21 Haziran 2020 Pazar

Muratbey pandemiyi fırsata çevirdi-Yılmaz parlar

Krizi Fırsata Çevirenler

Başkanlığını Celal Toprak’ın yaptığı Ekonomi gazeteciler Derneği ( EGD ) ve Güvenilir Ürün Platformu üyeleri, “Muratbey ile Peynir Sohbetleri” başlıklı online toplantıda; Süt ve peynir sektöründeki son değerlendirmelerini paylaşan, Muratbey Yönetim Kurulu Başkanı Necmi Erol “Muratbey, pandemide Avrupa ihracatını yüzde 20 artırdı” dedi


Tüm Dünyada bütün sektörleri, ekonomide durma noktasına getiren son derece olumsuz etkiliyen pandemi sürecini fırsata çeviren Gıda seköründe özel peynirler kategorisinde ön sıralarda bulunan Muratbey ihracatlarını artırmaya devam ettireceklerini dile getirdiler.

İnovatif lezzetleriyle yeni pazarlarda söz sahibi olacağını söyleyen Yönetim Kurulu Başkanı Necmi Erol, 4 kıtada milyonlara peyniri sevdirdiklerini, süt ihracat izninin çıkmasının ardından 6 milyar dolarlık Çin pazarı için ihracat izni aldığını söyledi.


Muratbey’in yurt içinde ve yurt dışında büyük bir beğeniyle tercih edildiğinin altını çizen Necmi Erol, “Avrupa ülkeleri de dahil olmak üzere yurt dışı pazarlarda kendi markamızla ve Türkiye’de üretilmiş yerel peynir çeşitleriyle rekabet ediyor olmak bizim için gurur verici. Bugün Almanya, Hollanda, Belçika, Avusturya, Fransa ve İngiltere başta olmak üzere, pek çok ülkeye ihracat yapıyoruz” dedi. Covid-19 salgınında Avrupa’ya yönelik ihracatlarında yüzde 20’lik bir artış olduğunu ifade eden Necmi Erol, Muratbey’in ihracat ağını sürekli genişlettiklerini belirtti. Necmi Erol, “Tüm dünyada insanlar evde kaldığı zaman haliyle kolay hazırlanabilen, atıştırmalık ürünlere talepleri artıyor. İnovatif ürünlerimizin çekici gücüyle ihracat ağımızı büyüterek yeni pazarlara giriş yaptık. İhracatın ciromuz içindeki payı yüzde 5’ten yüzde 21’e yükseldi. 5 yıllık stratejik planımızda bu oranı inovatif ürünlerimizle yüzde 40’a çıkarmak var” şeklinde konuştu.




“Çin’e ihracat izninin çıkması sektörümüz için çok olumlu”


Tarım ve Orman Bakanlığı Gıda ve Kontrol Genel Müdürlüğü’nün 2012 yılından bu yana sürdürdüğü çalışmalar sonucunda Çin’e ihracat izni alındığını hatırlatan Necmi Erol, Muratbey’in Çin’e süt ihracatı izni alan 54 firma arasına yer aldığı bilgisi paylaştı. Erol, “Çin 6 milyar dolar ile dünyada süt ürünleri ihracatının başında geliyor. Türkiye’nin üretim potansiyeli ve sanayi altyapısı Çin’e süt ürünleri ihracatı için uygun. Bu çok büyük pazarın sektörümüz için olumlu sonuçlar doğuracağına

inanıyoruz” dedi.



Muratbey inovatif ürünleri ile ödüle doymuyor


Muratbey’in tüm tüketicilere sağlıklı ve güvenilir peynirler sunmak amacıyla inovasyona büyük önem verdiğini söyleyen Necmi Erol, peynir lezzetini çeşitlendirerek daha çok sayıda insana peyniri sevdirmek istediklerini söyledi. Muratbey Yönetim Kurulu Başkanı Necmi Erol, sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Bugün yediden yetmişe tüm tüketicilerin büyük bir beğeniyle tükettiği Burgu, tamamen Muratbey Ar-Ge’sinin ortaya çıkardığı bir ürün. Yaklaşık 60 ülkede tasarımı tescillenen, zekâ ürünü inovatif peynirimiz Burgu’nun özgün ve benzer şekillerinin patenti de bize ait. Yurt dışında Helix adıyla raflarda yer alan Burgu’yu Kaufland, Rewe, Edeka gibi Almanya’nın dev zincir marketlerinde satışa sunmaya başladık. 2018’de süt ürünleri endüstrisindeki en başarılı ürünlerin değerlendirildiği ‘Dünya Süt Ürünleri İnovasyon Ödülleri ( World Dairy Innovation Awards) 2018’ yarışmasında kendi buluşumuz olan Burgu peyniri ile dünya çapındaki firmaların arasından sıyrılarak ‘En iyi Peynir’ ödülünün sahibi olduk. 2020’de de Burgu, Almanya’da kendi kategorisinde 2019/2020 için ‘Yılın Ürünü’ seçilerek ‘Altın Ödül’e layık görüldü”






Muratbey Plus ve Muratbey Misto sağlıklı yaşamı destekliyor

‘Özel Peynirler’ kategorisinde Türkiye pazar lideri olduklarını söyleyen Necmi Erol, inovatif bir bakış açısıyla hazırladıkları ‘Muratbey Plus’ ve ‘Muratbey Misto’ ürünleriyle de halk sağlığı adına pandemi döneminde önemli bir fonksiyon üstlendiklerini söyledi. Tuzu azaltılmış ve D vitamini ile zenginleştirilmiş ‘Muratbey Plus’ ve ‘Muratbey Misto hakkında bilgiler veren Erol, “Bağışıklığın güçlü olduğu durumlarda salgın hastalıklara yakalanma riski düşüyor. Ancak maalesef bağışıklığın güçlendirilmesinde çok önemli olan D vitamini eksikliği, Türk toplumunun yüzde 90’ında görülmektedir. Bu eksiklik dünya genelinde de ciddi boyutta yaşanmaktadır. Bizler Muratbey olarak tüm bunları öngörerek yeni bir seri ürün hazırladık. D vitamini ile zenginleştirilmiş şekil şekil peynirimiz Misto’yu ve Muratbey Plus serisi peynirlerimizi sağlıklı yaşamı desteklemek üzere tüketicilerimize sunduk. Bu ürünlerimizin 100 gramında 5 mcg D vitamini bulunuyor. Bu da günlük ihtiyacınızın % 33’ü demek. Muratbey Plus yetişkinlere hitap ederken, Çocuklar için ise eğlenceli peynir Misto’yu ürettik. Misto ile geçtiğimiz günlerde sektörümüzün kıymetli ödüllerinden biri olan Dünya Süt Ürünleri İnovasyon ödüllerinde finale kalmayı başaran tek Türk markası olduk” şeklinde konuştu.

Firma hakkında bilgi paylaşan Necmi Erol, 


Muratbey Gıda ‘nın temeli 1965 yılında atıldı. Muratbey sahip olduğu geniş tarım alanlarıyla Ege Bölgesinin en önemli üretim merkezlerinden Uşak’ta 2004’te modern anlamda ilk fabrikasını kurdu. Bugün, 35 bin metrekare kapalı alana sahip entegre üretim tesisi, yaklaşık 400 çalışanı ve günde 700 ton süt işleme kapasitesiyle Türkiye’de ve ihracat pazarlarında peynirin gelişimine yön veriyor.


Birbirinden lezzetli 300’ün üzerinde ürün çeşidiyle Muratbey, dünya genelinde 4 kıtada Türkiye’de ise 30 bini aşkın satış noktasında tüketicilerle buluşuyor. Muratbey, dünya mutfaklarına kazandırdığı geleneksel Türk peynirlerinin yanı sıra; tuzu azaltılmış, D vitamini ile zenginleştirilmiş ve özel tasarımlı inovatif ürünleriyle de damaklara tat, vücuda sağlık ve bağışıklık sistemlerine güç katıyor. Diğer yandan özellikle çocuklara peynir yeme alışkanlığı kazandırmak için ürettiği Misto serisi tüm pazarlarda ebeveynlerin ve çocuk tüketicinin takdirini kazanıyor. Tüm bu çalışmalarla Muratbey, “Özel Peynirler” kategorisinde Türkiye pazar lideri oldu.


Muratbey 2011 yılından bu yana global inovasyon ödülleri, A.L.F.A Awards, QUDAL- Kalitede 1 Numara, Uluslararası Tüketici Dostu Marka gibi ödüllere, madalyalara , Üstün Mükemmellik statüsüne ( İsviçre Merkezli  ICERTIAS) layık görüldü. Muratbey Burgu ise “En İyi Peynir”’ (Dünya Süt Ürünleri İnovasyon Ödülleri) ünvanlı bir lezzettir. Almanya’da yayınlanan süt ve süt ürünleri dergisi Milch-Marketing’in okuyucuları tarafından da kendi kategorisinde 2019-2020 için ‘Yılın Ürünü’ seçilerek ‘Altın Ödül’ kazandı.


Muratbey, toplumun gelişimine ve sürdürülebilirliğine katkı sağlamak amacıyla başta eğitim ve kadınların güçlendirilmesi olmak üzere birçok sosyal sorumluluk projesini de başarıyla sürdürmektedir. Sürdürülebilir Gıda Platformu üyesidir.


yilmazparlar@yahoo.com

29 Şubat 2020 Cumartesi

Enerex-yuvarlak masa -Yılmaz Parlar

Enerjide Yeni Trendler

ENEREX Antalya Enerji Verimliliği ve Dönüşümü Fuarında, Başkanlığını Celal Toprak’ın yaptığı Ekonomi Gazeteciler (EGD)’nin enerji editörleri ve Enerji uzmanları geleceğin fuarına yol haritası oluşturmak için yuvarlak masa düzenlendi. Enerji masaya yatırıldı. 2020 yılı ve sonrası trendler incelendi. Tartışıldı.




EGD Başkanı Celal Toprak Yuvarlak masanın moderatörlüğünü üstlendi. ANFAŞ Yönetim Kurulu Başkanı Ali Bıdı açılış ve sonunda soruları cevaplıyan konuşma gerçekleştirdi.
Her zaman ki gibi hiperaktif idare etdiği panel gibi yuvarlak masa toplantısına da sinerji yaratan Celal toprak fuar konseptini temasını çok uygun bulduğunu enerji verimliği ve dönüşümlü enerjinin etkinliği hakkında kısa ön konuşma yaptı.
Enerji Verimliliği daha az enerji kullanarak istenen sonucu elde etmek anlamına gelir. Böylece, enerji verimliliği enerjinin korunmasıdır.
Tasarruf etmek, daha az enerji tüketmek veya kullanımını tamamen bırakmak anlamına gelir. Enerji verimliliğine yönelik çalışmalar teknolojik ilerleme ve gelişme gerektirir. Enerji tasarrufu bir tür erdem olarak düşünülebilir ve elbette var olma hakkı vardır. Ancak, ihtiyaçlarımızı karşılamak için ürün performansında bir artışa yol açamaz. Verimlilik ilerleme demektir. Kaynaklarımızı ve paramızı kurtarabilir. 




ANFAŞ Yönetim Kurulu Başkanı Ali Bıdı ilk olan fuarı uluslar arası düzeyde düzenlemelere devam ederek fuar kenti yapmayı buna tüm herkesimin katılması gerektiği anekdotla Almanya’daki ötelin sektöründe fuara ziyaret nedeniyle konaklama fiyata yaptığı indirimi örnekledi.

Yeni trendlerden konuşma ağırlığı enerji depolama değerlendirilmesiydi. Enerji depolama ve daha iyi piller. Yenilenebilir enerjinin en popüler kaynaklarının güvenilirlik eksikliği, güneş PV geceleri çok yararlı olmadığı ve rüzgar enerjisinin rüzgara ihtiyaç duymasıdır. Bu nedenle, "güneş parladığında depolama yapmak", enerji karışımındaki yenilenebilir enerjilerin geleceğini sağlamak için hayati önem taşımaktadır. Daha iyi ve daha uzun ömürlü pillerin yanı sıra yenilenebilir kaynaklardan üretilen enerjiyi depolamanın diğer yollarını geliştirmek için çok fazla çalışmaya ihtiyaç vardır. İyi enerji yönetiminin ayrılmaz bir parçası, uygulanabilir ve güvenilir depolama sistemleri ve buna bağlı olarak pillerdir. 

Diğer trend yapay zeka Enerji endüstrisi de dahil dünyanın birçok endüstrisinde dalgalanıyor. Yapay zeka, enerji şirketlerinin ve tüketicilerinin enerji üretimi ve tüketimindeki eğilimleri belirlemeye ve takip etmeye yardımcı olan verileri toplamasına ve gözden geçirmesine yardımcı olmak için kullanılıyor. Akıllı sayaçlar ve akıllı enerji yönetim sistemleri de yapay zeka entegrasyonundan faydalanıyor. 
Blockchain ağları Blockchain teknolojisi enerji endüstrisindeki bir başka heyecan verici gelişmedir. Bu eşler arası ağlar, müşterilerin enerjiyi etkili bir şekilde ticaret yapmalarına yardımcı olur. 
Bu enerji şirketleri tarafından veya hatta özel kişiler tarafından kullanılabilir. IoT tarafından desteklenen bu teknoloji, akıllı, enerji tasarruflu cihazların ve  bina yönetim sistemlerinin performansını artırmaya yardımcı olabilir .
Şebeke paritesi esastır. Şebeke paritesi, alternatif bir enerji kaynağı, elektrik şebekesinden gelen güç fiyatından daha düşük veya ona eşit olan yüksek bir elektrik maliyetiyle güç üretebildiğinde ortaya çıkar. Güneş gibi yenilenebilir enerji kaynaklarıyla, daha popüler, birçok kamu hizmeti şirketi en kısa sürede şebeke paritesine ulaşmak istiyor. Bu eğilim 2020'de önceki yıllarda olduğu kadar önemli olacak. Bu doğrudan teknolojik ilerlemelere bağlıdır, çünkü şebeke asgari kaynaklarla eyaletler arasında daha verimli bir şekilde yaygınlaştırılacaktır. Bunun yanı sıra, kısa vadeli yatırımlara ihtiyaç duyulmasına rağmen uzun vadede net gelir tasarrufu sağlanacaktır. Bunun çoğu, tüketicilerin giderek artan bir şekilde sürdürülebilir elektrik aramalarıyla dengelenmelidir.



Şebekenin siber güvenliği, Enerji şebekesinin artan dijitalleşmesinin bir dezavantajı, siber saldırılara karşı savunmasızlığıdır. Uyumlu ve sofistike bir saldırı, teorik olarak bir ulusun tüm enerji şebekesini yok edebilir. Blockchain, bu tehlikenin üstesinden gelmeye yardımcı olan sihirli silah olabilir .
Dağıtılmış Enerji Kaynağı (DER). konut, ticari ve endüstriyel segmentlerdeki elektrik müşterilerinin giderek daha fazla para tasarrufu sağlamayı, daha temiz enerji kaynakları kullanmasını, esnekliği sağladığını ve enerji kullanımları üzerinde daha fazla kontrol sahibi olduklarını  ve özellikle artan devlet yenilenebilir portföy standartlarıyla karşılaşan kamu hizmetlerinin (RPS) ve kurumsal karbon azaltma hedefleri, rüzgar ve güneş gibi değişken kaynakların artan arzının dengelenmesine yardımcı olmak için daha esnek kaynaklar aramanın yanı sıra, en yüksek talebi tıraş etmeye, yeni nesil ve iletim oluşturma maliyetlerinden kaçınmaya ve müşterileri daha fazla meşgul etmeye çalışmaktadır., DER’ler, tipik olarak 1 ila 10.000 kW arasında değişen küçük ölçekli güç üretimi veya depolama teknolojileridir .   
Aslında, enerji üretimini ve mümkünse depolamayı merkezsizleştirmenin bir yoludur. Dağıtılmış Enerji Kaynağı (DER) stratejileri ve teknolojileri, 2020'de bazı ilginç gelişmeler gösterecek olmasıdır.
Politika ve enerji politikası. Dünyadaki birçok hükümet, belirli bir tarihe kadar karbondan arındırma yönünde giderek daha fazla baskı yapıyor. Bu tür politikalar, vurgulanan eğilimlerin çoğunun geliştirilmesini sağlayabilir. Bu konular üzerinde konuşmalar gelişti.  Enerji verimliliğinin artırılmasında; ev aletlerinin enerji verimliliğini artırmak, asgari enerji performansları üzerinde kontrol sağlamak ve artan sayıda ev aleti için uygun çalışma standartları sunmak için aktif olarak çözümler geliştirmek ve uygulanmalıdır.
Yakıt tüketimini azaltmayı ve enerji kontrolü, yeşil binalar ve temiz ulaşım gibi karbondioksit emisyonlarını azaltmayı amaçlayan teknolojiler, enerji verimliliğine ve daha düşük CO2 emisyonlarına katkıda bulunan önemli teknolojik araçlar olacağı gibi konular geleceğin teknolojisine ilham veren konuları kapsadı.
Yuvarlak masa soru cevap sonrasında toplu fotografla noktalandı.
 yilmazparlar@yahoo.com

23 Şubat 2020 Pazar

Astrolog Bilge Ak’dan farklı astroloji-Yılmaz Parlar


Astrolojide Türkiye Ekonomisi

Astroloji bir dildir. Bu dili anlarsanız, gökyüzü sizinle konuşur. Hava raporu gibidir; gelecekte hangi koşullarla karşılaşacağınızı anlatır. Hava durumu uzmanı muhtemelen yağmur yağacağını söylüyorsa, bir şemsiye alırsınız. Bu tavsiyeye uyarsanız ıslanmazsınız.

Genç yetenek ünlü astrolog Bilge Ak’dan farklı astroloji. Tıpta doktorun kişiliği, sağlık başarısının ana anahtarı olduğu gibi, astrolojide astrologun kişiliği de başarının ana anahtarıdır. Astrolog doğru olmalı.



Yurtiçi yurdışı ekonomi üniversitelerden mezuniyeti ve yüksek lisansları olan Bilge Ak  ekonomist olarak iş hayatına girdi. Ancak astronomiye derin tutkusundan dolayı noktaladı.

Ekonomi eğitimleri sürecinde aynı paralellikde en ünlü astroloji duayenlerden eğitimini aldıkdan ve uzun süre araştırma deneyimlemelerden sonra astrolog olarak varlık göstermektedir.
Derin ve yıllarının çok ötesinde bilgeliğiyle, tüm vizyon sahibi girişimcilere yönelik yol haritasını çiziyor, eğitimler veriyor.
Çalışmalarına güçlü bir lazer keskinliğiyle analiz ve derin maneviyat karışımı getiriyor Liderlik, rehberlik ve motive etmeyle birlikde akıl hocalığı yeteneği, işletme sahiplerinin yararlanabilecekleri nadir bir armağan olarak görüyorlar genç yetenek ünlü astrolog Bilge Ak’ı.
Benim astronomi haritama bakdıkdan sonra Dünya ve Türkiye ekonomisi hakkında söyledikleri son derece şaşırtıcı. Ancak tüm tarihleriyle olabilecekleri söylediklerini yazmam açıklamam doğru olmaz. Fakat bende kayıtlı.
Özet olarak; “Satürn ve Plüton kavuşumu, 2020’ye damgasını vuracak. Dünya, Türkiye ve bireysel olarak hepimiz büyük değişim ve dönüşümlere hazır olmalıyız.Yeni bir ekonomik düzen oluşacak ve bunun oluşabilmesi için belki de mevcut ekonomik sistemin çökmesi gerekiyor.”şeklinde tablo çizdi. Ayrıca dünya siyasetinde olacakları ve afetler hakkında söyledikleri de bende saklı.

Astroloji, gizli bir bilim olarak, bir yandan, sezgi, deneyim, geniş - derin bir sembolizm anlayışı ve onu belirli durumların analizinde kullanma yeteneğini içerir. Öte yandan, bir bilim olan astroloji, genel bilimsel yöntemleri kullanır ve hayal gücünün ne kadar zengin olduğuna bakılmaksızın, herkesin bir sonuca ulaşmasını mümkün kılar.


Astrolojik tahmin bilimsel bir tahmindir. Sonuçta, bilimsel bir tahmin, önerilen hipotezin veya kabul edilen teorinin mantıksal bir sonucudur. Bir anlamda, profesyonel astrolojik çalışma, zamanının bilimsel başarılarının seviyesine ve seçtiği mesleğin yeteneklerine dayanarak, bir teşhis uzmanının çalışmasından farklı değildir, ancak süper güçler ve sihir üzerine değil.

Uzun zamandan beri bir gazeteciyim, iç dünyamla oldukça temas halindeydim, astrolojiye olan güçlü hakimiyeti ve temeli pragmatizmi nedeniyle Bilge Ak ile çalışmaya ilgi duydum. İç dünyamı daha önce hiç yaşamadığım şekilde haritalamaya yardımcı olan bir süreç olsa da bana Bilge Ak rehberlik etti. İşimde bazı bölümlerin neden durduğu konusunda netliğe ihtiyaç duyduğum bir yerdeydim ve aşikar olanın ötesinde nedenler arıyordum. işimde dört elementin nasıl oynandığını ve büyümemi destekleyecek şekilde nasıl bir araya getirebileceğimi görmeme yardımcı oldu. Bu çerçeve çok  faydalı oldu.

Kadınsı sezgisel enerjisiyle birleşen zekası, bilgeliği, benzersiz ifadesiyle, Bilge Ak hayatlarında rehberliğe ihtiyaç duyanlar için adeta gizli bir silah niteliğinde, modern araştırmalarla eski uygulamaları birleştiren modern bir bilge kadındır.


Doğum haritanızla derinden bağlantı kurar ve göreviniz hakkında netleşmenizi sağlar. Eğer işinizde bir atılım, hayatınızda bir şeylerin nasıl olduğu ve gerçekten görülmesi, duyulması ve desteklenmesi konusunda bir anlayış arıyorsanız, Astrolog Bilge Ak başarının hayatınızı denge, sağlık ve amaçlarla yaşamak olduğunu anlayan bir sıradanların ötesinde görmenizi sağlayabilir.


Astrolog Bilge Ak, son derece pragmatik ve girişimcilerin işlerinin kalıplarını - gelişmelerini anlamalarına yardımcı olmak, haritasında var olan olumsuzlukları iyileştirme konusunda yeteneklidir.


İnsanın en doğasını keşfetmesi ve ışık yasasına göre onu bilincini yerine getirebilmesi gibi sadece gerçeğe işaret eden bir parmak olan astorlojinin faydalı işlevini yapar.


yilmazparlar@yahoo.com


11 Şubat 2020 Salı

İstanbul’da Sri Lanka Mutfağı-Beta House-Yılmaz Parlar

İstanbul’da Sri Lanka Mutfağı

Sri Lanka Ankara elçiliği, 10 Şubat 2020 pazartesi günü Bağımsızlık kutlamaları kapsamında, Eminönü tarihi mekan Beta Yeni Han’da gerçekleştirilen bir festivalle Sri Lanka mutfağını tanıtdı.

Sri Lanka Ankara elçiliği ve fabrikaları Trabzon’da Genel Müdürlükleri Adana’da bulunan Beta Tea ile Basın toplantısı düzenlediler.



Basın Toplantısına Sri Lanka Ankara Büyükelçisi Muhammed Rizvi Hassen, Beta Tea Yönetim Kurulu Başkanı Beşir Uğur, Fatih Belediye Başkanı  Ergün Turan katılarak birer konuşma yaptılar.


Sri Lanka'yı Türkiye'de sergilemek için Bağımsızlık ayı olan Şubat ayında bir dizi etkinlik düzenledi. Büyükelçilik ilk kez İstanbul'da bir yemek festivali gerçekleştirdi.



Muz, tarçın, Hindistan cevizi, muskat ağaçları ve kendine özgü lezzetleri ile dünyanın en çeşitli baharat ve meyvelerine sahip Sri Lanka, bu lezzetlerin bir kısmı masa üzerinde teşhir edildi.
Geleneksel bereket getirmesi için kandil lambederdeki kandil fitilleri protokol tarafından yakıldıkdan sonra Sri Lanka Ankara Büyükelçisi Muhammed Rizvi Hassen,açılış konuşması yaptı.

Elçi Hassen “Sri Lanka baharatlı yemek festivali, İstanbul 2020 için hepinize çok sıcak bir dostluk sunuyorum. Sri Lanka halkı İstanbul'u Türkiye'den daha iyi biliyordu.
Türkiye ile ilişkilerimizin tarihi çok eskilere dayanıyor. Osmanlı Sultan Abdülhamid döneminde Sri Lanka İstanbul'u birbirine bağlayan ilk Konsolosluğu kurdu.” Dedi.



Elçi Hassen Kolombo'da dostluğu ve dayanışmayı yansıtan İstanbul caddesi olarak adlandırılan bir sokağın olduğunu,yüzyıllar önce, birçok Türk gezgin ve tüccar Sri Lanka'nın bulunduğu deniz yollarını dolaştığinı ve bazılarında çeşitli nedenlerle bir süre kaldığını ifade etdi.

Hassen “Belki baharat ticareti için faliyetde bulundular. Bununla birlikte, modern tarih boyunca temas kurmak için esas olarak insanları insanlara olan yakın temasımızı kaybettik. Yine de bağımsızlığımızın ardından Türkiye ile güçlü bağlayıcı siyasi bağlar kurduk. Türkiye, 1948'de bağımsız olduktan sonra diplomatik ilişkiler kuran ilk ülkelerden biri.

Değişim sayısının (mil olarak değil) uzaklığı nedeniyle, ticaret faaliyetlerinde belki de daha az sayıda değişim olması nedeniyle birbirimizin kültürlerini unuttuk.



Sonra alışkanlıkları, değerleri ve gelenekleri unuttuk. Neyse ki, Ceylon Çay ilişkilerimiz için bir miktar güç sağladı. Umarım bu kararlı ve küçük çaba, Sri Lanka'yı ve İstanbul'u, belki de Türkiye'yi bağlamak için bir yolculuğa başlayacaktır.” sözleriyle ilişkileri geliştirmenin arzusunu taşıdığını gösterdi.

Fatih Belediye Başkanı Ergün Turan, Bağımsızlığının 72’nci yıldönümünü kutlayan Sri Lanka ve Türkiye yaklaşık 1000 yıldır, ilişkilerini karşılıklı güven ve saygı temelinde yürüten, küresel düzlemde yaşanan hadiselerde, benzer görüşleri savunarak; benzer tutumları takınan iki kardeş ülke olduğunu söyledi.

Turan, “Bugün burada, ortak bir hafızaya sahip bu iki ülkenin gastronomi gibi önemli bir kültürel miras teması ile bir araya getirilmiş olmasını; gastronomik mücevherlerle dolu Fatih’imizde; bir diğer gastronomi hazinesi ülkenin yemeklerinin tanıtılıyor olmasını, takdire şayan bulduğumu söylemek istiyorum. Bu değerli festivali öncelikle gastronomi adına; farklı tatların, farklı coğrafyalarda tanıtılması adına, oluşturulan bu kültürler arası ilişkinin turizm, ekonomi gibi farklı boyutlara yansıması adına çok değerli bulduğumu bilmenizi istiyorum.” dedi



Turan.bir ulusal mutfak, Bir ulusal giysi kadar tarih yansıtdığını, Filozof Roland Barthes’in sözünü hatırlatarak “Yiyecek dediğimiz şey; Sadece ürünler toplamı değil, aynı zamanda bir iletişim sistemi, bir imgeler bütünü, gelenek ve davranış biçimlerine ilişkin bir bütündür” şeklinde ifadede bulundu.

Beta Tea Yönetim Kurulu Başkanı Beşir Uğur’un takdir ve teşekkür konuşma sonrası Sri Lanka’nın otantik yemekleri, tatdırıldı.

Genelde deniz mahsülü yiyecekler sunuldu. İlginç sokak yemeği. “Kottu Roti” yumurta, et, sebze, yufkaya benzer ekmek ve diğer malzeme ve baharatların karışımıyla yapılan ve kokoreç gibi ızgarada küçük parçalara bölünerek pişirilen yemek ilgi gördü. Tatlı sevenlerin de unutulmadığı festivalde Asya bölgesinde yetişen bir ağaçtan yapılan, yine Sri Lanka’ya özgü “jagger” denilen bal benzeri şurubun kullanıldığı "Watalappam" sunuldu.

yilmazparlar@yahoo.com

21 Ocak 2020 Salı

Anfaş’ da Markalaşan Zilli Öküz-Yılmaz Parlar

 Anfaş’ da Markalaşan Zilli Öküz   

Dünyadaki en genç mutfak kültürlerinden biri olan hamburger, yeni nesilin vazgeçilmez tüketim alışkanlığı ve Dünya ülkelerinin gastronomisinde nasyonel markaları olarak varlık göstermektedir.




15 - 18 Ocak 2020 tarihleri arasında tek çatı altında gerçekleşen, 31. Uluslararası Konaklama ve Ağırlama Ekipmanları, ve 27. Uluslararası Gıda ve İçecek İhtisas fuarında, Türkiye Aşçılar Federasyonu (TAFED) etkinlik programları turizme önemli katkıda bulundu. “ Yerliyse Yeriz Yerliyse Kullanırız” konseptli organizasyon içerisinde workshoplar, paneller ve bölgesel genç aşçıların yemek yarışmaları yapıldı.

Bu rekabet yoluyla uluslararası alanda ayırt edilme ve Türk mutfağının gastronomi ve yerel ürünlerinin elçisi olacak üst düzey şefler olma şansına sahip kıldı.



Yalnızca sektör firma ve satın alma alıcıları ziyaretcilerine açık olan Anfaş fuarda ilgimizi çeken, “Zilli Öküz” markalı hamburgeri deneyliyebilmek için oluşan oldukça uzun hamburger sever kuyruğuydu. Sıraya giren hamburger sever çocuklardan birine Zilli Öküz adını söylediğimizde hemen gözlerinde özlemi gördük.

Firma yetkilerinden aldığımız bilgilerden sonra üretim ve restaurant zincirlerini ziyaret etdik.  “Zilli Öküz” Fast food zincir sahibi Erhan Karabulut ve Ceo Erkan Akca başda olmak üzere tüm ekip Kendilerine ve yaptıklarına inanıyorlar. Çok çalışmaya keyifle hazır olduklarını haftada yedi gün, günde 12 saat çalışıyorlar. Çok sabırlılar. “Zilli Öküz” hamburger meraklıları için makul bir fiyatla kaliteli olarak takdir edilen marka haline gelmiş. Zinciri genişletme, büyütme sağlıklı yavaş olarak adım adım yapılıyor. Uzun vadeli hedef koymuşlar.



Zaten, sevilen marka, tanınmayı aşan, güvenilirliğe ilham veren ve gerçek sevilmeyi çağrıştıran bir markadır. Tüketici bilincine 1 numara olarak giren bir şirket, kural olarak, pazarın yarısını işgal eder o nedenle hedef bütünsel bir marka kavramı yaratmaktır. Dahası, marka logo ve kurumsal kimliğin bir birleşimi olarak değil, bir değer sistemi, görüntü tarzı özellikleri, ürünler, bir iş modeli, felsefe ve şirketin misyonu olarak, hedef kitlenin markalarını doğru bir şekilde okumasına kilitlenir.



Firma sahibi Erhan Karabulut yurt dışına açılarak Dünya markası olma hedefini açıklayınca Anfaş fuar ne cevherlere ev sahipliği yaptığına tanıklık ediyoruz. Ceo Erkan Akca ile üretim ve zincir restaurantlarını ziyaret etdik. % 100 Dana özel etden alınan et sinir ayırma makinesinden geçerek sıfır sinirsiz kıyma haline geliyor, katkısız tamamen organik özel soslarıyla lezzet katarak şoklanıyor. Lojistik adresleri hiç değişmiyor. Et başlangıcından itibaren aynı yerden temin ediliyor.

Restaurant zincirde masa üstündeki camların altına hamburger sever çocukların mesajlarına gözümüz takılıyor. Tamamı “Zilli Öküz, seni çok seviyoruz” gibi beğeni sözleri yazılı.
Her ne kadar, Fast food kültürünün suç listesini sıralayan çağrı yapanların, “Doğal çevreye yapılan tahribatı hızlandırdı. Zengin ile yoksul arasındaki uçurumu derinleştirdi. Obezliği, aşırı kilo hastalığını doğurdu ve yaygınlaştırdı. Kültür emperyalizmi yoluyla başka kültürleri tahrip etti, dengelerini bozdu.” Sözleri olsada sağlıklı doğal ürünlerle hizmet verildiğinde normal et yemeğiyle örtüşürler. Dolgu maddelerince istenmiyen zararları oluşuyor.

% 100 Dana özel etden yapılan “Zilli Öküz” Hamburgerin diğer örnekler gibi Dünya Ülkelerinde olması, Türkiye adına her Türk adına son derece gurur verici marka olur.

Yemek kültürel deneyimin ayrılmaz bir parçası olduğundan, bazıları gıda turizminin varış pazarlamasını desteklemede önemli bir rol oynadığına inanıyor.
Mutfak deneyimi seyahat için gittikçe daha fazla odaklanılmaktadır. Binlerce yıl boyunca yoğun ilgi gören ancak yeni bir trend olarak farketdiğimiz gastronomi turizminde, otellerin, restoranların ve tur acentelerinin yetişmesi gereken içerik stratejisi ve geliştirmeye odaklanan bir dizi dijital pazarlama eğilimine ihtiyaç var.

Yemek turizmi büyüyen bir turizm cazibe merkezi olduğundan, oteller ve tur acenteleri, mutfağa odaklanan düzenli turlar düzenleyerek belirli ülkelerde belirli Türk mutfaklarını tanıtabilir olması 




Fuarda TAFED tarafından yapılan etkinlikler; Dünya mutfağında daha iyi bir yaşam kalitesini teşvik etmek; kendine özgü yemek kültürlerini vurgulamak; daha iyi sağlıklı ve sürdürülebilirlik için eğitmek; yaratıcılığı beslemek; turizm standartlarını iyileştirmek; ve gastronomik yeniliği teşvik eder niteliğindeydi.

Düzenlenen yarışmalarda parlayan şefler, gastronomi, kültür, mutfak sanatı ve turizm alanlarında bölgedeki liderlere, farklı gıda, kültür, sanat ve sürdürülebilir turizm varlıklarının potansiyelini ortaya çıkardı.
Genç aşçıların etkileyici performansının yanı sıra güçlü ve eşsiz avantajlarıyla donanmış, gastronomi bölgesi Antalya-Akdeniz, rekabete ilişkin olarak, bölgesel otoritenin sadece Türkiye gastronomik zenginliklerini sergilemekle kalmayıp aynı zamanda yeni yetenekleri sergilemek için bir fuar haline getirdiği bir etkinlik oldu. 
Dünyayı yalnızca bir önceden tanımlanmış, kalıtsal kavramlar kümesi üzerinden görmek değişti. Çok kültürlülük artık tüketicinin günlük yaşamında günlük bir kavram haline geldi. Tüketici yeni deneyimler için arzu arttıkça, otantik' restoran deneyimi daha da önem kazanıyor. Orijinallik, gıda kökeni için basit, bölgede köklü, doğal, ahlaki, güzel ve insanla ilgili, tümüyle gıda turizmi için yapılmış olan yiyeceklerle ilgileniyor.

Sonuç olarak, yiyecek ve içecek daha önemli hale geldi ve bazı sosyal gruplamalar arasında daha yüksek önceliğe sahip oldu. Gıda, bir varış yerinin yeni kültür başkentidir. Yiyecek, yavaş yiyecek veya hızlı yiyecek olsun, kaliteli bir ürün olmalıdır. Turizm Örgütlerin, yemek etkinliklerinin en popüler turizm ürünü olduğunu, ardından yemek pişirme sınıfı ve atölye çalışmalarının yanı sıra yerel yemek fuarlarını takip ettiğini gösteriyor.

Benzer bir çalışma da olayları organize etmenin en çok kullanılan pazarlama ve tanıtım aracı olduğunu ortaya koymaktadır.

yilmazparlar@yahoo.com


12 Ocak 2020 Pazar

UTİKAD, lojistik sektörünün 2020 yılı beklentileri-Yılmaz Parlar

UTİKAD 2020 Beklentileri

Uluslararası Taşımacılık ve Lojistik Hizmet Üretenleri Derneği UTİKAD, lojistik sektörünün 2019 yılını değerlendirmesiyle ve 2020 yılına dair öngörüleriyle ile ilgili 09 Ocak 2020 Perşembe günü InterContinental Ceylan Hotel 'de basın toplantısı düzenledi.




450 üyesiyle 50.000 İstihdam yaratan, tüm taşıma modları ve lojistik hizmetleri veren, 5 Milyar dolarlık ciro üretimi olan UTİKAD, yeni yılda dönüşüm ve değişim dalgasından lojistik sektörün beklentilerini açıkladı.


UTİKAD Yönetim Kurulu Başkanı Emre Eldener'in 2019 yıllını değerlendirmesi ve 2020 yıl beklentileri konulu basın toplantısına Yönetim Kurulu Başkan Yardımcıları Turgut Erkeskin, Cihan Yusufi, Serkan Eren, Ayşem Ulusoy, Berna Akyıldız, Cihan Özkal, Ekin Tırman, İbrahim Kemal Barış Dillioğlu, M. Mehmet Özal, Nil Tunaşar gibi  Yönetim kurul üyeleride katılarak Basın mensupların sorularına uzman oldukları konuda bilgi verdiler.

Ayrıca, UTİKAD'ın sektöre yönelik hazırladığı "Lojistik Eğilimler ve Beklentiler Araştırması" ve UTİKAD İcra Kurulu Sektörel İlişkiler Departmanı'nın hazırladığı  "UTİKAD Lojistik Sektörü Raporu-2019" sunan, Dokuz Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Okan Tuna, UTİKAD Sektörel İlişkiler Müdürü Alperen Güler’de toplantıya katıldılar.



UTİKAD Yönetim Kurulu Başkanı Emre Eldener, Taşıma İşleri Organizatörlüğü (TİO) ücretlerinin sembolik rakama düşürülmesini, Ulaştırma Elektronik Takip ve Denetleme Sisteminin (U-ETDS) devreye girdiğini ve 6 ay ertelendiğini, Havalimanı’nda kargo çalışma koşulların düzeltilmesini, Transit taşımalara önem verilmesini,  Hizmet ihracatçılarının öneminin artığını,  Çin'in “Bir Kuşak Bir Yol projesinin” Türkiye'ye katkısı başda olmak üzere pek çok konuyu dile getirdi. 


1 Temmuz 2019 tarihinde yürürlüğe giren Taşıma İşleri Organizatörlüğü Yönetmeliğinde (TİO) mevcut belge ücretinin 450 binden 150 bine indirdikleri halde rakamın yüksek değerde olduğunu söyledi.




Yük hareketlerinin elektronik ortama aktarılması sayesinde istatistik olması ve taşımaları kayıt altına alma amaçlı, Ulaştırma Elektronik Takip ve Denetleme Sisteminin (U-ETDS) devreye girmesine karşın 6 aylık erteleme yapıldığını açıklayan Eldener, “Sistem, amacı itibariyle bizlere uygun. Ancak sistemle ilgili Bakanlık tarafından yeterli bilgilendirme yapılmadı. 6 aylık erteleme yapıldı. Ancak, sonrasında bu sorun tekrar kendini gösterecek. 25 ülkede elektronik taşıma bilgisi sistemi hazırlanan AB’yi örnek göstererek, AB’de bu bilgiye ihtiyaç olduğu zaman, bu bilgiyi firmalardan aldıklarını,  Bizdeki sistemin bu şekilde uygulanmasına itirazları olduğunu vurguladı.


Emre Eldener, lojistik şirketlerinin hem Atatürk, hem de İstanbul havalimanlarında çalışmak zorunda kaldığını, İstanbul havalimanında kargo terminali ile yolcu terminali arasında 9 kilometrelik gibi uzak mesafenin olduğunu, çalışma koşulları iyi olmadığına dikkat çekerek "Çalışanların ihtiyaçları için sosyal alanlar oluşturulmalı. İstanbul Havalimanı'na tren hattı yapılmalı. Taşımacılık şirketleri için iki havalimanında çalışmak masraflı. İstanbul havalimanında metrekare fiyatları 100 Euro'yu aşan ofis kiralarına en lüks yerlerden bile daha yüksek bedel ödüyoruz. Uğraşmalarımıza rağmen kiraları düşüremedik." dedi


Eldener, "Transit taşımacılık mutlaka geliştirilmeli. Aktarmalar hızlı yapılmalı. Hollanda ve Dubai ticari taşımacılıkta çok ileri. Kapıkule'de tıkanıklık devam ediyor.” İşlemlerin hızla yapılmasına bağlı olduğunun altını çizdi.


Eldener, Çin ile Avrupa arasında bağlantı Rusya üzerinden kurulduğunuda belirtdi.

Gerçekdende Çin’in Dünya ülkelerdeki yatırımları dikkat çekici, Rusya Federasyonu ülkelerden geçen “Tek Kuşak Tek Yol” girişimi bunun bir göstergesi. Çin'den yatırımcılar için cazip olduğunu ve bunun da ekonomik işbirliğinin siyasi bileşeni ve birlikte uygulanan “Tek Kuşak Tek Yol” girişimi ile birlikte Rus-Çin yatırım ilişkilerinin daha da güçlendirileceği sonucu çıkıyor.




“Çin'in Bir Kuşak Bir Yol projesinin Türkiye'ye de katkısı olacak. Türk malları tren hattıyla Orta Asya'ya daha ucuz gidecek." Diyen Eldener,“Çin, klasik teknolojiden yüksek teknolojiye geçiyor. Afrika hala klasik teknolojili mal alıyor. Çin'in ihracatını en az artırdığı kıta Afrika. Çin ile Afrika'nın frekansı tutmadı. Çin'e direnç var.” Lojistik açısından böyle olmasına rağmen Ekonomi yatırım açısından 20. yüzyılın sonunda Afrika'nın çoğuna yayılmış olan sermaye ve siyasi gücün boşluğu, büyüyen Çin'in dikkatini çekti. Çin, kendi çıkarlarına dayanarak, iyi düşünülmüş bir eylem planı geliştirdi ve uygulamaya başladı.


Çin, çok sayıda Afrikalı öğrenciyi yeniden eğitti ve eğitim programlarını yerel üniversitelerde, Kenya, Mozambik ve Tanzanya'da uyguladı. Böylece, birçok öğrenci sadece daha sadık olmakla kalmadı, aynı zamanda kendilerini Çin teknolojisine bağlı buldu. Afrika'daki madencilik endüstrisinin mühendislik personeli de, Çinlilerin tesadüfen kendi modern ekipmanlarını tedarik ettiği yeniden eğitim ve eğitime tabi tutuldu.

Çin,Afrika'ya birçok kişinin oraya ihraç etmekten korktuğu ileri teknolojileri getirdi.
UTİKAD Yönetim Kurulu Başkanı Emre Eldener'den sonra

Dokuz Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Okan Tuna, UTİKAD Sektörel İlişkiler Müdürü Alperen Güler’de raporlarını sundular.

Basın mensupların soruların cevaplanmasıyla toplantı son buldu.

yilmazparlar@yahoo.com


30 Aralık 2019 Pazartesi

Birleşik Metal-İş Sendikası genel kurulu-2019-Yılmaz Parlar


Birliktelik Herşeyi Çözümler


Birleşik Metal-İş Sendikasının, 28 Aralık 2019 Cumartesi günü İstanbul Kartal Titanic Hotel’de gerçekleşen genel kurulunda, emek ödülü alan, Ekonomi Gazetecileri Derneği (EGD) Başkanı Celal Toprak, Birleşik Metal-İş Sendikası üyelerine yönelik teşekkür konuşmasında “Birlikte olursanız güçlü olursunuz. Herşeyi Birliktelik çözümler” dedi.

Birleşik Metal-İş Sendikası ismiylede örtüşen birliktelik. Gerçekdende
Her açıdan en zor, aynı zamanda en önemli nokta sınırların bölünmesidir.


Sınırlar ayrılmadan, kontrol odağınız ve dikkat odağınız her zaman bir arada olur. Sınırları böldüğünüzde, dikkat odağınız sınırların bu tarafında, sonra diğer tarafında olur.

Haklarınızı bir başkasının çıkarları lehine unutmak, kendinizi nesneleştirir, duyarsızlaştırır. Kayıtsız bir nesne haline dönüştürür.
Birleşik Metal-İş Sendikası Genel Başkanı Adnan Serdaroğlu ödülü verirken ekonomi gazetecilerinin, sosyal yara olan iklim değişikliğinin ve sürdürebilir enerjiye yönelik çalışmalarını, toplumda farkındalığı artırmak için aralıksız sürdüren Ekonomi Gazetecileri Derneği Başkanına “Emek Ödülü” verdiklerini açıkladı.
Her kesime eşit mesafede olan bağımsız, tarafsız ekonomi yazarı Celal Toprak etik gazetecilik olgusunu EGD Ekonomi Gazeteciler Derneğinede yansıtarak iklim değişikliği, afet kapsamı, ekonomi haberlerinde kadınlar vs. gibi tematik alandaki toplumsal bakış açılarını medyaya entegre ederek farkındalık yaratma projelerine imza atmıştır.



Her platformda dile getirdiği İklim değişikliğinin dil, din, ırk, ekonomik durum farkı gözetmeksizin herkesi etkilediğini işaret eden Toprak, iklim değişikliği bilincini artırmak, gelecek nesillere daha iyi bir dünya bırakmak adına, İklim Değişikliği Projesi kapsamında çok sayıda bilimsel toplantısı yapmıştır.


Kadınların toplumdaki rolünü yansıtan, girişimcilik ve ekonomide yer almalarını sağlıyan sayısız panellerde moderatörlük üstlenerek konuları medyaya entegre etmiştir.




Mimarı olduğu EGD Tarafından düzenlen Küresel ısınma kurultaylarında enerji politikaları olmak üzere her türlü önlemin alınmasına dokunarak bireysel toplumsal sorumluluklara dikkat çekmiştir.

Medyanın iklim değişikliğini bildirmek için gerçekten ahlaki bir yükümlülüğü olduğunu tüm meslek arkadaşlarına çağrı yapmıştır.

Birleşik Metal-İş Sendikası Genel Başkanı Adnan Serdaroğlu yaptığı konuşmasının bir bölümünde ifade ve irade özgürlüğünden bahsederken özgürlük basının bir parçası olan ifade özgürlüğüyle, insan doğasının gizemli özelliği özgür irade sadece anlamak için değil, aynı zamanda gözlem, analiz ve açıklama için de karmaşık bir olgudur.





İnsan zihninin özgürlüğü, doğayı düzenleyen yasaların üzerinde yükselir ve daha düşük varlık düzeylerine bağımlı olmasına rağmen, kendi başına, daha yüksek bir varlık düzeyinde hareket eder.

Birleşik Metal-İş Sendikası Genel Başkanı Adnan, Sendikaya yönelik saldırı politikalarını eleştirdi Mücadele edilmesi gerekliliğini vurguladı. Baskılardan, kadına yönelik şiddetten, kıdem tazminatının gasp edilmesi çalışmalarından, EYT’den, işsizlik fonunun yağmalanmasından, grevlerin yasaklanmasından, doğanın talanından   emeği ve doğayı sömüren kapitalist sisteme karşı emek mücadelesi verilmesi gerektiğini bildiren uzun bir konuşma gerçekleştirdi

yilmazparlar@yahoo.com