28 Aralık 2013 Cumartesi

EGD TIM YILBAŞI BULUŞMASI-YILMAZ PARLAR


 
EGD  YILBAŞI BULUŞMASI

Başkanlığını Cem TV ve Cem Medya Grup Başkanı Celal Toprak’ın yaptığı Kısa EGD olan Ekonomi Gazeteciler Derneğinin ekonomi zirvesine dönüşüşen geleneksel yılbaşı buluşması  26 Aralık 2013 tarihinde  ( TİM ) Türkiye İhracatçılar Meclisi Dış Ticaret Kompleksi’nde yapıldı.

 Siyasetten, Akademisyenlere- iş dünyasına, köşe yazarından, editörden serbest çalışanından -muhabireine kadar buluşulan zirvede bu yıl yine yoğun bir katılım vardı.

EGD Başkanı Celal Toprak “ EGD olarak Geleneksel yılbaşı buluşmasında birlikteyiz. Bir ailenin fertleri gibi toplanmaktayız. Zaman zaman iş adamlarıyla sivil toplum örgütleriyle bir araya gelmekteyiz. Türkiye sıkıntılı bir süreçten geçmektedir. Diğer süreçlerde olduğu gibi bu sürecin de atlatılması temenni etmekteyiz.”  



Yılbaşı buluşmasına evsahipliği yapan TİM’i temsilen  TİM Başkan Vekili Mustafa Çıkrıkçıoğlu yaptığı konuşmada; "Ekonomi Gazetecileri Derneğinin (EGD) Geleneksel Yılbaşı buluşması etkinliği geleneksel hale geldi. İş dünyası ile ekonomi gazetecilerini bir araya getirmektedir. 2013 yılı oldukça zorlu ancak başarılarla anılacak bir yıl oldu. Ekonomimizin büyümesi sürdü ve ihracat tempomuz artarak devam etti.  2 Ocak'ta Türkiye'nin yıllık ihracat rakamlarını Ankara'da açıklayacağız. Bilginin objektif bir şekilde kamuoyuna ulaşması önem taşımaktadır. Ekonomi basınının misyonu belirli ideolojinin kalıplarına göre değil, yansıdığı şekilde yansıtmaktır. Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da bu misyona uyulacağına inanmaktayız. Ekonomiyi ilgilendiren haberlerde şeffaflık ve buna tekabül eden yapıcı eleştirilerin olmasını ve hepimizin aynı gemide olduğuna dair ortak bilince hassasiyet gösterilmesini temenni ediyoruz" şeklinde konuşmasını özetledi



TİM Başkan Vekili Mustafa Çıkrıkçıoğlu ve CHP İstanbul Milletvekili Süleyman Çelebi tarafından mesleğe katkı sunan gazetecilerin ödülleri hediyeleri  verildi. 

Ödüle layık görülenler; Güngör Uras Milliyet Gazetesi, Meliha Okur ve Feride Cem Sabah Gazetesi, Çetin Gürel Gözlem Gazetesi, Cemal Kalyoncu Aksiyon Gazetesi, Necla DalanVatan Gazetesi , Kenan Şanl Fortune Turkey, Metiner Sezer Türkiye Gazetesi , Halef Vayis Medya Takip Merkezi, Serap Girgin Baykal AB Vizyonu, İbrahim Balta Zaman Gazetesi, Erdoğan Yılmaz TAB Haber Ajansı,  Hacer Gemici Habertürk Gazetesi'nden, Oktay Özger Para Dergisi, Mustafa Kemal Çolak Ekonomist.

Seçici kurulda yer alan ekonomi yazarları Murat Gülderen, Uğur Küçük, Bora Erdin, İlker Pehlivan, Pelin Ünker, Serkan Şahin, Ayşe Ekin Gündüz, Ceylan Olcaş ve Erkan Zing' Hasan Arslan.

yilmazparlar@yahoo.com   

 

 

 

 

 

27 Aralık 2013 Cuma

Ak Portföy 2014’ün neler getireceğini özel bir davette masaya yatırdı-Yılmaz Parlar



Ak Portföy 2014’ün neler getireceğini

özel bir davette masaya yatırdı:

“Beklentiler 2014”

Ak Portföy yılın son günlerine girerken, tüm senenin değerlendirmesini ve 2014 beklentilerini, alışılmış ekonomi panellerinden farklı, yenilikçi bir toplantıyla paylaştı.

Ak Portföy senenin son günlerinde ses getirecek bir organizasyonla alanlarında uzman isimleri biraraya getirerek, misafirleri için özel bir geceye imza attı. 15 dakikalık sunumlarıyla 2013’ün önemli ekonomik gelişmelerini ve yeni yıla dair beklentileri gözler önüne seren konuşmacılar, 2014’te faiz oranlarından, makro ekonomik beklentilere, geleceği belirleyecek toplumsal dinamiklerden, önümüzdeki yıl öne çıkması beklenen finansal hizmetlere kadar pek çok konuda dinleyicileri aydınlattı.

Toplantıda sırasıyla; Akbank Hazine’den Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Kerim Rota, JP Morgan Baş ekonomisti Yarkın Cebeci, Konda Araştırma ve Danışmanlık Genel Müdürü Bekir Ağırdır ve Ak Portföy Genel Müdürü Dr. Alp Keler konuşmacı olarak yer aldı. Gecenin sürprizi ise “Ekonomik Döngüler ve Caz Akımları” dinletisiyle davete renk katan Kerem Görsev oldu.

“Yatırımcının temel motivasyonu aynı, ancak yatırım ortamı farklı...”

Toplantıya ev sahipliği yapan Ak Portföy Genel Müdürü Dr. Alp Keler bu yıl ilk kez düzenledikleri bu buluşmayla yatırım dünyasının profesyonellerini bir araya getirerek, farklı ve dinamik bir formatta ekonomiyi değerlendirmeyi hedeflediklerini belirtti. Keler konuşmasında; “Türkiye’de yatırım ortamıdeğişiyor. Hem de ciddi şekilde ve belki de hepimizin piyasalar konusundaki geçmiş algısını temelden sarsacak biçimde. Bu değişimin temel göstergesi ise‘reel faiz’.” dedi.

Türkiye’de reel faiz düzeylerinde global görünümden bağımsız olarak bir “paradigma değişikliği”yaşandığını belirten Keler; Son 10 yılda reel faizin %10’lardan %2 çevresine hatta bazı dönemlerde negatife gerilediğini belirterek, “yatırımcının temel motivasyonu öncelikle parasının değerini korumak, artırmak ve bunu gelecek kuşaklara aktarmaktır. Yani temel hedefimiz daha iyi yaşamak ve çocuklarımıza daha iyi imkanlar bırakmaktır. Bu demektir ki, artık varlıklarımızı ve gelecek ile ilgili hayallerimizi korumak için farklı bir şeyler yapmamız gerekiyor.”dedi

“Profesyonel yatırım yönetimi hizmetleri öne çıkacak”

Burada temel nokta; zamanlama ve doğru varlık dağılımı... Yani hangi profildeki yatırımcıya, ‘ne zaman?’ ve ‘hangi ürün?’... Takdir edersiniz ki, bunlar tecrübe, ciddi profesyonel altyapı ve bilimsel yaklaşımlar olmadan kolayca cevaplanabilecek sorular değil. İşte bu yüzden diyorum ki; önümüzdeki dönemde öne çıkacak finansal hizmetlerin bu sorulara cevap vermesi gerekiyor... Yani; profesyonel portföy yönetimi ve Yatırım danışmanlığı hizmetleri!...” dedi.

“Kur yatay, faiz kısmen yüksek seyredecek!...”

Toplantıda “2014’te faiz oranları ve Merkez Bankası Politikaları” konulu bir sunuş yapan Akbank Hazine’den Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Kerim Rota,“2014 merkez bankaları ve yatırımcıların karar almakta zorlanacakları bir yıl olacak. Ancak baz senaryomuzda faizin daha yüksek, kurun ise yatay kalacağını düşünüyoruz” dedi.

“Yabancı fon akımına ihtiyaç var. Merkez Bankası daha ‘ortodoks’ olacak!”

JP Morgan BaşEkonomisti Yarkın Cebeci “Makro Ekonomide 2014 beklentileri” başlıklı sunumunda Türkiye’nin yabancı fon akımlarına ihtiyaç duyduğunu, dolayısıyla 2014’te Merkez Bankası’ndan daha ortodoks para politikaları beklediğini ve buna paralel daha yüksek faiz oranları görebileceğimizi belirtti.

“Yeni Türkiye’yi anlamak için yeni paradigma”

Araştırmalarıyla gündeme imza atan Konda Araştırma ve Danışmanlık Genel Müdürü Bekir Ağırdır ise, ilginç tespitlere yer verdiği sunumunda; çok kimlikli, çok kültürlü, talepleri ve endişeleri farklılaşmış bir toplumda yaşadığımızı belirterek, gündelik hayatın yeni ritmini, siyaseti ve yeni Türkiye’yi anlamak için yeni paradigma ve yeni modellere ihtiyaç olduğunu, ezber kavramların dışında bir dil geliştirilmesi gerektiğini söyledi.


yilmazparlar@yahoo.com

9 Aralık 2013 Pazartesi

Akbank Y.K. B. Suzan Sabancı Dinçer Yılın İşkadını ödülü-Yılmaz Parlar


Akbank Yönetim Kurulu Başkanı

Suzan Sabancı Dinçer,

Boğaziçi Üniversitesi’nin “Yılın İşkadını” ödülünü aldı

Boğaziçi Üniversitesi Mühendislik Kulübü'nün düzenlediği anket sonucu, Akbank Yönetim Kurulu Başkanı Suzan Sabancı Dinçer Yılın İşkadını ödülüne layık görüldü.







Boğaziçi Üniversitesi Mühendislik Kulübü'nün her yıl düzenlediği “Management Study in Engineering” etkinliği bu yıl renkli geçti. Etkinliğe katılan farklı mesleklerden mühendis kökenli işadamı ve yöneticiler, Türkiye'nin farklı bölgelerinden gelen öğrenci ve mezunlara deneyimlerini aktardılar. Öğrenci ve yeni mezunların kendi aralarında fikir alışverişinde de bulundukları etkinlikte ayrıca, Boğaziçi Üniversitesi'nin “Yılın İşkadını ve Yılın İşadamı Ödülleri” de verildi.








Boğaziçi Üniversitesi Mühendislik Kulübü'nün düzenlediği anket sonucu, Yılın İşkadını, Akbank Yönetim Kurulu Başkanı Suzan Sabancı Dinçer seçildi. Öğrenciler Yılın İşadamı olarak da Zorlu Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Nazif Zorlu’yu seçtiler.








Ödül töreninde bir konuşma yapan Suzan Sabancı Dinçer, 1912’de kurulan ve ilk mezunlarını 1916’da veren Boğaziçi Mühendislik Fakültesi’nin genç Türkiye Cumhuriyeti’nin ihtiyaç duyduğu mühendis açığının kapanmasındaki rolünün muazzam olduğuna işaret ederek, “Bu sene 150. Kuruluş yıldönümünü kutladığımız Boğaziçi Üniversitesi’nin siz değerli öğrencilerinden bu anlamlı ödülü almak benim için büyük bir onur kaynağı. Değişen ve dönüşen Türkiye ekonomisinin en büyük gücü, şüphesiz iyi yetişmiş, kaliteli eğitim görmüş, yeniliğe ve girişime odaklı insan kaynağı olacak. Bu insan kaynağının yaratılmasında en büyük paylardan biri Boğaziçi Üniversitesi'ne ait.” dedi.








Akbank olarak, insan gücüne yatırım yapmaya önem verdiklerini belirten ve iş yaşamında en önemli kaynağın ve farkın insan olduğunu vurgulayan Suzan Sabancı Dinçer, Boğaziçili öğrencilere de, ”Birçok başka sektörde olduğu gibi, bankacılık sektöründeki yenilikçi atılımlarda da Boğaziçililerin rolü büyük. Bizim de Akbank’ta 300’e yakın Boğaziçilimiz var. Akbank olarak, Türk bankacılık sektöründeki liderliğimizi, güçlü büyüme ve kârlılık odaklı performansımızla sürdürüyor; yüksek nitelikli Akbanklılarla uluslararası düzeyde atılımlarımıza devam ediyoruz. Çalışkan, dinamik, yaratıcı, insiyatif sahibi, dürüst bireylerden oluşan bir ekip oluşturmak başarı için en önemli koşulların başında geliyor. Boğaziçi Üniversitesi, genç arkadaşlarımın önüne hemen tüm alanlarda kariyer yapma fırsatını koyuyor. Eminim aranızda bankacılığı seçmeyi düşünenler de var.” dedi ve şu çağrıyı yaptı:








“Bankacılık heyecanlı ve iş tatmini kuvvetli bir alan. Bir bankacı her zaman pek çok sektöre hâkim, donanımlı ve sürekli öğrenmeye açık olmalı. Bankacılığın farklı disiplinleri barındıran yapısı, sektörü dinamik ve çekici kılıyor. Önünüzde fırsatlarlara dolu bir gelecek var. Bugünün çalışan, merak eden, araştıran, öğrenen gençleri olarak, geleceğin iyi birer yöneticisi olacaksınız.”






Boğaziçi Üniversitesi Güney Kampüsü'nde 6-7-8 Aralık'ta gerçekleşen “Management Study in Engineering” etkinliğinde Ar&Ge simsarı Bilal Kaafarani, Taha Holding CEO'su İsmail Kısacık ile Peak Games, Lidyana, Mavikep gibi başarılı işlere imzasını atan Hakan Baş, ING Bank CIO'su Hüseyin Sivri, Deloitte Partner’ı Yücel Ersöz gibi önemli isimler de öğrencilerle buluştu.








Mühendislik Kulübü, bu yıl da yönetici olmak isteyen herkese hitap eden etkinliğin amacını, “katılımcılara geleceklerinde atacakları adımları, daha önce atmış profesyonel yöneticilerden ve tecrübeli eğitimcilerden bilgi alarak daha kolay planlamalarına yardımcı olmak” olarak belirledi.




yilmazparlar@yahoo.com


2 Aralık 2013 Pazartesi

KATEGORİ MAĞAZACILIĞI DERNEĞİ (KMD) -YILMAZ PARLAR

KATEGORİ MAĞAZACILIĞI DERNEĞİ (KMD) BAŞKANI ALP ÖNDER ÖZPAMUKÇU KREDİ KARTLARI TASLAĞINI DEĞERLENDİRDİ:
“MEVCUT EKONOMİK ŞARTLAR KREDİ KARTLARI İLE İLGİLİ DÜZENLEMEDE DAHA YUMUŞAK BİR GEÇİŞİ GEREKTİRİYOR”
Kategori Mağazacılığı Derneği (KMD) Başkanı Alp Önder Özpamukçu, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu’nun (BDDK) banka kartları yönetmeliğinde yapacağı değişiklik taslağının yürürlüğe konmasıhalinde tek fişte farklı kategori ve farklıtaksit oranı gösterilememesi gibi ciddi uygulama zorlukları olacağını ifade etti. Bunu aşmak için yakıt ve gıda dışındaki kategorilerde tek bir taksit sayısı uygulanmasının ve bunun da en fazla 12 taksit ile sınırlandırılmasının uygun olacağını belirten Özpamukçu, “BDDK’nın yurtiçi tasarrufları artırma ve üretken yatırımlara yönelme amacıyla başlattığıçalışmaya ekonominin genel çıkarları itibarıyla olumlu bakıyoruz ancak zamanlama itibariyle endişelerimiz var. Mevcut ekonomik şartlar kredi kartları ile ilgili düzenlemede daha yumuşak bir geçişi gerektiriyor. Bu dönemde alınacak önlem ile büyümede ana kaldıraç olarak gördüğümüz iç ticaretin zayıflaması ve kayıt dışı alışveriş oranlarının tekrar tırmanma eğilimine girmesinden endişe duymaktayız ” dedi.




Yaklaşık 20 milyar dolarlık ciro ile gıda ve hazır giyim kategorileri dışında kalan tüm organize perakende sektörünün temsilcisi konumunda olan Kategori Mağazacılığı Derneği (KMD) Banka Kartları ve Kredi KartlarıHakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına İlişkin Yönetmelik Taslağı’nda öngörülen kredi kartı kullanımına yönelik kısıtlamalarla ilgili açıklamada bulundu. Kategori Mağazacılığı Derneği (KMD) Başkanı Alp Önder Özpamukçu, BDDK’nın yurtiçi tasarrufları artırma ve üretken yatırımlara yönelme amacıyla başlattığı çalışmaya prensip olarak ekonominin genel çıkarları itibarıyla olumlu baktıklarını, ancak zamanlamaya dikkat çekmek istediklerini söyledi.
“Bu değişim, kişi başına düşen gelir belli bir seviyeye ulaştıktan sonra daha sağlıklı olacaktır”
Halen kişi başı gelirin 10 bin 504 dolar olduğuna dikkat çeken KMD Başkanı Alp Önder Özpamukçu, Türkiye’nin 2018 yılı GSMH hedefinin 1.3 trilyon dolar, kişi başı gelir hedefinin ise 16 bin dolar olduğunu hatırlatarak, bu hedeflere ulaşılmasında iç ticaretin gelişme hızının korunması gerektiğine dikkat çekti. Global yavaşlamanın etkisini, iç piyasada canlılıkla bertaraf edebilmeyi başarmış olan imalat sanayindeki kapasite artışlarının en azından bu düzeyini koruyarak, 2-3 yıl daha sürdürülebilmesi gerektiğini kaydeden Alp Önder Özpamukçu, kredi kartıtaksitleriyle ilgili yapılacak düzenlemelerin ancak kişi başı milli gelirin hedeflenen oranlara yaklaşılmasıyla daha sağlıklı ve sürdürülebilir olacağına inandıklarını aktardı. Özpamukçu, “Banka Kartları ve Kredi Kartları Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına İlişkin Yönetmelik Taslağı’nda öngörülen kredi kartı kullanımına yönelik kısıtlamaların getirilmesinin çözüm niteliğinde olamayacağı, bu tür kısıtlamaların halen %27’lere gerilemiş olan kayıtdışıalışverişi yeniden tırmadırabileceği gibi, imalat sanayimize de olumsuz etkileri olabileceği endişesini taşıyoruz ” dedi.
“Yakıt ve gıda-dışı kategorilerde en fazla 12 olmak üzere tek bir taksit sayısı uygulansın”
Taslağın yürürlüğe konması halinde tek fişte farklı kategori ve farklı taksit oranıgösterilememesi gibi ciddi uygulama zorlukları olacağına değinen Alp Önder Özpamukçu, bu kadar kısa zaman aralığında, farklı taksit sürelerine yönelik sistemsel değişikliklerin yapılabilmesinin mümkün olmadığını ifade etti. Mevcut ekonomik şartların kredi kartları ile ilgili düzenlemede daha yumuşak bir geçişi ifade eden Alp Önder Özpamukçu, “Bu yatırımı herkes yapamayacaktır. Dolayısıyla sistemin işlemesinde sıkıntı olacaktır” dedi. Taslağın mutlaka uygulanması kararlılığı halinde oluşacak tahribatın engellenmesi için yakıt ve gıda dışındaki kategorilerde tek bir taksit sayısı uygulaması olması ve bunun da en fazla 12 taksit ile sınırlanmasının uygun olacağını söyleyen Özpamukçu, bu durumun kısa ve orta vadeli imalat ve ticaret sektörlerinin çıkarlarıaçısından sürdürülebilir ve BDDK’nın hedeflediği amaçlara hizmet eder nitelikte olacağını kaydetti.
“Büyümede ana kaldıracın güçlü iç ticaret olduğunu dikkate almalıyız”
Türkiye’nin global mali kriz döneminde göstermiş olduğu, tüm dünyada hayranlık uyandıran büyüme rakamları içinde tüketim verilerinin önemli bir rolü olduğunu kaydeden Alp Önder Özpamukçu, “2008, 2009, 2010, 2011 ve 2012’deki büyüme içinde tüketimin payı yıllara göre sırasıyla %12.2, %10.9, %11.0, %12.0 ve %12.0 (TÜİK verisi) olarak görülmektedir. Krizin atlatılmasında büyük rol oynayan bu performansta aynı zamanda turizm, ulaştırma, depolama ve haberleşme sektörlerinin de büyük payı olduğunun altını çizmek isteriz. Bu rakamlar, krizin atlatılmasında büyük rol oynayan bir performansı işaret etmektedir” dedi. IMF verilerine göre, Türkiye’nin ana ihracat pazarı olan AB’nin -%0.4, Orta Doğu’nun %3, Rusya’nın ise %1.5 büyüme göstereceğini ifade eden Özpamukçu, “İhracattaki yavaşlama (2011 artışı%18.5, 2012 artışı %13/TÜİK verisi) da dikkate alındığında ana kaldıracın güçlü iç ticaret olduğunun kesinlikle dikkatlerden kaçmaması gerektiği inancındayız”dedi.

16 Kasım 2013 Cumartesi

İİTO 7. MECLİS TOPLANTISI-YILMAZ PARLAR


İTO 7. MECLİS TOPLANTISI

İto 7. Meclis Toplantısı 14 Kasım 2013 tarihinde yapıldı.

Toplantıya Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, eski İTO Yönetim Kurulu Başkanı Murat Yalçıntaş ve İTO Meclis üyeleri katıldı. -  

İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı İbrahim Çağlar, şirket kuruluşlarında alınan 130 lira hizmet ücretini kaldırdıklarını açıkladı.

İTO Kasım ayı Meclis Toplantısı'nda konuşan Çağlar, İTO gündemi, faaliyetler, yürütülmekte olan projeler ve yeni düzenlemelere ilişkin değerlendirmeler yaptı.

Şirket kuruluşlarında alınan aidat ücretlerine ilişkin rahatsızlıkları dikkate alarak düzenleme yoluna gittiklerini dile getiren Çağlar, şunları kaydetti:

"Bugün Yönetim Kurulumuzla bir karar aldık; şirket kuruluşlarında alınan hizmet ücretini kaldırıyoruz. Bu işlem için önceden 130 lira alıyorduk artık bunu kaldırıyoruz. Bundan sonra odamıza gelip de şirket kurmak isteyen evraklarını verecek, hiçbir kuruş ödemeden şirketini kuracak. İlk başta buradan başladık. İnşallah bundan sonra hem bütçemize göre hem Odalar Borsalar Birliği Kanunumuza göre hem de diğer odalarımızı da rahatsız etmeyecek şekilde bu tür uygulamalara çalışacağız.





 

Odaların inisiyatifinde olan bu değişiklikle şirket kuruluşlarını hem kolaylaştırmak hem özendirmek hem de ticaretin önündeki engellerin kaldırılmasında İstanbul Ticaret Odası olarak bir katkımız olsun istedik."

İstanbul Shopping Fest

İlki 2011 yılında düzenlenen İstanbul Shopping Fest'in başta gıda, tekstil, inşaat ve turizm olmak üzere ana sektörlerin uluslararası düzeyde tanıtımı için önemli bir platform olduğunu belirten Çağlar, etkinliğin, perakende sektöründen taksi taşımacılığına kadar birçok alanda piyasayı canlandırdığını söyledi.
İstanbul Shopping Fest'in dördüncüsünün gelecek yıl İTO'nun patronajında gerçekleşeceğini açıklayan Çağlar, Shopping Fest'in daha önceden alışveriş merkezleri ve tekstilcilerin organize ettiği bir festival havasında yapıldığını aktararak, "Bunu düzenleyenler bu konudan rahatsızlardı bugüne kadar ve bize fikrimizi

yilmazparlar@yahoo.com

23 Ekim 2013 Çarşamba

301 bin bardak çay, 76 bin adet tost-Yılmaz Parlar

301 bin bardak çay, 76 bin adet tost
Yollara düşen tatilciler
en çok çay ve tost tükettiler

Atatürk, Esenboğa ve Adnan Menderes Havalimanları ile İDO iskeleleri, arabalı vapur ve feribotlarda bulunan BTA noktaları bayram tatili boyunca çok sayıda yolcuyu ağırlayarak önemli satış rakamlarına ulaştı. Yolcular, seyahatleri sırasında toplam 301 bin bardak çay tüketerek içecek tercihlerini çaydan yana kullandıklarını gösterdiler. Yiyecek tüketiminde ise toplam 76 bin 800 adetlik satışla ilk sırayı tost aldı.

BTA’nın verilerine göre, dokuz günlük bayram tatilini fırsat bilerek üç önemli havalimanının yanı sıra İDO iskeleleri ile arabalı vapur ve feribotları yoğun olarak kullanan yolcular içecek tercihlerini çaydan, yiyecek tercihlerini ise tosttan yana kullandılar.

Yolcu miktarında gözlenen büyük artış, BTA noktalarındaki satış rakamlarına da yansıdı. Bayram tatili süresince Atatürk, Esenboğa, Adnan Menderes Havalimanları’nda ve İDO BTA satış noktalarında toplam 301 bin bardak çay tüketildi. Bunu toplam 118 bin 660 adetle meşrubat tüketimi ve 85 bin 900 bardakla kahve tüketimi izledi.

Atatürk Havalimanı’nda 57 bin bardak çay içildi

Yalnızca İDO BTA noktalarında 225 bin bardak çay satılırken Atatürk Havalimanı’nda bu rakam 57 bin 200, Esenboğa Havalimanı’nda 10 bin, Adnan Menderes Havalimanı’nda ise 8 bin 800’ü buldu. Bayram tatili boyunca Atatürk Havalimanı’nda 53 bin 750, İDO’da 52 bin 500, Adnan Menderes Havalimanı’nda 6 bin 640, Esenboğa Havalimanı’nda 5 bin 770 adet meşrubat tüketildi. Aynı süre boyunca İDO’da 40 bin 100, Atatürk Havalimanı’nda 36 bin, Adnan Menderes Havalimanı’nda 5 bin 500, Esenboğa Havalimanı’nda 4 bin 300 bardak kahve içildi.

Yiyecekte ilk tercih tost

BTA satış noktalarında gerçekleşen yiyecek tüketiminde ilk sırayı toplam 76 bin 800 adetlik satış rakamıyla tost aldı. En fazla tost tüketimi 63 bin adetle İDO BTA noktalarında gerçekleşirken bu sırayı 7 bin 300 adetle Atatürk Havalimanı, 3 bin 800 adetle Esenboğa Havalimanı ve 2 bin 700 adetle Adnan Menderes Havalimanı izledi.

Tostun ardından en çok satılan gıda maddesi toplam 52 bin 150 adetle sandviç ve 44 bin 890 adetle simit oldu. Bayram tatili boyunca İDO’da 29 bin 750, Atatürk Havalimanı’nda 19 bin, Adnan Menderes Havalimanı’nda bin 900, Esenboğa Havalimanı’nda bin 500 adet sandviç tüketildi. Aynı süre boyunca Atatürk Havalimanı’nda 37 bin 450, İDO’da 5 bin 500, Adnan Menderes Havalimanı’nda bin 500, Esenboğa Havalimanı’nda 840 adet simit yendi.



BTA hakkında:
TAV Havalimanları’na bağlı olarak Türkiye, Gürcistan, Makedonya ve Tunus’taki dokuz havalimanında ve İstanbul Deniz Otobüsleri’nde uluslararası standartlarda yiyecek içecek hizmeti sunan BTA, Bilintur, Tepe ve Akfen gruplarının ortaklığı ile 1999 yılında kuruldu ve Ocak 2000’de faaliyete geçti. Havalimanlarında ve İstanbul Deniz Otobüsleri’nde 500 aşçısıyla günde ortalama 77 bin yolcuyu ağırlayan BTA, dünya mutfaklarının zengin menü seçeneklerini konuklarına sunuyor. BTA, havalimanlarında 33 bin metrekarelik alanda, 12 bin 500 kişilik oturma kapasitesiyle 24 saat, sayıları 146’ya ulaşan kafe, bar, restoran ve büfelerde hizmet veriyor. BTA, 2011’in ikinci yarısından itibaren ise yılda yaklaşık 50 milyon yolcunun kullandığı İstanbul Deniz Otobüsleri (İDO) iskeleleri, arabalı vapur ve feribotlarında sayıları 74’e ulaşan kafe ve büfelerde hizmet veriyor. BTA ayrıca 2004’ten bu yana İstanbul Atatürk Havalimanı Dış Hatlar Terminali’nde bulunan TAV Airport Hotel’in de işletmesini yürütüyor. BTA tarafından 2006 yılında kurulan unlu mamul fabrikası Cakes&Bakes ise bugün ayda 2,5 milyon adet üretim hacmiyle dünyaca ünlü fast-food ve kahve zincirlerinin unlu mamul ürünlerini tedarik ediyor. ISO 9001:2000 Kalite Yönetim Sistemi  ve sektörde sayılı işletmelerin ulaşabildiği ISO 22000:2005 Gıda Güvenliği Yönetim Sistemi belgeleri ile hizmet kalitesini güvence altına almış olan şirket, yolculukları lezzetle başlatmak ve yolcuların seyahatlerini daha keyifli geçirmelerini sağlamak amacıyla, yatırım ve operasyonlarını sürekli genişletiyor.


yilmazparlar@yahoo.com

12 Ekim 2013 Cumartesi

TANAP PROJESİ-YILMAZ PARLAR

TANAP PROJESİ, TÜRKİYE’YE ENERJİDE EŞİK ATLATACAK
Hazar Bölgesi ile ilgili özgün araştırmalar üreten ve bölgenin dünyada önemli bir merkeze dönüşme sürecinde aktif bir rol alan Hazar Strateji Enstitüsü (HASEN), basın mensuplarıyla bir araya geldi.

İstanbul Hilton Otel’de düzenlenen kahvaltılı basın toplantısının konusu Güney Gaz Koridoru’ydu. Toplantıda enerji tarihinde bir devrim olarak nitelendirilen Trans Anadolu Doğal Gaz Boru Hattı Projesi ile Şah Deniz gazını Türkiye-Yunanistan sınırından alarak Avrupa’ya ulaştıracak bir kanal niteliğindeki Trans Adriyatik Boru Hattı Projesi (TAP) masaya yatırıldı. HASEN Bilim ve Uzmanlar Kurulu Başkanı Bülent Aras, HASEN Bilim ve HASEN Enerji ve Ekonomi Merkezi uzmanı ve Efgan Niftiyev, HASEN Akademik İşler Koordinatörü Emin Akhundzada, HASEN Ekonomi ve Kalkınma Araştırmaları Merkezi Uzmanı Doç. Dr. Fatih Macit, HASEN Dış Politika ve Güvenlik Araştırmaları Merkezi Doç. Dr. Fatih Özbay gazetecilerin TAP ve TANAP projesi, Güney Gaz Koridoru ve Türkiye’nin enerji politikalarına dair sorularını yanıtladı.

HASEN’in misyon ve vizyonunu anlatan HASEN Bilim ve Uzmanlar Kurulu Başkanı Bülent Aras, “Enerji alanı içerisinde Güney Gaz Koridoru önemli bir yer tutuyor. HASEN Türkiye merkezli bir araştırma kurumu. Enerji yanında ulaşım bizim için önemli bir çalışma alanı. Bir anlamda Hazar’ı yeniden tanımlamaya çalışıyoruz. Hazar’ı bir barış, huzur, kalkınma ve zenginleşme alanı olarak görüyoruz. Türkiye’nin geldiği noktadan öteye geçebilmesi için çalışıyoruz. Türk dış politikasının merkezinde Türkiye’nin bir “enerji hub”ı olması hedefi var. Neden Türkiye güvenilir bir şekilde Avrupa geçişini sağlamasın? Enerji projelerinin Türkiye’ye faydası çok yönlü. Bu projeler Türkiye’nin ekonomik ve siyasi önemini artıran projeler. Aynı zamanda alternatif politikalar üretmeye çalışıyoruz. Kaynaklara biraz daha dikkat çekmek istiyoruz. Ekonomik fayda ve bölgesel istikrar oluşturmayı amaçlıyoruz. Bütün bölgenin kazanacağı bir sistematik üzerinde kafa yoruyoruz.” dedi.
TAP ve TANAP projelerini önemine değinen Aras, “Şu anda projelerin finans modelleri üzerinde çalışılıyor. TANAP’ın 10 milyar dolarlık bir maliyeti söz konusu. Güney Gaz Koridoru’nun maliyeti toplamda 50 milyar dolar civarında. TANAP projesinde Türkiye’nin projedeki ortaklığı yüzde 20, Azerbaycan’ın ise yüzde 80 oranında... Ayrıca geçtiği ülkelerde muazzam istiham oluşturacak bir proje. Doğrudan inşaat sektörüne de katkısı var. Hepsinden önemlisi Avrupa’ya gidecek yeni bir enerji hattının Türkiye üzerinden geçmesi. Bölgede yeni enerji aktörleri ortaya çıkıyor.” şeklinde konuştu. Türkiye’nin bu projeden zarar edip etmeyeceği sorusuna ise Aras, “Şu anda TANAP’ın finans modeli üzerinde çalışılıyor. Enerji ve Tabii Kaynaklar bakanı Taner Yıldız’ın öngörüsüne göre proje gerçekleştirdiğinde ülkemizin yıllık geliri 4 milyar dolar civarında olacak, bu da Türkiye’nin bu konuda sıkı pazarlık edeceğini gösteriyor. TANAP’la Türkiye alternatif bir enerji kaynağına sahip olacak, bu da ileriki aşamada doğal gaz fiyatlarını aşağı yönde etkileyecek.” yanıtını verdi.
Rusya’nın Gürcistan’la ilgili ilişkisini değerlendirmelerde bulunan Başkan Aras, “Rusya güvenilir bir enerji sağlayıcı. Bölgesel projeleri de dikkatle izleyen bir ülke. TANAP, Rusya’ya karşı yapılan alternatif bir proje değil, sadece Hazar Bölgesi’nin kendi gazını Batı pazarına çıkarmak için yapılan bir yatırımdır. Gürcistan’la ilişkileri pozitif yönde değiştirecek her türlü katkı bu projelerin değerini artıracak. Türkiye’nin yapacağı katkı sınırlı. Olaylar Rusya ile Gürcistan arasında. Türkiye’nin yapacağı şey Rusya ve Gürcistan’ın ilişkilerine pozitif katkı sağlaması. “ dedi.

HASEN Dış Politika ve Güvenlik Araştırmaları Merkezi Uzmanı Doç. Dr. Fatih Özbay ise Rusya’nın enerji piyasasının çok hareketli olduğunu, Türkiye’nin kışın enerji ihtiyacının arttığı dönemde bundan sonra Azerbaycan’a başvurulacağı yönünde Rusya’dan gelen açıklamanın ise iyi işaret olduğunu söyledi.
TANAP’ın amacını anlatan HASEN Bilim ve Uzmanlar Kurulu Koordinatörü Efgan Niftiyev, “Daha önce Nabucco West ve Trans Adriyatik Boru Hattı projeleri adaydılar. Fakat Haziran ayı itibariyle bu gazı taşımak için seçildi. TANAP projesi için birçok şey şekillenmiş durumda. Statoil ile BP de buna katılacak. Prensipte böyle bir şeye anlaşılmış durumda. Bu projenin geçtiği bölgede tahmini olarak 30 bine yakın yeni işyeri ortaya çıkacak. Türkiye’nin önemli bir enerji geçiş noktası olması için bir altyapıya ihtiyacı olacak. Kuzey Irak’taki gaz kaynaklarının da buraya dahil olma ihtimali var. Bu noktada atılması gereken adım atılmış oldu.” dedi.
Toplantıda Türkiye’nin doğal gaz alanında bir enerji koridoru olma konusu da derinlemesine tartışıldı. HASEN Akademik İşler Koordinatörü Emin Akhundzada, “1994 senesine asrın anlaşmasına dönersek 13 petrol şirketi birlikte bir anlaşma yaptı. Bunun akabinde çıkarılan petrollerin Avrupa’ya taşınması söz konusuydu. 1998’de yapılan Bakü-Tiflis-Ceylan Petrol Boru Hattı ile temelleri atıldı. Güney enerji koridorunun birinci fazı bu hattı oluşturmaktı ve her türlü zorluklara rağmen bu başarıldı. O zamanlar fizibilite tartışmaları vardı. Bu Türkiye’nin elini büyük ölçüde güçlendirmiş oldu. Çünkü Türkiye petrolün yansıra doğal gaz nakli konusunda da bölgenin ‘hub’ olmak istiyor. Bu noktada BTC botu hattı Türkiye için önemli bir referans kaynağı olmakta.” şeklinde konuştu.
Ayrıca şu bilgileri hatırlattılar. Güney Gaz Koridoru, Türkiye’yi Bölgenin Önemli Bir Enerji Oyuncusu Yapacak

Doğu ile Batı arasında köprü konumunda olan Türkiye’nin bu özelliği enerji sektörü için de geçerli. Şöyle ki, dünyanın en zengin enerji kaynakları ülkemizin doğusu olan Orta Doğu ve Hazar bölgesinde çıkarılırken, bunu en çok tüketen ülkeler de Türkiye’nin batısında bulunuyor. Türkiye bu avantajını etkin kullanarak bölgenin en önemli oyuncularından birisi haline gelebilir. Türkiye bu yönde çok önemli projelere imza attı ve yeni projeleri gerçekleştirme yolunda ciddi adımlar atmaya devam ediyor. Bu noktada Güney Gaz Koridoru’nun (GGK) önemine dikkat etmek gerekir. GGK, Hazar bölgesi doğal gazının Avrupa’ya ulaştırılma projesidir. Güney Gaz Koridoru vasıtası ile Hazar doğal gazının yanı sıra, Irak ve İsrail doğal gazı da Türkiye üzerinden Avrupa’ya ulaştırılabilecek. Proje gerçekleştiğinde, Türkiye kendisinin enerjiye olan bağımlılığını önemli oranda azaltmış olacak. Aynı zamanda Hazar ve Orta Doğu doğal gazının Avrupa’ya nakli ve Avrupa enerji arz güvenliği noktasında çok kilit bir rol üstlenecek ve bölgesel barışa ve entegrasyona katkıda bulunacak.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın öngörüsüne göre GGK’nın gerçekleşmesi durumunda Türkiye’nin yıllık geliri 4 milyar dolar olacak. Keza Dış İşleri Bakanı Sayın Ahmet Davutoğlu 25 Eylül’de New York’un Waldorf Astoria Oteli’nde Hazar Strateji Enstitüsü tarafından gerçekleştirilen Hazar Forumu'ndaki konuşmasında Güney Gaz Koridorunun Türkiye için önemine atıfta bulunarak, bu koridorun sadece bir doğal gaz koridoru değil, aynı zamanda bir barış koridoru olduğuna vurgu yapmıştır.

Türkiye ve Azerbaycan’ın önderlik ettiği TANAP Projesi, dünya enerji piyasalarında ses getirecek dev bir projedir. TANAP, Avrupa’nın ve Türkiye’nin doğalgaz ihtiyacını karşılamayı bunun yanı sıra bölgede gaz çeşitliliğinin sağlanmasını hedefleyen bir projedir. Türkiye ve Azerbaycan, enerji alanında Bakü-Tiflis-Ceyhan Petrol Boru Hattı ve Bakü-Tiflis-Erzurum Doğal Gaz Boru Hattı Projeleri ile ivme kazanan stratejik işbirliğini, 2008 yılında PETKİM’in SOCAR tarafından satın alınmasıyla derinleştirmiştir. GGK’nun en önemli ayağı ise TANAP Projesidir. 26 Haziran 2012’de de Hükümetler arası imzaların atıldığı TANAP (SOCAR, BOTAŞ ve TPAO ortaklığı), Türkiye ve Avrupa’nın doğal gaz arzına, Azerbaycan

Şah Deniz-2 sahası ve ilave kaynaklardan doğal gaz tedarikiyle büyük katkı sağlayacaktır. Çıkış noktası Azerbaycan, Türkiye sınırı girişi Artvin Türkgöz'ü olan 56 inçlik hattın, Avrupa’ya çıkış noktası Yunanistan, Türkiye içi çıkış noktaları ise Eskişehir ve Trakya bölgesi olacaktır.

TANAP Projesi için öngörülen 4 aşamanın ilki 2018’de ilk gaz akışıyla gerçekleşecek. 2020’de yıllık 16 milyar metre küp olacak kapasitenin, 2023’te 23 milyar metre küp, 2026’da ise 31 milyar metre küp seviyesine kadar ulaşması hedeflenmektedir.

Güney Gaz Koridoru’ndan ilk aşamada Azerbaycan doğal gazı akacak. Bu ülkenin sadece Şah Deniz Sahası’nın toplam rezervi yaklaşık 1,2 trilyon metreküp ve hali hazırda 10 milyar metreküpe yakın üretim gerçekleştirmektedir. Bunun 6,8 milyar metreküpü Türkiye’ye pazarına ulaşıyor. İkinci aşamada 17,6 milyar metreküp üretim gerçekleştirilmesi planlanmaktadır. Bu hacmin 6 milyar metreküpü Türkiye’ye, 10 milyar metreküpünün ise TAP ile Güneydoğu Avrupa’ya ulaştırılması planlanıyor. Gazın hangi projeyle Avrupa piyasasına ulaştıracağı konusunda Şah Deniz Konsorsiyumu’nun geçtiğimiz Haziran ayında aldığı TAP kararı, GGK’nın proje aşamasından fiziki olarak gerçekleşme aşamasına geçme yolunda atılan en önemli adımlardan birisidir. Azerbaycan gazını Avrupa’ya ulaştıracak olan TANAP ve TAP projeleri ile Azerbaycan gazı Gürcistan üzerinden Türkiye'ye, buradan da Yunanistan sınırından alınacak, Arnavutluk ve Adriyatik Denizi’nden geçerek İtalya’ya ulaştırılacaktır. BP, SOCAR, Statoil, Fluxys, Total, AXPO ve E.ON gibi uluslararası ortakların gerçekleştirdiği TAP’ın mevcut kapasitesi yılda 10 milyar metreküp. İlerleyen yıllarda hattın kapasitesinin yıllık 20 milyar metreküpe çıkarılması planlanmaktadır. İlk etapta Azerbaycan gazı ile hayata geçen GGK, Avrupa’nın gelecekteki gaz ithalat potansiyeli ve gaz kaynaklarını çeşitlendirme ihtiyacı göz önüne alındığında yeni tedarikçilere ihtiyaç duyacaktır. Kuzey Irak ve Doğu Akdeniz’deki doğalgaz rezervleri söz konusu projenin kapasite artışı için en güçlü olası yeni tedarik kaynakları olarak öne çıkıyor. Doğu Akdeniz’deki rezervler de Güney Gaz Koridoru için önemli bir kaynak olabilir. Bu rezervlerin yeni bir boru hattı projesi ile TANAP’a eklenmesi, GGK'nı bir daha Avrupa için önemli bir gaz tedarik kaynağı haline getirecektir.
yilmazparlar@yahoo.com