27 Haziran 2025 Cuma

Girişimciliğin Nabzı BTM’de  Atıyor-Yılmaz Parlar

  

Yıldızlar Burada Parlıyor...

BTM "Supernova" ile 21. Yüzyılın Girişimcilik Çağını Başlattı

“Her girişim bir yıldızdır. BTM ise o yıldızların parladığı evrendir.”

İstanbul Ticaret Odası’nın vizyonuyla kurulan Bilgiyi Ticarileştirme Merkezi (BTM), 2025 yılının ilk Sahne XL etkinliğini görkemli bir temayla gerçekleştirdi.

 “Supernova.”
Etkinlik sadece yılın değil, yüzyılın ikinci çeyreğinin de ilk sahnesi oldu.
Ve bu sahne, parlayan fikirlerle, ışık saçan girişimcilerle doldu.

Mehmet Develioğlu,

“Girişimcilerimiz, ekonomimizin süpernovalarıdır!”
BTM Sahne XL’in açılış konuşmasını yapan İTO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Mehmet Develioğlu, etkileyici sözleriyle girişimcilere ilham verdi:

“Supernova, bir yıldızın en parlak anıdır. Bizim girişimcilerimiz de işte o anı yaşıyor. Onlar, sadece BTM’yi değil, ülkemizin geleceğini de aydınlatıyor.”

Develioğlu, BTM’nin yalnızca bir merkez değil, girişimciliğin Türkiye’de parladığı bir yıldız kümesi olduğunu vurguladı.

“Zihinlerinin en parlak anının ürünlerini bu sahnede görüyoruz. Girişimcilerimiz, Türkiye’nin sıçrama noktasıdır.”

Dr. Önder Kul,

“Her fikir bir yıldız gibi doğar, sabırla büyür ve sonunda bir süpernova gibi patlar.”
BTM Genel Müdürü Dr. Önder Kul, fikirlerin evrimini şiirsel bir dille özetledi:

Zorluklar olur, karanlık olur. Ama vazgeçmeyenler, bir gün kendilerini, takımlarını ve bazen dünyayı dönüştürür.”

Kul, büyük bir müjde de verdi.

Startup World Cup Türkiye ayağı bu yıl BTM’de yapılacak


Pegasus Tech Ventures desteğiyle dünyanın en büyük girişimcilik yarışmalarından biri olan Startup World Cup, Türkiye’nin en parlak girişimcilerini Silikon Vadisi’nde bir araya getirecek ve 1 milyon dolarlık yatırım ödülü için BTM’den yola çıkacak!

Sahneye Çıkan Girişimler,

“Geleceği Bugünden Kodlayanlar”

Etkinlikte 13 girişim sahne aldı, 21 girişim stant açtı. Hepsi de Türkiye’nin yaratıcı gücünü temsil eden cesur ve yenilikçi fikirlerle izleyenleri etkiledi.

Kiraala – Paylaşım ekonomisine konum bazlı yenilik
ReLUfy – 30+ yapay zeka modeliyle veri zekâsı
ExportAlfa AI – KOBİ’ler için dijital ihracat asistanı
innovRES – Kişiselleştirilmiş solunum rehabilitasyonu
Vegg Foods – Bakliyattan yumurta taklidi: BBYA
Tinnimizer – Kulağınız için kişiselleştirilmiş ses terapisi
Bvaluator – 1 milyon+ veriyle yapay zekâ girişim değerleme
Qbit Proje – Entegre verimlilik ve otomasyon sistemleri
Kitchenest – Bulut mutfakla sanal restoranlar
Fikogya – Su ekosistemi için çevre teknolojisi
TeklifPro – Yeni nesil çift yönlü B2B ticaret
STEP4 – AB uyumlu ESG risk yönetimi platformu
Devfilo – Lojistikte komisyonsuz, entegre çözüm

Herkes için Müzik: Müzik Eğitiminin Demokrasi Devrimi

Etkinliğin en dikkat çeken girişimlerinden biri ise “Lidyanka” çatısı altındaki "Herkes için Müzik" oldu. Proje sahibi Fulya Çelikel, girişimini şöyle tanımladı.

“Müzik yetenek değil, bir iletişim biçimidir. Biz herkesin erişebileceği bir müzik okuryazarlığı inşa ediyoruz.”

Herkes için Müzik, müzik eğitiminin bireysel ayrıcalık olmaktan çıkıp toplumsal faydaya dönüşmesini sağlıyor.

Yapay zekâ destekli, video temelli, MEB uyumlu, yaşa göre özelleştirilebilen bu platform, müzik eğitimini demokratikleştiriyor.

Geleceğe BTM’den Bakın

“Supernova” teması yalnızca bir etkinlik ismi değil, BTM’nin vizyonunun özüdür.
Her girişim bir yıldız gibi doğar, BTM’de parlamaya başlar ve sonunda birer galaksiye dönüşür.

BTM, Türkiye’nin girişimcilik gökyüzündeki en parlak yıldızıdır. Bu yıldızın ışığıyla parlayan her girişim, yalnızca kendi geleceğini değil, ülkemizin kalkınma hayalini de aydınlatıyor. Supernova sahnesi, yalnızca fikirlerin değil, umutların patladığı yer oldu.”

yilmazparlar@yahoo.com

20 Haziran 2025 Cuma

Ekonomi Basınına Onur Gecesi-Yılmaz Parlar

  

Ekonomi Basınına Onur Gecesi

Gazetecilik bir meslekten öte, kamu vicdanının sesidir. Ekonomi gazeteciliği ise bu vicdanın verilerle konuşan, gerçeklere dayanan en stratejik cephesidir.

Bu yıl 17’ncisi düzenlenen EGD Ekonomi Basını Başarı Ödülleri, mesleğimizin bu zorlu cephesinde yılmadan çalışan gazetecilere birer onur nişanesi oldu.”

Ekonomi Gazetecileri Derneği (EGD) tarafından bu yıl 17’ncisi düzenlenen Ekonomi Basını Başarı Ödülleri, İstanbul Ticaret Odası’nın (İTO) ev sahipliğinde, iş dünyasının güçlü markalarının sponsorluğuyla gerçekleşti. Törende, gazetecilikte istikrar, bilgi derinliği ve kamusal sorumluluk ödüllendirildi.

İstanbul Ticaret Odası’nın tarihi binasında düzenlenen törende, EGD Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Arslan ve Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Vahap Munyar’ın açılış konuşmaları yankı uyandırdı. Ödüller 15 farklı dalda sahiplerini buldu.

Ekonomi Gazeteciliğine Devlet Katkısı Bakanlardan Mesaj

Törene bizzat katılamayan Ticaret Bakanı Ömer Bolat ve Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı gönderdiği mesajlarda, ekonomi basınının kamuoyu oluşturmadaki etkisine dikkat çekti.

Bakan Bolat mesajında, “Ekonomiye objektif bakan, kalkınma vizyonuna katkı sunan tüm basın mensuplarını gönülden kutluyorum,” dedi.

Tarım Bakanı Yumaklı ise, “Şeffaf haber akışı, ekonomik sürdürülebilirlik açısından vazgeçilmezdir,” diyerek ekonomi muhabirlerinin omzundaki sorumluluğa vurgu yaptı.

İTO Başkanı Avdagiç’ten Jeopolitik Uyarı Enerji Krizi ve Enflasyon Kapıda

İTO Başkanı Şekib Avdagiç, yaptığı konuşmada Ortadoğu’daki gerilimin enerji fiyatlarını ve Türkiye ekonomisini derinden etkileyebileceğini dile getirdi.

“Petrol fiyatlarında her 10 dolarlık artış, cari açığa 4.5 milyar dolarlık ek yük bindiriyor,” diyen Avdagiç, Hürmüz Boğazı’nın kapanması durumunda varil fiyatlarının 130 dolara kadar çıkabileceği uyarısında bulundu.

Avdagiç ayrıca, bu sürecin lojistikten turizme, ihracattan büyümeye kadar birçok alanda zincirleme daralmalara neden olabileceğini belirtti.

Munyar, “10 Bin Gazeteci İşsiz, Destek Şart!”

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Vahap Munyar, medya sektörünün içinde bulunduğu darboğaza dikkat çekerek, “Bugün Türkiye’de yaklaşık 10 bine yakın gazeteci işsiz. Bu sadece bir ekonomik değil, aynı zamanda demokratik krizdir,” ifadelerini kullandı.

Munyar ayrıca, iş dünyası ile ekonomi basını arasındaki karşılıklı güven ve iş birliğinin daha da geliştirilmesi gerektiğinin altını çizdi.

Arslan, “Ekonomi Gazeteciliği, Toplumun Pusulası”

EGD Başkanı Hasan Arslan ise, basındaki dönüşümün ekonomi gazeteciliğini de etkilediğini belirterek, “Kalabalık ekonomi servisleri küçüldü, deneyimli gazeteciler sektörden koptu. Yeni nesil gazetecilerin bu alanda yetişme imkânı daralıyor,” dedi.

Dezenformasyon çağında doğruluk ve kaynak güvenirliği için ekonomi gazetecilerinin daha fazla desteklenmesi gerektiğini vurgulayan Arslan, “İş dünyasıyla daha yakın temas, sesimizi güçlü kılar,” ifadesiyle iş birliği çağrısında bulundu.

17. EGD Ekonomi Basını Başarı Ödülleri, Kazananlar

En İyi Haber (Yazılı Basın): Altını kaçak vurdu – Yener Karadeniz / Nasıl Bir Ekonomi

En İyi Haber (İnternet): Tekfen’de Aile Krizi – Necla Dalan / patronlardunyasi.com

En İyi TV Haberi: Babadan Oğula Maden – Zehra Koli / TRT Haber

En İyi YouTube Haberi: Almanya’nın Bize İhtiyacı Var – Can Özçelik / Oda TV

Söyleşi/Röportaj: Unicorn Hayali – Mustafa Orhun Çetin / InBusiness

Osman Arolat Yılın Yazarı: Celal Toprak / Türkiye Gazetesi

Yılın Ekonomi Programı (TV): Üst Düzey – Arzu Maliki / Bloomberg HT

Yılın Ekonomi Programı (Radyo): Ahmet Falih Akıcı / TRT Radyo

Yerel Basın Ödülü: Hurmanın Şekli Bozuldu – Kenan Yeşil / Yenigün

Nezih Demirkent Özel Ödülü: Uğur Aslanhan / Anadolu Ajansı

Namık Ahıska Özel Ödülleri:

Ekim İhracat Verileri – Emre Eser & Savaş Kayahan / CNBC-e

Yangın Tüpü Fiyatları – Kaan Zenginli / Türkiye Gazetesi

Bülent Yardımcı Özel Ödülü: Sanayici Spotta Umut Arıyor – Nurdoğan Aslan Ergün / Dünya

Grafik Tasarım Ödülü: Caner Yıldırım / Sözcü

Jüri Teşvik Ödülü: Kadınlar Hem Çocuk Yapsın, Hem Kariyer – Rümeysa Alp / Türkiye’de İş Dünyası

Jüri Özel Ödülü: 2 Milyar Dolar’a Göz Kırptı – İsmail Şahin / Milliyet

Bu ödüller yalnızca kişisel başarıların değil, toplumun doğru bilgiye ulaşma hakkının da birer temsilidir.

Tüm ödül sahiplerini gönülden kutluyor, ekonomi basınının daha özgür, daha güçlü ve daha bağımsız olması için biz gazetecilere düşen sorumluluğu bir kez daha hatırlatıyorum.”

yilmazparlar@yahoo.com

12 Haziran 2025 Perşembe

İTO 2025 Haziran Ayı Meclis Toplantısı-Yılmaz Parlar

  

tanbul’un Kalbinden Türkiye’nin Teknoloji Vizyonuna

İTO Meclisi’nde Stratejik Mesajlar

İTO Haziran Ayı Meclis Toplantısı’nda Türkiye’nin Sanayi ve Teknoloji Geleceği Masaya Yatırıldı

İstanbul Ticaret Odası (İTO), 12 Haziran 2025 Perşembe günü Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır’ı konuk ettiği Haziran Ayı Meclis Toplantısı’nda; Türkiye’nin yüksek teknolojili üretimden ihracat hedeflerine, yerli savunma sanayiinden yabancı yatırım çekme stratejilerine kadar birçok başlığı masaya yatırdı.

Toplantıda, İTO Meclis Başkanı Dr. Erhan Erken, İTO Başkanı Şekib Avdagiç ve Bakan Kacır önemli değerlendirmelerde bulundu.

Dr. Erhan Erken,

 “Kurban, manevi bir arınma ve fedakarlık sembolüdür”

Toplantının açılışında konuşan İTO Meclis Başkanı Dr. Erhan Erken, Kurban Bayramı’nın hemen ardından yapılan toplantının maneviyatına vurgu yaparak, “Kurban, sadece bir et paylaşımı değil, Allah yolunda her türlü engelden vazgeçebilmenin sembolüdür” dedi.

Erken, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Kacır’ın genç yaşta üstlendiği sorumluluklar ve teknoloji odaklı liderliğine dikkat çekerek şu ifadeleri kullandı:

“Sayın Bakanımız, 2023’te hayata geçirdiği Milli Yapay Zeka Stratejisi ve TEKNOFEST gibi vizyoner projelerle, genç nesillere ilham veren bir rol modeldir.”

Şekib Avdagiç,

“İstanbul, katma değerli üretimin motor gücüdür”

İTO Başkanı Şekib Avdagiç ise konuşmasında, İstanbul’un sanayi ve teknoloji yatırımlarındaki ağırlığına dikkat çekti. “İstanbul’daki şirketlerin katma değerli üretimdeki payı %40’ın üzerinde” diyen Avdagiç, özellikle BTM (Bilişim ve Teknoloji Merkezi) üzerinden yürütülen teknoloji girişimlerinin küresel ölçekte ses getirdiğini belirtti.

Avdagiç’in öne çıkan mesajları

Yerli üretim vurgusu, “Savunma sanayisinde İstanbul firmaları lokomotif rol oynuyor.”

Yabancı yatırım ilgisi, “İstanbul’da düzenlenen fuarlar, Türkiye’nin bölgesel cazibesini artırıyor.”

Ekonomik büyüme hedefi, “Yıllık %4,5-5 büyüme kaçınılmaz hedefimizdir.”

Kongre turizmi, “İstanbul, 2015’ten sonra ilk kez büyük uluslararası kongrelere ev sahipliği yapıyor. Bu, şehrin marka değerine güç katıyor.”

Bakan Mehmet Fatih Kacır,

 “2030 hedefimiz: 400 milyar dolar sanayi ihracatı”

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, konuşmasında Türkiye’nin sanayi üretimindeki dönüşümünü verilerle anlattı. Pandemi sonrası toparlanma sürecinde Türkiye’nin Avrupa’dan pozitif ayrıştığını vurgulayan Kacır, “Almanya ve İtalya sanayi üretiminde düşüş yaşarken, Türkiye %4 büyüme kaydetti” dedi.

Bakan Kacır’ın konuşmasından öne çıkan başlıklar:

Üretim ve ihracat,

“İmalat sanayi üretimimizi 6,7 milyona çıkardık.”

“2030’da 400 milyar dolarlık sanayi ihracatını hedefliyoruz.”

Teknoloji ve AR-GE, “AR-GE harcamalarını 2 milyar dolardan 16 milyar dolara çıkardık.”

“Yüz bin teknoloji girişimi ve 100 milyar dolarlık değerleme hedefliyoruz.”

Teşvikler ve dönüşüm,

“2023-2030 döneminde 530 milyar dolarlık yatırım teşvik programı hayata geçirilecek.”

“İstanbul’daki 50 milyon lira üzerindeki yeşil ve dijital dönüşüm yatırımlarına özel destek verilecek.”

Yeni nesil OSB modeli,

“OSB’lerde yalnızca fabrika değil, yaşam alanları da kuruyoruz. Yürüme mesafesinde konut, spor ve kültür alanlarıyla insan odaklı sanayi modeli inşa ediyoruz.”

Ekonomik veriler,

“Enflasyon %35,4’e gerileyerek 2021 sonrası en düşük seviyeyi gördü.”

“İşsizlik %8,6 ile 24 aydır tek haneli.”

Geleceğe Güven Mesajı, “Teknolojide Tam Bağımsız Türkiye”

Toplantının sonunda, Bakan Kacır “Cumhurbaşkanımızın liderliğinde teknolojide tam bağımsızlık hedefimize emin adımlarla ilerliyoruz” diyerek kararlılık mesajı verdi.

Toplantı, sektör temsilcilerinin görüş ve önerileriyle devam etti. İTO’nun yeni dönem projelerinin ele alındığı oturumda, Türkiye’nin sanayi ve teknoloji geleceğine dair güçlü sinyaller verildi.

yilmazparlar@yahoo.com

3 Haziran 2025 Salı

AFEX Afrika İş Forumu ve Expo 2025-Yılmaz Parlar

  

AFEX Afrika İş Forumu ve Expo 2025

AFEX 2025, Afrika Pazarına Açılan Kapı İstanbul'da Aralanıyor!

Türkiye, Afrika ile olan ekonomik ilişkilerini sadece ticari kazanç değil, stratejik ortaklık temelinde şekillendirmeli. İşte AFEX 2025 bu vizyonun zirvesi olabilir.

Türk-Afrika İş Dünyası 25-26 Haziran’da Haliç’te Buluşuyor

Türkiye ile Afrika kıtası arasındaki ekonomik ve kültürel ilişkilerin gelişmesinde öncü rol üstlenen Türk Afrika İş Adamları Derneği (TABA), Afrika kıtasının potansiyelini Türkiye’ye taşımaya devam ediyor.

Dernek, AFEX Afrika İş Forumu ve Expo’nun 3’üncüsünü 25-26 Haziran 2025 tarihlerinde Haliç Kongre Merkezi’nde gerçekleştirmeye hazırlanıyor.

Bu dev organizasyon öncesi Taksim Barcelo Otel’de düzenlenen basın toplantısında, TABA Başkanı Mehmet Fatih Bulut ile AFEX Genel Koordinatörü ve TABA Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Okan Özkan önemli açıklamalarda bulundu.

Toplantı, Türkiye'deki girişimciler ve ihracatçılar için Afrika kıtasının neden kaçırılmaması gereken bir fırsat olduğuna dair net mesajlarla doluydu.

Afrika'da Ticaret Güvenle Başlar

Mehmet Okan Özkan, Afrika pazarına girmenin hızlı sipariş-al gönder mantığıyla işlemediğini belirterek, şu sözlerle dikkat çekti:

“Afrika’da iş yapmanın temelinde güven yatıyor. Önce beklentilere uyum sağlamalı, sonra ticareti büyütmelisiniz. O güveni kurduktan sonra Afrikalı iş insanları sizden kolay kolay vazgeçmez.”

Bu sözler, Türk iş dünyasına Afrika'da kalıcı olmak için sabır ve strateji gerektiğini gösteriyor.

Türkiye-Afrika İşbirliğinde Yeni Bir Çağ

TABA Başkanı Mehmet Fatih Bulut ise derneğin bugüne dek yürüttüğü faaliyetlerin Afrika ile ekonomik entegrasyonda önemli bir rol oynadığını vurguladı:

“2000’li yıllardan itibaren Türkiye, Afrika’da büyükelçilik sayısını 44’e çıkardı. Bu, stratejik bir bakış açısının sonucudur. Türkiye, Afrika’dan Avrupa ve Asya’ya açılan bir ticaret köprüsüdür.”

Bulut, Türkiye’nin sadece ürün gönderen değil, Afrika’da yatırım yapan, üretim tesisleri kuran, bilgi ve model transfer eden bir partner olması gerektiğinin altını çizdi.

AFEX 2025’te Rekor Katılım Bekleniyor

AFEX 2025, önceki yıllara göre çok daha geniş çaplı bir organizasyon olacak. 70’ten fazla ülkeden, 2000 ila 2500 arası Afrikalı ve uluslararası iş insanının katılması bekleniyor. Katılımcılar sadece fuarda değil, aynı zamanda özel B2B toplantılarda, konferanslarda ve sektörel panellerde de bir araya gelecek.

Geçtiğimiz yıl 687 Afrikalı iş insanı fuara katılmış, toplamda 1270 delege bir araya gelmişti. Bu yıl bu sayının iki katına çıkması hedefleniyor.

Türkiye İçin Afrika'da Dev Yatırım Alanları

AFEX’in vizyonu sadece ürün satmak değil; Türk iş insanlarını Afrika’daki yatırım fırsatlarıyla buluşturmak. Özellikle; Şehircilik ve inşaat, Tarım ve gıda işleme, Sağlık teknolojileri, Eğitim altyapısı, Enerji üretimi, Lojistik ve ulaşım gibi sektörlerde büyük açıklar olduğunu belirten Bulut, Türk girişimcilerin bilgi ve model desteğiyle Afrika pazarında kolayca fark yaratabileceğini vurguladı.

Afrika’nın Kalbinde Türk İmzası

Özellikle Afrika’nın birçok kentinde yatırım yapılabilir araziler, uygun iş gücü ve ciddi talep varken, yönetişim eksiklikleri nedeniyle projelerin hayata geçirilemediğini anlatan TABA yetkilileri, bu boşluğu Türk yatırımcıların doldurabileceğini belirtiyor:

“Afrika’da yatırım fırsatları çok, ama vizyon eksikliği var. İşte burada Türk iş dünyasının modeli devreye giriyor. Otel mi, hastane mi, üretim tesisi mi? Her modelle ilgileniyorlar.”

Afrika'yı Geleceğin Türkiye’si Olarak Görün

Bugün Afrika, geçmişin zorluğunu yaşayan ama yarının refahına koşan bir kıta. Türkiye için bu kıta sadece yeni bir pazar değil, aynı zamanda stratejik ortaklıkların, üretimin ve diplomasinin merkezlerinden biri olmaya aday. AFEX 2025 bu vizyonun en güçlü sahnesi olacak.

yilmazparlar@yahoo.com

31 Mayıs 2025 Cumartesi

Dünya Türk Ticaret Platformu’ndan 1453 Yıldönümü-Yılmaz Parlar

 

Boğaz’da Kızıl Elma Yolculuğu

Dünya Türk Ticaret Platformu’ndan İstanbul’un Fethine Anlamlı Vefa,

572 yıl önce, 29 Mayıs 1453’te çağ açıp çağ kapatan bir zaferle ecdadımız İstanbul’u fethetti. Bu büyük zaferin yıl dönümünde, “Kızıl Elma Yolunda Türk Dünyası” vizyonuyla çalışmalar yürüten ve başkanlığını Ahmet Ortatepe’nin yaptığı Dünya Türk Ticaret Platformu, anlamlı bir etkinliğe imza attı. Üsküdar Belediyesi’ne ait Valide Sultan teknesiyle düzenlenen Boğaz turunda, Türk dünyasının gönül ve ticaret köprülerini güçlendiren simgesel bir yolculuk gerçekleştirildi.

Etkinlik boyunca katılımcılar hem İstanbul’un tarihi siluetine tanıklık etti hem de Türk dünyasının birliği ve ortak ekonomik hedefleri üzerine değerli fikir alışverişlerinde bulundu. Organizasyonun başarıyla gerçekleşmesinde Yönetim Kurulu Üyesi Necdet Ertuğrul’un özverili emeği takdir topladı. Özbekistan’dan gelen Aile ve Cinsiyet Araştırma Enstitüsü Müdür Yardımcısı, Pedagojik Bilimler Prof.  Dr. Aynisa Musurmanova, Yüksek Öğrenim, Bilim ve Yenilik Bakanlığı Müdürlüğü Uzmanı Dildora Solihojaeva ve beraberindeki heyet Özbekistan Cumhuriyeti Yüksek Öğretim, Bilim ve İnovasyon Bakanlığı, Özbekistan Cumhuriyeti Aile ve Kadın Komitesi nezdindeki “Aile ve Cinsiyet” Bilimsel Araştırma Enstitüsü üyeleri, Dağıstan Türkleri ve Halkları Derneği Başkanı Zümrüt Kızrıeva başda olmak üzere çok sayıda Türk dernekleri STK Başkanları, Temsilcileri katılım sağladılar.

"Yaşasın Türk Dünyasının Birliği"

Programın açılış konuşmasını gerçekleştiren Dünya Türk Ticaret Platformu Başkanı Ahmet Ortatepe, duygu yüklü mesajında Türk milletinin dayanışma ruhuna ve kadim bağlarına vurgu yaptı:

“Bugün burada sadece bir yıldönümünü değil, Türk milletinin inançla, azimle geleceğe yürüyüşünü kutluyoruz. Türk dünyasının birliği; gönüllerin, ekonomilerin ve kardeşliğin birleşmesidir. Doğu Türkistan’dan Balkanlara, Kıbrıs’tan Azerbaycan’a kadar aynı ideallerle yol yürüyen büyük Türk milleti, işte bu platformlarda bir araya gelerek gücüne güç katıyor.”

Kıbrıs’tan Türk Dünyasına Ekonomik Çağrı

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni temsilen etkinliğe katılan KKTC İstanbul Konsolosu Ülkü Alemdar, konuşmasında İstanbul’un tarihi misyonunu ve günümüzdeki stratejik rolünü övgüyle anlatarak şu ifadeleri kullandı:

“Fatih Sultan Mehmet’in fethettiği İstanbul, bugün İpek Yolu’nun kalbi olarak yeniden doğuyor. Dünya Türk Ticaret Platformu da ‘İstikamet Ekonomik Kızıl Elma’ diyerek bu misyonu taşımaktadır. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti olarak bu ekonomik birlikteliğin aktif bir paydaşı olmaya hazırız. Türk dünyasının iş insanlarını Kıbrıs’ımıza davet ediyoruz.”

Türk Dünyasından Mesajlar

Etkinlikte söz alan Ankara Büyükelçiliği diplomatı Temurbek Hamidov, ortak tarih ve kültürün verdiği güçle Türk halklarının ekonomik ve sosyal iş birliğini daha ileri taşımaya kararlı olduklarını belirtirken, Özbek Kadın Hakları Derneği Başkanı Azade İslamova da Türk kadınlarının dayanışma gücünü ve üretkenliğini vurgulayan duygusal bir konuşmayla katılımcılara seslendi.

Türk Ezgileri Boğaz’da Yankılandı

Konuşmaların ardından Boğaz’ın eşsiz atmosferinde yankılanan Türk türküleri ve ezgileri, etkinliğe ayrı bir renk kattı. Katılımcılar gönüllerince müzikle bütünleşirken, bu anlamlı gün bir şölen havasında kutlandı.

Kızıl Elma Yolunda Teşekkür Plaketleri

Etkinliğin sonunda Türk dünyası vizyonuna katkı sunanlara ve organizasyonda emeği geçen isimlere teşekkür plaketi takdim edildi. Kızıl Elma ülküsünü iş dünyasına taşıyan bu birliktelik, sadece bir anma değil, aynı zamanda geleceğe umutla bakan bir ortaklık çağrısıydı.

Türk milletinin tarih bilinciyle ekonomik vizyonunu birleştiren Dünya Türk Ticaret Platformu, “Kızıl Elma” ideali doğrultusunda Türk dünyasını bir araya getirmeye ve küresel çapta bir dayanışma modeli sunmaya kararlılıkla devam ediyor.

yilmazparlar@yahoo.com

29 Mayıs 2025 Perşembe

Global HR Summit 2025 Zirve Tarihine Geçti-Yılmaz Parlar

 

İnsan Kaynaklarında Devrim Niteliğinde Bir Gün Daha

Seda Mızraklı’ya alkışlar, zirveye övgüler yağdı

İstanbul’un kalbinde düzenlenen Global HR Summit 2025, ikinci gününde insan kaynakları, teknoloji ve liderlik kavramlarını tarihin en parlak zihinleriyle buluşturdu.

Bu zirvede yalnızca bir etkinlik değil, adeta bir vizyon devrimi yaşandı.

Ve elbette, bu eşsiz organizasyonun mimarı olan Seda Mızraklı Ferik… O sadece bir zirve başkanı değil; modern iş dünyasının rotasını çizen, ilham veren bir lider. KREA M.I.C.E. ve KREA Digital’in kurucusu olarak, bu dev organizasyonu bir şölene dönüştürdü. Katılımcılar nezdinde, adeta sahnede parlayan bir yıldız gibi izlendi.

Açılış Seda Mızraklı’dan, İlham Dalgası Tüm Güne Yayıldı

Zirvenin ikinci günü, Seda Mızraklı’nın içten ve vizyon dolu açılış konuşmasıyla başladı. Dinleyen herkesin içinde bir ışık yaktı. İşte o konuşma, yalnızca bir açılış değil, geleceğin iş dünyasına atılan güçlü bir adımdı.

Küresel Düşünürlerden Altın Değerinde Konuşmalar

Sir Andrew Likierman (London Business School) sanal katılımıyla karar verme mekanizmalarında doğruluk ve içgörüye ışık tuttu.

Florin Petrescu insan odaklı liderliğin yapay zekâ çağında nasıl şekillenmesi gerektiğini detaylıca anlattı.

Bahadır Kaleağası küresel jeopolitiğin iş dünyasına etkisini büyük bir vizyonla aktardı.

"İş Dünyası, Jeopolitik ve Ötesi, Küresel Krizler Çağında Yeni Stratejiler"

Bahadır Kaleağası’ndan Çarpıcı Uyarılar, "Şirketler Artık Jeopolitiği İçselleştirmeli"

Paris – Institut du Bosphore Başkanı ve strateji uzmanı Bahadır Kaleağası, "İş Dünyası, Jeopolitik ve Ötesi" başlıklı konuşmasında, küresel sistemdeki radikal dönüşümleri analiz ederek iş dünyasına ve politika yapıcılara kritik mesajlar verdi. Marie Curie’nin "Korkmamak ve anlamaya çalışmak" sözünden yola çıkan Kaleağası, "Artık ekonomiyi jeopolitikten, bilimi diplomasiden ayıramayız" dedi.

Parçalanmış Küreselleşme, Yeni Riskler ve Fırsatlar

Kaleağası, küreselleşmenin "stratejik kırılganlıklarla dolu" yeni evresini şu başlıklarla özetledi:

Ekonomik zincirler = Risk zincirleri: Tedarik ağları artık jeopolitik gerilimlerden doğrudan etkileniyor.

Yarı iletkenler ve kritik hammaddeler: ABD-Çin rekabetinin odağında; şirketler için "kaynak güvenliği" öncelik haline geldi.

Dijital sistemler ve uzay teknolojileri: Refahın taşıyıcısı olduğu kadar "hibrit savaşların" hedefi.

Yapay zekâ ve kuantum bilişim: Belirsizlik yaratan ancak "büyüleyici" bir gelecek vaat ediyor.

"Şirketler, yatırım ve üretim kararlarını artık sadece piyasa koşullarına göre değil, jeopolitik analizle almalı" uyarısını yaptı.

Jeopolitik Artık Yönetim Kurullarında

Kaleağası’nın altını çizdiği 5 çarpıcı gerçek:

"Jeopolitik analiz, finans ve pazarlama kadar kritik bir yönetim kurulu gündemi."

Ukrayna savaşı, pandemi ve Orta Doğu krizleri, karşılıklı bağımlılığı gösterdi: "Hiçbir küresel sorun tek başına çözülemez."

Liderlik, kaba güçle değil; "yenilik, iş birliği ve öngörü" ile şekillenmeli.

Avrupa’nın rolü, Demokrasi, teknoloji ve sürdürülebilir kalkınma, insanlığın geleceğini belirleyecek.

Güven krizi, Kurumlara ve kamusal söyleme duyulan güvenin yeniden inşası şart.

Çözüm Önerileri, "21. Yüzyılın Yönetişim Araçları"

Kaleağası, yol haritasını 3 maddede paylaştı:

Uluslararası yönetişim reformu, 20. yüzyıl kurumları (BM, Dünya Bankası vb.) artık yetersiz.

Mini çok taraflılık, Esnek iş birlikleri (örneğin; kritik madenler ittifakları).

Bilim ve diplomasi sinerjisi: NASA’da kara delik görüntüleyen Prof. Feryal Özel’in "Merak edenler geleceği kazanacak" sözünü hatırlattı.

Türkiye-Fransa-EÜ Diyaloğunun Önemi

Paris Bosphorus Enstitüsü’nün çalışmalarına değinen Kaleağası, "Bilgi ve kolektif zekâ artık jeostratejik varlık. Fransa, AB ve Türkiye diyaloğu, krizleri aşmada kilit rol oynayabilir" dedi.

"Korkmamak İçin Anlamalıyız"

Kaleağası, konuşmasını Marie Curie’nin sözleriyle tamamladı:
"İlerleme berrak bir bilinç ister. Daha az korkmak için daha çok anlamanın zamanı."

Kaleağası’nın mesajı net, "Yeni dünyada ayakta kalmak için disiplinlerarası düşünmek ve kolektif hareket etmek şart."

Ahmet Akın ise dinleyenleri “insan yüzlü robotlar mı, robot yüzlü insanlar mı?” sorusu ile düşündürdü.

Yapay Zekâ, Nörobilim, Duygusal Zeka… Her Şey Masadaydı

Günün ilerleyen saatlerinde sahnede:

Dr. Hamira Riaz, iş ve insan kaynakları stratejileri arasındaki uçurumu nörobilimle nasıl kapatabileceğimizi gösterdi.

Aydın Erdem, çalışanların değişen sosyolojisini verilerle ortaya koydu.

Sezin Mızraklı Avalin, yapay zekâ ile duygusal zekânın çarpıştığı sessiz savaşta kimin kazanacağına dair çarpıcı bir vizyon sundu.

Zihin mi Kazanacak, Yürek mi? Yapay Zeka ile Duygusal Zekanın Sessiz Savaşı

Sezin Mızraklı AvalinKonuşmacı, B2B Satış ve Stratejik Pazarlama Danışmanı

"Zihin mi Kazanacak, Yürek mü? Yapay Zeka ile Duygusal Zekanın Sessiz Savaşı"

Sezin Mızraklı Avalin’den Çarpıcı Analiz: "İnsanlık ve Teknoloji Dengesini Kurmalıyız"

B2B Satış ve Stratejik Pazarlama Danışmanı Sezin Mızraklı Avalin, "Zihin mi Kazanacak, Yürek mü? Yapay Zeka ile Duygusal Zekanın Sessiz Savaşı" başlıklı konuşmasında, yapay zekanın insan hayatına etkilerini kişisel deneyimleri ve tarihsel perspektifle ele aldı. Avalin, teknolojinin hızla ilerlediği bir dönemde "insani değerlerin korunması" gerektiğini vurgulayarak kritik uyarılarda bulundu.

Kişisel Hikaye, "Yapay Zeka Teşhisi mi, İnsani Dokunuş mu?"

Avalin, geçen yıl yaşadığı sağlık sorununu örnek göstererek teknoloji-insan dengesinin önemine dikkat çekti:

"Doktorum, teşhisi yapay zeka destekli görüntülemeyle koydu ancak ardından gözlerimin içine bakarak 'Merak etmeyin, yalnız değilsiniz' dedi. Bu insani temas, psikolojik olarak beni rahatlattı."

Yapay zekanın "soğuk" bir şekilde hastalığı bildirmesinin yaratacağı travmaya karşı, "Duygusal destek olmadan teknoloji yetersiz kalır" dedi.

Yapay Zekanın Tarihsel Yolculuğu: "Leonardo da Vinci’den Günümüze"

Avalin, yapay zekanın kökenlerini Leonardo da Vinci’nin 1495’te tasarladığı robotlara kadar götürerek şu tarihsel dönüm noktalarını paylaştı:

1950’lerde Turing Testi, "Makineler düşünebilir mi?" sorusunun temeli atıldı.

1997’de IBM’in Deep Blue’su, satranç şampiyonu Garry Kasparov’u yendi.

2011’de Siri, 2016’da sohbet robotları insanlarla etkileşime başladı.

2026 projeksiyonu, Yapay zeka çözümlerinin 500 milyon+ insanın hayatını değiştirmesi bekleniyor.

İnsan Kaynaklarında Yapay Zeka, "Operasyonel Verimlilik ama Duygusal Zeka Şart"

Avalin, iş dünyasında yapay zeka kullanımına ilişkin çarpıcı tespitler yaptı:

"Bordro süreçlerinden aday taramasına kadar yapay zeka verimlilik sağlıyor. Ancak çalışanların %70’i, yöneticilerinin 'duygusal zeka' göstermesini bekliyor."

Z Kuşağı (1995-2009 doğumlular) için anında erişim ve sosyal duyarlılık vurgusu:

"Onlar için 'çevreye duyarlı şirketlerde çalışmak' maaş kadar önemli."

Kritik Uyarılar, "Yapay Zekayı Doğru Kullanmanın 4 Yolu"

Avalin, geleceğe dair şu stratejileri önerdi:

"Yapay Zeka ile Savaşmayın, İş Birliği Yapın":

"Satranç turnuvalarında artık 'insan+makine' takımları kazanıyor. Beraber çalışmalıyız."

"Akışkan Olun":

"Eskiden kasetler vardı, şimdi Spotify var. Kurumlar da esnek ve dinamik olmalı."

"Zaman Kazandıran Teknolojileri Hayata Entegre Edin",

"Yapay zeka rutin işleri halletsin, insanlar yaratıcılığa odaklansın."

"Doğru Soruları Sormayı Öğrenin":

"Bilgiye ulaşmak kolay ama doğru soruyu sorabilmek artık en değerli beceri."

"Dengeyi Kurun"

Avalin, "Yapay zeka teşhis koyabilir ama hastaya 'geçmiş olsun' diyen bir doktor olmalı" diyerek sözlerini tamamladı. Vurgusu nettir,

"Teknolojiyi reddetmeyin ama insanı da unutmayın. Kazanan, bu dengeyi kurabilenler olacak."

.

Günün farklı panellerinde Vodafone, Pegasus, Unilever, LC Waikiki, ING Türkiye gibi dev şirketlerin insan kaynakları liderleri, geleceğin liderlik ajandalarını masaya yatırdı.

İşveren Markasında Dönüşüm Zamanı Paneli,

“İşveren Markasında Dönüşüm Zamanı, Liderlerin Vizyonu, Stratejik Yol Haritası ve Geleceğe Bakış,”  başlıklı panelde sektörün önde gelen isimleri, işveren markası dönüşümüne yönelik stratejilerini paylaştı. Moderatörlüğünü KREA M.I.C.E. Kurucu & CEO’su Seda Mızraklı Ferik’in üstlendiği panelde, LC Waikiki CHRO Bahattin AydınING Türkiye İnsan Kaynakları Genel Müdür Yardımcısı Hale Ökmen Ataklı ve Tiryaki Agro İnsan Kaynakları Başkan Yardımcısı Murat Boğahan önemli açıklamalar yaptı.

Esneklik ve anlam arayışı yeni nesil çalışanların beklentisi.
Aile şirketi kültürü, aidiyeti güçlendiriyor.
Yapay zekâ ve insan iş birliği, geleceğin iş modellerini şekillendiriyor.
 Türk şirketleri, küresel işveren markası olma yolunda hızla ilerliyor.

ING Türkiye, "Esneklik ve Anlam Arayışı İşveren Markasının Temel Taşı"

ING Türkiye’nin İnsan Kaynakları Genel Müdür Yardımcısı Hale Ökmen Ataklı, dijital dönüşüm ve esnek çalışma modellerinin işveren markasındaki önemine dikkat çekti:

"Kendimizi bir teknoloji şirketi olarak konumlandırıyoruz. Çalışanlarımız için 'Burada hayatını yaşa' mottosuyla esneklik sunuyoruz."

Pandemi sonrası çalışanların %60'ının hibrit modeli talep ettiğini belirterek, ING’de ayda 6 gün ofis zorunluluğu olduğunu, ancak bunun takım motivasyonu ve inovasyon odaklı kurgulandığını vurguladı.

"Yeni nesil, anlam arayışı olan işler istiyor. Teknolojiyi etkin kullanan, sosyal etkisi yüksek şirketler tercih ediliyor."

Tiryaki Agro, "Aile Kültürü ve Sahada Olmak Fark Yaratıyor"

Tiryaki Agro İK Başkan Yardımcısı Murat Boğahan, şirketin 70+ ülkede tarım ve lojistik operasyonlarıyla küresel bir marka olduğunu hatırlatarak, "Bizim için aile kültürü ve sahada aktif olmak kritik" dedi.

Deprem bölgesinde hızlı aksiyon alarak 5 konteyner kent kurduklarını ve çalışanlarının bu sürece gönüllü katıldığını paylaştı.

"Liderlerimiz, sadece talimatları uygulayan değil, sorgulayan ve katma değer yaratan ekipler istiyor."

Afrika ve Orta Doğu’daki zorlu coğrafyalarda çalışanlarının aidiyet duygusunu samimiyetle beslediklerini vurguladı.

LC Waikiki, "Yapay Zekâ ve İnsan Odaklı Dönüşüm"

LC Waikiki CHRO Bahattin Aydın, perakende devinin 60+ ülkede 60 bin çalışanla büyüdüğünü belirterek, "Geleceği şekillendirmek için yapay zekâyı iş süreçlerine entegre ediyoruz" açıklamasını yaptı.

"Artık organizasyon şemalarında 'avatarlar' (dijital çalışanlar) yer alıyor. İnsan+yapay zekâ iş birliği kaçınılmaz."

Çalışanlarda "işimi kaybeder miyim?" endişesini ortadan kaldırmak için "Akıl ve Kalp" temalı bir dönüşüm stratejisi uyguladıklarını anlattı.

"Yapay zekâ becerisi olan adayları deneyimli olanlara tercih ediyoruz. Türkiye’den küresel bir marka çıkarmak hedefimiz."

Türk Şirketleri Küresel İşveren Markası Olma Yolunda

Panelde öne çıkan ortak vurgu, "insan odaklı dijital dönüşüm" oldu. ING’nin esnek çalışma modeli, Tiryaki Agro’nun saha deneyimi ve LC Waikiki’nin yapay zekâ stratejisi, Türk şirketlerinin küresel işveren markası olma yolundaki adımlarını gösterdi.

Moderatör Seda Mızraklı Ferik"Bu panelde iki Türk markasının (LC Waikiki ve Tiryaki Agro) yanı sıra ING gibi küresel bir oyuncunun Türkiye’den liderlik etmesi gurur verici" diyerek sözlerini tamamladı.

Günün son keynote konuşması ise efsanevi eğitmen ve yazar Ahmet Şerif İzgören’den geldi. Anlam, etik ve liderliği merkezine alan bu kapanış konuşması ayakta alkışlandı

Global HR Summit 2025’in ikinci günü, yalnızca bilgi ve içgörü değil, aynı zamanda duygu, vizyon ve liderlik dolu bir deneyim sundu.

Bir gazeteci olarak şunu gururla söyleyebilirim,
Bu zirve, yalnızca bir etkinlik değil, bir akıl fırtınası, bir ilham patlamasıydı. Seda Mızraklı’nın liderliği altında bu zirve, Türkiye’nin iş dünyasında ve küresel HR arenasında “olmazsa olmaz” bir marka haline geldi.

yilmazparlar@yahoo.com

9 Mayıs 2025 Cuma

28. Avrasya Ekonomi Zirvesi’nde,-Yılmaz Parlar

 28. Avrasya Ekonomi Zirvesi’nde,

 Ortak Vicdan Çağrısı 

“Daha İnsancıl Bir Dünya İçin Diyalog”

Marmara Grubu Vakfı’nın 40 yıllık birikimiyle hayata geçirdiği Avrasya Ekonomi Zirvesi, bu yıl bir kez daha küresel barış, ekonomik adalet ve sürdürülebilir geleceğin ana hatlarını belirleyen bir akıl platformuna dönüştü. Başkan Dr. Akkan Suver'in vizyoner liderliği ve evrensel barışa adanmışlığı, zirvenin küresel ölçekteki saygınlığını pekiştirdi.



7-8 Mayıs 2025 tarihleri arasında Wow Hotel Kongre salonlarında, Marmara Grubu Vakfı (MGV) ve İHKİB işbirliğiyle düzenlenen 28. Avrasya Ekonomi Zirvesinde, 50 ülkeden 300’ü aşkın siyasetçi, diplomat, akademisyen ve iş insanı katılım sağladı.

Daha İnsancıl Bir Dünya,

 Yaşanabilir Bir Dünya İçin Diyalog" temasıyla gerçekleşen zirvede küresel adalet, sürdürülebilir kalkınma ve çok taraflı işbirliği masaya yatırıldı.



Marmara Vakfı’nın Vizyoner Liderliği

MGV Genel Başkanı Akkan Suver, açılışta yaptığı etkileyici konuşmada, "Çatışma yerine diyaloğu, bölünme yerine sağduyuyu tercih ediyoruz" mesajı verdi. Suver, ABD-Çin gerilimi, iklim krizi ve Ukrayna savaşına rağmen "ortak vicdan" çağrısı yaparak, "Avrasya Zirvesi, farklı sesleri birleştiren bir platformdur" dedi. Zirvenin akademik derinliği de dikkat çekti; başta Prof. Dr. Uğur Özgöker olmak üzere, tamamı profesörlerden oluşan raportör kadrosu, MGV’nin kalitesini bir kez daha kanıtladı.



Açılış Konuşmalarında;

MGV Başkanı Akkan Suver: "Yeni Küresel Düzende Diyalog Şart"

Suver’in konuşması sadece bir çağrı değil, aynı zamanda liderliğini yaptığı Marmara Grubu Vakfı'nın temel felsefesinin de özeti niteliğindeydi. “Küreselleşme, artık yeni bir akla ve cesur adımlara ihtiyaç duyuyor. Bu kürsülerde doğacak diyaloglar, dünyayı savaşlardan, ayrışmalardan ve umutsuzluktan kurtaracak yegâne yoldur,” diyerek katılımcılara güçlü bir sorumluluk hatırlatması yaptı.

Marmara Grubu Vakfı (MGV) Genel Başkanı Akkan Suver, 28. Avrasya Ekonomi Zirvesi'nin açılışında yaptığı konuşmada küresel krizlere karşı "diyalog ve işbirliği" vurgusu yaparak, "Gençlerle birlikte yarınlara hazırlanıyoruz" mesajını verdi.

Küresel Krizler ve Çözüm Çağrısı

Suver, "Amerika Birleşik Devletleri'nin ekonomik politikalarından gıda güvenliğine kadar tüm dünyanın ortak sorunlarla karşı karşıya olduğunu" belirterek, şunları kaydetti:

"Toplum olarak rüzgârla değil, akılla hareket etmek zorundayız. Ortak akıl ve    diyalog olmadan barış mümkün değil."

"Gençleri geleceğin liderleri olarak yetiştiriyoruz. MGV olarak yarınlara daha güçlü bir kadroyla hazırlanıyoruz."



Bölgesel Çatışmalara Eleştiri

Ukrayna savaşına da değinen Suver, "Bölgedeki çatışmalar, ülkelerin bağımsızlık ve toprak bütünlüğünü tehdit ediyor" uyarısında bulundu. "Evrensel değerler etrafında birleşmek yerine çatışmayı seçenler, dünyayı geriye götürüyor" ifadelerini kullandı.

MGV'nin Vizyonu: "Eğitim ve Gençlik"

Konuşmasında MGV'nin 40 yıllık mirasına da atıf yapan Suver, "Eğitim ve gençlik odaklı projelerimizle Türkiye'nin küresel etkisini artırmaya devam edeceğiz" dedi. Zirvenin, farklı ülkelerden liderleri bir araya getirerek "çok kutuplu dünyada uzlaşı arayışına" katkı sağladığını vurguladı.

"Dünya Tek Elden Yönetilemez"

Suver, konuşmasını "Hiçbir güç, dünyayı tek başına yönetemez. Çözüm, saygı ve diyalogdadır" sözleriyle tamamladı.



İstanbul Valisi’nden Kritik Uyarı: "Adil Paylaşım Olmazsa Göç ve Savaşlar Artar"

Davut Gül, ekonomik eşitsizliğin göç ve ticaret savaşlarına yol açtığını vurgulayarak, "En kötü barış, en iyi savaştan yeğdir" dedi. Gül, "Kaynaklar sınırlı ama ihtiraslar sınırsız. Adil paylaşım şart" diye ekledi.

“Adil Paylaşım Olmazsa, Sorunlar Kaçınılmaz”

Zirvenin açılışında konuşan İstanbul Valisi Davut Gül, günümüz küresel sorunlarının temelinde adil olmayan ekonomik bölüşümün yattığını vurgulayarak, bu adaletsizliğin göçten ticaret savaşlarına kadar pek çok krizi tetiklediğini belirtti. Gül, “Kaynaklar sınırlı ama ihtiraslar sınırsız. Adil paylaşımla kaynakların verimli kullanılması gerektiğini artık daha yüksek sesle söylemeliyiz,” ifadeleriyle dikkat çekti.

Kileci: “Türk İhracatçısı Dünyada Fark Yaratıyor”

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkan Vekili Ahmet Fikret Kileci, dünyada yaşanan dönüşümün gerisinde kalmamak gerektiğini belirterek, Türk ihracatçısının diğer ülkelerden ayrışan bir dinamizme sahip olduğunu söyledi. “Yeter ki birlikte hareket edelim ve toplum menfaatini önceleyelim,” diyen Kileci, kaynakların doğru kullanımının artık en büyük inovasyon olduğunu vurguladı.



Prof. Dr. İlber Ortaylı'dan Çarpıcı Çıkış: "Türkiye'nin Tarihi Mirasına Sahip Çıkmak Zorundayız"

Türkiye'nin tarihi ve kültürel mirasının korunmasına vurgu yaparak önemli mesajlar verdi.

"Türkiye'nin çok kıymetli bir tarihi mirası var. Bu mirasa sahip çıkmak hepimizin görevi."

"Fatih'in ruhunu anlamak ve onun bıraktığı eserleri korumak zorundayız. Bu sadece bir tarih meselesi değil, kimlik meselesidir."

"Türkiye'nin Müslüman kimliğini savunmak ve korumak her vatandaşın sorumluluğudur."

Ünlü tarihçi, konuşmasında Türkiye'nin geçmişten gelen bilgi birikimini gelecek nesillere aktarmanın önemine değinerek, "Tarihimizdeki büyük dönüşümleri doğru anlamalı ve bu bilgileri gençlerimize aktarmalıyız" dedi.

Ortaylı'nın konuşması, salondaki dinleyiciler tarafından büyük bir ilgiyle karşılandı. Tarihçi, sözlerini "Bu toprakların değerini bilmeli ve gelecek nesillere en iyi şekilde aktarmalıyız" diyerek tamamladı.

Zirvede aynı gün, Prof. Dr. Ortaylı'ya Marmara Grubu Vakfı tarafından "Bernard Lewis Yöneticilik Ödülü" takdim edildi.




Zirvenin Onur Konuğu, Prof. Dr. Aziz Sancar

Nobel’li Bilim İnsanından Çarpıcı Çıkış
Zirvenin şeref konuğu, bilim dünyasının gururu, Nobel ödüllü Prof. Dr. Aziz Sancar oldu. Bilimsel başarılarıyla insanlığa umut veren Sancar’ın katılımı, zirvenin entelektüel ve etik düzeyini daha da yukarı taşıdı.
Prof. Dr. Aziz Sancar, "Temel bilimler olmadan güçlü ekonomi olmaz" uyarısında bulundu: "Çin, ABD’den fazla bilim yayını yapıyor. Biz de teknolojiyi ithal değil, üretmeliyiz."




KKTC Dışişleri Bakanı’ndan Tarihi Konuşma

Tahsin Ertuğruloğlu, "Kıbrıs’ta iki devlet var; uluslararası toplum bu gerçeği tanımalı" dedi. Rum tarafının ambargolarını eleştiren Ertuğruloğlu, "Egemenliğimiz inkâr ediliyor" diyerek BM’yi sert şekilde eleştirdi.
Zirve, küresel krizlere rağmen "diyalog" vurgusuyla tamamlandı. MGV’nin ev sahipliğindeki bu prestijli buluşma, Avrasya’nın geleceği için umut verdi.




Kemal Erkan, Amerika Birleşik Devletleri merkezli United Medical LLC’nin CEO konuşması;

Ben Kemal Erkan, Amerika Birleşik Devletleri merkezli United Medical LLC’nin CEO’suyum. United Medical, klinik, operasyonel ve finansal alanlarda sağlık hizmetlerini entegre eden bir “Accountable Care Organization” yani sorumlu sağlık hizmeti organizasyonu / nüfus sağlığı yönetimi şirketidir. Oracle / Oracle Health tarafından sağlanan teknolojileri ve merkezi hizmetleri kullanarak doktorları, sağlık kuruluşlarını ve hastaları destekliyoruz; böylece sonuçları iyileştiriyor, maliyetleri düşürüyor ve bakım süreçlerini daha verimli hale getiriyoruz.

Sağlıkta dönüşüm alanında yirmi yılı aşkın bir deneyimim var ve sürdürülebilirliğin, sağlık hizmetlerinin temelinde yer alması gerektiğini bizzat gözlemledim.
Derler ki, yeni sorunlar eski araçlarla çözülemez. Eskiden insanlar buz kesme işinde ustaydı, çok etkili, çok hassas çalışırlardı. Ama buzdolapları icat edilince, tüm bu beceriler anlamını yitirdi. Artık buz kırmada ne kadar iyi olursanız olun, önemi kalmadı, çünkü oyun değişti. Bizim dünyamızda da durum aynı. Ayakta kalmak istiyorsak, geçmişte kalmış değil, geleceğe uygun araç ve stratejilere sahip olmamız gerek.

Sürdürülebilir sağlık hizmeti artık bir seçenek değil stratejik bir zorunluluktur.
Bu, henüz gelmemiş bir geleceğe değil , çoktan gelmiş bir geleceğe hazır olmakla ilgilidir. Sistemlerimiz ya evrilip gelişecek ya da çökme riskiyle karşı karşıya kalacaktır.

Demografik Değişim

Beklenen yaşam süresi dramatik şekilde arttı. Bu büyük bir başarı.
Ancak sistemlerimiz geçmişteki koşullar için inşa edilmişti.
Bugün insanlar 80’li yaşlarını, hatta ötesini görüyor; ancak biz hâlâ hastalıkları tepkisel biçimde yönetiyoruz, önleyici değil.
Bu da hızla artan maliyetlere, bakıcı yüküne ve uzun vadeli bakımda ciddi boşluklara yol açıyor.
Uzun yaşam, kaliteli yaşamla birlikte gelmeli, bunu destekleyen sürdürülebilir sistemlerle.

Neden Sürdürülebilir Sağlık?

Kronik hastalıklar artıyor. Zihinsel sağlık ihtiyaçları yükseliyor. İklim kaynaklı sağlık krizleri ve sağlık çalışanlarında tükenmişlik giderek yaygınlaşıyor. Sağlık eşitsizlikleri derinleşiyor ve ekonomik yük sürdürülemez hale geliyor. Eğer sağlık sistemlerimiz çökerse, toplumlarımız kırılgan hale gelir.
Sürdürülebilir sağlık bir politika ayrıntısı deği, dirençli toplumların temelidir.

Önleme odaklı sistemler, eğitim, tarama, beslenme.

Yapay zekâ ve uzaktan sağlık uygulamaları, erişimi ve sonuçları iyileştirmek için. Değer odaklı bakım, hizmetin miktarı değil, sağladığı fayda ödüllendirilmeli. İklim dostu altyapılar, verimli ve dayanıklı sistemler. İnsan odaklı tasarım,  Sosyal belirleyicileri ele alan, eşitlik sağlayan çözümler. Bazı bölgelerde bunlar şimdiden uygulanıyor. Şimdi, küresel liderlik gösterme ve bu modeli ölçeklendirme zamanıdır.

Kadın Sağlığı ve Gebelik Bakımı

Kadın sağlığı da mutlaka önceliklendirilmelidir. Pek çok bölgede anne ölümleri hâlâ yüksektir. Üreme, doğum öncesi ve sonrası sağlık hizmetlerine erişim tutarsızdır. Sürdürülebilir sistemler, kadınlar için güvenli ve adil sağlık hizmetlerini garanti etmelidir, bu yalnızca bir sağlık meselesi değil, aynı zamanda bir insan hakları ve kuşaklar arası yatırım meselesidir.

Stratejik Zorunluluk

Liderler için bu konu yalnızca sağlıkla ilgili değildir. Ulusal güvenlik, dayanıklı sistemlere bağlıdır. Ekonomiler, sağlıklı ve üretken nüfuslara ihtiyaç duyar. Kamu güveni, erişim ve adaletle şekillenir. Sağlıkta sürdürülebilirliği başaran ülkeler, küresel geleceğin liderleri olacaktır. Gecikme lüksümüz yok.
 
Eylem Çağrısı ve Kapanış

Tepkisel bakım sistemlerine değil, uzun vadeli sağlık direncine bağlılık göstermeliyiz. Önleme, sistemler ve inovasyona yatırım yapmalıyız. Ve birlikte, sınırları aşan bir liderlik sergilemeliyiz çünkü gelecek bunu bizden bekliyor. Sürdürülebilir sağlık hizmeti, hepimizin ortak sorumluluğu ve stratejik fırsatıdır.




Marmara Grubu Vakfı'nın 40. Yılına Anlamlı Ödüller

Zirvede MGV’nin 40. yılı nedeniyle ödüller dağıtıldı: Etkinlik kapsamında Vakfın 40. kuruluş yıl dönümü anısına düzenlenen törende, demokrasi, yöneticilik, ihracat, sanayi ve siyaset gibi farklı alanlarda topluma katkı sunan isimlere ödüller takdim edildi:
“Süleyman Demirel Demokrasi Ödülü” – Romanya eski Cumhurbaşkanı Emil Constantinescu
“Bernard Lewis Yöneticilik Ödülü” – Prof. Dr. İlber Ortaylı
“Şahap Kocatopçu İhracatçı Ödülü” – TİM Başkanı Mustafa Gültepe
“Hüsamettin Kavi Sanayici Ödülü” – EAE Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Hikmet Kaya
“Yusuf Çengel Siyaset Ödülü” – Eski Dışişleri Bakanı Hikmet Çetin
“40. Yıl Teşekkür Ödülleri” – İş insanları Kemal Erkan, Nihat Kandaloğlu ve DATÜB Genel Başkanı Ziyatdin Kassanov




Şahin Holding CEO’su Ece Şahin’e Avrasya Ekonomi zirvesi ve Marmara Vakfı hakkındaki yorumuna; 

“Marmara Grubu Vakfı Bir Diyalog Medeniyetinin Temsilcisi,
Kuruluşundan bu yana barışa, iş birliğine ve diyalog kültürüne adanmış bir misyonla çalışan Marmara Grubu Vakfı, yalnızca Türkiye'nin değil, Avrasya'nın da en önemli sivil toplum diplomasi aktörlerinden biri haline gelmiştir. Dr. Akkan Suver’in liderliğinde kurumsal kimliğini daha da güçlendiren Vakıf, 40 yıldır siyaset üstü, kültürler arası bir anlayışla bölge halkları arasında köprüler kurmayı başarmıştır. 

Gelecek Diyalogla İnşa Edilecek

28.Avrasya Ekonomi Zirvesi, sadece bir fikir alışverişi platformu değil; insanlığın geleceğine yön verecek kararların konuşulduğu bir vicdan kürsüsü oldu.” Şeklinde aldığımız cevap oldu.

Gerçektende, Marmara Grubu Vakfı, Dr. Akkan Suver’in cesur, vizyoner ve uluslararası saygınlık kazanmış liderliğiyle, Avrasya’dan yükselen bu çağrının hem mimarı hem de taşıyıcısı olmaya devam ediyor. 

Çünkü biliyoruz ki, en kötü barış bile en iyi savaştan evladır. 

Zirve, küresel krizlere rağmen "diyalog" vurgusuyla tamamlandı. MGV’nin ev sahipliğindeki bu prestijli buluşma, Avrasya’nın geleceği için umut verdi.

yilmazparlar@yahoo.com