ederek insan haklarını korumaya olan sarsılmaz bağlılığını çoktan ilan etti. Stratejik haklar, ihtiyaç duyulan insan hakları konularında toplumun eğitilmesine yardımcı olur.  

Saygın tüketicinin koruyucu örgütü olan TÜDİYAD dernek, bağımsız ulusal, kar amacı gütmeyen, gönüllülük temelli bir kuruluştur. Güvenlik hakkı, Dinlenme hakkı, tazminat hakkı, Tüketici eğitimi hakkı, Sağlıklı bir çevre hakkı vs.gibi daha bir çok haklar konusunda öncelikli ele alacağı stratejik konularda çalışmalarını sürdürecekdir. 

TÜDİYAD Kurucular Kurulu

Musa Karademir (Yönetim Kurulu Başkanı), Bengü Bilik (Yönetim Kurulu Başkan Yrd.), Yılmaz Parlar (Yönetim Kurulu Başkan Yrd.), Işıner Güngör (Genel Sekreter, Halis Yılmaz (Kurucu Üye),Burhan Otçu (Kurucu Üye), Serpil Sabaz (Kurucu Üye), Nilgün Cengiz (Kurucu Üye), Dilek Türkmen (Kurucu Üye), Erinç Aşıcıoğlu (Kurucu Üye)


yilmazparlar@yahoo.com

23 Aralık 2020 Çarşamba

ÜRETİMDEN TÜKETİME HELAL PAZARI

 ÜRETİMDEN TÜKETİME HELAL PAZARI

6. Dünya Helal Zirvesi’nin 22 Aralık’taki oturumlarında, “Üretimden Tüketime İslami Finansın Rolü”, “Helal Yaşam Tarzı”, “Helal Turizm”, “Helal Teknolojisinde Yaşanan Güncel Gelişmeler” konuları ele alındı. Discover Events organizatörlüğü ile Pullman Istanbul Hotel&Convention Center’da düzenlenen Helal Zirvesi’nde, 20 konuşmacı söz aldı. 


6. Dünya Helal Zirvesi’nin “Üretimden Tüketime İslami Finansın Rolü” oturumunda söz alan, Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi’nden Dr. Tawfik Azrak, “Helal Ekonomi ile İslami Finans Arasındaki Entegrasyon: Gelişme ve Fırsatlar” başlıklı bir konuşma yaptı. “Küresel helal ekonomisi artık sadece Müslümanlara hitap etmiyor” diyen Azrak,  sözlerine şöyle devam etti: “Avrupa’da, Çin’de, Japonya’da da helal ürünler var.  Sektör 2,3 trilyon Dolarlık bir hacme sahip. Büyüme oranı yüzde 20 olarak görünüyor. Böylece sektör hacmi yıllık 560 milyar Dolar olarak öngörülüyor. Bu ekonomi 2 milyar Müslüman tarafından destekleniyor ve bu da dünya popülasyonunun yüzde 28’ine tekabül ediyor. Müslümanların sahip olduğu GSMH, 2015 itibarı ile yaklaşık 10 bin 128 Dolar olarak gerçekleşti. Tüm bu büyüme arz-talep tarafından geldi. Küresel helal ekonomisinin süreçleri olarak görüyoruz bunları. İslami finans fonlamalarında son 10 yılda tekâfül öne çıkıyor. Küresel ölçekte yaklaşık bin 462 İslami finans kuruluşu var. İslami fonların değeri yaklaşık 137 milyar Dolar. Aynı şekilde 536 milyar Dolar da bir sukuktan bahsediyoruz. Helal ekonomi ve İslami finansın entegrasyonu önemli. Pandemi yüzünden 2020 sonunda küresel ekonomi yüzde 5 küçülme yaşayacak. İslami ekonomi sektörünü de etkileyen pandemi yüzünden Müslümanların harcamalarının da yaklaşık yüzde 80 küçüleceğini öngörüyoruz. Seyahat sektörü en büyük kaybeden olarak gözüküyor. 194 milyar Dolardan 58 milyar Dolara olan bir gerilemeden bahsediyoruz.” 



6 DÜNYA HELAL ZİRVESİ KONFERANSLARINDAN SATIRBAŞLARI

“Sürdürülebilir Helal Ekosistemi ve İslami Finansın Rolü” (Online katılım)

INCEIF Lisansüstü ve Mesleki Çalışmalar Dekan Yrd. Doç. Dr. Mohamed Eskandar Shah Mohd Rasid 

“Adil ve sürdürülebilir bir sistemden bahsettiğimizde büyük bir konuyu ele almış oluyoruz. INCEIF, İslami finansman konularında çalışma yapan bir üniversite. Kapsamlı bir ekosistem ortaya koymak için reel ekonominin büyümesini ele almalıyız. Müslüman dünyada 2 milyar insandan bahsediyoruz; yani ABD’nin 6-7 katı bir nüfus! Ama ekonomisi küçük kalıyor. Bu payı artırmamız, KOBİ’lere erişim sağlamamız gerekiyor. Finansmanı daha kapsayıcı hale getirirsek İslam dünyasındaki birçok sorunu çözebiliriz.”



“Avrupa’da Helal Karşıtı Hareketler”

İspanya Helal Enstitüsü Uluslararası İlişkiler Direktörü Barbara Ruiz-Bejarano

“Avrupa'da İslam ve helalden bahsedildiğinde insanlar adil ekonomiden bahsetmiyor. Hali hazırda birçok Müslüman karşıtı hareket var Avrupa'da ve bu hareketler onları toplumdan dışlamak üzerine kurulu. Anti-helal kampanyalar Müslüman karşıtı propagandanın bir parçası. Şeriatı çok korkunç şekilde resmediyorlar; uygulanırsa özgürlüklerimizi kaybedeceğiz diyorlar.  Avrupa'da helal ürünlerin ciddi bir düzenlemesi yok; koşer'de de durum benzer.”



“Sağlıklı Yaşamda Helal Gıdanın Rolü”

Klinik Biyokimya Uzmanı Dr. Emine Akın

“Sağlıklı beslenme ihtiyacı Covid 19 ile belirgin ölçüde artış gösterdi. Ülkelerin nüfusları da hızlı şekilde yaşlanıyor. Dünya nüfusunun yakın zamanda 10 milyara ulaşması öngörülüyor. Bu rakamlardan, sağlık harcamalarının hızlı yaşlanma ve kronik hastalıkların artışıyla bağlantılı yükseleceğini söyleyebiliriz. 

Sağlıklı yaşam için sağlıklı beslenme ve yaşam tarzı önemli. Bu önleyici tıp açısından da önemli. Hastalıkların önlenmesi tedavi geliştirmekten daha kolay. Beslenme ise sağlığımız açısından dönüştürücü bir güce sahip!” 



“Küresel Helal Yaşam Tarzında Üretimden Tüketime Her Yönüyle Helal”

Jasmine Holding CEO’su Dato Seri Mohd Rizal (Online katılım)

"Helal gıda ürünlerine talep artıyor. Pandemi sürecinde ve sonrasında yaşam tarzı anlamındaki değişiklikler çok belirgin şekilde olacak. Helal kıyafetler konusu da var. Pandemi sürecinde insanlar giydikleri kıyafetlerin malzemesine de özen gösteriyorlar. Çok daha temiz ve güvenli kıyafeti tercih ediyorlar. Helal yaşam tarzında bu önemli bir konu."



“Karayipler: Helal Turizm için Yeni Bir Fırsat”

Barbados Helal Experience (BHE) Kurucu Ortağı ve Direktörü Suleiman Bulbulia (Online katılım)

“Güney ve Kuzey Amerika arasında bulunan Karayip bölgesinde 7 bin ada bulunuyor. Bu bölge tropik iklime sahip ve yıl boyunca sahil tatili yapılabiliyor. Son 10 yılda ise helal turizm pazarında lider! Bölgede Müslümanların mevcudiyeti önemli. Uzun zamandır topluma entegreler. Helal gıda ürünlerimiz var, mescitlerimiz, helal turizme izin veren bir alt yapımız var. Helal bakış açısı sunuluyor. Helal turizmi yatırımı yapmak isteyenler için Karayipler’de imkân da sunuyoruz.”



“Helal Gıda Denetimi ve Sertifikasyonu Üzerine Yapay Zekânın Etkisi”

Prof. Dr. Hasan Yetim-İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi

“Müslüman nüfus gıda güvenliğini sağlamak zorunda. Bu durumda tüketicilerin helal gıda bilgisine ihtiyacı ortaya çıkıyor. Teknolojiyi kullanarak tükettikleri gıdayı onay sürecinden geçirmeleri gerekiyor. Gıda uygulamalarındaki hizmetlerin kontrolü bağlamında yapay zekâlar devreye giriyor. Gıda denetimi teftişinde artık ‘bilgisayar teftiş teknolojileri’ gibi değişkenler söz konusu. Makineler bu işi tutarlı bir şekilde günde 24 saat, başarısızlık ya da yorgunluk göstermeden yapıyorlar. Bu anlamda ‘bir bilgisayar desteğine ihtiyacımız’ ve bu alanda ‘yeni teknolojiler’ var!  



Artırılmış gerçeklik, insan bilgisayar etkileşimi, uzaktan kumanda gibi yaklaşımlar da helal sektörünü güçlendirecek yaklaşımlar. Teknolojik ilerlemelerden fayda elde edebilirse, helal gıda üretiminde yeni bir çağ geliyor! Helal sertifikalı ürünlere artan ilgi, yapay zekâ bazlı yaklaşımlar için tüketiciye gerçeklik, orjinallik anlamında fayda sağlayabilir. Blockchain, artırılmış gerçeklik, nesnelerin interneti, tüm bunlar helal bir dünyanın inşa edilmesine büyük katkıda bulunacaktır.”

yilmazparlar@yahoo.com


29 Kasım 2020 Pazar

Yemediğini Yedirme

 


 Yemediğini Yedirme

Ekonomi Gazeteciler Derneği, Güvenilir Ürün Platformu, Yapder ve pek çok Dernek Başkanı Celal Toprak Güvenilir Ürün Platformunda moderatörlük görevi üstlendiği panelde, gıda sektörüne, gıda üreticilerine sağlıklı olması gereken  ürünlere atıf yaparak “Yemediğini-Yedirme” Ailenin kendinin yemediği gıda ürünü tüketiciye yedirme” dedi.

CNR Fuar merkezinde 25-28 Kasım 2020 tarihlerinde düzenlenen Gıda -İçecek Ürünleri ve Ambalaj Fuarında, Yeni Arayışlar Girişimi Platformu Derneği (YAPDER) bünyesinde Güvenilir Ürün Platformu (GÜP) tarafından gerçekleştirilen “Pandemide Markalaşma ve Pazarlama Stratejileri” panelinde, Güvenilir Ürün Platformu Başkanı Celal Toprak moderatör, Ceylanpınar Süt Yönetim Kurulu Başkanı Ramazan Ceylan, Dinçer Gıda Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Tevfik Dinçer, Seydioğlu Genel Müdürü Mehmet Göksu Panelist olarak yer aldılar.

Herzamanki gibi Celal Toprak’ın hiperaktif moderatörük yaptığı fevkalade akıcı geçen ve ilgi odağı olan panelde kırık gıda sistemine olan güveni yeniden inşa etmenin ilk adımları olarak gıda endüstrisine düşen konular açıklandı.  

Daha şeffaf bir tedarik zincirine acil ihtiyaç olduğu kabul edilen ürünleri tüketen günümüzün bağlantılı müşterisi, raflardaki ürünlerle ilgili her şeyi öğrenebilmeyi bekliyor - içinde ne var, nerede üretiliyor ? ve diyetleriyle ilgili bilinçli seçimler yapmalarına nasıl yardımcı oluyor? Ürünlerindeki bileşenler nereden geliyor? 

Tüketiciler, yiyeceklerinin nasıl üretildiğini ve bunun insanlar ve çevre üzerindeki etkisini bilme hakkına sahiptir. Yiyeceklerimizdeki birçok içerik dünyanın en fakir ve en gıda güvencesi olmayan insanları tarafından yetiştirilmektedir. Karşılaştığımız en acımasız ironilerden biridir.

Övgüyü hak eden şirketler içeriklerinin hangi koşullar altında üretildiğini bilmiyorlarsa nasıl anlamlı politikalar oluşturabilirler? Tüketici, şirketlerin bileşenlerini nereden temin ettiğini bilmiyorsa, o zaman şirketleri taahhütlerinden sorumlu tutabilir miyiz?

Gıda üreticileri, bilme ve gösterme konusunda daha proaktif hale gelmelidir.  Hükümetlerin gıda şirketlerinden sağlam çevresel, sosyal ve yönetişim açıklamaları talep etmesi gerekir ve yatırımcılar bu bilgilere göre hareket etmelidir.   

Panelde konuşmacıların ifade etdikleri gibi; Sürdürülebilirlik başarılı bir marka oluşturmak, kurumsal sosyal sorumluluk bir halkla ilişkiler aracından daha da fazlasıdır. Günümüz tüketicileri, marka stratejisi için vazgeçilmez kılan sürdürülebilir iş uygulamalarına sahip şirketler arıyor.



Artık şirketlerin yüksek kaliteli ürünler üretmesi veya satması yeterli değil. Günümüz markaları, dünyayı daha iyi bir yer haline getirme çabalarıyla giderek daha fazla ölçülüyor. İnsanların sosyal ve çevresel değişim kurumsal sosyal sorumluluğu temel iş stratejilerinin bir parçası yapan şirketlerin, bu tür planları olmayan kuruluşlara göre daha fazla alanda daha başarılı olduğunu ortaya koyuyor. 

İnsanları ve toplulukları olumlu etkilemenin yanı sıra, bu girişimler doğrudan marka farklılaşması, müşteri sadakati ve çalışan bağlılığı ile ilişkilendiriliyor. Şirketlere Dünyayı etkisi altına alan Pandemi sürecini yaşadığımız ekonomik kriz durumunda, şüphe duyan çalışanların önemli sorunlara katkıda bulunmalarına yardımcı olan bir şirkete daha sadık kalacaklarını işletmeyi olumlu sosyal etki için bir güç olarak görüyor.


Panelde misyon ve amaçlarını sürdürülebilir değerlerle bütünleştiren ve çevresel ve sosyal hedefleri işleriyle bağlantılı şekillerde destekleyen, markalaşan sürdürülebilir ürünlerini ve uygulamalarını başarılı bir şekilde anlatan geçmişi 50-60 yıla dayanan panelistlerin firmaları potansiyel bir pazardan pay almaya hak etdikleri gibi, tedarikçilerindeki ve üreticilerindeki çalışma koşulları konusunda şeffaf olmalarını ve küresel tedarik zinciri ağlarında çalışma koşullarında, çevre sağlığı ve güvenliğinde insan hakları uyumluluğunu dile getirdiler. 

İtibar ölçümlerine uygun marka itibarlarını şekillendirebilecek tüm faktörlerin olmazsa olmaz koşulları anlatan panelistler.   tüketicilerin, benzersiz beslenme ve kişisel sağlık hedeflerine daha agresif bir şekilde ulaşmalarına yardımcı olacak özelleştirilebilir yiyecekler, içecekler ve diyet çözümleri aradıkların bilincinde olduklarını bu şekilde varlık gösterdiklerini vurguladılar.



Moderatör Celal Toprak sağlıksız yiyecek ve içecek ürünlerinin satış ve pazarlamasının hangi koşullar altında sorumsuz olduğunu ahlak kavramından yola çıkarak, firmaların hem piyasa hem de piyasa dışı çevrelerde insanların özerkliğine saygı gösterme ve zarar vermeme ilkesine bağlı kalma görevleri olduğunu savundu 

Gayretli çalışmaları sonucunda oluşturulan panelde Güvenilir Ürün Platformu (GÜP) yönetim kurul üyesi Elif Aşlamacı Gıda ürünün önemine dikkat çekerek sağlıklı ürün için derneklerinin çalışma misyonunu vurguladı.

Gerçekdende kanımızca Koronavirüsün katlanarak yayılması, markaların pazarlama stratejilerini neredeyse tamamen hareket halindeyken değiştirmek zorunda kalmasına neden olması, markaların bu salgının ortasında benimsemesi gereken yaratıcı pazarlama stratejisine ihtiyaç duyulmasıdır.



COVID-19 salgının, dünyaya yayılmasını kontrol etmek ve eğriyi düzleştirmek için daha katı önlemler almaya zorladı. Bu tür sıkıntılı zamanlarda, markaların hedef kitleleri ile ilettikleri anlatının mantıklı olmasını sağlama sorumluluğu vardır ve bu da pazarlamacılar için zorluk teşkil etmektedir. Pazarlama kampanyalarını değiştirmek ve pazarlamaya tamamen yeni bir yaklaşım benimsemek zorundalar. Markaların empati kurması gerekse de küresel krize karşı tarafsız bir duruş sergilemeleri gerekiyor.

Hedef kitleleri üzerindeki etkilerini göz önünde bulundurarak doğru mesajı yaymak markaların sosyal sorumluluğudur. Birçok marka bunu sosyal mesafeyi ve diğer güvenlik önlemlerini teşvik eden iyi düşünülmüş kampanyalar yoluyla ve diğerleri bağışlar sunarak gerçekleştirdi. Etkileşimi Artırmak için Sosyal Medyayı Kullandı. Ruh sağlığına öncelik veren mesajı yaymak için Influencer pazarlamayı kullanarak sağlık korumasına destek verdi.

COVID-19 için pazarlama kampanyaları ve mesajlar hazırlarken, satışlarını sürdürmek, hedef kitleye değer katmak çok önemli. COVID-19 Pandemi, "dijitale geçme" hızımızı hızlandırdı ve birçok çevrimiçi sektöre yeni bir güç verdi. 

Daha önce  Zoom'a hiç bu kadar bağımlı olmamıştık, bu da dijital pazarlamacılar olarak teknolojiye olan bu yeni güveni kendi yararımıza kullanan kararlar almak istediğimiz anlamına geliyor. Pazarlama planı içinde yeni stratejileri gerektiriyor.

Panel katılımcıların soru ve katkılarından sonra destek verenlere sertifika verilerek devam etdi. Toplu fotoğraf çekimiyle son buldu.


yilmazparlar@yahoo.com