26 Mart 2014 Çarşamba

teredata -zirve-Yılmaz Parlar

TEREDATA FİNANS ZİRVESİ

Teradata 25 Mart 2014 Salı günü The Istanbul Edition hotelde, BT konusundaki güncel gelişmeler ve gelecekteki çözümler hakkında konferans ve panel düzenledi. Kurumsal veri ambarı projeleri, büyük veri ve gerçek zamanlı kampanya yönetimi projeleri gerçekleştiren Teradata Türkiye düzenlediği zirvede Finans Sektörün profesyonellerini buluşturdu.  


Şirketlerin özel veri ambarını analiz etme ve karar mekanizmalarında etkin kullanmayı, yüksek performanslı teknolojileri analitik çözümleri sektörün gelecekte rekabet edebilir farkındalıkları bilgilendiren zirvenin açılış konuşmasında Teradata Türkiye Ülke Müdürü Gamze Aydın Teredata hakkında katılımcıları  bilgilendirerek finans sektörüne yönelik özel çözümlerin en iyi kararların alınmasına nasıl yardımcı olduğunu vurguladı.


Konuk konuşmacı Yapı Kredi Bankası Eski Genel Müdürü ve sektörün duayen ismi Burhan Karaçam, bilgi yönetimi ve rekabet üstünlüğü konusunu işledi.

 Türkiye’deki bankacılık anlayışının bütün olarak değişmesinde ve yeni ürün ve hizmetlerin Türk bankacılığına kazandırılmasında emeği geçen Karaçam  Yeni güncel kurumsal yönetim anlayışı ile eski anlayışı mukayeseli anlatarak zihinlere farklı bir boyut getirdi.

Diğer konuk konuşmacı HSBC Türkiye Bireysel Bankacılık Genel Müdür Yardımcısı Taylan Turan’dı  Türkiye’de ve dünyada bankacılığında gelişmeleri değerlendirdi. Bireysel bankacılığının potansiyelini değerlendirdi.

Panelde sektörün önde gelen isimleri, Ziraat Teknoloji Genel Müdürü Yunus Uygur Kocaoğlu’nun moderatörlüğünde sektörün veriyi nasıl yönettiğini tartıştılar. 
Burgan bank CIO Soner Ersoy, TFKB CIO Fahri Özbek, KKB CIO Abdullah Bilgin, Teredata Finans Endüstri danışmanı Özgür kaynar panelin panelistleriydi.

yilmazparlar@yahoo.com


20 Mart 2014 Perşembe

ristorante il padrino kalite ödülü-Yılmaz Parlar


İLK KALİTE ÖDÜLÜ

CADDEBOSTAN RİSTORANTE İL PADRİNO İLK İTALYA KALİTE ÖDÜLÜNÜ ALAN RESTAURANT TARİHİNE GEÇTİ


İtalya devleti her yıl yurt dışında hizmet veren bir restaurant'ına normlara uymak koşuluyla kalite sertifikasıvermektedir. UNIONCAMERE (Odalarbirliği) tarafından FIPE iş birliği ISNART desteği Ticaret Odası tarafından düzenlenen İtalya Sertifika komitesi tarafından değerlendirme adayların kabuluyle başlayan organizasyon uzun bir süreç almaktadır.






Yurt dışında faaliyet gösteren italyan restaurantları bu sertifikayı alabilmek için en üst seviyeye kalitelerini taşırken birbirleriyle ile rekabet içindeler. 2014 yılı dünyanın en başarılı restaurant ünvanını ve normları yerine getiren ilk defa Türk Restaurantı Kadıköy yakasıCaddebostan da 24 yıldır faaliyet gösteren Ristorante İl Padrino aldı. 19 Mart 2014 Çarşamba günü özel bir yemekte takdim edilen ödül törenine İtalya Ankara Büyükelçisi Gianpaolo Scarante, İtalya İstanbul Konsoslosu Gianluca Alberini İtalya Ticaret odası Başkanı Giuseppe Alberto Moggi. İtalya Ticaret Odası Genel Sekreteri Fatih Ayçin Ticaret odasıi. Ankaraİtalya Büyük Elçilik ve İstanbul İtalya konsolosluk mensupları iş adamları katıldılar.

İtalya Büyükelçisi Gıanpaolo SCARANTE ile İtalya Ticaret Odası Genel Sekreteri Fatih Ayçin İtalyan restaurantı İl Padrino’nun sahibi Erkan Öztamur’a ödülü takdim ettiler.



İtalya Büyükelçisi Gıanpaolo Scarante ‘’ Biz bu ödülü hak edene veriyoruz. Sinyor Öztamur, Ödülü hak eden Türkiyedeki İlk İtalyan Restaurantısahibidir. Bu ödülü almanın kriterleri İtalya da yetişmiş, yada eğitim görmüşahçı ve personellerinin olması. İtalyan peynirleri ve makarnaları ile Olmazsa olmazlarından İtalyan şarapları bulundurması ve İtalyan lezzetlerini yansıtmasıdır ‘’ dedi.

yilmazparlar@yahoo.com

15 Mart 2014 Cumartesi

İstanbul Ticaret Odası 12. Meclis toplantısı-Yılmaz Parlar

İstanbul Ticaret Odası 12. Meclis toplantısı

 İstanbul Ticaret Odası 12. Meclis toplantısı 13 mart 2014 Perşembe günü yapıldı. Son günlerdeki olaylar nedeniyle ortak sağduyu çağrısı yapılarak, acılar toplumun ortak acısı mesajları verildi

İstanbul Ticaret Odası Başkan İbrahim Çağlar, “Bizim insanımız ülkesini ve huzurunu tehdit altında görürse,  ne pahasına olursa olsun geçit vermez”
İstanbul Ticaret Odası Meclis Başkanı Şekib  Avdagiç, “Kör dövüşlerin, karanlık ellerin bilhassa çocuklara uzandığı bir Türkiye istemiyoruz.”

Meslek Komite üyelerin mesaj özetleri;
32 No’lu Basım Yayın Meslek Komitesi Meclis üyesi Erhan Erken “Bir dönem mütevelli heyet başkanlığını yaptığım İstanbul Ticaret Üniversitesi, üniversite-sanayi işbirliği için ciddi gayret sarf etti.”
36 No’lu Örme Kumaş, Çorap Ve Trikotaj Meslek Komitesi Meclis üyesi Mustafa Balkuv  “Emine Çetin’e destek olmak için 18 Mart’ta Paris’e gidiyoruz.”   (Sözde ermeni soy kırımı iddialarını yok saymanın suç sayılmasını  Paris’te 30 bin kişinin katıldığı protesto yürüyüşlerini düzenleyen kimse için başlatılan hukuk )
58 No’lu Metal Ürünler Ve Mutfak Ekipmanları Meslek Komitesi Meclis üyesi Kazım Ekinci “  Çanakkale’nin 99’uncu yıl dönümü.   Şehitler vuruldukları zaman değil unutuldukları zaman ölürler.”
 75 No’lu Kargo, Posta Ve Depolama Meslek Komitesi Meclis üyesi Sait Kılıç ”Sektörün önemli sorunlarından biri KDV ve TASİŞ sorunları”
 25 No’lu Gümrük Müşavirliği Meslek Komitesi Meclis üyesi Mehmet Metin Korkmaz ”  Sınır kapılarındaki gümrükler hariç diğer gümrükler, özel sektör tarafından işletiliyor” 
 61 No’lu Teknik Hırdavat Meslek Komitesi Meclis üyesi Mehmet Güney “Sektörümüzdeki ithalatçılar yüksek gözetimden ve tutarsız denetimlerden şikâyetçi. Bakanlıklar tarafından dikkate alınmıyoruz” 
 24 No’lu Taşımacılık Ve Lojistik Hizmetleri Meslek Komitesi Meclis üyesi Tamer Dinçşahin “Taşımacılıkla ilgili özel bir İş Kanunu çıkarılmasına yönelik İTO’nun da bir çabasının olmasını diliyorum” 
 5 No’lu Bilgi Teknolojileri Meslek Komitesi Meclis üyesi Zafer İpekçi “  Adalet olmadan bir ülkede hiçbir şey olmaz. Atatürk’ün dediği gibi adalet mülkün temelidir”
 56 No’lu Demir Dışı Metaller Meslek Komitesi Meclis üyesi Ali Bakaner  “ Hadımköy Arnavutköy ıslah organize sanayi bölgesi 2023’te  1200 fabrika , 120 bin çalışanı 60 milyar dolar civarında da iş hacmi olacak. Burada İTO’nun bir temsilciliğinin açılmasını öneriyorum”

 İstanbul Ticaret Odası  Meclis Başkanı Şekib Avdagiç açtığı toplantıda Önce meclis üyelerinin ve yakınlarının hasta ve ölüm haberlerini duyurdu. Türkiye son durumda yaşanan olaylar hakkında   “Kör dövüşlerin, karanlık ellerin bilhassa çocuklara uzandığı bir Türkiye istemiyoruz. Muhakkak ki vicdanın diliyle konuştuğumuzda üzerinde anlaşamayacağımız bir mesele yoktur”  Ayrıca 18 mart ile ilgili  “18 Mart Şehitler Günü itibariyle Gazi Mustafa Kemal’li, Çanakkale Destanı’nı yazan kahramanlarımızı ve onlarla beraber tüm şehitlerimizi anıyoruz” dedi. 
İstanbul Ticaret Odası Başkan İbrahim Çağlar Konuşması için kürsüye davet edildi. Çağlar 13 sene önceki ekonomi değerlerle günümüzün ekonomisi arasındaki farkları diziledi.
2001 yılı  Ekonomi yüzde 5.7 oranında daraldı. Kişi başı milli gelir 3.000 dolar düzeyinde. TL’nin yıllık değer kaybı yüzde 117. Yıllık enflasyon yüzde 68’lerde. Türkiye enflasyonu en yük-sek ilk 5 ekonomiden biri. Mevduat faizleri yüzde 200’ü, gecelik repo oranları yüzde 7.500’leri gördü. MF’ye borcumuz 16 milyar dolar.  İhracat rakamı 30 milyar dolar 25 banka battı.
 2014 yılı Türkiye son 10 yıldır ortalama yüzde 5 büyüyor. Kişi başı milli gelir 10.000 doları aştı. Enflasyon yüzde 7’lere indi. Türkiye Hazinesi artık 10 yıllık tahvil ihraç edebiliyor. Türkiye bugün IMF’ye borç veriyor. Yılda 152 milyar dolarlık ihracat yapılıyor. Türk malının girmediği ülke kalmadı. Yılda 22 milyar dolar yatırım çekiyor. Tüm dünyaya gururla bankacılık dersi veriyoruz. Şeklinde sunusundan sonra şunları söyledi. “2001 Türkiye’sini çoktan mazide bıraktık. Zihin kötü olanı unutmaya meyilli. Bugünkü ekonomi ortamını hep böyleymiş sanabiliyoruz. Türkiye bugüne 13 yılda doğru kararlar ala ala geldi. Son 10 yıldır ortalama yüzde 5 büyüyoruz. Kişi başı milli gelirimiz 10 bin doları aştı. Enflasyon yüzde 7’lere indi. Hazine artık 10 yıllık tahvil ihraç edebiliyor. Böyle genç, dinamik bir ekonomiye, “Hasta Adam” lakabını yakıştıranlara tokat gibi bir cevap. Türkiye bugün IMF’ye borç veriyor. Bir yılda 22 milyar dolar yatırım çekebilmek her ülkenin harcı değil.” Ayrıca son günlerin üzücü olaylarına değinen Çağlar “Cenaze kimin evinden çıkarsa çıksın. Bu milletin acısı ortak olmalı. Daha iki gün önce 15 yaşında bir çocuk ölmüşse, bir polisimizi ve yine 22 yaşında bir gencimizi kaybetmişsek bu ateş hepimizin yüreğine düşmüştür. Benim yüreğim kanıyor ve acıyor. Bunlar bizim evlatlarımız. Bunları biz katlediyoruz. Başkası yapmıyor. Bu ülkenin her bir evladının canı, herhangi bir ideolojiye malzeme edilmeyecek kadar kıymetlidir. Ben herkesi bu noktada serinkanlılığa ve aklıselime davet ediyorum.”dedi. Yakında yapılacak yerel seçim hakkında “Bizler için önemli olan istikrar ortamının bozulmaması. Sermaye ürkek bir kuştur. Kriz ortamında seçime gitmek için çaba harcayan karanlık yapılara prim vermeyerek, seçim dönemini huzur içerisinde geçirmeli ve bizlerin asıl gündemi olan ekonomiye dönmeliyiz. Bir kez daha hatırlatmak isterim ki, puslu günler en çok yan yana duracağımız günlerdir.”

 İbrahim Çağlar, Çanakkale Zaferi’nin 99. yılını ve İstiklal Marşı’nın kabulünün yıldönümü ile ilgili “Kanla, cesaretle, yürekle, yoksullukla yazılmış Çanakkale Zaferi bu milletin yeniden doğuşunu müjdeler. Esasında bugün de, gelecekte de bu ülkenin birlik ve beraberliğini hedef alanlara en büyük cevaptır. Bu vesileyle, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü ve şehitlerimizi, minnetle ve rahmetle anıyorum. Yine Mart ayında dünyanın en eski bayramlarından biri olan ve baharın uyanışını simgeleyen Nevruz Bayramı’nı kutlayacağız. Nevruz, Türk dünyası için ortak bir kültür, ortak bir değerdir. Bu güzel günün tüm Türk coğrafyasında barış ve dostluğa vesile olmasını diliyorum.”
Ayrıca Ticaret Üniversitesi öğrencilerinden bir grup Meclis üyelerini yakından tanımak için ve İTO Spor Kulübü  Meclisi ziyaret etti. Gençler, Yıldızlar ve Küçükler basketbol takım sporcuları Başkanlara birer forma hediye ettiler Spor klübün videosu gösterildi. Renkli bir atmosfer yaşandı.
Toplantı sonrası birlikte yenilen akşam yemeğinde geleneksel doğum tarihlerine göre ticaret gazetesinin küpürlerini ihtiva eden tablolar üyelere doğum günü hediyesi olarak verildi.
Bu ay bir ayrıcalık yapılarak Gazeteci arkadaşımız Yüksel Uysal ‘a da meclis üyesi gibi doğum tarihli tablo verildi. Yüksel Uysal 41 yıl Ticaret odası meclis toplantılarında bulunarak Bağlı bulunduğu ajansına haber yapmış duayen gazeteci. Başkan Çağlar bu bize örnek yıl süreci diyerek Uysal ‘a tablosunu takdim etti. Bizde gurur duyarak  kendisini görüntüledik.
yilmazparlar@yahoo.com
  

12 Mart 2014 Çarşamba

Philips LED Çanakkale Şehitleri Anıtını Aydınlattı-Yılmaz Parlar

   

Ulusal tarihimizin en önemli simgelerinden olan Çanakkale Şehitleri Anıtı Philips LED teknolojisi ile aydınlatıldı 


Dünya çapında birçok şehir ve ülke simgesini aydınlatan Philips,  Gelibolu Yarımadası’nda yer alan ve Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en önemli simgelerinden olan  Çanakkale Şehitleri Anıtı’nın LED aydınlatma projesini gerçekleştirdi.  


I. Dünya Savaşı sırasında Çanakkale Savaşları’nda hayatlarını kaybeden 253 bin Türk askeri anısına yaptırılan Çanakkale Şehitleri Anıtı, Philips tarafından anlam ve hikâyesine uygun olarak aydınlatıldı. Çanakkale Şehitleri Anıtı’nın aydınlatma projesinde kullanılan LED projektörler sayesinde anıtın gece görsel olarak daha etkili bir şekilde aydınlatılmasının yanısıra  enerji verimliliği sağlanması   hedeflendi.
Yeni proje hakkında bilgi veren Philips Türkiye CEO’su Göktuğ Gür, “Paris’teki Eyfel Kulesi’nden, Londra’daki Big Ben’e; İstanbul’daki boğaz köprülerinden Atina’daki Akropolis’e kadar dünya çapında birçok aydınlatma projesine imza atmış bir şirket olarak şehir ve ülke simgelerini aydınlatarak referans projeler gerçekleştirmek bizim için çok önemli. Bu kapsamda, Türkiye tarihinin de önemli bir simgesi olan Çanakkale Şehitleri Anıtı’nı aydınlatmak bizim için  oldukça gurur vericidir” dedi.
Aydınlatma projesi yapılırken nelere dikkat edildiğini anlatan Gür, “Çanakkale Şehitleri Anıtı’ndaki her bir eserin taşıdığı anlam ve tanıklık ettiği tarih, Philips’in yeni aydınlatma projesi ile desteklenerek anıtın gündüz var olan ihtişamının gece de ortaya çıkarılması amaçlandı. Proje ile  enerji verimliliği sağlanırken akşam saatlerinde yaşanan güvenlik endişesi ortadan kaldırılarak ziyaretçi sayısı da artırıldı. Tercih edilen armatürlerin birçoğunun LED olması sebebiyle milli bayramlar ve özel günlerde farklı ışık ve renk senaryoları sunarak sisteme esneklik de kazandırıldı.  Aynı zamanda projede kullanılan Philips LED çözümleri GPRS ile entegre edilerek internet erişimi olan herhangi bir yerden aydınlatma senaryolarının kontrol edilebilmesi sağlandı. Ortaya çıkan aydınlatma konseptiyle mekânın tarihsel kimliğine katkıda bulunuldu, bunun yanı sıra gündüz olduğu kadar gece saatlerinde de eserlere dikkat çekilmesi sağlandı” diye konuştu. 

 LED teknolojisinin şehirlere kimlik katmadaki rolünü anlatan Gür, “Tüm dünyada şehir ve ülke simgelerinin birçoğu LED teknolojisi kullanılarak aydınlatılıyor. Philips olarak Türkiye’de bu konuda birçok LED’li aydınlatma projesi gerçekleştirdik. Bursa Ulu Camii, Emir Sultan Camii, Bursa ve İzmir Saat Kuleleri, Istanbul Boğaziçi köprüleri, Kuleli Askeri Lisesi, Ankara Tren Garı bunlardan sadece birkaçı. Çanakkale Şehitleri Anıtı gibi tarihi bir öneme sahip yapıyı aydınlatmak bizim için çok büyük bir gurur kaynağdır” dedi. 
LED teknolojisinin avantajlarından bahseden Gür, “LED, elektriğin icadından bu yana, aydınlatma sektörünün tanık olduğu en önemli buluş. Standart bir lambanın ömrü 1000 saat, bir kompakt floresanın ömrü en fazla 10.000 saat civarlarında beklenirken; doğru üretilmiş bir LED’li üründe ömür 50.000 saat civarında. Geleneksel lambalara göre LED lambaların 15 katın üzerinde uzun ömürleri sayesinde işletmeler sık değiştirme maliyetlerinden tasarruf edebildikleri gibi 1-2 yıl içerisinde ilk yatırımlarını amorti edebiliyorlar. LED lambaların civa içermemeleri, daha az ısınmaları, UV ve IR gibi zararlı olabilecek ışın yaymama gibi avantajları da yaşadığımız çevreye ve doğaya önemli katkılar sağlıyor. Bu avantajlar  tarihi ve kültürel mekanların aydınlatmasında LED teknolojisinin daha  fazla tercih edilmesine de  neden oluyor” diye konuştu.

 Philips’in gerçekleştirdiği projede abidenin 40 metrelik dört ayağının her bir yüzü LED projektörlerle aydınlatıldı. Anıtın solda kalan ayaklarına Türk bayrağı sağda kalan ayaklarına ise Mustafa Kemal Atatürk’ün resimleri yansıtıldı. Dört ayağın üstünü kapatan mozaik Türk bayrağı ise beyaz ışık veren projektörlerle vurgulandı. Böylece Çanakkale Destanı’nı yazan Ulu Önder Atatürk ve Türk bayrağına kanlarının rengini veren kahraman Türk askerleri anıtla bütünleştirildi. Anıt dışında tören alanından abideye giden sağlı sollu yürüyüş yolunun kenarlarında bulunan ağaçlar da aydınlatılarak abide ile tören alanı arasında bağ kuruldu ve karanlıkta yürüyen yayalara rehberlik edilmesi sağlandı.  Abidenin bahçesinde bulunan ‘Yaralı Asker’ ve ‘ Mustafa Kemal Çanakkale’de ’ anıtları doğal beyaz LED ışık kaynakları ile aydınlatılırken 45 metre uzunluğundaki Çanakkale Savaşları’nda kahramanlık olaylarını anlatan rölyef ise karşıdan belli aralıklar ile aydınlatma sistemi kullanılarak vurgulandı. Böylece koyu renge sahip oldukları için akşam saatlerinde neredeyse görünmez olan bu eserler etkili bir biçimde ortaya çıkarıldı. Son olarak, Şehit Kabirleri arasında yükselen ve kubbeli bir yapıya sahip  ‘Türk Bahçesi’nin ortasında bulunan cam miğferin içine geniş açılı bir aydınlatma armatürü yerleştirilerek, eser renk değiştiren ışıklı bir küre haline getirildi. Işıklı miğfer ile Çanakkale Savaşları’nda ölen şehitlerin ruhlarının sembolize edilmesi amaçlandı. 
Çanakkale Şehitleri Anıtı, Çanakkale il sınırları içindeki Gelibolu Yarımadası'nda, Çanakkale Boğazı'nın ucunda Morto Koyu önündeki Hisarlık Tepe üzerinde yer alan almaktadır. Anıt, 1915 yılında I. Dünya Savaşı sırasında Çanakkale Savaşları'nda hayatını kaybeden ve destan yazan 253 bin Türk askerinin anısına yaptırılmıştır. Savunma Bakanlığı tarafından 1944 yılında açılan proje yarışmasını Feridun Kip, Doğan Erginbaş, İsmail Utkular ve mühendis Ertuğrul Barla‘nın projelendirdiği eser kazanmıştır. 4 ayak üzerine oturtulmuş olan yapının yüksekliği 41,7 metredir. Tümüyle 62,5 metrelik bir alanı kapsayan anıtın ayaklarının genişliği 7,5 metredir. Dört sütun üzerine oturtulan abide Türkiye’nin sağlam temellere dayandığı ve yıkılmaz olduğu anlamını taşımaktadır. Abidenin dört ayağında sekiz rölyef bulunmaktadır. Rölyeflerin denize bakan dört tanesi deniz savaşlarını, karaya bakan dört tanesi de kara savaşlarını anlatmaktadır. Uzaktan bakıldığında da Mehmetçiği sembolize eden M harfi şeklinde gözüken anıtın tavanına mozaikten bir Türk bayrağı işlenmiştir. Çanakkale Şehitleri Anıtı’nın bahçesinde, 2007 yılında açılan sembolik bir şehitlik, Türk Bahçesi, heykeltıraş Tankut Öktem’in yaptığı Yaralı Asker Anıtı, Metin Yurdanur’un yaptığı Mustafa Kemal Çanakkale’de Anıtı ve 45 metre uzunluğunda Çanakkale Savaşları’nda kahramanlık olaylarını anlatan bir rölyef bulunmaktadır.
Royal Philips  (NYSE: PHG, AEX: PHIA) sağlık, aydınlatma ve tüketici ürünleri sektörlerinde sunduğu güncel yenilikler ile insanların yaşamlarını iyileştirmeye odaklı bir Sağlık ve İyi Yaşam şirketidir. Merkezi Hollanda'da bulunan Philips'in dünyada 100’den fazla ülkede toplam 115 bin çalışanı bulunmaktadır. 2013 yılında  23,3 milyar Euro tutarındaki satışlarıyla şirket, kalp sağlığı, akut bakım ve evde sağlık bakımı, enerji verimli aydınlatma çözümleri ve yeni aydınlatma uygulamaları ile  erkek tıraş ve bakım ürünleri  ve ağız sağlığı  ürünlerinde pazar lideridir.   

Çanakkale Şehitleri Anıtı, Çanakkale il sınırları içindeki Gelibolu Yarımadası'nda, Çanakkale Boğazı'nın ucunda Morto Koyu önündeki Hisarlık Tepe üzerinde yer alan almaktadır. Anıt, 1915 yılında I. Dünya Savaşı sırasında Çanakkale Savaşları'nda hayatını kaybeden ve destan yazan 253 bin Türk askerinin anısına yaptırılmıştır. Savunma Bakanlığı tarafından 1944 yılında açılan proje yarışmasını Feridun Kip, Doğan Erginbaş, İsmail Utkular ve mühendis Ertuğrul Barla‘nın projelendirdiği eser kazanmıştır. 4 ayak üzerine oturtulmuş olan yapının yüksekliği 41,7 metredir. Tümüyle 62,5 metrelik bir alanı kapsayan anıtın ayaklarının genişliği 7,5 metredir. Dört sütun üzerine oturtulan abide Türkiye’nin sağlam temellere dayandığı ve yıkılmaz olduğu anlamını taşımaktadır. Abidenin dört ayağında sekiz rölyef bulunmaktadır. Rölyeflerin denize bakan dört tanesi deniz savaşlarını, karaya bakan dört tanesi de kara savaşlarını anlatmaktadır. Uzaktan bakıldığında da Mehmetçiği sembolize eden M harfi şeklinde gözüken anıtın tavanına mozaikten bir Türk bayrağı işlenmiştir. Çanakkale Şehitleri Anıtı’nın bahçesinde, 2007 yılında açılan sembolik bir şehitlik, Türk Bahçesi, heykeltıraş Tankut Öktem’in yaptığı Yaralı Asker Anıtı, Metin Yurdanur’un yaptığı Mustafa Kemal Çanakkale’de Anıtı ve 45 metre uzunluğunda Çanakkale Savaşları’nda kahramanlık olaylarını anlatan bir rölyef bulunmaktadır.
Genel Bilgiler;
Abide: Abidenin 40 metrelik 4 ayağının her bir yüzü RGB LED ışık kaynaklı Color Reach Powercore LED projektörlerle aydınlatılmış olup, anıtın dört bir yünündeki solda kalan ayaklara Türk bayrağı, sağdaki ayaklara ise Mustafa Kemal Atatürk’ün resimleri ProFLood Gobo ile yansıtılmıştır. Dört ayağın üstünü kapatan mozaik Türk bayrağı ise beyaz ışık veren Deco Flood projektörlerle vurgulanmıştır. Böylece Çanakkale Destanı’nı yazan Ulu Önder Atatürk ve Türk bayrağına kanlarının rengini veren kahraman Türk askerleri anıtla bütünleştirilmiştir.
Abide’ye giden ağaçlı yol: Tören alanından abideye giden sağlı sollu yürüyüş yolunun kenarlarında bulunan ağaçlar Color Burst Powercore armatürlerle aydınlatılmıştır. Böylece ağaçlar gece daha dikkat çekici bir hal alırken aynı zamanda karanlıkta yürüyen yayalara rehberlik edilmesi sağlanmıştır. Aydınlatma sayesinde abide ile tören alanı arasında da bir bağ kurulmuştur.
Rölyefler ve diğer anıtlar: Yaralı Asker ve Mustafa Kemal Çanakkale’de Anıtı doğal beyaz LED ışık kaynağına sahip eW Compact Reach Powercore armatürlerle dört bir yönden, 45 metre uzunluğunda Çanakkale Savaşlarında kahramanlık olaylarını anlatan rölyef ise karşıdan belli aralıklarla eW Blast Powercore armatürlerle aydınlatılmıştır. Koyu renge sahip oldukları için akşam saatlerinde neredeyse görünmez olan bu eserler yeni aydınlatma projesi ile etkili bir şekilde vurgulanarak ortaya çıkarılmıştır.
Türk Bahçesi: Şehit Kabirleri arasında yükselen ve kubbeli bir yapıya sahip Türk Bahçesi’nin ortasında bulunan cam miğferin içine geniş açılı RGB Color Blast Powercore yerleştirilerek renk değiştiren ışıklı bir küre haline getirilmiştir. Işıklı miğfer ile Çanakkale Şavaşları’nda ölen şehitlerin ruhlarının sembolize edilmesi amaçlanmıştır.
yilmazparlar@yahoo.com

6 Mart 2014 Perşembe

SAP Sigortacılık Günü’nde sigortacılığın geleceği tartışıldı-Yılmaz Parlar



SAP Sigortacılık Günü’nde sigortacılığın geleceği tartışıldı.

Sigorta dünyasının liderleri SAP Sigortacılık Günü’nde buluştu

Kurumsal uygulamalar ve yazılım alanında dünya lideri SAP, sigorta sektörünü geniş katılımlı SAP Sigortacılık Günü’nde buluşturdu. Dünyadan ve Türkiye’den sektör liderlerinin katılımıyla gerçekleşen toplantıda kurumlara inovasyon ve verimlilik artışı sağlayan yenilikçi teknolojiler tanıtıldı. 6 Mart’ta Ceylan Intercontinental Hotel’de gerçekleşen ve SAP’nin düzenlediği en büyük sigorta sektörü etkinliği olan buluşmada sigorta sektörüne dinamizm, hız, verimlilik ve kârlılık katacak yenilikçi çözümler ilgi odağı oldu.

6 Mart 2014, İstanbul – Türkiye’de sigorta sektörünü inovatif teknolojilerle buluşturarak geleceğe taşımayı hedefleyen SAP, sigortacılık sektörü toplantılarına bir yenisini ekledi. Dünyanın en büyük 20 sigorta şirketinin 19’una hizmet veren ve dünya çapında 2000’in üzerinde sigorta şirketinin çözüm ortağı olarak eşsiz bir global tecrübeye sahip olan SAP, Türkiye’de düzenlediği en büyük sigortacılık toplantısı SAP Sigortacılık Günü’nü 6 Mart’ta Ceylan Intercontinental Hotel’de gerçekleştirdi.

Sigorta dünyasının yerel ve küresel liderlerini “Daha İleriye” temasıyla buluşturan etkinliğin açılışını SAP Global Sigorta Direktörü Robert Cummings ve SAP Türkiye Genel Müdürü Zeynep Keskin yaptı. Boston Consulting Group Global Sigorta IT Operasyonları Başkanı Dr. Stephan Heydorn’ın dijital sigortacılık üzerine yaptığı konuşmanın ardından, SAP’nin gerçek zamanlı bellek içi platformda hayata geçirdiği “Suite on HANA” teknolojisini Türkiye’de ilk kez kullanan Eureko Sigorta Projesi tanıtıldı. Sigortacılıkta finansal dönüşümün kodlarını veren ‘Eureko Sigorta Finansal Dönüşüm Projesi’ lansmanı, SAP’nin dijital vizyonuyla toplantıya katılan sigorta liderlerine ilham verdi.

Dijital sigortacılığın yaratacağı dönüşüm büyük ilgi gördü
SAP Sigortacılık Günü’nde sektör profesyonelleri, sigorta müşterilerinin değişen yaşam tarzları ve tercihlerinin pazarı nasıl etkilediğini, Türkiye’den ve dünyadan örneklerle masaya yatırdı. Değişen beklentiler ve ihtiyaçlar sigorta şirketlerinde de değişimi kaçınılmaz kılarken, SAP, bilgiyi elde ettiği anda tüketen yeni nesil müşteri profiline hitap eden çözümlerini lanse etmeyi sürdürdü. Geleneksel sigorta mecralarını dönüştürerek, sosyal medya, bulut bilişim ve mobiliteyi sektörle buluşturan dijital sigortacılık sayesinde sigorta şirketleri, poliçe sahiplerinin beklentilerini tam olarak karşılayabiliyor.



SAP’nin uzmanlığı ile şirketler, müşterilerine hiç olmadığı kadar yakın olabiliyor ve yol haritalarını teknoloji ile şekillendirerek değişen müşteri beklentilerini ve ihtiyaçlarını fırsata çeviriyor.

yilmazparlar@yahoo.com

4 Mart 2014 Salı

BİM Birleşil Mağazalar A.Ş.-2014 BEKLENTİLERİ-YILMAZ PARLAR



BİM “BAŞARIMIZ, ÜSTÜN KALİTE -DÜŞÜK FİYAT”

BİM Marketler Zinciri 4 mart 2014 Salı günü Çırağan Kempinski Hotelde bir basın toplantısı düzenleyerek 2013 yılını değerlendirdi. 2014 yılı beklentilerini açıkladı.
BİM Birleşik Mağazalar A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Galp Aykaç,  İcra kurul üyesi ve CFO su Haluk Dörtlüoglu katıldı. “Kalite odaklı organik büyümemizi sürdürüyoruz. Başarımızın ana temel nedeni Kalitede üstünlük fiyatda ise düşük olmamızdan kaynaklanıyor.”

 Galip Aykaç genel profil içinde perakende sektörü değerlendirdi. 
 2013 yılı perakende sektörü açısından satın almaların yoğun olduğu bir dönem olmuştur. Sektörde ilk beş perakendecinin pazar payları toplamı %15’i geçmediğinden sektör parçalı bir yapıya sahiptir. Bu parçalı yapı yüzünden birleşme ve satın almalar yoğun olarak yaşanmaktadır. 2014 ve daha sonraki yıllarda da birleşme ve satın almaların devam edeceğini öngörmekteyiz.”dedi

Kendilerine özgü organik büyüme modeli oluşturduklarını vurgulayarak.   
“1995’te 21 mağaza ile başladığımız başarı yolculuğumuzda, geçen 18 yılda oluşturduğumuz kurum kültürünün muhafazası ve şirketimize duyulan sadakatin sürdürülebilir olması için organik olarak büyümeyi tercih etmekteyiz. Operasyonlarımızı banka kredisi kullanmadan iç kaynaklardan finanse etmemiz ve yabancı kur pozisyonumuzun bulunmaması piyasadaki olumsuz hareketlere karşı kırılganlığımızı azaltmaktadır. Bugün sektör lideri olarak elde ettiğimiz başarının bir diğer önemli unsurunun ise çalışanlarımız olduğuna şüphe yoktur. Çalışanlarımız, tedarikçilerimiz, müşterilerimiz ve hissedarlarımızla beraber çıktığımız başarı yolculuğumuzda, sağlıklı büyümemizin sürdürülebilir olacağına inanıyoruz.” Şeklinde büyümelerinin sürdürülebilir tarafına dikkat çekerek sözü sunum yapması için Haluk Kurdogluna bıraktı.

Haluk Kurdoglu yaptığı sunumda Perakende sektörünün en fazla mağaza sayısına ve çirosuna sahip BİM in 2013 mali sonuçlarını açıkladı. Buna göre, net satışlarının bir önceki yıla göre % 20 artışla 11,8 milyar TL seviyesine çıktığını net kârının  % 24 artış gösterdiğini 413 milyon TL olduğunu, 2013 yılı satışlarının % 67,60’ını özel markalı ürünler, % 21,60’ını markalı ürünler, % 5,50’sini spot ürünler ve % 5,30’unu BİM’e özel gramaj ve ambalajdaki ürünler oluşturduğunu.söyledi..


Haluk Dörtlüoğlu “Fiş tesbitlerine göre günde yaklaşık 3 milyon kişi BİM müşterisi. 1.150.000 m2 satış alanına, 500.000 m2 depolama alanına sahip ve 2013 yılı sonu itibarı ile 23.798 kişiye istihdam sağladı. Geçen yılın sonunda BİM’in mağaza sayısı da 4.000 oldu.  2013’te yaptığı yatırımlar ise 245 milyon TL düzeyine ulaştı.” Şeklinde 2013 hakkında bilgilendirdi.

Dörtlüoğlu “2014’te konsolide bazda 400 milyon TL’ye yakın yatırım yapacağız. Mağaza sayımızı 500 adet artırarak 4.500’e çıkarmayı hedefliyoruz. 3 yeni bölge deposunu hizmete sokmayı ve 3.000 kişiye daha istihdam sağlamayı amaçlıyoruz. Son derece başarılı bir şekilde büyüdüğümüz Fas’ta 70 yeni mağaza açarak bu ülkedeki mağaza sayımızı 2014 sonu itibarı ile 234’e çıkarmayı planlıyoruz. Mısır’da da bu yıl 50 yeni mağaza açarak, yine yılsonu itibarı ile 85 mağazaya ulaşmayı hedefliyoruz.”dedi ayrıca sözlerine devam ederek Deloitte’un hazırladığı ve dünyada farklı sektörlerden en büyük 500 perakende şirketini sıralayan “Perakendenin Küresel Güçleri 2014”raporunda BİM listeye 167’inci olarak girdi. Aralarında Apple ve Amazon gibi devlerin de yer aldığı en hızlı büyüyen ilk 10 perakende kuruluşu sıralamasında ise BİM 9’uncu oldu.”dedi
  
Başka bir sıralama BİM ayrıca Brand Finance tarafından hazırlanan Best Retail Brand (En İyi Perakende Markası) 2013 sıralamasında 1,4 milyar ABD doları ile Türkiye perakende sektörünün en değerli markası oldu. Diğer sektörler de dikkate alınırsa, BİM Türkiye’nin en değerli 8’inci markası olarak yerini alıyor. 

Basın mensuplarının sorularınıda cevaplayan BİM Birleşil Mağazalar A.Ş. Yönetim Kurul Başkanı Galp Aykaç İcra kurul üyesi ve CFO su Haluk Dortluoglu BİMCELL, hakkındada BİM’in mobil iletişim hizmeti BİMCELL, BİM kalitesi ve avantajını telefonlara taşıyarak büyümeye devam ediyor. Kullanıcı dostu tarifeleri ve hizmetleriyle dikkat çeken Bimcell pazardaki gücünü arttırmaya devam ediyor. Bir yılda 650.000 abone kazanan Bimcell’in halen toplam 965.000 abonesi bulunuyor.” Bilgileri kamuyla paylaştı.

yilmazparlar@yahoo.com



3 Mart 2014 Pazartesi

YAPDER-INTEGRAL-IHKIB-TMHGF-YILMAZ PARLAR

“DÖVİZ RİSKİ NASIL YÖNETİLİR”

Başkanlığını, Cem Tv.-Medya Grup Başkanı ve EGD Ekonomi gazetecileri derneği Başkanı Celal Toprak’ın yaptığı, Yeni Arayışlar Girişimi Platformu Derneği (YAPDER)  İntegral Menkul Değerler, işbirliği ile düzenlenen Tekstil sektöründeki döviz riski nasıl yönetilir konulu seminerde tekstil sektörünün gündemi değerlendirildi.

Kavram Meslek Yüksek Okulu’nda gerçekleştirilen toplantıda  İstanbul Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçılar Birliği (İHKİB) Başkanı Hikmet Tanrıverdi, İntegral Hazine Müdürü Niyazi Yılmaz,  Türkiye Moda ve Hazır Giyim Federasyonu (TMHGF) Başkanı Hüseyin Öztürk, panelde bir araya geldiler. Araştırmazcı gazeteci Dünya Gazetesi yazarı Rüştü Bozkurt bir konuşma yaptı.

Moderatörlüğünü  YAPDER Başkanı  Celal Toprak’ın yaptığı “Döviz Kuru Riski Nasıl Yönetilir?’ konulu toplantıya, çok sayıda YAPDER üyesi Kavram Yüksek Okul Mütevelli heyeti, Öğretim görevlileri ve Ekonomi Basın mensupları katıldılar.

Celal Toprak’ın  yaptığı açılış konuşmasında sabah erken saatde gerçekleşen panel için sabah mahmurluğunu gidermek maksadıyla dudaklara tebessüm getiren Rüştü Bozkurt’a ait  paylaştığı anekdot sonrası, duayen gazeteciyi kürsüye davet etti.

Rüştü Bozkurt “Konuşurken bütünü unutuyoruz. Orhan Pamuk’un bir sözü var, onu hatırlatmak istiyorum. Twitter yazılarından haber alabilirsiniz ama düşünce geliştiremezsiniz. Günlük düşünüyoruz. Bankaların kârına aktifine bakıyoruz ama banka sisteminin işleyişine bakmıyoruz. Oysa banka kaynaklarının yapısını iyi analiz edilmeden döviz konusu anlaşılamaz. Kemal Derviş’ten sonra bankacılık sistemimizin sağlamlaştığını söylüyoruz ama bugünlerde bankalarımız bir zayıflama döneminde, bunun görülmesi gerekir. Konut kredilerinde geri ödeme süreleri azalıyor. Bizim gibi ülkelerde geri ödeme süreleri 20 yılın altına düştüğünde kriz gelir. İstikrarlı ülkelerde bu 30 yıllara varır. Önümüzdeki dönem, konut ve yapı krizi yaşanacak” şeklinde uyarıcı sözleriyle birlikte öngörüde bulundu.

 Öz eleştiri yaparak “Hepimiz defoluyuz, bunu ben söylemiyorum, TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu söylüyor. Yunanistan’daki kitlelerin yanlışlara verdiği tepki kadar tepki veremiyoruz. Kayıtdışı  uygulamalarının çok olduğu bir ortamda, kitle desteğini sanayi için alamazsınız. Teşvik sisteminin gözden geçirilmesi gerekir. OSB’lerde arsanın metrekaresi 530 dolarlardan satılıyor, rant sağlanıyor” dedi.


İntegral Hazine Müdürü Niyazi Yılmaz  Dış Ticaret yapanların dikkatlerini çekerek “Biz bugün kur riskinin neden önemli olduğunu irdelemek istiyoruz. Sektör cari açığa etki ederken, Avrupa’nın Çin’den sonraki en büyük tedarikçisi. Finans çevresinden baktığınız zaman bu sektörde kur riskinin iyi yönetilmesi gerektiği gözüküyor. Sektördeki şirketler, kur riskini yönetmekten çok kur farklarından ne kadar kazanacağına bakıyor, fiyatlamayı bu riski gözeterek yapıyor. Fiyatı yüzde 10 artırarak bu riski tolere ettiğini düşünüyor. Oysa son altı aydaki hızlı hareket, yüzde 10-15 kâr bekleyen kurumların yüzde 20 zarar ettiğini ortaya koydu. Bu zarar, yönetilemeyen kur riskinden kaynaklanıyor”  sözleriyle kurs risk yönetiminin ne denli  önemli olduğunun  altını çizdi.


İntegral menkul değerler A.Ş. Eğitim iş geliştirme uzamanı Özgür Doğan  spot döviz piyasasında kur riski yönetimi üzerine yaptığı sunumda “uluslararası ticaret, rekabet ve işlem hacimleri artmaktadır.  Dolayısıyla döviz taşıyan herkes kur riskiyle karşı karşıyadır.
Tekstil sektörü firmaların yarıdan fazlası dış ticaretle ilişkili. Tekstilde 26,5 milyar dolar üretim 11,6 milyar dolar ihracat yapılmaktadır. Sektörde en büyük ithalat Çin’den yapılırken, en büyük ihracat Almanya’ya yapılıyor. Tekstil, döviz kuru riski ile  iç işedir.  Kur oynamalarında, vadeli piyasalar risklerini hedge etmelidir.”özet sözlerine örnekler verdi.
 
Türkiye Moda ve Hazır Giyim Federasyonu (TMHGF) Başkanı Hüseyin Öztürk, Katılımcıların biri tarafından “Sizleri çabutdan kurtaracağız. Ekonomide katma değerli ağır sanayide büyüyeceğiz” Devlet büyüğümüzün sözleri hatırlatması üzerine   “Aldığımız sorumluluk çok fazla. İstihdamın ağırlığını biz taşıyoruz. Eğitimsiz binlerce insanı biz eğittik. Bir çok kurum belli bir yere gelmişse sektörümüz sayesinde geldi. Her dakika dünyanın her yanından gelen seslerden etkilenerek bugünlere geldik. En çok biz etkilenmiş, en çok biz yatırım yapmışız. Yatırımlar yapmışız. Adam çalıştırıyorsunuz, maaşını ödemek zorundasınız. Sektör doğal kümelenmeyi oluşturdu, kamu bunun neresinde? Sinerji oluşumunda katkımız var. Özellikle turizm sektöründe, tanıtımlarda önemli rol oynayan sektörüz. Sektörde 2 milyon kişinin istihdam edilmektedir.  Tedarik kısmıyla birlikte  40 milyon nüfusa kadar artmaktadır. Bu sektör bu ülkenin kaynaklarıyla büyüyen bir sektör kesinlikle stratejik hale getirilmesi lazım. Otomotiv sektörüne baktığınızda montaj sanayi olduğunu görürsünüz, istihdam fazla yok. Ama bizim sektörümüz Anadolu’nun her yerinde herkese ekmek sağlıyor. Kamunun doğal kümelenme nedeniyle sanayicinin taşınmasına destek olması gerekir”  .sözleriyle cevapladı.

İstanbul Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçılar Birliği (İHKİB) Başkanı Hikmet Tanrıverdi  “Tekstil ve hazır giyimin birbirinden farklı birimler, Üstünden dikiş geçen sektör hazır giyimdir. Tekstil geçen yıl 9 milyar dolar ihracat, 10 milyar dolar ithalat yaptı. Hazır giyim ise 14 milyar dolar ihracat gerçekleştirirken, 2 milyar 700 milyon dolar ithalat yapmış. Dış ticaret fazlası veren bir sektör. Bu yılki beklentimiz 19 miyar dolarlık ihracat. Haliyle 13,5 milyar dolar katma değer yaratıyoruz Ülkede döviz koruyan disiblin yok. Bazı firmalar forward kullanmaya başladı. Ama terse düştükleri de oldu. Bunda Anadolu’da bazı bankaların yanlış yönlendirmesi oldu. Biraz kumarbazlık ruhumuzdan kaynaklanan, artarsa kâr ederiz mantığıyla hareket ediliyor.  Büyük işletmelerden bile döviz yükselirken kârdan zarar etmiş gibi üzülenler oldu.  Aslında her zaman kasa kazanıyor. Arkadaşlar ellerinde telefonlar, tabletler an an rakam takip eder hale geldiler. Oysa biz üreticiyiz, bizim üretim dışında döviz riskiyle uğraşmamamız lazım. Forex sadece işlem bazında düşünülmesi gereken bir şey. Kazanç için kumar mantığı olacak belki ama o tarihte hedge ettiğinizde, çok daha avantajlı olursunuz. Kısa vadeli oynamalarda teminat dışına çıktığınızda borç ve alacak işlemlerini hedge eden firmaların daha fazla oranlarda işlem yapmaları gerekebilir 26 milyar dolarlık hareketli bir piyasada biz yüzde 5′lik bir oynaklığı bile hedge edemiyoruz. Bunu çoğaltmamamız, riski firmalara iyi anlatmamız lazım.  Türkiye gibi az gelişmiş ülkelerde döviz hareketleri hiç bitmez. Bu yüzden döviz riski ile yaşamamız normal. Firmaların buna karşı önlem alması gerekir. Aslında biz üreticiyiz. Firma maliyetlerini TL bazında hesap edecek, onu dövize çevirecek. Onu hedge etmek için de forex işlemlerini yapacak ve ondan sonrasını düşünmeyecek. Bizim işimize odaklanmamız lazım. Enerji açığı yüzünden her yıl Türkiye  50-60 milyar dolar cari açık vermek zorunda kalmaktadır. Bir toplantıda Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’a 300 milyar dolarlık dış borç gözüktüğünü hatırlattık. 100-150 milyar sıcak para vardı. 60 milyar dolar da cari açık veriyoruz.  5 yılda bunun 700 milyar dolara ulaşacağını belirtti. Türkiye’nin böyle bir gerçeği var ve bu halen de devam ediyor. İstikrarsız olan her ortamda herkes etkilenir.  Yüzde 20′lik bir hareket olsa bu biraz ağır olur. Şu anda dış borç 600 milyar dolara da geldi. Yüzde 20, 120 milyar dolar eder. Bunu Türkiye’nin kaldırması mümkün değil. bu nedenle kuru iyi takip etmek lazım”  diyerek döviz risk yönetiminin önemini vurguladı.

Panelistlerin, basın mensuplarının sorularını cevaplamasıyla toplantı sona erdi.

yilmazparlar@yahoo.com